Duk .dddddddd Gitsin buradan Gmsnn!
Hem android sorunsalı çözeme, hem gel buralarda fink at! Olacak iş değil! Bu arada "fink atmak" ne komik bi tabirdir yav. Sadece "fink" nedir diye baktım, tuhaf tuhaf anlamları var :) Duk Allah da seni güldürsün birader :) Git buradan Gmsnn! .dddddd
- Amirim facebook da "iyi bayramlar" paylasimimizin altina cevaben "allah belanizi versin bi android yapamadiniz, size kötü bayramlar" diyerek iyi niyetlerini sunan 45ligi bulduk.
- Alin bunu, al al al al, atin iceri...
Şahomi mi 5 ihalesiz soğuk ve buz tutar
Gmsnn civciv fotoğrafıyla fecebookta fink atar
Gamyun bir android yapar derken
Facebooka girilemiyor vpnde yasaklanmış hoppala ve cuppala
Kuşları sevmek de mi kabahat Duk :) Lütfen yapma böyle
:) Cik!
Merhaba, açıkçası yorum yazıp yazmamayı baya bir düşündüm. Sanılacağı gibi eski defterlerden ötürü değil, ilerleyen kısımlarda nedeni mevcut.. Herneyse.. Herkes gibi Biradamyaratamamak'ın yorumu üzerine bu konu hakkında bazı şeyler söylemek istedim. Tabi bu, blogu ve yorumları okumadığım anlamında değil. Hepsini okudum. Kütük yakıştırmasından kurtulmak için değil herzamanki gibi bazı demirbaş yazarları okumaya hala devam ediyorum. Yorumu ayrı bir blog olarak yazsa da olurmuş fakat böyle de olmuş. O da az çok biliyor şu anda en çok okunan yazarın Cezbe olduğunu.
Yorumda adım zikredilmiş teşekkür ederim, hatırlanmak güzel. "Eskiler uzaktan uzağa okuyorlar" düşüncesi bazılarımız için geçerli. Bende de durum öyle, eskiden hergün girerdim, okurdum, yazardım, şimdilerde ayda yılda bir giriyorum. Bu yorumları bugün okudum misal. Bir iki detay dışında Biradamyaratamamak'ın yorumuna katılıyorum. Adeta düşüncelerimi dillendirdi. O iki detayı da Gsmnn yorumunda eleştirmiş zaten. Biri kendini ayrıcalıklı olarak görmesi diğeri de bir yorumcudan yola çıkarak yönetimden daha fazla kontrol istemesi. Açıkçası yorumun genel tavrına yakıştıramadım bunları.
Duk45 kendi hikayesiyle durumu az çok özetledi. "Değişken teknoloji kültürüne ayak uyduramamaları... İnsanların sanal tercihleri değişirken buna ayak uyduramadılar." Çok doğru bir tesbit bu. Önceleri biz gamyunda oynardık, yazardık onlar reklamlardan para kazanırlardı. Artık durum değişti. Öncelikle görüntülü iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve revaçta olması insanları bu mecralara itti. Biri youtube mesela. Adam çekiyor videoyu koyuyor ,ardından yüzbinlerce tıklama ve abone kazanıyor, üstüne bir de para kazanıyor. Ne mi anlatıyor? Evrenin sırrını değil, "Pelinsu beni neden ağlattı" hikayesini. Cezbe'nin diğer blogunda var misal. "Pantolon nasıl yırtılır" gir, izle videoyu öğren. Yapabiliyorsan sen çek para kazan. Burada fotoğraf bile eklemek bir dertken adam kanalından canlı yayın yapıyor. Şuraya bakın bir video-fotoğraf ekle butonları bile yok! Gamyun yenilik olarak bir-iki fotoğraf koymuş et bakalım kendini ifade edebiliyor musun?
Örneğin Blogger... İstediğini yaz istediğin avatarı seç, "acaba onaylayacaklar mı" derdi olmadan ver yayına. Binlerce takipçin olsun ve reklamlardan para kazan. Buradaki kadar artniyetli ve kötü yorumlar da yok. Herkesin kendi alanının yöneticisi olması fesatlık ve kıskançlık olayını da bir nebze azaltıyor. Horoz-çöplük olayı yani. O kötü yazanlar da bir yazar iki yazar sonunda bıkar gider. Bak burada sevda_ciceği82 duvarı delecek neredeyse hiç yılmıyor :))
Yorumları okurken eskilere gittim, baya bir gülümsedim.
"Blogseverler fakat birbirini sevmezler" kim söyledi unuttum ama çok doğruydu gerçekten. Misal kabileler oluşturup savaş açardık birbirimize. Yeni biri gelse "kimdir nedir, yan nik mi değil mi" derken binbir türlü vesveseyle ortalığı karıştırırlardı. Yöneticiler de çanak tutarlardı. Yanlış anlaşılmasın yöneticilerden kastım sadece Sökeli'dir. Hani sadece biz değiliz bu cadı kazanının sorumlusu. Böyle işte, her gün bir hareket bir olay olurdu. Hiçbir şey olmasa birbirimize laf sokardık. :) Şimdi düşünüyorum da bir yanım "ne gerek vardı onca şeye" diyor. Bir yanım garip bir hisle anıyor olanları. Yaşlanıyoruz galiba.
Herşeye rağmen ben bir Beymen'i, Ataya'yı, Kupabeys'i özlüyorum. Trapper demeyim, ara sıra denk geliyordum yazılarına. Bu arada Cezbe'nin çabasını taktir ediyorum fakat blogu terkedenlerin yaptığı kibirli bir kaçış değil. Değişime mecburen ayak uydurmak. Bu hayat elimize bir kez geçiyor, telafisi olmayan tek şeydir zaman, neden bu zamanı "blogum-yorumum yayınlandı mı yayınlanmadı mı kaygısıyla geçirelim. Buradaki çırpınışları anlıyorum, kolay değil onca yıl dahil olduğun bir ortamın can çekişmesini izlemek. Yine de gidenleri eleştirirken, günah keçisi ilan etmeden önce sizler de onları anlamayı denemelisiniz.
Son olarak herşeye rağmen Kelimeyun'da turnuvaya girmeye gelirdim ara sıra. Yeni uygulama yüzünden ondan da soğudum. Eşli turnuva olduğu için oyunun kendiliğinden başlaması sıkıntı yaratıyor, eleman geliyor karşına, anlatana kadar oyun başlıyor, atsan dert, atmasan başka dert.
"Çok yakın bir zamanda ölecek olan bir insanın veya ölü bir balığın fersiz gözleriydi şimdilik parıldıyor gibi görünen." Maalesef birşeyler yapılmazsa gamyun blog da öyle olacak. Üzgünüm ama öyle. Bazen gerçeklerle yüzleşmek en iyisidir. Bunu gamlı baykuş olarak değil yıllarca internet platformlarını gözlemlemiş bu konuya objektif bakan biri olarak söylüyorum. Ve hayır! Bu beni mutlu etmeyecek.
Okumak ve yazmak isteyen insanların, gelişmiş teknoloji diye bahsolunan durumlarla alakası olmaz bence. Ne yapacağız; metinleri sesli mi okuyacağız yani Yotube'da? Bütün onlar hikaye. Buranın teknolojisi yazmak isteyen biri için gayet uygun. Yani en azından benim için uygun. Video da ekleyebiliyorum, foto da, zaten aslolan metin.
Sorun "1 yorumcu" değil; o 1 yorumcuya, yazıyla alakası olmadan, defalarca aynı yazarın yazısına "yorum" adı altında istediği gibi saçmalama özgürlüğünün tanınıyor olması. Hakaret, küfür de gözden kaçabiliyor malum genel olarak. Bunlar engellenebilir şeyler ve mantıklı olan da bu tip şeylerin onay almaması. Bunun adı "fazla kontrol" değil, bu olması gereken.
Şikayet ettiğimiz konulardan en çok muzdarip olan benim. Verilmeyen onaylar, bekleyen yazılar, tuhaf yorumlar vs. E buna rağmen "gidenleri kınamıyorum ama eleştiriyorum" demişim. Kimseyi günah keçisi filan ilan ettiğim yok. Burası patatese bağlayınca mutsuz olacağını düşünen yazı da yazacak, yorum da yazacak güzel kardeşim. Yok yazmıyorsa da hep beraber fatiha okuruz. Benim de direnebileceğim nokta bellidir yani. İki günde bir yazı ekleyemem haliyle. İyi yazan olacak ki ben de gaza gelip yazayım. Böyle giderse, ben de gidip kendi sayfamda, sadece arkadaşlarıma yazarım olur biter. Yazan olmazsa, hatalara direnen olmazsa, artık uzaktan takip edilebilecek tek bir yazar kalmayacağı da açık.
Efsane bir yazı olabilirmiş.
Arda kalan septikler sizi kraliçeleri yapabilirlermiş.
Kraliçelik söz konusuysa, hemen yazıyı efsaneleştirebilirim! Zira tek derdim septikler kraliçesi olmak Morlock! ;)
Sanırım beğendiniz yazıyı, teşekkürler :)
Aaa ne hoş ;) Toolseverler çoğalmış hem de fortysix&two Faydalı bi insanım vesselam .ddddd Ama tabii ki müzik aynı olsa da yazı burda ahahaheh
Çok güzel haraketler bunlar :) çınlatmasan kullaklarımı olmayacak, bak ne güzel uslu uslu oturuyorum, yazıyorum :)
Taşı sıksa suyunu çıkarır derler ya, burdan da kendine bir pay çıkarmışsın puhahaha... helal olsun sana Cezbe :) İşin suyunu illaha çıkarcan yani :) 77 model karışık kaset kuşağından, napster sonrasında limewire'dan yüzlerce şarkı indirip azar işitmiş biri olarak ( malum o dönemde sınırsız internet yok) Tool gibi popüler bir grubunu senden öğrendiğimi düşünmen gerçekten komik olmuş, bu arada pan ın labirenti filmi de güzel seridir. Müzik tavsiyesi hep alırım o ayrı dava da, bir pazarcı edasında gelll vatandaş gellll yazının en iyisi, hası burda çağrına ben de destek olayım madem :)
Gelll vatandaş gell… yazılar bayatlamaz gelll, öndekileri parlattım sundum gelll, bir tadına bak gelll beğenmezsen almazsın :)…
Yazın bu arada güzel fena da değil hani. Parıldayanların zımparalanarak matlaşması sahildeki cam kırıklarını hatırlattı bana buzlu cam…Ayrıca aşkla bakan gözlerdeki pırıltı hmmmm :)) Eh yaşanmışlıklar da bazılarında o parıldayan şeyleri söndürüyor, eski yazılarında biraz olsun bir pırıltı varmış diyorum son birkaç yazını okuduktan sonra... Umarım faydalanacağımız ilham veren, sataşma içermeyen, içten gelen güzel şeyler paylaşabilirsin ve ben de keyifle okurum, bak sözüm olsun güzel bir yorum yapacağım :)
Yukardaki yorumumun orta paragrafını silah zoruyla yazdım 'cukubik' bile diyemedim, hükümsüzdür. Bu platformdan tek beklentim yorumların onaysız geçmesi. Tabi bir de yorum düzenleme şeysi olsa..
Saf :)
Bilgem hangi orta paragraf?
Duk'e cevaben yazdığım. Karşı olmamakla birlikte o zaman da şüpheciydim bu platformlara karşı ama boğazımıza kadar 'Pelinsu beni neden ağlattı' vidyosuna battıktan sonra daha şüpheci yaklaşıyorum. Ayrıca bu yorumu yazarkren Tiktok yoktu. :|
YORUMLAR
Yorumda adım zikredilmiş teşekkür ederim, hatırlanmak güzel. "Eskiler uzaktan uzağa okuyorlar" düşüncesi bazılarımız için geçerli. Bende de durum öyle, eskiden hergün girerdim, okurdum, yazardım, şimdilerde ayda yılda bir giriyorum. Bu yorumları bugün okudum misal. Bir iki detay dışında Biradamyaratamamak'ın yorumuna katılıyorum. Adeta düşüncelerimi dillendirdi. O iki detayı da Gsmnn yorumunda eleştirmiş zaten. Biri kendini ayrıcalıklı olarak görmesi diğeri de bir yorumcudan yola çıkarak yönetimden daha fazla kontrol istemesi. Açıkçası yorumun genel tavrına yakıştıramadım bunları.
Duk45 kendi hikayesiyle durumu az çok özetledi. "Değişken teknoloji kültürüne ayak uyduramamaları... İnsanların sanal tercihleri değişirken buna ayak uyduramadılar." Çok doğru bir tesbit bu. Önceleri biz gamyunda oynardık, yazardık onlar reklamlardan para kazanırlardı. Artık durum değişti. Öncelikle görüntülü iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve revaçta olması insanları bu mecralara itti. Biri youtube mesela. Adam çekiyor videoyu koyuyor ,ardından yüzbinlerce tıklama ve abone kazanıyor, üstüne bir de para kazanıyor. Ne mi anlatıyor? Evrenin sırrını değil, "Pelinsu beni neden ağlattı" hikayesini. Cezbe'nin diğer blogunda var misal. "Pantolon nasıl yırtılır" gir, izle videoyu öğren. Yapabiliyorsan sen çek para kazan. Burada fotoğraf bile eklemek bir dertken adam kanalından canlı yayın yapıyor. Şuraya bakın bir video-fotoğraf ekle butonları bile yok! Gamyun yenilik olarak bir-iki fotoğraf koymuş et bakalım kendini ifade edebiliyor musun?
Örneğin Blogger... İstediğini yaz istediğin avatarı seç, "acaba onaylayacaklar mı" derdi olmadan ver yayına. Binlerce takipçin olsun ve reklamlardan para kazan. Buradaki kadar artniyetli ve kötü yorumlar da yok. Herkesin kendi alanının yöneticisi olması fesatlık ve kıskançlık olayını da bir nebze azaltıyor. Horoz-çöplük olayı yani. O kötü yazanlar da bir yazar iki yazar sonunda bıkar gider. Bak burada sevda_ciceği82 duvarı delecek neredeyse hiç yılmıyor :))
Yorumları okurken eskilere gittim, baya bir gülümsedim.
"Blogseverler fakat birbirini sevmezler" kim söyledi unuttum ama çok doğruydu gerçekten. Misal kabileler oluşturup savaş açardık birbirimize. Yeni biri gelse "kimdir nedir, yan nik mi değil mi" derken binbir türlü vesveseyle ortalığı karıştırırlardı. Yöneticiler de çanak tutarlardı. Yanlış anlaşılmasın yöneticilerden kastım sadece Sökeli'dir. Hani sadece biz değiliz bu cadı kazanının sorumlusu. Böyle işte, her gün bir hareket bir olay olurdu. Hiçbir şey olmasa birbirimize laf sokardık. :) Şimdi düşünüyorum da bir yanım "ne gerek vardı onca şeye" diyor. Bir yanım garip bir hisle anıyor olanları. Yaşlanıyoruz galiba.
Herşeye rağmen ben bir Beymen'i, Ataya'yı, Kupabeys'i özlüyorum. Trapper demeyim, ara sıra denk geliyordum yazılarına. Bu arada Cezbe'nin çabasını taktir ediyorum fakat blogu terkedenlerin yaptığı kibirli bir kaçış değil. Değişime mecburen ayak uydurmak. Bu hayat elimize bir kez geçiyor, telafisi olmayan tek şeydir zaman, neden bu zamanı "blogum-yorumum yayınlandı mı yayınlanmadı mı kaygısıyla geçirelim. Buradaki çırpınışları anlıyorum, kolay değil onca yıl dahil olduğun bir ortamın can çekişmesini izlemek. Yine de gidenleri eleştirirken, günah keçisi ilan etmeden önce sizler de onları anlamayı denemelisiniz.
Son olarak herşeye rağmen Kelimeyun'da turnuvaya girmeye gelirdim ara sıra. Yeni uygulama yüzünden ondan da soğudum. Eşli turnuva olduğu için oyunun kendiliğinden başlaması sıkıntı yaratıyor, eleman geliyor karşına, anlatana kadar oyun başlıyor, atsan dert, atmasan başka dert.
"Çok yakın bir zamanda ölecek olan bir insanın veya ölü bir balığın fersiz gözleriydi şimdilik parıldıyor gibi görünen." Maalesef birşeyler yapılmazsa gamyun blog da öyle olacak. Üzgünüm ama öyle. Bazen gerçeklerle yüzleşmek en iyisidir. Bunu gamlı baykuş olarak değil yıllarca internet platformlarını gözlemlemiş bu konuya objektif bakan biri olarak söylüyorum. Ve hayır! Bu beni mutlu etmeyecek.
Sorun "1 yorumcu" değil; o 1 yorumcuya, yazıyla alakası olmadan, defalarca aynı yazarın yazısına "yorum" adı altında istediği gibi saçmalama özgürlüğünün tanınıyor olması. Hakaret, küfür de gözden kaçabiliyor malum genel olarak. Bunlar engellenebilir şeyler ve mantıklı olan da bu tip şeylerin onay almaması. Bunun adı "fazla kontrol" değil, bu olması gereken.
Şikayet ettiğimiz konulardan en çok muzdarip olan benim. Verilmeyen onaylar, bekleyen yazılar, tuhaf yorumlar vs. E buna rağmen "gidenleri kınamıyorum ama eleştiriyorum" demişim. Kimseyi günah keçisi filan ilan ettiğim yok. Burası patatese bağlayınca mutsuz olacağını düşünen yazı da yazacak, yorum da yazacak güzel kardeşim. Yok yazmıyorsa da hep beraber fatiha okuruz. Benim de direnebileceğim nokta bellidir yani. İki günde bir yazı ekleyemem haliyle. İyi yazan olacak ki ben de gaza gelip yazayım. Böyle giderse, ben de gidip kendi sayfamda, sadece arkadaşlarıma yazarım olur biter. Yazan olmazsa, hatalara direnen olmazsa, artık uzaktan takip edilebilecek tek bir yazar kalmayacağı da açık.
Sanırım beğendiniz yazıyı, teşekkürler :)
Gelll vatandaş gell… yazılar bayatlamaz gelll, öndekileri parlattım sundum gelll, bir tadına bak gelll beğenmezsen almazsın :)…
Yazın bu arada güzel fena da değil hani. Parıldayanların zımparalanarak matlaşması sahildeki cam kırıklarını hatırlattı bana buzlu cam…Ayrıca aşkla bakan gözlerdeki pırıltı hmmmm :)) Eh yaşanmışlıklar da bazılarında o parıldayan şeyleri söndürüyor, eski yazılarında biraz olsun bir pırıltı varmış diyorum son birkaç yazını okuduktan sonra... Umarım faydalanacağımız ilham veren, sataşma içermeyen, içten gelen güzel şeyler paylaşabilirsin ve ben de keyifle okurum, bak sözüm olsun güzel bir yorum yapacağım :)