gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Cezbe'nin Yumurta Sepeti -Ekşi Şeyler- :)

19 Mart 2017, 21.35
A- A+


*İnsanları aşağılamak eylemi,  her zaman düşünüldüğü gibi berbat bir şey olmayabilir. İnsan aklıyla, fikriyle ve zikriyle karşısındakine bir koordinat verir. Aşağıda duran birisi, kendisini bu biçimde ifade ediyorsa susmayı tercih edebilirsiniz, izah ederek yardımcı olabilirsiniz veya durum tespiti yapıp "evet aşağıdasın" diyebilirsiniz.


Amma ve lakin, bütün bu akıl acziyle size saldırıyorsa; kendisine, koordinatını bildirerek aşağıda olduğunu söylemek, yani bir şekilde durum tespiti yapmak her şekilde haktır. Akılsız ve saldırgan balıklar, bu biçimde saldırdıklarında, saldırdıkları insan tarafından kılçıklarından ayrılıp didik didik ayıklanmayı da göze almalıdırlar.


*Kibir, gözleri kör, kulakları sağır, dili lal olmuş bir duvardır. Uzaktan görünen büyük tevazu, kibirlinin özde hissettiği devasa büyüklüğü, kendi dışındaki her türlü şeyin görünmezlik boyutunda küçük olduğunu düşünmesinden  kaynaklanır. Onun için çok az şey görülmeye, duyulmaya ve cevap verilmeye layıktır. Gösterdiği sükunet işte  tam da bu yüzdendir.


*Bukowski, 17-20 yaş aralığında okunur. Eğer ilerki yaşlarda düşünce dünyanızı Buko'dan M.Proust'a eviremezseniz, işe yaramaz, huysuz, vizyonsuz yaşlı bir ergen olarak kalırsınız.

YORUMLAR

20 Mart 2017, 08.54
Kesinlikle Bana Ayar Veriyor ..
20 Mart 2017, 11.55
*İnsanları aşağılamak eylemi, her zaman düşünüldüğü gibi berbat bir şey olmayabilir. İnsan aklıyla, fikriyle ve zikriyle karşısındakine bir koordinat verir. Aşağıda duran birisi, kendisini bu biçimde ifade ediyorsa susmayı tercih edebilirsiniz, izah ederek yardımcı olabilirsiniz veya durum tespiti yapıp "evet aşağıdasın" diyebilirsiniz.

         İnsanları Aşağılamak , Kişilerin Sahip Oldukları Ruhsal Durumların Yansımasıdır Zaten..Blog Yazılarının Tümünde Yorum Yapmak Suretiyle Bir İlgi Çekmek, Bir Ego Tatminine Girmek Konusundaki Gayretlerinin Şaibeli Aklına da Müsait Olduğunu Sanırım Sadece Ben Değil Benim Gibi Düşünen Bir Çok Kişi de Farketmiştir. Kendinden Başka Hiç Kimseye Tahammül Edemeyen,Tahammülsüzlüğünün Sınırını Popülerliliğini Yitirme Kaygısının Verdiği Sağlıksız Cümlelerle Tarif Edebilen Ender Kişiliklerden Birisi Olduğunu Kabul Etmek Zor Değil..Nitekim, Tüm Koordinatlarda Yer Alıyor Olmanda Ayrıca Bir Tuhaf Durum. Hani Derler Ya , Yağmur Nereye Yağıyorsa Tarlasını Oraya Taşır Diye..Biçilmiş Kaftan Bu Söz..Aşağısı Olayına Gelince, Ben Aşağısının Ne Olduğunu Bilmiyorum, Lakin Göruyorum ki O Aşağısı Olarak Tabir Ettiğin Yerlerden Geldiğini Anlamak ta Zor Değil. Nasıl Geldiğini İse Seni Tanıyanlar da Az Çok Bilir Kanımca. Zira Ben Bilmiyorum..

Amma ve lakin, bütün bu akıl acziyle size saldırıyorsa; kendisine, koordinatını bildirerek aşağıda olduğunu söylemek, yani bir şekilde durum tespiti yapmak her şekilde haktır. Akılsız ve saldırgan balıklar, bu biçimde saldırdıklarında, saldırdıkları insan tarafından kılçıklarından ayrılıp didik didik ayıklanmayı da göze almalıdırlar.

Şimdi Burada da Balık Avcısı Olup , Didik Didik Ayıklamayla Tehdit Ediyor.Benim Gibilerin Kılçıkları Kemik Gibidir. Onu Kıracak Dişlere Sahip Olmak Lazımdır ki İşe Yarasın..Aciz Akıl , Ancak Tehdit Eder, Mağduru Oynuyormuş Gibi Yapıp, Saldırganlığının Dozunu Artırmak İçin Hakaret içeren Cümlelerini , Klişe Kelimelerle Süslemekten Başka Ederi Olmaz..

*Kibir, gözleri kör, kulakları sağır, dili lal olmuş bir duvardır. Uzaktan görünen büyük tevazu, kibirlinin özde hissettiği devasa büyüklüğü, kendi dışındaki her türlü şeyin görünmezlik boyutunda küçük olduğunu düşünmesinden kaynaklanır. Onun için çok az şey görülmeye, duyulmaya ve cevap verilmeye layıktır. Gösterdiği sükunet işte tam da bu yüzdendir. 

Kibirin Membasındaki Akılalmaz Doygunluk, Mecrasındaki Akıcılığı Tıpkı Bir Antibiyotiğin Tüm Bedene Damarlar Vasıtasıyla Ulaşması Gibi Tüm Bloglara Pompalıyor Demektir.Herkesle Kavga Eden,Herkesi Sorgulayan, Herkesi Aşağılamaya Çalışan, Bunu Yaparken de Sempatik Görünmeyi Maske Gibi Kullanıp Mağdur Edebiyatı İle Destekleyenlere Gülücük, Köstekleyenlere Zehirli Oklar Atmak Ne Kimseyi Sevindirir Ne de Korkutur..

*Bukowski, 17-20 yaş aralığında okunur. Eğer ilerki yaşlarda düşünce dünyanızı Buko'dan M.Proust'a eviremezseniz, işe yaramaz, huysuz, vizyonsuz yaşlı bir ergen olarak kalırsınız. 

Şimdi Burada da Entellektüel Olduğunu İspat Etmek İçin Bukowski ,M.Prous Felan Filan Yazıyor ki , Bakın Ben Ne Kadar Kitap Okudum da Buralara Geldim Demeye Çalışıyor.Bunları Yazmak, Sahip Olunan , Saldırgan, Tahammülsüz,Kıskanç,Sadist,Kişilik Bozukluğunu Asla Kamufle Edemez.Vizyona Sahip Olmak İsteyen Birisinin Yazılar Yazayım da Herkes Okusun,Popüler Olayım,Önemseneyim Gayretleri de Böylelikle Mostrasını Verir Haliyle..


İdrak-i Maali Bu Küçük Akla Gerekmez..Zira Bu Terazi Bu Kadar Sıkleti Çekmez ..Z. Gökalp..

20 Mart 2017, 12.47
Bu yazı kesin yargılar içerdiğinden değişik tepkiler alabilir. Yalnız bu tepkiler, benim yazdığım gibi fikir üzerinden olmalı. "Sen!" şeklinde başlayan anlamsızlıkları kaldırmaz. Hani filozoflar yazar ya aforizmalar, öyle bir şey bu. Ben de cep filozofu olarak kendimi deniyorum yumurtlayarak :) Elbette bunlar gözlem sonucu bir yargıya vardırılmış fikirler. Fakat tek bir kişi bu yargılara ulaşmamda kaynak olabilir mi? Öyle olduğunu düşünen varsa, kibirle alakalı yazdıklarımı okuyabilir. Çünkü tek bir kişiye dayalı böyle çıkarımda bulunan biri ne kadar kibirliyse, kendini bir yazar için kaynak teşkil edebilecek yegane varlık saymak da büyük bir kibir. Bu söylediklerimden hareketle, altı dolu bir karşı fikir gelirse tartışırız. Yoksa düzeysiz bir ortam olsun diye eklemedim bu yazıyı buraya.

20 Mart 2017, 12.53
Amanın :) hepsini okumamıştım. Hakaretlere bak :) 
20 Mart 2017, 13.10
""""""""en Aşağısının Ne Olduğunu Bilmiyorum, Lakin Göruyorum ki O Aşağısı Olarak Tabir Ettiğin Yerlerden Geldiğini Anlamak ta Zor Değil. Nasıl Geldiğini İse Seni Tanıyanlar da Az Çok Bilir Kanımca. Zira Ben Bilmiyorum..""""""""""""""""

Şu ifadenin Türkçe mealini alayım. Beni tanıyanlar kim? Sen kimsin? Beni tanıyor musun? Bu ne çapsızlık?
20 Mart 2017, 13.22
   Yani Diyor ki ; İçsel Duyumsamaları , Katastrofik Özümlemelerle Karmaşık Senkrizasyonal Devinimlerle Dışavurma Eğilimdeyim..

:)

Yahu Cezbe..

    Neden Sürekli Sıradışı Olmak Çabasını ''Aforizma '' Gibi Entel Dantel Kelimelerle Süsleyip Farkındalık Yaratmak İstiyorsun..

Biraz da Doğal Ol Yahu..

Aforizma Ne Ya :)

Günlük Hayatında Kaç Defa ''Aforizma'' Kelimesini Kullanıyorsun Merak Etmedim Değil..

Misal Markete Gidiyorsun, Ekmeği Alırken ; '' Aforizmalarımı Gözden Geçirmek İçin Yaptığım Menemeni Yiyeceğim Ekmeği İstiyorum'' mu Diyorsun ?

Hey Allah'ım :)

Reca Ederim , Biraz Avam Ol Bizlere Karşı..

Sıradışı Olmak, Farklı Olmak , Entel Dantel Kelimeler Kullanmak Değildir :)

Haydi Bir İki Tane Daha O Kelimelerden Yaz da Çayıma Şeker Diye Koyup İçeyim ..

Aforizma Yazmış Yahu..


Piyuwww :)




20 Mart 2017, 14.17
Bazı durumlarda kibirli olmayan bir insanın da, tevazudan yapılmış bir kibir zırhına bürünmesi icap eder. Eğer karşınızdakinin size hakaretten başka hitap edecek bir çapı yoksa; işi, hakaretten çıkarıp cıvık bir zevzekliğe dökmüşse, asılsız iftira ve imaya girmişse; işte o zaman duvar olmak vaktidir. Haddinden fazla küçük şeyleri görmezden gelmek en iyisidir.
20 Mart 2017, 19.08
Cezbe, herkesle bu kadar kavga edecek enerjiyi nereden buluyorsun? Yoksa açken, sen, sen değil misin?
20 Mart 2017, 19.30
Şu yazının yorumlarını okumak bile yeterli bence bir şeyleri anlayabilmek için. İlla bu insanın bana gerek yazdığı yazılarla, gerek yazılarımın altına yaptığı yorumlarla nasıl saldırdığını biliyor olmana gerek yok ki Gmsnn. Bu blog siliciler "geçmişi sil" yapsalar ne fayda, benim hafızamı da silemezler ya, benim yazılarımı da silemezler ya... Yalnız işte, bunları bilmeden beni yaftalaman hoş değil. Üstelik bu yazdıklarıma karşılık gelebilecek ne sıkıntısı var bu insanın onu da bilmiyorum. Benim gayet tok karnım. Keşke video ekleyesdin be Gmsnn.


Yazıyla alakalı yorum yapan da bulunur inşallah.

20 Mart 2017, 19.47
cezbe, marcel proust kadar sıkıcı betimlemeleri olan kaç yazar-eleştirmen vardır bilmiyorum ama sizin kendisinden ziyadesiyle  etkilediğinizi söylebilirim..


21 Mart 2017, 10.03
Proust-Bukowski karşılaştırmasını düşündüğünüz manada yazmadım Any. Aslına bakarsanız biraz da gülümsedim bıyıkaltı yazarken. Çok beklediğim ama hiç ummadığım bir yorum oldu sizinki. Bunun için de ayrıca teşekkür ediyorum yorumunuz için.


Benim için iki ayrı uç yazardır ikisi, antrparantez Bukowski de çok severim. Ayrıldıkları nokta kısaca; Bukowski'nin çok kolay anlaşılır olması, Proust'unsa anlaşılmasının çok güç oluşudur. Sizin de dediğiniz gibi, çok ağırdır dili. Ortalama bir paragrafa denk düşen cümleler kurar. Cümleyi tamamen anlayabilmek için birkaç defa dönüp baştan okumanız icap eder. Ama düşündüğünüzde, bir satırlık cümlenin altından kalkamayıp, başıyla sonunu eşleştiremeyen yazarlar var.


Bunu bir eleştiri olarak sunabilirsiniz, fakat duygu, düşünce dünyasındaki sınırsızlığın, ifade edişteki zengin üslubun hakkını da vermek gerekir. Tam da yapmak istediğim karşılaştırma buydu; ergenlikteki yüzeysellik, erginlikteki derinlik...


Siz bu yorumu yaptığınıza göre ve arama motoru sonucu bir yorum olmadığını düşünerek, en azından bir defa Proust okumayı denediğinizi düşünebiliriz. Nasıl bir benzerlik kurdunuz benim üslubumla anlayamadım, henüz o kadar eremedim ama iltifat kabul ederim bu çıkarsamanızı :) Okumak, zevk meselesi olduğu kadar, aşama aşama gelişen bir şeydir. İnsan ilkokulda felsefe okumaz misal. Bu yüzden, Proust hakkında söylediğiniz şeylerin bir kısmına katılmakla birlikte, o kadar önemli bir yazarı bu biçimde ifade etmekten imtina ederim. Belki de ben henüz anlayacak olgunlukta değilimdir, o yüzden ağır geliyordur kitapları bana ve ben şimdilik ağır buluyorumdur dilini.


Bu arada, tanımadığım ve dikkatimi çeken yorum yapan üyelerin oynadığı oyunlara bakma alışkanlığım vardır Any :) Kelime oyunlarına merakınız, Proust hakkında yorum yapabiliyor oluşunuza bir işarettir. Gözlem her şeydir! :) İnşallah bir gün karşılaşır, Proust ve kitapları hakkında derin sohbetler yapar, hem de biraz kelime oynarız sizinle. 


 Sahalarda görmek istediğimiz yorumlar bunlar. Aynı fikirde olunması şart değil.

21 Mart 2017, 11.50
Bukowski okumak elitlik değil, realitedir. Aslında kitap okumak ve yazar ismi anmak sizi elit yapmaz. Bukowski ağzı son derece bozuk, alkolik bir adamdır. Halamın kocası aynı bukowski mesela ince kol-bacak davulumsu göbek ve alkol kokulu bir nefes, hiç elitte değil. Mandıra filozofluğunun alkol görmüş hali yani

Ayrıca huysuz ergende olmazsınız. Bukowski hayatı anlatır, özellikle yaşadığı hayatı ve yaşadığı ortamı.

Özdeyiş(aforizma) olayınıda anlamadım. Üst iki satırda aforizma yaptım, he özdeyiş demek varken aforizma gereksiz havalı buna katılıyorum.

Ben blog portalı pek takip edemiyorum gmsnn'nin yorumlarından anladığım kadarıyla araya gaz verip ellerini ovuşturuyor :p
21 Mart 2017, 12.48
dünyaca sevilen bilinen yazarlar hep sade doğal akıcı yazan yazarlardır daha çok insanla buluşurlar. karışık cümleler paragraflar yazmak marifet değil.anlamayan insan okumaktan soğur uzaklaşır sadece belirli kişilere hitap edersiniz.
21 Mart 2017, 13.05
Yorumunu tam anlayacak gibi oluyorum, sonra karmaşaya düşüyorum Duk. Şimdi bu Bukowski kişisini seviyor musun bir yazar olarak, yoksa sevmiyor musun? Bence okuma alışkanlığı kazanılması için okunabilecek en iyi türlerden biri. Aşk romanı, polisiye filan da böyle mesela...Hem yazarların özel hayatları, ideolojileri filan kimseyi ilgilendirmemeli. Bak siyasilerimiz bile Mehmet Akif'i ve Nazım Hikmet'i aynı bünyede barındırabiliyorlar. Ona bakarsan Proust'un hayatında da çok ilgi çekici detaylar var ki hiç girmeyelim :)


"Elit" ifadesiyle tam olarak neden söz ettiğini bilemem. Ama okumayan bir insanın ottan farkı da yoktur benim gözümde. Net. Ha sen tarih seversin, diğeri felsefe sever filan... Ama okumamak olmaz. Bu toplumun bu halde olmasının en büyük sebebi okumamaktır. Bu yüzden kınıyorum seni o konuda 9hmlğ4ev.

Bukowski'nin hayatın gerçeklerini yazdığını yazmışsın ya. Hayat doğmak, büyümek, üremek ve ölmekten ibaret bir şeyse eğer, evet bir insan Bukowski'yle doğup onunla ölebilir. Ve ısrar ediyorum huysuz bir ergen olur. İlla Proust'a evrilmeyip Kafka'da kalsa yeterli de olabilir bak :) Fakat örneğin abartı olmak zorunluluğu vardı çarpıcı olup daha iyi kavranabilmesi için.


Olur olmaz filozof, yazar ismi yazıp kendini bir yerlerde gösterme merakıyla alakalı, bi önceki yazımın altında bi blogcuk var onu oku :) Yeri gelir yazarsın, söylersin tabii o ayrı...  "Aforizma" kelimesini tam karşılamıyor "özdeyiş" bence. Ayrıca edebiyat dilinde "aforizma" diye geçer. Sen herhangi bir filozofun bu tür sözlerini içeren yazılarından söz ederken  "özdeyiş" dersen kimse bir şey anlamaz Duk. Böyle yerleşmiş de olabilir bilemem ama aforizmadır birader bu. Gaz konusunda bir şey diyemiyorum, gazla çalışmadığım için smile Resmi
21 Mart 2017, 13.24
Evet Start_x, katılıyorum size. Siz kimi seversiniz? Benim en sevdiğim, idolum Kafka'dır örneğin. Olabildiğince sade ve inanılmaz derindir, girip kaybolursunuz satırların arasında. Zaten benim Proust örneğim, yorumlarda da yazdığım gibi bir Proust güzellemesi yapmak değil, iki uç arasındaki farkı çok net ortaya koymak içindi. Tüm bunlarla beraber Proust çok değerli bir yazardır :) Teşekkür ederim yorumunuz için.


Duk sana da teşekkür.
21 Mart 2017, 14.41
cezbe öncelikle reelde yapabildiğim ve sevdiğim şeyleri gamyunda oynamıyor olmak size bir bakış açısı kazandıramaz..demekki reeelde oldukça yalnızsınız ve kültür sanat eylemleriniz minimum düzeyde.ayrıca ben uzun süre masadaa beklemeyi sevmem. bununla birlikte anlatımlarımda da  lafı ağzımda dolaştırıp,eğip bükmeyi  sevmem..çok fazla felsefeye dalınca insan dünyadan soğuyor..şuna kesinlikle eminim ki proust hala kendini bulamamış,silik ve ezik bir tipti.bu duygu karmaşaları onun cinsel tercihinede yansımış ve  kendi benliğini bulamamış mutsuz bir adam olarak göçüp gitmiştir..umarım sizde o adada proust'a kendinizi fazla kaptırmazsınız..sevgiyle kalın.
21 Mart 2017, 15.50
E ama sakin Any :) Ben ipucu manasında bir şeyler ifade eder, demiştim; siz beni de Proust'u da bir kitap gibi okumuşsunuz maşallah. Bir yazarın nasıl yaşadığıyla değil, yazdıklarıyla alakalı olmak gerek. Ve nedense Proust hakkında eleştirileriniz bana çok yüzeysel geliyor. Neyse mühim değil tabii, insan zaman zaman sinirlenebilir.


Madem bu kadar Proust'a takıldık, kitabın orta yerinden, rastgele ufak bir şey yazayım ondan alıntı;


*****Kimi günler, incecik teni, boz, somurtkan olur; gözlerinin derinliklerine,  bazen denizde olduğu gibi mor bir şeffaflık yanlamasına inerdi. Böyle günlerde Albertine, bir sürgünün hüznüyle dolu gibi görünürdü. Başka günler, daha düz olan çehresi, arzuları parlak yüzeyine  yapışırtırır, öteye geçmesini engellerdi. Onu birdenbire yandan gördüğümde durum değişirdi. Çünkü beyaz balmumu gibi mat olan yanaklarının yüzeyi, şeffaflıktan pembeleşir, müthiş bir öpme isteği, bu kaçan farklı tene ulaşma isteği uyandırırdı. Bazen de mutluluk, bu yanakları öyle hareketli bir ışıltıyla sarmalardı ki, sanki akışkan ve belirsiz hale gelen teninden yan bakışlar geçer, teni bu yüzden gözlerinden farklı bir renkte ama aynı maddedenmiş gibi görünürdü....*****


...... diye devam ediyor :) Ben noktalamaları biraz değiştirdim rahat okunabilmesi için. Sanırım bu gerektiğinden uzun cümleler, düzgün edit edilemeyişinin göstergesi. Ve okunmasını zor kılıyor. Şimdi Any, diyeceğim o ki, şu yukarıda ufacık yazdığım bölüm olduğu gibi betimleme içeriyor. Bu betimlemeyi yazara hakaret edercesine aşağılayan birini bırakın, beğenmeyen biriyle bile Proust tartışmasına girmenin, kendi adıma pek anlamlı olmadığını düşünüyorum. Hani yazdım ama sizin için değil, merak eden olmuştur ne yazmış bu adam diye, ondan :) Siz de sükunetle kalın...

21 Mart 2017, 16.40
sevgili cezbe.. iç dünyası karmakarışık biri bana bir şey öğretemez.... bu zat-ı muhteremin vefatından sonra yazıları derlenmiş; film ve kitap piyasasına sürülmüştür..ayrıca  ölmeden önce yazdığı eleştiri ve makalelerinde ( bu arada ölmeden önce yalnız bir kitabı yayınlanmış ve büyük başarısızlığa uğramış; neticesinde  onu bir süre çöküntüye uğratmıştır.) kullandığı ağır betimlemelerlel öldüken sonra derlenenler arasındaki farkı daha dikkatli ( ki fransızcanınızın bunda büyük yardımı olacaktır) okuduğunuzda keşfedersiniz diye umuyorum.. velhasıl İLERİ YAŞLARDA DÜŞÜNCE DÜNYANIZI MARCEL PROUS'  a  EVİREMEZSİNİZ , işe yaramaz, huysuz, vizyonsuz yaşlı bir ergen olarak KALMAZSINIZ..nokta net..)) haa bu arada sizinle proust tartışmayı anlamlı ama sizi anllamsız bulduğumuda belirtmeden geçemem..popülizm kaygısı vahim bir şey dostum :) 
21 Mart 2017, 16.49
tek bir yazarın hayranı değilim en çok türk ve rus edebiyatından okudum hepsinin ayrı bir güzelliği var hepsi halktan insanları anlatıyor..
21 Mart 2017, 17.22
Aman efendim Any, okuduğunuz her şeyin didaktik olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Bu çok sıkıcı bir durum. Ansiklopedik bilgi için teşekkürler, ulaşılırlığı var hepsinin. Ben okunmadığı taktirde ulaşılırlığı olmayan bir paragraf paylaştım. Dediğim gibi, Proust tartışması nihayete ermiştir benim için. Sonuç olarak olarak sohbet neticesinde, karşılıklı bir tartma söz konusu olur ve bir karara varırsınız karşınızdakiyle alakalı. Misal; siz beni anlamsız bulmuşsunuz :)


 Popülizm değil de popülarite kaygısından söz etmek istediniz sanırım. Diliniz sürçtü :) Popüler olan hiçbir şeyle kavga etmez. Çoğunluk ve çoğunluğun geçer not aldığı ne ise, bu kalitesi ne olursa olsun onu benimser ve tekrar eder. Ben malumunuz, (herhalde takip ediyorsunuz blog portalı, ben sizi tanımıyorum ama...) tartışmayı, değişik görüşleri seven biriyim, kimsenin beni sevip sevmemesiyle ilgilenmem. Bu şartlarda popülerite kaygısı bana yakıştırabilecek en son şeydir zannımca. Örneğin bütün sevgi kelebekleri birer popülizm kanatlısıdırlar :) Bana uzak, Allah'a yakın olsunlar.


Start_x; dediğiniz gibi çok sağlam yazarlar var, özellikle Rus Edebiyatında. Ben Kafka severim ama örneğin Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı hiç de aşağıda kalmaz Kafka eserlerinden. Belli bir kaliteyi yakalamış her eser iyidir denebilir, sonrası insanın kendi kültür ve zevkine kalmıştır tabii. 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın