gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Nomofobi

18 Temmuz 2015, 21.28
A- A+
         Hepimizin bildiği üzere, uzak mesafe aşklar flört zamanına sıçraması kısa zamanda vuku bulan  bir hezeyan. Teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlarda böyle birşey yoktu sanırım.Keza aranızda yüzlerce hatta binlerce km mesafe bulunan insanlar ile sadece ''sevgililik'' ilişkisi kurmak cidden sabır isterdi.
    EE malum o zamanlar şöyle iki tuşa basıp karşındakine görüntülü,yazılı ve sözlü ulaşmak mümkün değildi.Çevirmeli telefonlar, zorla kurulan bağlantılar sevgililik için yeterli değildi.O yıllarda genelde çiftler  bunu sürdürmek zorunda kalırlardı. Bu durumu kurtarmak için deminimum nişanlı falan olmak gerekiyordu.Hatta bazen bu bile yetersiz kalırdı, nişanı atmaya kadar giderdi.Ama zaten öyle uzun mesafelerde kolay kolay oluşmazdı.Sadece bir kaç klasik durum vardı, mesela erkek tarafı askere gitmesi gerekiyordu,nişanlısı ayda bir mektup atar, yolunu beklerdi. Yada gene muhtemelen erkek kişi, işe girmek için uzak diyarlara atandığı vakit evlilik gerçekleşene kadar çiftler arasında bu zor durum sürdürülürdü. Ve tabi ki sonrasında eş durumu falan uygun yerlere tayin alınana dek.
      Şu zaman diliminde ise herşey değişti.Şimdi iki insanın, nerede olursa olsun bir şekilde aralarında bağlantı kurmasının bi çok yolu var.tabi ki buda uzun mesafe ilişkisini daha yaşanabilir hale getiriyor.Ama sanıyorum ki insanlar da bu soyut,temassız, hissiz,duygusuz pikseller,puntolar ve ses frekansları ile oluşan birlikteliğe bu basitliğin yüzü suyu hürmetine katlanıyorlar:)
Biraz gerçeğe dönmek gerekirse aşk dokunmak ister, insan sevdiğini dizinin dibinde, bir kol atıp sarmalık mesafede ister.Teknolojik gelişmeler herşeyi kolaylaştırsa da duyguları herşeyi değersizleştirdi kanımca.Sadece sevgililik için demiyorum arkadaşlık içinde öyle, yapay ve samimiyetsiz  kolay kurulan dolayısı ile yıkması da basit olan ilişkiler türedi. Eh emek az olunca ilişkiyi kurmak kadar, yıkması da basit oluyor dediğim gibi.          Çünkü bu yaşadığımız hayat bilmem kaç inçlik, telefon ekranında ki harflere bakarak,konuşanı görmeden  sadece sesini duyarak, kendisini görsen bile dokunmayıp sadece ve sadece gene o bilmem kaç inçlik ekrandan izleyerek yaşanan sevgilerle harcanmayacak kadar kısa...    Hayatınızı,sevgilerinizi,duygularınızı, heyecanlarınızı telefon, bilgisayar ekranlarının önünde mahvetmeyin. İşte bundan dolayı tamda bu yüzden dokunmayı bilmeyen, yan yana gelince iki çift lafı üst üste kuramayan, kopuk robotik, dijital bi yeni nesil geliyor..Aşklar ilişkiler piksellere indirgenmiş,bazen bir kaç resimden ibaret,sevgililer aylarca özlemini çektikleri,bilgisayar telefon başında sabah ettikleri sevdicekleri ile yüz yüze geldiğinde konuşacak bişey bulamıyor.    Velhasıl kelam siz siz olun, ömrünüzün en güzel yıllarını elinizde tablet telefon kafanız ekranla bir bütün, fıtı fıtı mesajlaşarak bitirmeyin, bi kaldırın kafanızı etrafınıza bakın, parklarda,bahçelerde,bankalarda,okulda,kafelerde, mutlu el ele, yan yana çiftler var göreceksiniz.. sizde yaparsınız, çekinmeyin..   Sonradan ''ah be'' dememek için, daha fazla gecikmeyin.



YORUMLAR

20 Temmuz 2015, 12.27
Güzel güzel okuyordum, taa ki öğütlere gelinceye kadar.:)Kendi edinimlerimizin, vardığımız sonuçlardan aldığımız derslerin "Ben yaşadım başkaları yaşamasın." alışkanlıklarımızın kimseye faydası yok, olmadı, olmayacak.Pekala biliyoruz ki, herkes yaşadıklarıyla öğrenecek Hanya'yı da Konya'yı da.Yine de teşekkürler paylaşım için.
20 Temmuz 2015, 16.18

Herkes kendince yaşayarak tecrübe edinerek yaşayıp öğrenecek öğrenmesi gerektiği dersleri. Sizin veya bizim için ders olan şeyler bir başkasının mutluluğu ya da, birilerinin mutluluğu adına aldığı kararlar ise bizim için bir musibet olabilir. Bunu herkes kendince anlayacak zamanı gelince. Birileri bir şeyden zarar gördü ya da ona iyi gelmedi diye, aynı şeyi biz de yaşarız diyerek korku veya tedirginlikle de yaşanmaz.

Ama şunu biliyorum ki (kendimden), neye tam olarak bağlanırsak neyi çok ister veya seversek, imtihanlarımız da o yönde oluyor.. Akl-ı selim olmak gerek.. Hoş aşkın girdiği yerde pek akıl kalmıyor :)

Yazınız güzel, ders alana sivrisinek sazdır bu dünyada :)

Teşekkür ederim.

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın