ÖZLEM
20 Şubat 2016, 00.58 A- A+Dün gece eski bir balıkçı köyünde el ayak çekilip ben ve yalnızlığım baş başa kalmışken sakin denizin kıyıyı yaladığı, yakamozun geceyi aydınlatması çabasında sessizliğin avaz avaz bağırdığı, yosun kokularının seremonisi içerisinde neyi hayal ettim biliyor musun; ?
Seninle son bir kez yemek yesek!
Dedim ki seni bir gece çorbacısına mı davet etsem işkembe ve sarımsak kokuları arasında. Sarhoşların anlamsız sohbetleri içerisinde?
Yok olmaz.
Dedim ki bir alışveriş merkezinde basit bir makarna ile kola mı içsek. Yeni nesil arasında muhabbette kullanılan kelimeleri anlamadan.
Yok olmaz.
Dedim ki bir lahmacuncuda bol acılı bol limonlu ve salatalı bir yemek mi? Fırın sıcağında ve yenilen acıdan terleyen ve ter kokan bir ortam, fonda çalan klasik arabesk bir şarkı.
Yok olmaz.
Dedim ki gece kulübünde karşılıklı mumlar eşliğinde tabağımızda dana sote kadehimizde Türk rakısı masada yer kalmamış zeytinyağlılar cacıklar vs. Ortam çok gürültülü sahnede solistin hangi şarkıyı söylediği ancak sazların çıkardı sesten anlaşılan.
Yok olmaz
Dedim ki lüks bir restoranda kırmızı mumlar eşliğinde tabağımızda rosto kadehimizde kırmızı şarap kemancı etrafımızda ikimizin şarkısını çalsın sadece kaşık çatal ve kadeh tokuşturmaların sesleri olsun
Yok olmaz
Dedim ki en güzeli şimdiki bulunduğum yer gibi bir balıkçı köyünde tahta iskemlelerin gıcırdadığı, tahta ve maviye yağlı boya ile boyanmış masanın bir ayağı aksak, aksak olan bacağın altına bir karton parçası sıkıştırılmış, deniz melteminin getirdiği yosun kokuları ile düet yapan yan masalardan gelen rakı kokuları, dalgaların hışırtısına kavalye olmuş her harekette gıcırdayan iskemlelerin sesi, en yakın kör lambanın iki masa uzakta olduğu halde aydınlatma yarışında olduğu dolunay ve yakamozun mükemmel müsabakası ile kenarları atmış porselen bir tabakta tazecik balıklar, üzeri buğulanmış rakı şişesi masada yerini almış, en küçük ebatlısından bir peçete ve üzerinde reklâm olan rakı bardakları. Ha unutmadan sürahide rakı şişesinden geri kalmaz buğulanmada. Salata ve diğer mezeleri saymıyorum.
Yok olmaz
Ne kaldı geriye?
Bunlar olmasa sadece seninle bu balıkçı köyünde yakamozun karanlığı aydınlatma çabasını izlesek seninle, bunlar olmasa da zakkum kokuları ile itişen kakışan balık ve yosun kokularının izlesek, bunlar olmasa da dalgaların sahile vurarak sessizlikle yaptığı amansız mücadeleye şahitlik etsek, bunlar olmasa da birlikte sen dizime uzanarak sadece gözlerimizin içine bakarak, birbirimizden gizlesek gözyaşlarımızı, saçların okşasam esen meltemin okşamasına müsaade etmeden, bunlar olmasa da ince parmaklarını tutsam incitmeye kıyamadan, sonra güneşin tam karşımızdan doğuşunu yani ülkemden taraftan yükselişini izlesek. Tüm gece bize eşlik eden ve güneşin doğuşu ile gitmeye hazırlanan yakamozu, meltemi, ve her şeyi görsek, telaşlarını izlesek seslerini bağırmalarını dinlesek.
Dedim ama……. Acı bir tebessümle gülümsedim kendi kendime, güneş yine hayallerimi aydınlatmış yine yalnızlığım ve ben çırılçıplak gözler önünde, sahildeki kumlar üzerinde ayak izlerini aradım bir hamlede, acaba gerçek olabilir miydi diye ama yine yüzümde acı gülümseme, dudaklarım kuru, gözümden akan yaşı silecek uzun kollu gömleğimde yoktu.
Ve sırtımı doğan güneşe çevirip kaldığım barakanın yolunu tuttum. Tabi unutur muyum yalnızlığımı, taktım koluma. Yaklaştığımda geldi aklıma gece kuma gömdüğüm son iki duble nin kaldığı rakı şişem ve belki hayalinle bile olsa birlikte içeriz diye dipleri kuma gömülü ince belli iki çay bardağı.
Olsun be zaten burayı kimse bilmiyor kimse gelmiyordu yarın gece için rezerve bile etmiştim yerimi. Diye espiri bile yaptım.
İşte canım yalnızlık ve sensizlik benim için böyle bir şey…….
YORUMLAR
yorumunuza tesekkur ederim serotonin_
ben bunu yalnızlığımla beraber yasayarak yazdım. sevdiğim insandan uzakta gecen yılların ardından ukrayna nın yalta sehrinde ülkeme bakan bir balıkcı koyunde yalnızlığım ve ben beraberce yazdık.
hayallerin, rüyaların ve yaşananların birikimi olan yılların insan üzerinde bıraktığı yusun tabakasının altında yaşam olması gerek derim. ama yosun tabakasının altında bir taş olursa insan ,,,,,, bitmiş demektir. çınar da bir canlıdır, her nekadarda kuzey yüzünde yosun olsada güneyi herzaman hayat vermiştir.