gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

huzursuz adam

18 Mayıs 2015, 01.10
A- A+

 Yeni atandığım iş yerimde kimseyi tanımıyorum diye seviniyordum. Mümkün mü illa bir, iki tanıdık çıkacak. Çıktıda... Aslında gittiğim her yerde önce yavaş ve uzun sürede insanları tanımayı yeğliyorum. Bazıları bunu kibir olarak algılıyor. Umurumda bile değil, hemen samimiyet kurmayı, canım cicim modunu ve sonrada kanlı bıcaklı olmayı istemiyorum. Acelem yok eğer birilerini dost olarak göreceksem zamanla karar vermeliyim. Birilerinin zoru ile tanıtımı ile değil. Neyse o vatandaş uzaktan dı dı nın dı dı sı akraba imiş.
Saygıda kusur olmasın selam kelam bir süre öyle devam etti. İş yerinde kimseyi gerçekten tanımıyorum. Ne zaman karşılaşsak veya cağırsa birilerini kötülüyor. Herkes kötü o iyi. Ondanda vebalı gibi kaçıyor millet. 2 yıl oldu artık taşlar yerini buldu.
O zat ve bir bayan arkadaş üçümüzün olduğu bir ortamda kendisinin dediklerini uzun bir süre sonra bana kurum dışından birisi gelip "sen falan için bunları demişsin" diye iletiyor. Dondum kaldım en tiksindiğim şey asılsız konuşmak ve konuşulana ortak olmak. Diğer bayan arkadaşın konuşma ihtimali yok. Üstelik başkasının dediği bir söz üstüme kalmış.
Uzatmadım zira adamın tanıdığı bildiği çok, herkesi rahatlıkla kandırıp inandırabiliyor. Tartışmak bana zarar verir.  İleten kişiye "ben o ortamda mecburen bulundum, idare çağırmıştı, konuşmayı yapan ben değildim, kimin ne dediğini konuşmak istemem" diye ilettim. Bundan böyle hiç biri ile tek kelime konuşmamam gerektiğini düşündüm, uyguladım.
Selam verirse selam başka türlü ne konuştum nede çağırdığında odasına gittim. Odama geldiğinde iş bahane edip çıktım. 1 yıla yakın süre böyle devam ederken; benim ders yapacağım sınıfta ders yapmaya başladı. Ders programında ona verilen sınıf boş, aynı koridorda başka sınıflarda boş ancak bu zat illa benim ders yapacağım sınıfa giriyor.
1 - 2 - 3- sabır sabır. Öğrenciler her seferinde sınıf arıyor, ben boş sınıf ayarlıyorum. Kendi bölüm başkanıma bildirdim. Bulaşmak istemiyorum kendin söyle dedi. Ders arasında sınıftan özellikle çıkmıyor. Bir boşlukta ben ilettim;
- bu sınıfta benim dersim var
* Çıkayım
- bu günlük böyle olsun, bundan sonra siz kendi sınıfınızda dersinizi yapın.
Ertesi hafta yine aynı yine aynı...
Onun bölüm başkanına ilettim, öğrenciler durumu farklı yorumluyorlar diye ekledim. Sonuçta oda bende görevliyim. Ortada hak ihlali var.
 Öğrencilerine bir gün ders arası söyledim; "Hocamız bu sınıfta ders yapacağımızı söyledi" diye eklediler. Şubat ayından bu yana 3 kere sınıfta ders yapabildim. Geçen hafta yine aynı durum yaşandı ve boş sınıf yok.
Ders arası süresinde sınıfa usulünce girdim, dersimin olduğunu belirttim.
Bana yanıt vermeden sınıfa döndü niye kendi sınıfınıza gitmiyorsunuz diye soruyor. Hiç bir okulda hocanın izni olmadan hiç bir öğrenci kendiliğinden programda yazılmayan sınıfa gidip ders yapmaz, üstelik 10 hafta yapmaz.
Baktım çıkmıyor idareye bildirdim. Tutanak tutmaya başladılar. Okul müdürünü aradım durumu izah ettim. Adamın maksadı farklı olabilir. İdarecilikten el çektirildiği için sataşacak yer arıyor. Kimbilir hangi hinliğin peşindedir bilinmez. Müdür bey bölüm başkanlarını arayıp iletmiş.
Şimdi bana kafa tutuyor.
Sözde akrabalara aratmış onu müdüre şikayet ettiğimi söylemiş. Kendinden özür dileyecekmişim. Ben böyle bir pislik yapacağını biliyordum o yüzden aylardır sustum ama sabırda bitti. Çok zeki olan vatandaş kendini, yaptıklarını hiç düşünmüyor. Halen zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışıyor. Üstelikte kendinden özür dilememi bekliyor. Allah akıl fikir ihsan etsin.

Megaloman mı arıyorsunuz dünyada bir ton var. Reelde böyleleri ile uğraştığım yetmiyor. Girebilirsem oyuna ve tombalaya giriyorum. Günün stresini atayım, sessiz sedasız oyun oynayım, eğlencesine tombalaya gireyim zaten orda bile uyuyup kalıyorum.
Dengesiz çok illa biri sataşıyor. Bunlar ne yiyip ne içiyor aynından bende istiyorum.
Karşılaştığım insanlar eşit kredi ile hayatıma giriyorlar, kendileri kredilerini tüketiyorlar veya ben kredilerini kesiyorum, kimseyi zorla tutmuyorum. Bana zarar vere(cek)nleri asla bir daha zerre kadar muhatap almıyorum.

Uzun zamandır kredisini fazlası ile tüketmiş ve yok saydığım biri sataşıyor. Üç tane hücresi var onunlada bana laf yetiştirmeye çalışıyor. Ağzının payını alıncada zırvalıyor. Sanamı dedim? Üstüne niye alınıyorsun vs. Kendi kıt aklı ile aklınca süblimasyon yapıyor. Ben onun gibilere psikiyatrinin yolunu gösteriyorum. Kıtlıkta ki hücrelerini tasarruflu kullanmasını temenni ediyorum.
Bir hastalık belirtisidir huzursuz bacak sendromu aynen onun gibi bir işyerinde veya bir ortamda durmadan huzursuzluk çıkaran ve bunun için özel çalışanlar malesef var.
Kendisini hiç ilgilendirmeyen konulara dalan birisi çıkıp aklınca yorum yapmasın. Ben hiç geri dönüp bakmadım. Tek özlemim memleketim 60 - TOKAT'a. Kimsenin ne durumu, ne yaptığı veya ne yapmadığı beni ilgilendirmiyor. Hiç bir ilede özel takıntım yok.

Çünkü insan her yerde insan. İyi her yerde iyi. Gerçekten insanı bunaltıyor, sıkıyorlar. Zorla muhatap olmaya itekliyorlar. Geriyorlar.... Benden uzak cehenneme direk olsunlar :)

YORUMLAR

19 Mayıs 2015, 15.33

Huzursuz Eleman Sendromu - her yerde var.

Öyle insanlardan uzak durmakla çok iyi yapıyorsunuz, zira öyleleriyle hiç bir şekilde yarışmak mümkün değil. Onları ''yokmuş'' tavırlarıyla geçiştirmek en hayırlısıdır. Muhatap olmamak en hayırlısıdır.. Böylesi insanlar işyerlerini, mahallelerini, toplumdaki yerlerini, etrafındakilere zindan etmekle görevliler sanki. Her yere fesatlık ve sorun eken insanların tohumundan şüphe ediyorum doğrusu. Allah akıl fikir versin.

Yazınızın son kısmındaki; Çünkü insan her yerde insan.. İYİ her yerde iyi..

sanırım bütün açıklamayı yapıyor. İyi olabilmek ve kötülüklere/kötülere rağmen iyiliğini muhafaza edebilmek, insanın iyiliğinin derecesini belirler ve arttırır. İnşallah iyiliklerin son kullanma tarihi sonsuzluğa kadar gidecek..



19 Mayıs 2015, 22.25

Blog yasızı yazanlara genelde eline sağlık çok güzel yazmışsın tebrik ederim gibi yorumlar yazılır yorumcular tarafından..benimde tebrik edeceğim bir kişi var ama bu siz değilsiniz.üç tane hücresi ve aklı kıt olarak anlatmak istediğin şahısı tebrik ediyorum.:)

Üç hücre gibi çok az hücreyle sizin çok olan hücrelerinizi etkisi altına alabildiği için tebriği hak eden kişi oldu. O şahısı anlatabilmen için bu kadar uzunca ve bir destan şeklinde  aranızda geçen bu olumsuzlukları blog sayfasına taşıyacak kadar gözünüz karardıysa bundan şu sonucu çıkarıyorum. sizi bayağı etkilediği belli:):)


Size tavsiyem o şahıs ile aranızdaki mesafeyi genişletmeyin.gün doğmadan neler doğar demiş atalarımız.bir gün gelir onu tedavi edebilecek bir psikiyatri görevini üstlenmiş olursun. (her ne kadar psikiyatri olmasanda) ya da bunun tam tersi belki problem sizdedir görev değişikliği yaparak sizin psikiyatri tedavinizi o üstlenmiş olur.kim bilir J)

31 Mayıs 2015, 00.15
αяωєη yorumun ve katkıların için teşekkürler. 

Diğer yorumcu için; Misal olarak; bir babanın evlatlarına herkesin huzurunda verdiği miras var. Biri diğer mirasçının yerini, geçim alanını yada hakkını sürekli gasp ediyor. Bunu dile getirene saldırıyor. Tersi düzü KÜTÜK olan birinden bahsediliyor. Hiç bir yerini anlamayan kafasından yorum yapıyor. Sonrada bu kadar uzun anlattığıma söyleniyor. Şimdi umarım anlamışsınızdır. 
   


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın