ACI-TA(N)S(İ)YON
10 Mayıs 2015, 16.34 A- A+Kuru bir zemine düşüp orada beklemek ve birilerinin üstüme basar basmaz ayağını kaydırmak istiyorum. Yarılan kafadan fırlayan beyin parçacıklarıyla birlik olup harika bir sentez yapmak istiyorum.
Duvarda yaramaz bir çocuğun eliyle bıraktığı kurumuş, sertleşmiş bir sümük parçası olup beni tırnağıyla oradan, yerimden kazımak isteyenin tırnağını etinden ayırmak ve acılar içinde kıvranmasını istiyorum.
Yakasına düşmüş olup, herhangi bir kadının kocasına hesap sormasına sebep olan bir sarı saç teli olmak istiyorum.
Bir köşede unutulmuş eski bir aşk mektubu olup en özel en mutlu anlardan birinde aniden sahibinin karşısına çıkıp onu böğür böğür ağlatmak istiyorum.
Nefes olup kalmak, en sağlam kalbe de inat havasızlıktan boğarak hık diye can çıkartmak istiyorum.
Fütursuzca söylenen bir sözcük olup en kılas ortamlarda kadın erkek ayırt etmeden, kibarcıkların o ayıp kelimelerden birini duyduklarında yüzlerini kızartan olmak istiyorum.
Kalemlikte tek başına tükenmek üzere olan bir kalem olup ilham geldiği anda bir türlü yazmayan, tükenesi tutup o ateşi söndürten, ilham kovalayan olmak istiyorum.
Bir mürekkep izi olup, sodalı beyaz bir gömleğin üstüne sıçramak, gizlenmeye çalışıldığı halde özel bir anda göze batan olmak istiyorum.
Yenilmemesi gereken bir bitki olup, dile değdiği an zehirleyip hemen oracıkta mevta etmek-yapmak istiyorum.
Bir kapı deliği olup ateşli geçen özel sahneleri sergileten olmak istiyorum.
Teneke olup, içi boş kafatası da boş olanlara hızla, şiddetle çarpıp onlardan ses çıkmasını sağlayan olmak istiyorum.
Ayna olup insanların karşısına çıkmak istiyorum.
Cana can katan bir “dil” olup hayvanların ağzında yer edinmek istiyorum…
Balkona kaçan bir top olup, kızgın bir amcanın hançerine bedenimde yuva açmak istiyorum.
Çok istiyorum.
Esmer tende birikmiş kir olup, dudaklardan içeriye eriştiğinde ortamı bozan acı tat olmak istiyorum.
Hastalıklı tükürük olup ağızdan ağza bulaşmak, çoğalmak istiyorum…
İstiyorum işte.
Yara olup sızlamak, kanamak istiyorum…
Çok istiyorum.
1015 Özdür
( Ben Özdür, acıtasyon yapıp tansiyon düşürtesim var. Acıtasım var herkesi ve her şeyi. Aman dikkat :) Görüşmek üzere... )
YORUMLAR
Gamyun blogu zaten '' iç dökmek'' içinde ideal bir yer, etkili bir balgam söktürücü de diyebiliriz.:))
Bugünlerde bende burnumu çekmeye başladım.. Blog yazasım var hapşururcasına :)))
Aman Allahım! Sayfayı kapatıp kaçmak istiyorum...
Şaka bir yana, aslında hepimizin içindeki ''çirkef mikrobun'' yapmak istediklerini belirtmeniz aslında beni gülümsetti.
İsteyin ki vereyim buyuruyor Allah. İstekleriniz olsun mu demeliyim, Amin i demeliyim tam olarak bilemiyorum :)
İnsan olduğumuzu ve aslında güzellik dileklerimizin ve isteklerimizin yanısıra, aslında ''kötülüğe'' ne kadar müsait olduğumuzu da hatırlattığınız için teşekkürler. :)
Ben bir psikiyatriste uğrayıp geliyorum..
Hadi hayırlısı :)
Zaman zaman bende kendimi acımasız bulurum ama bu kadar değil:) Şuan ki psikolojimle katıldığım üç satır;
"Teneke olup, içi boş kafatası da boş olanlara hızla, şiddetle çarpıp onlardan ses çıkmasını sağlayan olmak istiyorum.
Ayna olup insanların karşısına çıkmak istiyorum.
Cana can katan bir “dil” olup hayvanların ağzında yer edinmek istiyorum…"
Yorum DipNotu: Asla kötü eleştiri olarak algılamayın ki en sevdiğim yazı şeklidir tarzınız ama eski blogculardan Yesugay'ı hatırlattı tarzınız bana. O'da severek okuduğum biridir.
Cezbe, o dediğini hemen gerçekleştir lütfen durman hata. Hoş sürprizlerini seviyorum, bu da onlardan biri olacaktır eminim…
Sevgili dostlar, diğer yorumlara baktığım zaman o kadar birbirinden farklı anlam çıkartmayı nasıl becermişim diyorum kendime. Bunu önceleri çok düşündüm yeri geldi çok da tartıştım ancak galiba içime dönük cümleler kurduğum zaman çıkan bu, değişmeyecek
Ayrıca beni ben yapan özellikler/durumlar için teşhise gerek görmüyorum çok saçma... Belki kızmış da olabilirim canım yandıysa eğer, kabul bunun dışavurumu bu yazıda acımasız görünüyor. O kötü etkiyi gerek öznel gerekse nesnel ya başka bir meşgale ile vakit geçirerek hafifletecektim ya da yazarak... Seçtiğim obje için analize tabii tutulmak haksızlık olurdu. Sonuçta her iki seçeneğin sonunda aynı duygular yer edinecekti.
Alternatiflerimin arasında kaplumbağa gibi yavaş ve hareketsiz olmak da var, ama hikayede kaplumbağa kazanmıyor muydu zaten?
Yapamadığın ya da vazgeçtiğin yerde, elinden tutup iteklemek istedim "hadi yap" diye... Sonra karşındakilere baktım acıdım adeta... Bilirim, istersin.... belki yaparsın yapmasına da şairin dediği gibi "toplum buna hazır değil" :)
İçine bakmayı, istemeyi, bunları ifade etmeyi en önemlisi bunları yazmayı hiç bırakma...