NİYAZİ ABİ
31 Ağustos 2014, 14.14 A- A+İki binden fazla çalışanının yaş ortalaması kırkın üzerinde
olan işletmeye çok sayıda işçi alınmıştı o yıl. Ve işe alınanların çok büyük
bir bölümü endüstri meslek lisesi mezunu genç arkadaşlardı. Şehrimiz de küçük
olduğu için genellikle bir birimizi tanırdık. Çoğu ile okuldan arkadaştık
zaten..
İşe yeni alınan bizim jenerasyonun yaş ortalaması nerden baksanız 22-23 tü. Çoğumuz
yeni askerden gelmiştik.
Bir müddet kan uyuşmazlığı sorunu yaşadıktan sonra işletmedeki eski işçilerle
kısa sürede kaynaşmış çok güzel bir sentez oluşturmuştuk. Eski işçilerin çok
büyük bir bölümü ilk okulu bitirdikten sonra işletmeye çırak olarak girmiş ve
orada kalmışlardı…
Mizahın ucundan kenarından tutan birisi olarak, işletmede çok ilginç tipler
olduğunu yavaş yavaş tespit etmeye başlamıştım bir müddet sonra..
Mesela kaynakçı Hakkı abi ile postabaşı Ramazan abi ilk dikkatimi çeken
insanlar olmuştu. İkisi can ciğer kankiydi zaten. Çay saatlerinde verilen
molalarda birlikte çıkacakları tatilin planlarını yapıyorlardı o günlerde.
Ramazan abinin jawa motosikleti ile Bursa, İstanbul hattında geziye
gideceklerdi. Motor Ramazan abinindi ama kullanmasını bilmediği için
motosikletin kaptanlığını Hakkı abi yapacaktı.
Sonradan anlattıklarına göre gezinin başladığı ilk saatlerde Bozüyük
yakınlarda yol trafiğe kapalıdır. Tüm
araçlar kilometrelerce kuyruk oluşturmuş yolun açılmasını beklemektedir. Ama bizim
iki kafadar motosiklet kullanıyor olmanın avantajı ile kapalı yolda devam
ederler. Ama bilmezler ki büyük çapta dinamit patlatılacaktır o yüzden yol
kapalıdır. Bir müddet sonra dinamitin patlaması ile yağmur gibi yağan taşlardan
kaçarken motosiklet devrilir, ve arkada oturmakta olan ramazan abi bir elbise
askısı gibi trafik levhasına asılı kalır. Hakkı abi Ramazan abinin haline
gülünce kavga ederler. Küserler, ama tatilide yarım bırakmazlar. Hiç konuşmadan,
hatta yemeklerini bile ayrı ayrı yiyerek dört gün gezip geri dönerler.. Aklıma
geldikçe gülerim bu hikayeye ben…
İşletmede ikinci keşfettiğim insan Astronot lakaplı Niyazi abi idi.
Şahsına münhasır bir adamdı rahmetli Niyazi abi…
1.90 a yaklaşan boyu, iri cüssesi, şişe dibi gibi kalın gözlükleri ve hep
yüzünde olan kirli sakalı ile enteresan bir tipti rahmetli…
Günahı boynunda hep abarttığı söylenirdi Niyazi abinin…
Kankisi hacı Yaşar abiden bizzat kendi dinlediğim ve bire bir onun ağzından
aktardığım olaya bakarmısınız?
Aynen şöyle anlatmıştı hacı Yaşar abi
Bir cumartesi günü Niyazi ile çarşıda geziyoruz. Niyazi her zaman olduğu gibi
koluma girdi. Hem anlatıyoruz hem yürüyoruz. Karşı kaldırımdan kırmızı
kıyafetli bir kadın yürüyor. Herkesin dikkatini çeken bir kadın. Niyazi aniden
durdu ve kolumu çekiştirerek
-Hacım bak bak bak… Şu kırmızılı kadını görüyormusun. İşte o benim aşkım. İki yıldır
görüşüyoruz.
Pek inanmamıştım bu hikayeye, zira gösterdiği kadınla rahmetli Niyaziyi bir
kazanda kaynatsanız sularının bile karışmayacağından eminim…
Bir müddet sonra Niyazi yine kolumu çekiştirdi
-Ayyyy kimi görüyorum. Vallahi şu gelen kadında benim sevgilim. Bir yıl boyunca
aşk yaşadık bu hatunla…
Niyazi coşmuştu. On dakikalık yürüme esnasında en azında beş altı kadın
göstermişti bana. Ve iddasına göre hepsi onun sevgilisiydi.
Pekte önemsemiyordum Niyazinin anlattıklarını, dahası ciddiyede almıyordum…
Ama karşıdan benim hanım çıkınca içim cız etti nedense. O ana kadar
önemsemediğim, ciddiye almadığım Niyazi nin yakasını sertçe tutup çektim ve
dedim ki:
-Bak Niyazi… Şu karşıdan gelen mavili hanım benim eşim. Onun
içinde sevgilim falan dersen anam avradım olsun öldürürüm seni….
Hep gülümserim bu olay aklıma geldiğinde..
Dedim ya, inanılmaz ilginç tipler vardı işletmemizde
Mükerrem kim mi?
İstermisiniz, anlatayımmı Mükkerremi de :)
YORUMLAR
Eline sağlık bu arada.