Sukutur Hikayeleri -2-
10 Eylül 2014, 14.14 A- A+III.
Altın alacağım yeğeniminyeni doğan kız ikizlerine,( götüremedik de daha hastalıktan evlenecek yaşa geldi yavrular nerEdeyse !) girdim sarraflar çarşısına tanış sarrafın önünde kestim sesini sukuturun, adamın biri “ Motorla gir sarrafa da bari” demesin mi ?! (Sivil polismiş ne bileyim) Meşhur ya aksiliğim *Girerim kapı düz olsa * deyiverdim bütün aymazlığımla ! “Sen altını al çık dükkandan da!...” bakışlarıyla ötedeki nöbetçi resmi polis kulübesine işaretler seslenmeler moduna girmesin mi!? Allahtan yan taraftaki çorapçıdan bir şeyler çalmış vatandaşın biri bir bağırtı koptu ordan bir anda ! Bütün polisler oraya! Deli miyim durur muyum orda sürdüm sukuturumu!!!
IV.
Gece 21.suları eski mahallemde biraz oyalandım, yola çıktım eve gideceğim, hava karardı, üst köprüden çevre yola çıkacağım arkamdan gelen bir otomobil yakmış sis lambalarını ışık tam aynama vuruyor, trafik lambası kırmızı dizildik sıra – sıra stopları /dörtlüleri yakıp söndürüyorum söndürsün diye , belli ki özel dizayn projektör takmış sis lambası yerine ! Işık dönüyor sarıya körüm iyicene zoruma gidiyor sağ tarafa deviriyorum sukuturumu , ayağım altında kalmış numarası ! Birkaç yaya geçmiş olsuna koşuyor trafik polisi aşağıdan koşarak geliyor yolu açmak telaşı halen yanıyor sis lambası! * Memur Bey * diyorum* kör etti şu sis lambası beni düştüm ayağım kırıldı mı ne?!* derken Memur Bey varıyor yanına hanzonun “Ehliyet ruhsat, sis lambası niye yanıyor Beyefendi” Yavaşça basıyorum marşa arka tarafta ki korna gürültülerinden motorun sesi duyulmuyor ! Deli miyim durur muyum orda sürdüm sukuturumu!...
../..
YORUMLAR