İlk AŞk...
24 Şubat 2016, 13.20 A- A+
Ayrılık,
Sanki ilk aşk ilişkisinin zorunlu bir sonucu gibi..
Bu aşk, eğer uzun sürmeye devam ederse, kırılması zor bağlar yaratır.
Her şeyin olduğu gibi, ilk aşkında bir sonu var elbette.
Bir şehirden ayrılırken, taşınırken, yani kısacası sevgilinizle aranıza uzun bir zaman boşluğu gireceği zaman ne yapacağınızı bilemezsiniz.
İlk Aşk Unutulmaz!!! Birçok kişinin sözde felsefesidir bu aynı zamanda
İlk Aşk, Kalbinizin duygularınıza hükmetmesini, hatta onlara fısıldamasını hissettirir.
İnsanın, küçüklüğünden beri birlikte yetiştiği, gençliğinin o ilk parıltılarıyla ilk aşkını yaşadığı, dünyaya özgü bir çok şeyi birlikte keşfettiği birisinden ayrılması; tabiki daha zordur. Belli bir zamandan sonra araya, iş veya yaşamın diğer bir yönündeki uğraşlar girecek ve ayrılık ne yazıkki olacak.
Ama bu, her şeyin sonu anlamına gelmez. İnsan, ayrılığın sarsıntısını kaldırabildiği ölçüde; kendini, hayatın diğer getirdiklerine de hazırlayabilmeli.
Çünkü hayat; bir yaşama sanatıdır, gözle görülmeyen, ruhen beslenmeyen ama akılda kalan çözüm yollarını bulma sanatıdır.
Bazılarımız araya giren 3-4 senelik ya da daha uzun süren ayrılıkları ender de olsa atlatmayı başarır. Çünkü içimizdeki ruhsal döngümüzde, bu da vardır. Ancak, çalışan ve sürekli kendini geliştiren bir insanın bunu başarması oldukça güçtür.
Aslında ilk aşkın sona ermesinin kaçınılmaz ve gerekli olduğu ön plana çıkıyor. İnsan, okulda öğrendiklerinden bir ihtimalle kendi hayatına dair bir pay çıkarabilir. Ama insanın kendi ilişkilerinde; ayrılıkların, kavgaların ve yenilgilerin öğreteceği; çok fazla şey vardır ve bu da hayatında çok daha etkili bir bakış açısı yaratır.
İlk gençliğin mutlu ama dünyadan habersiz aşklarını, sanırım hepimiz yaşamışızdır.
Kimimiz o dünyaya dalınca; benliğimizi kaybederiz. Gerçekte insanın, doğası gereği benliğinde bir bencillik hissi yatar, lakin ruhumuz yalnızlığı kabul edemediğinden; kalbimiz hep başkaları için atar, bu yüzden, çoğu zaman bu ikilem ile birlikte yaşarız.
Bu nedenle hayatın şartlarına karşı tedbir almayı bilmek; en doğrusu galiba.
Yine de kalbiniz sızlasa da, İlk Aşk'ınızdaki o cesareti yitirmeyin... Gözler içindeki o duygulu, anlamlı hayatı yakalayabilmek için...
Sevgiyle kalın..
Sanki ilk aşk ilişkisinin zorunlu bir sonucu gibi..
Bu aşk, eğer uzun sürmeye devam ederse, kırılması zor bağlar yaratır.
Her şeyin olduğu gibi, ilk aşkında bir sonu var elbette.
Bir şehirden ayrılırken, taşınırken, yani kısacası sevgilinizle aranıza uzun bir zaman boşluğu gireceği zaman ne yapacağınızı bilemezsiniz.
İlk Aşk Unutulmaz!!! Birçok kişinin sözde felsefesidir bu aynı zamanda
İlk Aşk, Kalbinizin duygularınıza hükmetmesini, hatta onlara fısıldamasını hissettirir.
İnsanın, küçüklüğünden beri birlikte yetiştiği, gençliğinin o ilk parıltılarıyla ilk aşkını yaşadığı, dünyaya özgü bir çok şeyi birlikte keşfettiği birisinden ayrılması; tabiki daha zordur. Belli bir zamandan sonra araya, iş veya yaşamın diğer bir yönündeki uğraşlar girecek ve ayrılık ne yazıkki olacak.
Ama bu, her şeyin sonu anlamına gelmez. İnsan, ayrılığın sarsıntısını kaldırabildiği ölçüde; kendini, hayatın diğer getirdiklerine de hazırlayabilmeli.
Çünkü hayat; bir yaşama sanatıdır, gözle görülmeyen, ruhen beslenmeyen ama akılda kalan çözüm yollarını bulma sanatıdır.
Bazılarımız araya giren 3-4 senelik ya da daha uzun süren ayrılıkları ender de olsa atlatmayı başarır. Çünkü içimizdeki ruhsal döngümüzde, bu da vardır. Ancak, çalışan ve sürekli kendini geliştiren bir insanın bunu başarması oldukça güçtür.
Aslında ilk aşkın sona ermesinin kaçınılmaz ve gerekli olduğu ön plana çıkıyor. İnsan, okulda öğrendiklerinden bir ihtimalle kendi hayatına dair bir pay çıkarabilir. Ama insanın kendi ilişkilerinde; ayrılıkların, kavgaların ve yenilgilerin öğreteceği; çok fazla şey vardır ve bu da hayatında çok daha etkili bir bakış açısı yaratır.
İlk gençliğin mutlu ama dünyadan habersiz aşklarını, sanırım hepimiz yaşamışızdır.
Kimimiz o dünyaya dalınca; benliğimizi kaybederiz. Gerçekte insanın, doğası gereği benliğinde bir bencillik hissi yatar, lakin ruhumuz yalnızlığı kabul edemediğinden; kalbimiz hep başkaları için atar, bu yüzden, çoğu zaman bu ikilem ile birlikte yaşarız.
Bu nedenle hayatın şartlarına karşı tedbir almayı bilmek; en doğrusu galiba.
Yine de kalbiniz sızlasa da, İlk Aşk'ınızdaki o cesareti yitirmeyin... Gözler içindeki o duygulu, anlamlı hayatı yakalayabilmek için...
Sevgiyle kalın..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir