İNSANLIĞA DAVET.
22 Ekim 2014, 12.54 A- A+Şöyle arkamı bir dönüp geriye baktığımda, ne kadar mesafeler kat ettiğimizi görmemek içten bile değil. Teknolojiler ilerledi, yollar kısaldı, daha medeni bir toplum olma yolunda hayli yol aldığımızı anladım. Ancak ne kadar teknoloji ilerlediyse o kadar hoş görüden, insanlıktan uzaklaşmaya başladık diye düşünüyorum.
Eskiden bir selam yetiyordu çoğu şeyi halletmeye, komşuluk vardı, insanlık vardı, bir birine yardımlaşma vardı. Şimdi bunları bulmak çok zor, insanlar neredeyse bir birine selam vermemeye başladı. Koca kasabada bir birini tanımayan insan nerede hiç yokken, 20 haneli bir apartmanda oturan insanlar karşı komşusundan başkasını neredeyse tanımıyor. Kimsenin kimseye güveni yok gibi. Ne zaman konuşsak “ zaman çok kötü” diyoruz. Oysaki zaman yine aynı zaman ancak değişen insanlar. Kendi değerlerimizi yitirmemizde hepimizin payı var. Eskiden belediye otobüsüne bindiğimizde ayakta yaşlı ya da bayan görmek mümkün değildi. Şimdi ise genç çocuklar koltuğa oturup kulağında kulaklık, gözler kapalı şekilde uyuyor süsü veriyor kendine ki, ayakta olan amca, teyze ya da çocuklu kadın kendisini görüp te olur ya yer vermek zorunda kalmayayım diye düşünüyor. O an aklımızdan şu geçiyor “ne olacak anne babası terbiye vermemiş ki büyüğüne yer versin” halbuki bizim çocuklarımızın da öyle yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Hep topu başkasına atmaya kendimizde kusur görmemeyi o kadar adet edinmişiz ki sormayın gitsin. Anlaşılan büyüklere hürmet bitmiş.
Arabayla çarşıya çıktığımızda her an patlamaya hazır bomba gibiyiz. Kırmızı ışıklardaki o saniyeler asır gibi geliyor bize, araya girmek isteyen bir başka ota sahibine demediğimiz kalmıyor. Hele kırmızı ışıkta yeşil yanığında 1-2 saniye geç kalkan arama için çalmadık korna demedik laf bırakmıyoruz, oysaki aynı şeyi defalarca bizimde yaptığımız ortada. Anlaşılıyor ki, bizde sabır kalmamış.
Olur ya apartman sakiniyiz, apartmanda komşunun çocukları bilmeden yaramazlık yapıyorlar, adı üzerinde çocuk, biz onların çocuk olduğunu unutur bir büyükmüş gibi yargılar ve azarlarız, ya bizim çocuğumuz aynı şeyi yaptığında ise görmemezlikten geliriz. Komşunun kızının ev ortamında söz yüzüğü takılırken cd çalar ile oynamak istediklerinde kıyameti kopartıyoruz, kendimiz yaptığımızda ise, “ben her zaman kız mı veriyorum ki, biraz anlayışlı olsunlar” deriz. Bu da bizim hoşgörülü olmadığımızı anlatıyor. Daha verilecek çok örnekler vardı ancak ben bunlara kısaca değinmeye çalıştım, bu konu ile ilgili yazdığım şiiri de altına eklemek istedim.
Daha hürmetli, sabırlı ve hoşgörülü olalım diyorum ve herkesi buna davet ediyorum. Çok şey kazanırız inanın. 21.10.2014
HOŞGÖRÜ
Eskiden bir selam yeterdi, alış veriş için,
Şimdi paran olmazsa arası dolmaz iki dişin,
Bilmem sonu ne olacak bu kötü gidişin,
Artık selam sabaha da hoşgörü kalmamış.
Kimse yer vermez yaşlılara koca otobüste,
Kadınlar erkekler yığılmıştır sanki üst üste,
Gençler oturmuş uyuyor gibi sanki bir düşte,
Büyüklere saygı, kimselerde hoşgörü kalmamış.
Bir dakikalık kırmızı ışıkta, basarız bir ha kornaya,
O da yetmez gibi rast gelene başlarız bağırmaya,
Yazık olmaz mı bağrışama da ki, bacı ve anaya,
Hiddetlide sabır, kimsede hoşgörü kalmamış.
Misafirler geldi mi evcek ayakta karşılanırdı,
Ev sahibi misafirim var diye de gururlanırdı,
Bu gurur yüzünden misafirde onurlanırdı,
Ev sahibinde güler yüz ve hoşgörü kalmamış.
Ne güzel alışkanlıklarımız vardı bayramlarda,
Bayram sabahı herkes temizlenirdi taş hamamlarda,
El öpülür dua alınırdı, teyzelerde, amcalarda,
Ne o eski bayramlar, ne o hoşgörüler artık kalmamış.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir