BİRAZDA GÜLELİMMM.
05 Ocak 2015, 14.06 A- A+Her işyerinde olduğu gibi benimde iş yerimde, işten arta kalan zamanlarda, iş yerinde çalışan arkadaşlara şaka yapmak, iş stresinden biraz olsun uzaklaşmak istediğimizden, iş yerinde bulunan arkadaşlara zaman zaman şakalar yapıyor gülüp eğleniyorduk. Tabi ki şaka yapmak tek kişilik iş olmadığından benim sacayağı dediğimiz tezgâh kurulu idi, yani bu şakaya yardımcı olan başka arkadaşlarımızda yok değildi. İş yerinde benim şakama maruz kalmamış şaka zade yok gibiydi, her yeni gelene büyüklü küçüklü mutlaka şaka yapardık.
İş yerine yeni gelen Arzu isimli arkadaşımıza kısa zamanda alışmıştık o da sıcakkanlı, büyüğünü küçüğünü bile bir arkadaşımız idi. Ancak diğer yeni gelen arkadaşlara dedikleri gibi buna da (Buğra abi her yeni gelene mutlaka şaka yapar aman kendine dikkat et) kendisine mutlaka şaka yapılacağı konusunda gerekli tembih yapılmıştı. Aksine Arzu bu uyarıyı dikkate almamış ve benim yanıma gelerek, kendisini asla işletemeyeceğimi söylemiş hatta bu konuda iddiaya girecek kadar kendisine inandığını söylemişti. Bu konuşmanın ardından yarım saat geçmemişti ki ben buna küçük bir hoş geldin şakası yapmıştım ve yüzü pembeleşmiş bir şekilde yanıma gelerek, (Tamam bu kez şakayı yedim ama bundan sonra bir daha asla kendisini işletemeyeceğimi) şakalarıma kanmayacağını yinelemişti.
Bende öyle ise buna güzel bir şaka bulmam lazım diye aklımdan geçirmiş, Arzu hanıma ise kendisine yine şaka ya da şakalar yapacağımı buna hazır olmasını söylemiştim. Aradan bayağı zaman geçmişti ki, aynı yerde çalışan ve benim sacayağım, yani şaka ortağım olan Necla hanımın elinde iki adet uzun zarf gördüm ve hayırdır dedim. Necla Hanım ise geçenlerde bir mağazaya gittiklerini orada alışveriş yapmak için kart çıkarttıklarını bu kartların kendilerine gönderildiğini bana demişti. Bir zarf Necla hanıma diğer zarf ise Arzu Hanım gelmişti. Necla Hanım kendisine ait olan zarfı açtığında içinden kredi karına benzer işyeri alışveriş kartı ile birlikte oraya üye olduklarından dolayı kendilerine bir teşekkür yazısı gelmişti. O an benim aklıma bir fikir geldi ve ben bunu Necla Hanım ile paylaştığımda çok güzel bir şaka olacağını düşündüğünden hemen gelen yazıyı aynı karakterde bir yenisini yazdık iş yeri sahibinin ismini aynı şekilde yazmak suretiyle konuyu şu şekilde değiştirdik.
Güya Arzu Hanım ile Necla Hanım belirtilen yerden alışveriş yapmışlar, Necla Hanım Arzu Hanıma kefil olmuş ancak Arzu Hanım borcunu ödemediği için Necla Hanıma kefil olmasından dolayı icra işleminin başlatılmış olduğu, parayı kısa zamanda ödememesi konusunda icra işlemini gerçekleştirileceği yazmıştık. Bu konuyu iş yerindeki şefmize de anlatarak Arzu Hanım geldiğinde yanına çağırmasını bunu neden yaptığını sormasını söylemeyi de ihmal etmemiştik.
Öğle yemeği saatinin bitmesi neticesinde Arzu Hanım iş yerine gelmişti ki, şef Arzu Hanımı yanına çağırarak bu konuyu sessizce Arzu Hanıma anlatmış olmasına rağmen Arzu Hanım (Ben oradan hiç alış veriş yapmadım) diyerek ağlar vaziyette Necla Hanıma baktığında Necla Hanım Güldüğünü belli etmemek için elleriyle yüzünü kapatarak arşive doğru koşunca, Arzu Hanım da bunu Necla Hanımın çok üzüldüğünden ağlayarak içeri koştuğunu sanınca, o da ağlayarak arşive gitmiş Necla Hanıma teselli vermek için (abla ben oradan alış veriş yapmadım ki sana icra gelsin) demişti. Ancak Necla Hanım elleriyle yüzü hala kapalı şekilde gülmesini Arzu Hanım hüngür hüngür ağladığını zannederek o da yanına oturmuş bir güzel ağlamıştı.
Buna dayanamayan Necla Hanım ellerini açarak Arzu Hanıma bunun Buğra abinin kendisine şaka olarak yapıldığını konunun aslının bu olmadığını söylemesi üzerine Arzu Hanım yanıma gelerek iyi bir şaka olduğunu ancak bir daha kendisini kandıramayacağımı söylemişti. Bunun üzerinden çok geçmemişti ki. İş yerindeki arkadaşlara Arzu Hanım ile kim konuşursa sesinin Meryem Hanıma ne kadarda çok benzediğini söylemesini tembih etmiştim. (Meryem Hanım, önceden burada çalışan ve daha sonra başka ile tayin olan bir bayan arkadaşımız idi.)
Arzu Hanıma o gün kim ile konuşursa konuşsun sesinin ne kadar çok Meryem Hanıma benzediğini söylemişti. Arzu Hanım Necla Hanıma giderek Meryem Hanımın ki olduğunu sorunca, Necla Hanımda önceden burada çalışan birinin oluğunu, burada bir ev aldığını, onu kiraya vermesi için ise Buğra abi ile sık sık telefon ile görüştüğünü söylemiş, hatta bu ses benzerliği konusunda Buğra abiyi işletebileceğin ve şakanın öcünü alabileceğini söylemişti. Konu tam bizim istediğimiz gibi gidiyordu. Arzu Hanım iş yerindeki diğer odalara giderek dahili hattan bizim bulunduğumuz yerdeki idari büroyu arayarak kendisinin Meryem Hanım olduğunu Buğra abi ile görüşmek istediğini söyleyince, idari bürodaki arkadaş gülerek bana gelip Arzu Hanımın kendisini aradığını ancak kendisinin Meryem Hanım olduğunu seninle görüşmek istediğini söyleyince ben gidip telefonu aldığımda;
-Alo buyurun
-Buğra abi ben Meryem
-Buyur ablam nasılsın
-İyiyim Ağabey sen nasılsın,
Faslından sonra evi kiraya verip vermediğimi sordu ben ise hala isteyenin olmadığını, hatta Arzu Hanımı sıkıştırmak için ona Ahmet’in şu an ne yaptığını sorduğumda (Ahmet, Meryem Hanım ile beraber kalan teyzesi oğlu) kem küm etmiş, bense tamam demiştim. Telefon konuşması bitince bu iki dakika sonra karşıdan gülerek yanıma gelmiş ve adam işletme böyle olur demişti. Bense ona hayırdır ne oldu ki dediğimde, demin Meryem Hanım olarak konuştuğu kişinin kendisi olduğunu söyleyince, bende şakayı yemiş gibi yaparak (hadi be ben Meryem Hanımın sesini tanımam mı) dedim. Bunun üzerine Arzu Hanım önüne gelene kendisinin Buğra ağabeyi işlettiğin anlatarak giderken, arkadan o kişiye Arzu Hanımı yine bizim işlettiğimizi anlattığımız da gülmekten kendilerini alıkoyamıyorlardı. Aradan beş dakika geçmemişti ki, Arzu Hanım karşıdan yüzü asık bir şekilde yanıma gelerek, yine kendisinin işletildiğini anladığından artık pes ettiğini söylemesi üzerine o günü kahkahalar ile bitirmiştik. 05.01.2015
YORUMLAR