GÖNLÜMÜN GÜVERCİNİ.
13 Haziran 2015, 17.59 A- A+Bir güvercin gibiydin ürkek ve şaşkın..! Usul usul yaklaştın gönül pencereme, attığın her adımda ürküyordun sanki.! Sığınacak güvenli bir yer arıyordun, sende haklıydın bu zamanda kimselere de güvenilmezdi ki. Gönül penceremi açık tuttum, perdemi ise sen benden ürküp kaçmayasın diye kapalı tuttum hep. Her sabah geldim seni izledim perdemin ucunu usulca kaldırarak. Yeşillikler taşıyordun, kuru dal parçaları, bir yuva kurmak istiyordun kendine, ben bunu anlamıştım. Senin olmadığın zamanlar o yuvanın yan tarafına, su ve yiyebileceğin türden yiyecekler bırakıyordum. Her gün kontrol ettiğimde görüyordum ki yuvanın etrafı yükseldikçe yiyeceklerin azalıyordu. Aramızda bir güven oluşmuştu sanki..! Ne sen benden kaçar olmuştun ne ben gönül perdemi kapıyordum artık.
Zamanlı zamansız uçup gidiyordun, kuru dal parçaları ile geliyordun. Ben artık gönül penceremi de, gönül perdemi de tamamıyla açmıştım sana. Dilediğin zaman içeriye giriyordun, dilediğini yapıyordun artık bense seni gizlice takip ediyordum. Beni fark etmiş olsaydın durmaz kaçardın. Artık bu içeri girmelerin gittikçe sıklaştı, uzaktan bir birimize mimikler ve tebessümler bile atabiliyorduk. Senin o ilk ürkek halin kalmamıştı sanki artık gönül penceremdeki yerini tamlamış rahatça ürkmeden uyuyabiliyor, yuvana girip çıkabiliyordun.
Bu yapılan mimikler, tebessümler gittikçe artmış, artık sen bana, bense sana güvenir olmuştuk. Zamanla aramızda güçlü bir duygu oluşmuştu, bir birimizi görmeden sesimiz duymadan yapamaz hale gelmiştik. Eve bir bayan eli değmişti, her ne kadar ben de düzenli olsam da, bir bayan elinin değmesi bambaşkaydı. O somurtkan duvarlar sanki yüzüme gülüyor gibiydi, beni rahatsız eden o musluğun damla sesi, şimdilerde bir melodi gibi geliyordu bana. Artık komşular ile selamlaşabiliyor onların hal ve hatırını sorabiliyordum. Yalnızlık böyle şeydi bir yerlere sığamıyordum. Bir anda aşiyana dönmüştü o solgun duvarlar, dışarıya açılmıştı tüm pencereler..! Meğer güller ne de güzel kokuyorlarmış…! Bunu senle yaşarken anladım. Birden günlerce kalkmadın yuvandan, ne verdimse yedin içtin, bir türlü yerinden kalkmadın, bende neden? Diye de soramadım sana. Günler sonra kalktın yerinden, elimi tutarak o yuvana doğru götürdün, bir çatlamış yumurta vardı, ikimizde sabırla ve heyecanla o yumurtanın kırılmasını ve içinden çıkacak olan o güzel şeyi bekledik. Sonunda o yumurtanın içinden çok güzel bir aşk doğmuştu, ben o an anladım ki bu gönül sana o günden beridir vurulmuştu. 05.06.2015
YORUMLAR