Babam gelir mi?
24 Nisan 2015, 22.02 A- A+
Yıl 1916-1917 ,Edirne ili Hafsa kazası köylerinden biri...Eli ayağı tutan her erkek savaşa gidiyor,tıpkı öncekiler gibi...Doğmak ,biraz büyümek,öksüz veya yetim kalıvermek okula gitmek veya gidememek,vakti saati gelince de askere ,yani eskilerin deyimi ile savaşa gitmek, cepheye gitmekO yılların olağan günlerinden...Arada vakit bulursan evlenip çoluk çocuğa karışmak..Savaşa gitmek Allahın emri ,dönüşü de öyle,kaderinde varsa dönülür, yoksa,yok.
..........................................................................................................................................
Biz çocukken (üç kız kardeştik)herhangi bir yaramazlık yaptığımızda babamın bize tek sözü,kızlarım, ben babamın yüzünü göremedim, tokadını bile yiyemedim.Beni üzmeyin ben sizi azarlayamıyorum bile,falan derdi.O öyle deyince ,ben pişmanlıklardan pişmanlıklar yaşardım,gözlerim dolardı.Oldum olası babama düşkündüm, her kız çocuğu gibi..
Bir akşam oturuyoruz,konuşuyoruz ,konu eski savaşlardı .Babama ,hiç görmediği babasını, dedemi sorduk.Kırk günlük bebekken ,babasının cepheden izinli geldiğini babamın adını kulağına okuyup koyduğunu,sonra yine hemen yola düştüğünü ,cepheye gittiğini söylemişler ben de bu kadar biliyorum derdi...Babanne 23 yaşında iki çocukla cahil bir kadın, çocukların biri beş yaşında büyük amcam, henüz kırk günlük olan da babam...O yıllarda köylerde herkes gibi amcamla babam da 6-7 yaşına girinceye kadar hep savaştan dönen askerleri beklemişler.Cepheden askerlerin ,yaralı veya izinli döndüğü bir şekilde köylerde duyurulurmuş.Asker yolu gözleyenlerin evinde bir umut olurmuş, güzel yemekler pişer, temiz giysiler giyilir ,cepheden dönecek babalar, oğullar evlatlar bir umutla beklenirmiş..İşte o zamanlarda babam ve abisi ,bir koşu köyün çocuklarıyla birlikte köyün giriş yoluna asker beklemeye babalarını beklemeye koşarlarmış her çocuk gibi.Bir üç beş hep koşmuşlar hep koşmuşlar .Babamın aynen ifadesi'' Herkesin babaları gelir,sarmaş dolaş olur evlerine dönerlerdi.Biz abimle hep boynumuz bükük eve boş boş dönerdik. Annemin yaptığı güzel yemekleri bile yemeden yatıverirdik'' Bir başka cepheden dönüş varrrrr koşun ....ilanına kadar tabi..
Dedemin şehit olduğunu resmi görevliler ,kapıya gelip '' şehit maaşı bağlayacağız ,imzalamak için kağıt uzattıklarında kesin kes öğrenmişler. Ayrıca babannem' şehidimin kanını yemem ben almam o parayı deyip maaşı reddetmiş.
Yıllar sonra sanırım 9-10 yıl sonra babanneyi Çanakkale'ye evlendirmişler,bizlerde Çanakkaleli olmuşuz böylece....
Ve 99 yıl sonra hiç beklemediğimiz ,hiç ummadığımız bir şehirde, şehitlikte dedemin adını, torunum buldu geçenlerde...Şu anda dedem Giresun Şehitliğinde yatıyormuş.Edirne nire Giresun nire? Bizde bir ay önce öğrendik .Bu yaz torunlar hep beraber Allahın izniyle ziyarete geleceğiz inşallah.Babam ,bir kez olsun ''baba'' diyememiş, ben dedem nur içinde yat diyeyim bari.Dünden beri ağla ağla içim şişti,paylaşaymda az rahatlayım dedim yazdım..
Üç dört gündür burada 1915 anma törenleri var ,iğne atsak yabancıya çarpıyor.Boğaz'da apartman gibi çok katlı kruvaziyerler doldu.O'nlarda burda yatan dedelerini ziyarete gelmişler.Türkiye 'ninde hakkını yemeyelim, çok güzel, çok nezih çok profesyonelce ev sahipliği yapıyor.Dostluk kardeşlik mesajları her ülkeden uçuşup duruyor....Madem böyle güzel anlaşabilecektik,geçinebilecektik,neden o kadar çocuk babasız özsüz kaldı...Benim babacığım ve bir çok çocuk ,bir kez baba diyemedi .
Bundan sonra insanoğlu inşallah bir daha o kötü günleri yaşamaz.
..........................................................................................................................................
Biz çocukken (üç kız kardeştik)herhangi bir yaramazlık yaptığımızda babamın bize tek sözü,kızlarım, ben babamın yüzünü göremedim, tokadını bile yiyemedim.Beni üzmeyin ben sizi azarlayamıyorum bile,falan derdi.O öyle deyince ,ben pişmanlıklardan pişmanlıklar yaşardım,gözlerim dolardı.Oldum olası babama düşkündüm, her kız çocuğu gibi..
Bir akşam oturuyoruz,konuşuyoruz ,konu eski savaşlardı .Babama ,hiç görmediği babasını, dedemi sorduk.Kırk günlük bebekken ,babasının cepheden izinli geldiğini babamın adını kulağına okuyup koyduğunu,sonra yine hemen yola düştüğünü ,cepheye gittiğini söylemişler ben de bu kadar biliyorum derdi...Babanne 23 yaşında iki çocukla cahil bir kadın, çocukların biri beş yaşında büyük amcam, henüz kırk günlük olan da babam...O yıllarda köylerde herkes gibi amcamla babam da 6-7 yaşına girinceye kadar hep savaştan dönen askerleri beklemişler.Cepheden askerlerin ,yaralı veya izinli döndüğü bir şekilde köylerde duyurulurmuş.Asker yolu gözleyenlerin evinde bir umut olurmuş, güzel yemekler pişer, temiz giysiler giyilir ,cepheden dönecek babalar, oğullar evlatlar bir umutla beklenirmiş..İşte o zamanlarda babam ve abisi ,bir koşu köyün çocuklarıyla birlikte köyün giriş yoluna asker beklemeye babalarını beklemeye koşarlarmış her çocuk gibi.Bir üç beş hep koşmuşlar hep koşmuşlar .Babamın aynen ifadesi'' Herkesin babaları gelir,sarmaş dolaş olur evlerine dönerlerdi.Biz abimle hep boynumuz bükük eve boş boş dönerdik. Annemin yaptığı güzel yemekleri bile yemeden yatıverirdik'' Bir başka cepheden dönüş varrrrr koşun ....ilanına kadar tabi..
Dedemin şehit olduğunu resmi görevliler ,kapıya gelip '' şehit maaşı bağlayacağız ,imzalamak için kağıt uzattıklarında kesin kes öğrenmişler. Ayrıca babannem' şehidimin kanını yemem ben almam o parayı deyip maaşı reddetmiş.
Yıllar sonra sanırım 9-10 yıl sonra babanneyi Çanakkale'ye evlendirmişler,bizlerde Çanakkaleli olmuşuz böylece....
Ve 99 yıl sonra hiç beklemediğimiz ,hiç ummadığımız bir şehirde, şehitlikte dedemin adını, torunum buldu geçenlerde...Şu anda dedem Giresun Şehitliğinde yatıyormuş.Edirne nire Giresun nire? Bizde bir ay önce öğrendik .Bu yaz torunlar hep beraber Allahın izniyle ziyarete geleceğiz inşallah.Babam ,bir kez olsun ''baba'' diyememiş, ben dedem nur içinde yat diyeyim bari.Dünden beri ağla ağla içim şişti,paylaşaymda az rahatlayım dedim yazdım..
Üç dört gündür burada 1915 anma törenleri var ,iğne atsak yabancıya çarpıyor.Boğaz'da apartman gibi çok katlı kruvaziyerler doldu.O'nlarda burda yatan dedelerini ziyarete gelmişler.Türkiye 'ninde hakkını yemeyelim, çok güzel, çok nezih çok profesyonelce ev sahipliği yapıyor.Dostluk kardeşlik mesajları her ülkeden uçuşup duruyor....Madem böyle güzel anlaşabilecektik,geçinebilecektik,neden o kadar çocuk babasız özsüz kaldı...Benim babacığım ve bir çok çocuk ,bir kez baba diyemedi .
Bundan sonra insanoğlu inşallah bir daha o kötü günleri yaşamaz.
YORUMLAR
perperike26.04.14 Cumartesi00:27gidiyorum...
İşte gidiyorum
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır herbir Adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum.
Laz değilim.Doğma büyüme Marmara Bölgesindenim.Karadeniz Bölgesinde bildiğim tek il üç yıl okuduğum Bolu'dur.Başka her hangi bir Karadeniz ilinde görev almadım,tayinle falan gitmedim. O bölgeden, eşim dahil birinci derece akrabam da yok...Peki O halde bu şarkı beni niye çok etkiliyor,her duyduğumda gözlerim doluyor,kanım çekiliyor..Sadece bu şarkı da değil, bazan radyoda lazca şarkıya denk geliyorum bir kelimesini anlamıyorum ama öyle kalıp ,sindire sindire dinliyorum..Müzik evrenseldir,kulağa hoş gelen her ses müzik sayılır,anlamasak ta sevilir falan diyeceğim ama,her müziği de sevmiyorum ..
Şunu demek istiyorum,nedenini bilmiyorum ama ben lazları ve müziklerini çok seviyorum..
viyorum.
.........................................................ABDALA malum olurmuş desem mistisizme çok mu kafayı takmış olurum acaba?
Bundan tam bir yıl önce hiç bir akrabam yok ama lazları seviyorum,nedenini bilmiyorum demişim. blog yazmışım.Akrabam yok demişim yanılmışım ,dedemiz atamız orada şehitlikte yatıyormuş
Şehadet ne güzel bir mertebedir ulaşana... Geride kalanları ise onlara ölü dememeli... Çünkü Onlar en güzel yerdeler.. şefaatçidirler yakınlarına.. Bu vatanın her karışında onların mübarek kanlarının izleri var her lalede, gülde, her fidanda.. Bastığımız yerlere toprak deyip geçmeyen bir nesil olmak ümidiyle.
Allah onların ruhlarına RAHMET ve mağfiret etsin inşallah.
Perperike abla; kelimelerinden akıyor yüreğinin güzelliği... Teşekkür ederim.