Kafanızı Karıştırın
27 Ağustos 2014, 05.15 A- A+Bir müddet aradan sonra yeniden merhaba. Sizin gibi çok değerli okuyuculardan ayrı düştüğüm günden beri, içimi kemiren bir kurt dile gelip’’Neden hala yazmıyorsun?’’diye sorup durdu.
Kurda verdiğim cevap, kafam karışık, yazamam bu karışık kafayla dedim. Kurdun beni anladığını pek düşünmüyorum. Ama okuyucularımın beni çok iyi anlayacağını umuyorum. Çünkü, onlarında kafası çok karışık.
Bu bir ön kabul gibi gelebilir, ama öyle olmadığını, keşke size gösteremeseydim. Sizin kafanızın karışıklığının ne kadar önemli bir şey olduğunu fark ettiğiniz anda, bazılarınız kafasının karışmasını daha çok isterken, bazılarınızda, neden kafam karışsın ki, bana ne faydası var, çok saçma bir şey bu, diye diye kafası karışacak. Sonunda oda ilk kafası karışanların kafasının karışmasına artık şaşmazcasına katılacak.
Ama kafası daha da karışacak. Tıpkı şu an karışmak üzere olan benim yazım gibi. Çünkü benimde kafam karışık. Karışık olmayan bir kafayla bu kadar karışık şeyi yazamazdım. İnsan istese bu kadar karıştıramazdı. Demek ki bu kafamın karışıklığından ileri geliyor.
Karışıklık konusunda, bir tutarlılık sergilediğimi iddia edebilirim. Ama bunu kafası benim gibi karışmış birilerinin desteklemesini umarım, kafası karışmadığı halde, karışmış gibi yapanların desteğini beklemem.
Şimdi okuyan arkadaş şu soruyu kendisine sormadan önce, saçma ve anlamsız bulduğu yazının buraya kadar olan kısmı için ne düşünüyor diye sorsam. Çok karışık diyecek. Karışığı utandıracak bir karışıklıkta karışık. Hiçbir şey anlamadım diyecek.
O zaman yazı hedefine ulaşmıştır. Kendi sahasında yazılmış tek yazı anlaşılmasın karışık olsun diye sanırım bu yazıdır. Kafası karışık olanların aklına gelse de, kafasının karışıklığını yazmadıkları bu yazı günümüze kadar tehir edilmek zorunda kalmıştır.
Belki insanlık tarihi için bu bir ilk. Yada şimdiye kadar kafası karışık olanların okuduğu bu karışık yazı çok az sayı da kafası karışık kişi tarafından okundu. Okuyucuların hangisi kafasının karışıklığını bu karışık yazının anlattığını söyleye bilir.
Galiba sizin kafanız cidden karıştı. Ben bu kadar karıştırmak istememiştim. Benim ki de yazdıkça karışıyor. İşin içinden çıkılmaz bir hal almaya doğru gidiyor durum. Ama hedef de buydu sanırım, anlaşılmamak. Zaten anladığımızı iddia ettiğimiz şeylere karşı, anlaşılmaz tutum sergilediğimizin arka planında ki neden, aslında kafa karışıklığımız.
Kafamız karışık olmasa anlarız. Anlayamayışımızın nedeni işte o virüs gibi kafamızda takılan şeylerdir.
Duru ve saydam bakamayışımız, düşünemeyişimiz, kafamızda bir çek karışıklığın, düşündüğümüz şeyin üzerinde etkin , ve zorlayıcı olmasıdır.
Kafanız bunca karışıklıktan sonra ne kadar düzelir bilmiyorum ama bu karışık kafayla, sadece benim yazımı okuyun. Aksi halde, karışık kafayla karışık olmayan şeyleri okuyup, dinleyip onları da karıştırırsınız. İşte o zaman işittiniz, gördüğünüz her şey size karışık gelmekten çıkıp , sanki onlar karışık gelişlerini size doğal karşılar olursunuz.
Anlayacağınız şu ki, böyle saçma yazıları okuyup kafanızı karıştırmayın))
Yorumlarınız lütfen karışık olsun.
YORUMLAR
Saygılar ..
Erich Fromm un Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum isimli kitabından bir alıntı okudunuz. Alıntıya göre günümüz insanınin "düşünce yanilsamasi " tarif ediliyor. "Büyük abilerle" tartışmaya basladigimda alintidaki bu dusuncenin de aslinda herhangi bir etkilesimden olusma oldugunu iddia ettim. Iddiama göre her düşünce bir baska düşüncenin yan ürünü idi. Dolayisiyla, sıkı sıkıya baglandiklari ideolojileri de bir "yanilsama" olabilirdi. Bu yazi üzerine çok şey konusulabilir, müsaittir her konuya ve bu yüzden sadede geleceğim. Kafa karisikligi demissiniz... "insan" in kafası yeteri kadar karışık farkında olsa da olmasa da. Yan urun düşüncelerle ancak "daha" fazla karışıklık olabilir. Yaziniza gelince; karisik bir yazı okumadim ben kusura bakmayin, içi de kendi gibi bos bir yazi okudum ve bu yazı bende bir karışıklık oluşturmadi. Ancak bir anti tez okutursaniz kafam belki "daha" karisabilir. Eger öneri isterseniz aynstayndan başlayabilirsiniz. "Hayır; zaman, göreceli değildir" diyebilir ve iddianizi orneklemelerle saglama almis olursunuz. Bem de sizi tebrik ederim kafami "daha"da karistirdiginizi anlatırım.
Hepimizin kafası ideolijilerle, dinlerle, partilerle, sunlarla bunlarla yeterince karışık. ..
eger yorumumdan dolayi kafaniz karistiysa bunu genis bir zamanda daha açık şekilde anlatabilirim. Şimdilik bu kadar.
Horlayan balık:
Zamanı boşuna harcamışsın. Senin adına üzüldüm. Bu senin suçun. Beni suçlamaya hakkın yok. Suçuna beni ortak etme. Çünkü sen zamanının boşa harcayan birisin. Ben zamanı boşa harcamayı sevmiyorum.
geçmiş olsun sana...
özdür:
Alıntıyla değil keşke kendin cevap yazsaydın Alıntın kafamı karıştırdı. Hiç bir şey anlamadım. Sanki sağır olmuşum sen karşımda yüksek sesle bağıran bir adam gibiydin seni okurken. Kafamı karıştırdın.
Düzgün yazmadığın yorum için özür diliyorsun. Ayaklarının üzerine dik dur. Geri adım atma eleştirdinse eleştirdin. Kim ne diyecek sana. Eleştirirken özür dileme. Acımasız ol eleştirinde, ama yıkıcı olma yapıcı ol.
Grabe: Sanada yazıklar olsun. Birine katılmana gerek yoktu. Direk daha şiddetli eleştirebilridin. O kadar kabiliyetli olaibleceğini düşünüyorum. Bir daha böyle bir boşluğa düşme...
Sevgili ISaydam ;
Akşam beyin sote ısmarlamıştım garsona (beyin sorunu var da biraz bende de) , bu yazınızı okuyunca vazgeçip “ortaya karışık” söyledim adisyon adresinize postalandı!
Güzelce bilgiç-bilgiç bir dolu yorum yazmıştım size ama heyhat elektrikler gitmesin mi?! Benim çakar almaz elektrikle çalışıyor pili bozuk ayıptır söyle(n)mesi (!) Gitti diye elektrikler “karışmadık” daha bir keyiflendik bilesiniz mum ışığında!
Karışık olmayı sevmedim asla, barışık olmak çok daha iyi zannımca bir çeşit Polyanna’cılık varsaysalar da halimi, razıyım karışmamak adına! Öyle ki; çayı bile şekersiz içerim 30 yıldır karıştırmak olgusundan uzak kalmak için, kahve de okey, ihale, sineğe devam v.b. oyunları asla oynamam taşı – iskambili karıştırmak nefretimden dolayı! Bu nedenle Gamyun’dayım zaten hani karıştırmak yok ya oyunlarda(!)
Gittiğim yerleri karıştırmayayım diye ekmek ufağı taşırım cebimde serpe - serpe giderim ! Dönüşte sora – sora bulsam da yolu ! Karıştırmam !.. (Şaşırırım!) (Olsun serçelere yarar!)
Tek güzel bir laf etmişsiniz yazınızda o da 11 inci parağrafa denk gelmiş, 12 parağraftan oluşan yazınız karıştırmasa da yordu bizi, Allah aşkına konu mu bulamadınız yazacak sorun bana vereyim tüyolar size ! Yine de okuduk ne yapalım, ha bu arada fikir hoşuma gitti hani 11 inci parağrafta ters köşe yapmışsınız ya, ben de böyle bir şey yapmalıyım okutup İnsanlara sonunda vah tüh yazıp kıl olmalarını sağlamalıyım !
Geçenlerde bir arkadaş da “konusuzluğu” konu ederek en güzel konulardan biri ile yazmıştı blogunu ve konusuz olduğunu beyan etmişti biteviye, halbuki konusuzluk konusuydu o yazının konusu vardı yani, sizinkinin karışıklık olduğu gibi ! Şimdi size yüklenecekler böyle yazı mı olur diye, “olurmuş demek ki diyeceksiniz” ben de diyorum ! Okudum – paylaştım; bir şeyler buldum ki yorumladım, sabah saaterinin mahmurluğunda, sularken domateslerimi sanmayın yorulmadım (!) (2 oyun ihale atardım yahu bunu yazacağıma karıştım mı pardon şaşırdım mı ne (!) (?)
Ötekiberberdebeeyberberberbenseninlebirberberdükkanıfalanaçamamdemiş.
İşte yazınızdan benim anladığım bunun gibi bir şey.
Net anladığımsa yorum kısmında; anlamadığını ya da anlamsız bulduğunu ifade edenlere neredeyse kırbaçla girişecek halde olduğunuz. Yok "Bu senin suçun", yok "Yazıklar olsun!", yok "Ayaklarının üzerinde dik dur!" falan, n'oluyor arkadaşım cenk meydanında düşmanla mı karşılaştınız?!
Oysa ki,
".....Hiçbir şey anlamadım diyecek.
O zaman yazı hedefine ulaşmıştır. Kendi sahasında yazılmış tek yazı anlaşılmasın karışık olsun diye sanırım bu yazıdır." cümleleri de size ait.
Eee? Yazının amacına ulaşmasını sağlayacak şekilde size yardımcı olanlara bu ne şiddet, ne celal!?
Bir de şöyle cümleleriniz var ki, övündünüz mü, dövündünüz mü anlayamadım:
" Kendi sahasında yazılmış tek yazı anlaşılmasın karışık olsun diye sanırım bu yazıdır."
-Daha daha iddialısı:- "Belki insanlık tarihi için bu bir ilk."
Vallahi haklısınız burada, zira daha önce hiç bir yerde böyle "bir şey" okumadım kendi adıma ama insanlık tarihinin ne menem bir ilki olduğu tartışılabilir, belki...:)
Yazının başlığı da ilginç; "Kafanızı karıştırın" Niye arkadaş? Zorunuz ne kafalarımızla?:) "Düşünün" deseniz amenna, başım üzerine, "Sorgulayın" deseniz yürekten katılırım ama her yandan baskı yiye yiye çorba olmuş zavallı kafalarımızdan daha ne istersiniz?
"Direk daha şiddetli eleştirebilridin." demişsiniz ya yorumda; nasıl bir şiddet bu? "Arkadaş, senin kafa karışık değil, hafiften kaymış." falan gibi bir şey mi acaba? Ama o da pek ayıp olurdu bence.
Okuduk artık, n'apalım? Sizin de canınız sağ olsun.:)
Sevgili os man i : Cidden beyin srununuz olduğuna çok üzüldüm. İsmarladığınız beyin soteler baksanıza size hiç faydası dokunmamış((( üzüldüm....
Bence ortaya karışık söylemeyin, beyin sotelerinizi ismarlamaya devam etmelisiniz. Hem ne çabu yılıyorsunuz böyle. Sizin beyin le ilgili malum aldığınız gidalar sizde ciddi sorunlar oluşturuyor.
Yazımız oscar edebiyat ödülüne adaydır artık bence. Çünkü sizde bunufarkettirmiş.
Sevgili os mani, benim konum çoktur, çok hemde. Ancak okuyucularım bunu kaldıramaz. Çünkü ben gerçekleri hayale dönüştürecek kadar hayallerini gerçeğin üzerine örterim. Sağolsun hocam bunu bana öğretti.
Sen bu yazıdan, aynaya bakarak çok şeyler görebilirsin osmanı. Mesela hayatın. Dön bak. Bir dağınıklık içinde. Düzen yok intizam yok. Var mısın yok musun. Ne haldesin sen bile bilmiyorsun.
Sanki sokak berdüşleri gibi ,bir ordasın dağınık bir burda evin içinde. Senin hayatından karışık mı benim yazdığım os ma ni)))
Değil, elbette dğeil. Bir çok okuyucunun olduğu gibi değil. Ben söze gelinlik giydirerek bekar kız diye pazarlamasını bilirim. Bunu yapmıyorum. Gerekte görmüyorum.
Ama gerek gördüğüm şeydi kafa karışıklığı.
Hayır, asla benim yazım karışık değil, sizlerin kafaları ve hayatları karışık. Darma dağan . Hazan mevsiminde esen ruzgara tutulmuş savrulup giden yapraklar gibi hayatlarınız)))
Gelelim Sayın izmirli bornova ya...
Eee bornava, hiç mi beğenmedin yazıyı söyle bakalım)))
Ahh ah şimdi sende beni zamanın hırsızı olarak görüyorsun. Öyle mi?
peki, bide söyle düşün, içinde saklanmış anlamları hissettin. Herkesin hissetitğinden eminimi. Karıştırılmış bir ip yumağının içinde özel atılmış bir düğüm var.
Siz hazırcılığa alışmışsınız. Az zihninizi patlatacaksınız. Kafanızı karıştırın ki yeni bişeylerin filizlenmesine firsat vermiş olursunuz. Neyi anlatmak istediğimi yazzaydım bir cümle bana yeterdi.
O zmaan sana sooruyorum ey aklının yetmediği yere anlamsız diyen , ama anlamsız yazıyı okuyup ayrıca değerlimi değersimi belli olmayan yorumunu yazan bornava...
niçin bu kadar hazırcısın. Sen git gogleye einştain yaz sana bunu mu arıyorsun diye sorsun.
Sen ne arıyordun bu yazıyı okurken. Ne bekliyordun.
Ben söylim
Yorum yapanalrın bekelntilerinin üstünde şey gizli karışıklığnı içinde.
Benimi suçlucaksın beceriksizliğinle bornava))
yıkıl karşımdan bir daha gel))
Ama işin şu yonu var. Acele etme bir metni okurken. Hele uslupsal farklılığı gördüğünde , hiç acele etme.
Kendi zihinsel kalıplarını bana giydirmeye çalışma, ben büyüyeli çok oldum, o kalıplar çocukluğumda kaldı...
hadi bornava göreyim seni başaracağından eminim)))
Sevgili ISaydam; Bazı hakaret vari hicivler taşısa da yorumunuzda (fazla) düzeysizlik yapmadığınız için teşekkür ederim, sizi anlıyorum bir yazı yazayım gelen yorumlarla kafa bulayım diye düşündünüz, inanın benim açımdan hiç bir beis yok, yalnız şu küçük dağları ben yarattım büyükler zaten vardı” menşeli kendinizi beğenmişliğiniz biraz sert kaçıyor! Olsun tartışma adına ona da peki, ama şimdi ben emek verip size insan gibi bir yorum yapacağım sizin yüzünüzden; yayımlanmayacak ! Oysa ki bir – iki oyun oynayabilirdim sizin dalganıza deniz olacağıma !
Beyin sorunu olabilir ama sizi enterese etmez bey kendi halleder siz – size yollanan adisyonla uğraşın ! Ortaya karışıklar da karışıp yittik hep beraber baksanıza (!) Siz kendi beyninizi sotelemişsiniz meze diye sunmuşsunuz bizlere, a be Kardeşim biz yamyammıyız insan beyniyle işimiz ne?!
Os-car ödülüne aday olmanızdan keyif duyarım, bir merhaba demiştik derim en azından o malum şahısla yazışmıştık derim! Lakin siz bırakın Os-car’ı Os-man ödülüne bile layık olamazsınız bu kibirli halinizle!
“Konununuzun” çok olduğunu söylüyorsunuz ve “hayallerinizle gerçeğin üzerini örttüğünüzden” bahsediyorsunuz, öyle örtmüşsünüz ki hayallerinizle gerçekleri örtünün altında boğulmuş ve siz hayallerinizle yapayalnız kalmışsınız ! Mitil atmışsınız tahammülü bol insanların arasına şımarmışsınız ! Şunu da bilin ki siz değil feriştahınız bile örtemez gerçeklerin üzerini, siz sadece gerçekleri öteliyorsunuz kendinizden, bu eyyamla çok kısaltmalar olur ömrünüzden (!)… Ve de hiçbir eğitimci gerçekleri şöyle örtersin evladım demez size tecrübemle ve öğretmenlik ilkeleriyle sabittir bilesiniz ! Şu gırgır geçme fikrini aklınızdan silesiniz (!)
Hayatım niçin dağınık olsun aslanlar gibi öğretmenlik yaptım emekli oldum bir mağaza açtım düzen – intizam bünyemde aruz benim, sizin falınızdan sapan – saçma çıktı, tahliliniz boş, evimi karıştırdığım gibi düzeltebilir/düzeltirebilirim, bardakları yıkayabilir/yıkatabilirim size önce kapınızın önünü süpürün derim keyiflice !
“Ben söze gelinlik giydirerek bekar kız diye pazarlamasını bilirim.” Demişsiniz! Keşke bunu yapsaydınız daha okunaklı olurdunuz, sizin yazınızı destekleyenlerden biriydim tekrar okursanız yorumumu paylaşım /paylaşımdır demiştim; paylaşırım ! Ben de sanırdım ki kendimi herkesle anlaşırım ! Ben gelinliği bardağa giydirir suyu - suya katarak yaparım bunu bembeyaz ve herkesle uzlaşırım!
Çok sevdiğim bir laf vardır ve senin üzerinde biçilmiş kaftan gibi duracagına inandığım.
Ben senin için inandım, sende benim için inan bu cümleye olurmu
Beyin ne kadar AZ çalışıyorsa, Çene o kadar ÇOK çalışırmış ..
Buda senin potansiyelin olsa gerek. Senin uslubunla sana cevap vermek bana yakışmazdı o yüzden bu cümle senin ömrüne bir ömür yeter eminim ..
Saygılar ..
Arkadaşlar, hepinize teşekkür ediyorum. Çok makul eleştiriler yapmışsınız. Eleştirilerin güzelliği, sadece eleştirilen için dğeil, eleştiren içinde önemli.
Size çok şey katacağından emin olmuştum bu saçma yazıyı yazarken. Kaygı duymadan saçmaladığımız zamanlar vardır, bloğ da bazen böyle kaygusuzca davranmak, eleştirilerin hedefi olmak bir yönü ile güzel.
Eleştirel gücünüzün ne denli tutarlı ve yapıcı olduğunu hiç kendinize sordunuz mu bilmiyorum. Yazımdaki bazı tekrarların, bir anlamı kaçırışı belki sizin canınızı sıkmıştır.
Bu yazıda eleştirisini başımın üstünde tutacağım kişi teşkkürden öte, iki kez yazıyı okuyandır.
Yazıyı ikikez okuyanınız oldu mu, merak ediyorum.
Şimdi bunca eleştirilerini yapan arkadaşlar, dönüp bu yazıyı bir daha okusalar aynı eleştiriyi yapamyacakalrını düşünüyorum.
Yazının kavramsal kaosa dönüşmesi, belki içindeki bir hakikatın görülmesine ikinci kez okunuşunda olacaktır.
Yazdıklarımı iş olsun diye yazmadım, ama eleştiri gücünüz artsın. Saçma bir şeyle karşılaştığınızda, saçma eleştiriler yapmayın.
İçinizde bir iki arkadaşı tenzih ediyorum...
geçmiş olsun))
Tekel bayi
Ben kimseye hakaret etmedim, eleştirilerin olabileceğini olması gerketiğini kabul etmekle beraber, bende eleştirilere eleştiri getirebilirim. Yazdıkalrıma bakıyorum hakaret yok. Yazılana emsalince uslup farklılığı ile bir cevap var.
Eleştirilerde eleştirilebilmeli desem çok hata yapmış olmam. Eleştirel yakalşım nasıl olmalı
eleştiri nedir, bunu gündem yapmalı sanırım. Szide eleştiriyorum. Küfür olmadığı hakaret olmadığı halde, yorumuzula haakret küfür varmış gibi bir şey söyluyorsunuz.
Kusura bakmayın, ben küfretmem hakaret etmem de, ama acımasız eleştiririm.
Acımasız eleştiriye açığım ama iftiraya değil...
Yazınızı okumaya başladığımda gayet sağlıklıydım, hiçbir kafa karışıklığım yoktu...okudukça kafam karman çorban oldu.Belkide yazınızın birinci amacı buydu okuyucunun kafasını karıştırmak. İkinci amaç ise yaptığınız yorumlarla gamyun bloğunu karıştırmaktı :) Bence ikisindede gayet başarılı oldunuz.Yazınız bilmem ne edebiyet ödülüne layık görülürmü bilmem ama benim kanaatim İ. tatlısesin tabi tabi şarkısına rakip olucak düzeyde. Yazınızda tam 47 defa kafa karışıklığı, karışık kafalar ,karışmalı kafalar , makina kafalar vesaire vesaire dimbire : )) O kadar çok kafa karışıklığı yazmışsınızki kafa karışıklığı olmama gibi bi ihtimal yok! Ya, bende çok kafa karışıklığı yazdım, hipnoz olmuş gibiyim dışarı çıkıp önüme gelene kafanız karışıkmı hı hı hı diyesim var !!.....
Umarım ve dilerim ki bundan sonra kafanız karışmaz ve önceki yazılarınız gibi güzel bloglar gönderirsiniz.