Adam gibi bir şeyler çal !
12 Kasım 2014, 08.33 A- A+Bu blok rakı içermektedir.
Kayseri’nin caddeleri geniş meyhaneleri dardır dostlarım ve bu gecelere akan bir Osman Hikmet vardır pervasız, iki tel saz vuruşu, üç tuş klavye dokunuşu. Üç çeşit Mihriban’ı ard arda okumak ve başa dönüp tekrar çalıp okumak ne anlamlıdır yeni çıkan 50’lik yeni rakıya katık olarak içilen 70’liklerin üstüne.
Ve paylaşmak bir şeyleri sizlerle üleşmek, dahası da adam gibi bir şeyler söylemek.
*
“al o yandan al bu yandan
vallah usandım bu candan
gir hicazdan çık hüzzamdan
adam gibi bir şeyler çal”
Masanın üstünde ki büyüğe bakmayın siz o eğlencelik yeni başlayan geceye, anlatmam lazım sizlere bu geceleri, dertleşmem lazım.. Of çok iş düşecek heceye..
Sabahı olmasın makamından bu geceler. Kayseri’nin Polis Emeklileri Derneği mekan, öyle süzüldüğüme bakmayın benim, sanmayın beni dekan!..
Vurguları sabahlamaların elektro saz, bütün yerel sanatçıların tartışmaya açık bestelerinin deneyimi kuru saz, klavye zaten icat olmuş tüfeği müzik aletlerinin notalarının, belli bir saatten sonra kolay değil toplanması akşamcıların kaçan rotalarının!
Ama olsun gönüller bir ya! Hadi bir Mihriban daha, şöyle şiirlisinden, pilav üstü..
Nerde kaldı çiğ köfteler, ayıp – ayıp böylesi gecede rakı, elbet çiğ köfteyle gider. Biraz kıs adamım anfiyi sonra komşular ne der!
*
“anladığım dilden olsun
icinde hasret bulunsun
şöyle bizim elden olsun
adam gibi bir şeyler çal”
Girme Allah aşkına Barak’lara arkadaşım Uzun Havalara hiç başlama hele, gezmekten başı döner mikrofonun hasbel kader, Neşet’li deyişlerde Mahzuni’li söyleyişlerde sabahı buluruz! Sonra çırpınışlarım başlar yine göğ gözlü özleyişlerinde. Bir de kim yıkattıracak midemi (!) Yük etmeyin beni no’lur, yük etmeyin kendinize (!)..
Nasıl güvercin mi uçuralım Ağrı dağı eteğinde, bilemem ki arkadaşım işim olmaz yenilerle. Zaten kafam da almaz!… Benden bu gecenin güzelliğine tek katkı, bırakın dokunmaya devam edeyim ben yine Mihriban ahenginde..
Ah bir de şu sigara dumanı olmasa içerde, miyop gözlerime kaçan dumanlar gözlerimi yakmasa beni ağlatmasa, açılan camlardan rüzgar fıtıklı belime gelmese kurşun gibi, daha ne söyleşiler muhabbetler açarız makam – makam, daha çok sabahlarız dostlarla böylesi gecelerde kimimiz Vali, kimimiz Kaymakam.. Zaten bir araya gelmedi ki dostlarım, birleşmez ki iki yakam!.. Şişenin dibinde bırakın bir duble kadar, içmezsem sabahleyin çok zor olur ayıkmam!.
31
* Dörtlükler İbrahim ERKAL’ın Şarkı Sözüdür.
YORUMLAR
Sevgili anka1453 ; Klavye hazırcılığında çok
çaldığım, saz ile ender çalabildiğim eserlerden biridir Mihriban, Mihri isimli mazide
kalmış solist/yorumcu bir kadın arkadaşımdan ötürü mü çok sevdim çözemedim ama
çok sevdiğim türküdür üç değişik çeşiti de birbirinden süperdir. Büyük
hayranlık duyduğum Abdurrahim Karakoç’a ait türkü de geçmeyen şiirin
dörtlüklerini okuyarak ayrı bir tat katarım Mihriban’ın egzotik güzelliğine
gazinolarda/meyhanelerde benzeri yerlerde!
Ne güzel yapmışsınız iç sesinizi dinleyip güzel bir mangal keyfi
yaparak, inanın günü geceye katıp aynı
gün içerisinde üç kez mangal yaktığımız
olmuştur rakıya katkı , amaç içmek olunca dağlar yamaçlar yakın oluyor! Tabi
ölçüyü kaçırıp bencileyin sirozun tuzağına düşmesin kimse dilerim ki(!)
İyi ki bulduk şu “içermektedir” çözümünü editörlerde mahsur
görmüyor sağ olsunlar ben de sevmeyen dostları sevmedikleri şeylerle muhatap
etmemek adına rakılı blogların başına not düşüyorum !
Rastlantıya bakın ki tam da Mucur’lu olan Annem de Neşet Ertaş
ustayla aynı okulda okumuş ilk okulu o rahmetli de hep severek dinlerdi ustayı!
Siz sevgisiniz, güzelce soğutulmuş, buz katılmamış bir kadeh rakı
tadında; öyle ya içmeyi tu kaka görmeyen
birilerini görmek ne hoş içen için etrafında!