Şans Adam -1-
21 Ekim 2014, 23.03 A- A+Bir alkol hikayesidir.
I .
Şans kendini yaşamaktır,
Bulmaktır özlediğini..
Alkol ortaya çıkarır;
Bazen tüm gizlediğini !
Her şey o anda başladı !...
Aslında hiç istemiyordum yazmayı, çok olmuştu kırılalı şevkim şiire – denemeye v.b. her şeye karşı; Lakin boşluğun getirisi olarak rakıyı azaltarak roman okumaya odaklamayı istedim kendimi, işte bu süreçte elime geçti, bu kahrolası roman (!)
Hayatımı bu denli etkileyeceğini bilsem okur muydum hiç Zar Adam adlı bu romanı!
Konusu çok basitti aslında, romanın kahramanı olan kişi aynı zamanda romanın yazarı Luke’du; Kendisi ile ilgili bir çok anlatımlar ertesinde bütün yaşantısını hayatıyla ilgili yüzdeler yüklediği zara bırakıyordu bir süre sonra, kendini zarın verdiği emirleri uygulamaya yönlendiriyor, bu emirleri maddeler halinde kendisi belirliyordu! Önceleri zarın altıda birine olurluğu zor olan bir madde koyuyor ve maddeler halinde sıraladığı her şeyi zarın gelişine göre tartışmasız yapıyordu!
Büyük bir aptallık yaptım ve bu olayı kendime uyarlamaya karar verdim, kendimi zara göre yönlendirdiğim birkaç günümü burada paylaşmayı istedim nihayetinde!
(Roman seviyorsanız edinmenizi öneririm Zar Adam / Luke Rhinehart ve etkilenirseniz devamı olan Zar Adamın Peşinde’yi de okuyunuz lütfen)
Roman bittiğinde günlerdir rakı parası kazanmak uğruna küçük yüzdelerle oynamaya karar verdiğim şans oyunu olan iddiayı oynamaya karar verdim kendimce günlerdir ufak rakamlar haricinde bir şeyler kazanamıyor saatlerce incelediğim programdan seçtiğim takımlar hep kaybediyordu! En çok da sevgili takımımın (Kayserispor) lehine bastığım beş – on liralar uçup gidiyordu!
Bu bağlamda ayırdığım bir on beş lirayı sırf zarın yönlendirmesiyle; --bilenler için açıklayım üç olan oran hesabını inceleyerek ikiye indirip zar atarak-- üç adet kupon oluşturdum ertesi gün ummadığım bir olay geldi başıma kuponun birine 550.-TL diğerine 830.-TL vurdu! Birini de ıskalamıştı zar (ama kızmadım) (!)
Daha dün gece uzun bir sohbete tutuşmuştum Berksel’le yine anlatmışta anlatmıştı Abisine ! Berksel’i yolladıktan sonra telden rakı muhabbetlerinin ertesinde, güzel canlı müzik eşliğinde, garsonların 70 liği bitirmeme şaşırmaları arafesinde (Neredeyse gün boyu içmiştim) Cebimde itinayla sakladığım kahvehaneden okey masalarının birinden aşırdığım zarımı cebimden çıkardım (!)
Şiir yazmak için cebimde sürekli bulundurduğum şu not kağıtlarından birini de buldum farenin yavrusunu bulamayacağı ceplerimde bir seyahat yaparak (!) :
1 Gelirse : İzmir’e uzaktan da olsa görmeye oraya!; Torba’ya.
2 Gelirse : Adana’ya Berksel’ime;
3 Gelirse : İstanbul’a İstiklal'e.
4 Gelirse : Ankara’ya İlay’a;
5 ya da 6 gelirse eve çuh-çuhlayacaktım !
Çok alkollü olmamdan ötürü canım evi, uykuyu istiyordu aslında; Yastığa 30 santim kala sızacağıma emindim!
Atlantik meyhanesinin örtüsüz masasının üzerine sallayıp attığım zar – 3 - ü gösteriyordu !
Hiç değilse bir müddetliğine bana güzellik yapan zarın dediğini yapacaktım kaçarsız !...
./.
YORUMLAR
İddia da hiç oynamadım, kafam basmaz, kafa bassa bile o kadar araştırma yaparken ruhuma da sıkıntı basar, o sabır da yok. İyi para kaldırmışsınız:) keyifle savurun.
Ama, satırlarınızı yine keyifle okudum sevgili Osman-i. Ben olsam -bilmiyorum ama- zar tutmayı dener 5 ya da 6 atardım. Üşenirdim zira.:)
Haydi bakalım, bekliyoruz İstiklal anılarını.
Ellerinize sağlık, teşekkürler, sevgiler.