gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Ben Değilim...

27 Haziran 2018, 07.16
A- A+
https://www.youtube.com/watch?v=EXLu4Irk3CM

Her şey eskir. Ve bazı şeylerin eskimesi, hiç de iyi değildir :) Maalesef gerçekler acı. Evlilikler örneğin; onlar, ne yazık ki şarap değiller, eskidikçe güzelleşmiyorlar. Dost ilişkisi de değil ki bu, zamanın artısıyla iyiye doğru katmerlensin. Esasında, evlilik müessesini en güzel karşılayan tanım "hayat arkadaşlığı". Evet, bir yol arkadaşlığıdır evlilik. Aşk bitince, sevgi götürür işi ama sevgiye dönüşememişse aşk; iş, bi' şeye sarar. Bir de aşka aşıklar var, o tipler mütemadiyen aşık olmak zorundadırlar, el mecbur yani, illa aşık olacak :) Bu türlüsünün işi, hep o bi' şeye sarmış vaziyettedir zaten .d


Peki, işlerin o pis şeye sardığı bu noktada ne yapıyoruz??? Çok basit; yama yapıyoruz:) Evlilik denen ve esasen hiç de insan yaradılışına uymayan bu kurumu yamıyoruz. Bir başkasıyla; bir hayalle veya gerçekle yamıyoruz. Geçinip gidiyoruz öylece.


Eskimiş bir evliliği, eskimiş yırtık bir pantalona benzetelim örneğin, yamayacağız :) Yalnız, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir şey var: Yamalar, küçük parçalardan yapılır malum. Hiç kimse, kocaman bir kumaşın ortasını kesmez yama yapmak için. Bazı kumaşlardan yama yapılmaz; ölçüleri, kalitesi, türü vs. nedeniyle. Her kumaştan olmaz yani, olsa da olmaz :) Kaldırıp o canım koca kumaşı kesseniz de yapamazsınız, onun adı 'yama' olmaz o vakitten sonra çünkü. Eğer yanılıp da yaparsanız, başınız büyük belada demek.


Hadi oldurdunuz bir şekilde diyelim. Bir de bakmışsınız; yamayıp tamamladığınız pantolonu değil de, o yamayı giyiyorsunuzdur pantolon niyetine. Kısa zamanların toplamının anısıyla idare ediyorsunuzdur geniş zamanlarda.  Pantolona yama değil, yamaya pantolon oluyordur yaşanılan. Sıkıştırılmış dosya formatında mutluluğu, küçük zamanlarda; gerçeğiniz olan yaygın bir mutsuzluğu, tüm hayatınızda yaşıyorsunuzdur.


Tercih sizin. Pantolonu değiştirecek cesaretiniz yoksa veya bunu istemiyorsanız; siz siz olun, yama yapabileceğiniz kumaş kalitesini ve ölçüsünü iyice bir belleyin. Yoksa büyük sıkıntı, akıllı olmak lazım. Eğer halihazırdaki pantolondan vazgeçemiyorsanız ve illa da yamayı gerekli görüyorsanız, küçük ve az değerli parçaları tercih etmelisiniz yama yapmak için.


Türkçe meal: Her zaman elininizin altında olanı, bir alt modeliyle yedeklemelisiniz ki, kaosun ortasında kalmayasınız. Formül bu. Anladınız siz onu

YORUMLAR

01 Temmuz 2018, 19.21
Sevgili Cezbe;Teşekkürler.
Kendimi övmeyi hiç sevmem eğer diğer bloglarımı okumuş olsaydın ben düz yazan biriyim .Hatalar olabilir eksk  yazabilirim.Bu kadar hata olabilir bu normal.Edebiyat da bunun adı deneme olarak gecer.Siz yazıdaki hatalarımı yazın ben alınmam.Bu şekilde gün gelir boynuz kulağı  geçer sözü nün doğruluğunu  kanıtlamış olurum.:)

Kolay değil tlf dan yazmak.:)

02 Temmuz 2018, 08.56
Mia; siz, kötü niyetli birisi değilsiniz, bundan eminim. Gereksiz bir diyalog oldu bu bizimki bence, nedeni de malum. İlk gereksizlik ortada olmasaydı, başka gereksiz şeyleri de gerektirmeyecekti :) "Kelimelerle oynamak" cidden herkesin harcı değil, o noktada takıldığmı anlıyorsunuzdur. Kelimeyle oynayayım derken, Türkçe'yi katledenleri  gördüm ben burda, bu yüzden de biraz tepkiliyim. Ama cümlelerinizle alakalı yaptığım eleştiriler yerli yerindedir, tepkiyle filan alakası yok. Sadece bu yazının altında görüp eleştirdiğim noktalar da değiller. Siz bunları yapıyorsunuz, ben de yazdım. Dilerseniz dikkate alırsınız, dilerseniz almazsınız.


Benim için imladan önce mana gelir. Türkçe'yi taammüden zıbartmadıysa, insanın gözüne gözüne bunu sokmamışsa -başlık vs. gibi- kimsenin yazısının altına girip 'güzel Türkçemiz' ahkamı kesmem, benim de yanlış yaptığım oluyordur, otorite değilim ayrıca. Bu olduğumuz platform, toplumun aynasıdır, her zaman söylüyorum bunu. Profesör de oyun oynuyor burda, işçisi de oynuyor, okumuşu da, okumamışı da, her türlü insan var. Blog ortamına dahil olanların içinde, gerek yorumcu, gerek blog yazarı % 90'ı Türkçe'yi doğru kullanamıyor, fahiş imla hataları yapıyorsa; yalnızca bu kişileri suçlamamak gerek. Bırakın onları, öğretmen olduğunu söyleyenler dahi bunları yapıyorsa, öğretemeyene kabahat bulmak gerek. Hem de öğrenciye değil, öğretmene öğretemeye...


Yıllardır, o hükümet, bu hükümet demeksizin; her türlü taş toprak yapının temelini atıp kazığını çakıp, yapıyı ivedilikle bitirip bununla övünenler, eğitimle ilgili temele bir kazık çakmak şöyle dursun; çamura, bataklığa terketmişler eğitim sistemini.  Öyle yapmışlar ki, bizler bu durumdayız. Üzerine de Türk insanının kitap okuma özürlülüğü eklenince, işte bu noktalara gelmişiz. Ben şimdi bu %90 insanın, hangi birine ne diyeyim? Onun için, beni blogunuzun altında, hata düzeltici birisi olarak emin olun hiç göremeyeceksiniz :) Şimdi, 'kelimelerle oynamak' gibi iddialı bir çıkış yaptığınız için yeri geldi eleştirdim, eleştirme gereği hisettim.


Ben isterim ki, burada herkes çok iyi yazsın; yazsın ki ben de daha iyi yazıları burada paylaşabileyim, okuduğumdan zevk alabileyim. Bu ancak mutlu eder beni yani. Ayrıca 'deneme' dediğimiz tür de, "Türkçe'yi başarılı kullanabiliyor muyum, imlam yeterince düzgün olabiliyor mu", nevinden bir deneme tahtası filan değildir. Deneme türünde bir eser verme niyetiniz varsa, zaten tüm bunlara hakimsiniz demektir. Burada yazan ve benim gördüğüm birkaç blog yazarının yazıları hariç;  yazılan blogların tamamı konumuzun dışında. Yazmayı denemek ayrı şey, 'deneme' yazmak ayrı şeydir.

02 Temmuz 2018, 09.12
Bence çok yanlış tespitler yapmışsınız Bay Y.E .p Bir defa durumun, hiçbir karmaşıklığı yok. Makyavel için, sıradan ve sıkıcı olurdu yani. Ulaşılmak istenen belli bir miktar para ve bunun için birbirleriyle her yol mübah yoluyla savaşan insanlar topluluğu... Çok sıradan .p Bu yanlış tespitini, devamlı  izlemiyor oluşuna veriyorum. Oyunlar zevkli, üstelik senin söz ettiğin durumlar için gözlem olanağı sunuyor, bence izlemelisin.


Bu yarışmacıların, adaya ilk geliş halleri var misal. Hepsinin yüzünden nur akıyor, bakıyorsun, diyorsun ki; aman da ne güzeller, ne kadar da iyiler hoşlar, şöyle ve böyleler.  Önce yüzleri değişmeye başlıyor bu arkadaşların, saçlar-sakallar birbirine giriyor; kızların, yüzleri abuslaşıyor. Yani o nur, gidiyor yüzlerinden. Sonra, erkekler erimeye; kızlar yağlanmaya, kafalar bulanmaya başlıyor. Ancak oyun alırlarsa yemek yiyebileceklerinden, oyunu kazanmak için gereken hırsı, o söz ettiğin birbirlerinden nefret etme duygusundan alıyorlar. Şiddet, erkeklerde daha baskın bir karakter özelliği malum; bu yüzden, en çok onlarda gözle görülebilir hal alıyor değişiklik. Güzel güzel sohbet eden adamlar, oyun kazandıklarında, mağara adamına bağlayıp birbirlerinin yüzlerine höykürmeye başlıyorlar. Ben bu kısımda çok gülüyorum örneğin:)


Yani diyeceğim, tüm bunların nedeni, bir numaralı yaşam gereksinimi olan "karın doyurma". Diyelim onlara hiç yemek verilmese, eleme oylaması yapsalar aralarında, en çok oyu alanı kesip yeseler filan...:) Aklıma böyle şeyler geliyor ;)  Şu anda yazdığım absürd gelebilir, geyik yapıyorum da sayılabilir. Ama bunun bir oyun olmaması halinde ve hiçbir yiyecek bulamamaları durumunda, birbirlerini kesip yiyebilecek olma ihtimallerinin gün gibi ortada olduğunun çıplak gerçekliğini, yapılan hiçbir geyik değiştiremez. Yani diyeceğim; ilk insanın vahşiliğine dönüyorlar, özlerine... Medeniyet, ancak karınlar tok iken kendini gösterebilen bir mefhum; yani ikincil, yani şerhli, yani şarta bağlı. İnsanoğlunu çok da abartmamalı, fazla şey de beklememeli, işte tam da bu yüzden haksızlık ediyorsun :)


Eyvallah smile Resmi, mumları üfledim, pastadan bir dilim aldım, afiyetle yedim :) Tek sorun; ben de gevezeyim, hem de idealist tarafından bir geveze.


02 Temmuz 2018, 09.41
Sevgili cezbe; bu konuda sizinle hem fikirim bu konuda çok ciddiyim Türkçeye çok hàkim biriyim konuşmada üstüme kimseyi tanımam,iş yazıya döktüğümde hata burda oluyor.Dediğim gibi blog platformunu son bir senedir fark ettim.Fark ettimki yazdığım zaman ben kendimi buluyorum , bundanda zevk alıyorum.İş hayatımda insanlarla uğraşmak çok zor.Gördüğüñ haksızlıklar karşısında susan o kadar insan görüyorümki tahammülüm kalmıyor.

Bu platformda görmek istemiyorum .Herkes özğürce yazsın eleştiri yapalım tozunda olsun.Önemli olan insan kazanmak,kaybetmek değil.

Değerli unsurlarımızı unutup "empati" kelimesini ortadan kaldırıp sadece"ben " demesini ögrendi.Çünkü insan nefsine hâkim olması gerekirken,nefsi insana hâkim oldu.

Sizi takdir eden biriyim sizi bu şekilde görmek istemiyorum.Size verdiğim örnek altını çamura at, değerinden bir şey kaybedermi.Asla. Sizde yapılan eleştirilerde sizi seven takdir eden olduģu gibi sevmeyenlerinizde muhakkak vardır.Bu kadar güzel duygulara sahip biri olarak nacizane fikrim örnek ol onlar utansın.

Teşekkürler Sevgiyle kal.....
02 Temmuz 2018, 14.39
Haydiiiiiiii döndük mü başa :) E ben bunları yazmıştım ama 2. baskıya mı gireceğiz smile Resmi

Mia; siz neden, yazınızın altında Bay Y.E'ye, taş kalplisin, dediniz? Dediğiniz beni ilgilendirmiyor da, madem böyle sert bir eleştiri yapabiliyorsunuz; benim bir başkasına yaptığım eleştiri üzerinden, beni nasıl eleştirebiliyorsunuz 'sert eleştiri yapıyorsun' diye???

Soruyu yukarı aldım, diğer yorumlarda gözünüzden kaçmış olma ihtimali üzerine. Cevap vermeniz de gerekmiyor, yüzleşin kendinizle yeter Sevgili Mia :)
---

Şimdi burada yazarak anlaşabiliyoruz malum, bu yüzden konuşma gücünüzün etkisi hakkında fikir sahibi değilim hak verirsiniz ki, üzerinize var mıdır yok mudur bilemiyorum. Öyle diyorsanız öyle olduğunu varsayalım, siz iddialı konuşmayı seviyorsunuz. Ama hatip ve katip başka işlerin erbabıdırlar. Öyle olmasaydı; retorik ustası olan herkes yazar olurdu, yazar olanlar da muhteşem birer konuşmacı... Yazmaktan zevk alıyorsanız elbette ki yazmalısınız, buna kim ne diyebilir? Kötü yazsanız da kime ne yani? Herkes inci yumurtlamıyor sonuçta.


Ben sizin iyi bir şeyler telkin etmeye çalıştığınızı görüyorum ama biraz gereksiz oluyor, yukarıdaki soruma veremediğiniz cevap nedeniyle biraz komik oluyor, ayrıca benim realiteme, rasyonel düşünce yapıma da uymuyor. O, sizin bakış açınızdır. İnsanları istediğiniz kılıfta biçemezsiniz bir defa. Sizin görmek istediklerinizle, olan başka türlüdür. Ki bu çok da normaldir, herkesin eşikleri, köşeleri başkadır. Ben de ağaçlar pembe olsun istiyorum ama olamıyor işte. Kamu spotu tadında pompalanan 'sevelim, sevilelim, koklaşalım, yoklaşalım' repliklerini hiç sevmiyorum, hiç rasyonel bulmuyorum. Paçalarından sahtelik akıyor çünkü. Tek kelimeyle; çalışmıyor.


Ben hiçbir zaman sevgi kelebeği model birisi olamam misal, heyecanlı bi tipim ben:). Kenar köşeleri  törpüledim , bence son halim gayet hoş :) Gırtlağıma kadar getirmezse kimse, saçmalığı ayyuka çıkarmazsa, gayet sakin olabiliyorum. Bu hırsızların hiç mi suçu yok kardeşimm!!! Onlar hep mağdur mu çıkacak son perdede? Allahım, sürekli böyle mi olacak 0hml34ğıaeh Pardon araya parça girdi .p Ne diyordum... Ha evet,  bence ben böyle güzelim, bu ayar iyi bana.


Kazanılmayı hak eden insanı, ben zaten kaybetmem siz canınızı sıkmayın. Kaybetmeyi göze almışsam da, artık benim için değersizdir demek. Çünkü ben, tam krediyle başlarım bir insanı tanımaya; sevdiğimden, değerli bulduğumdan da kolay vazgeçmem. Bu yüzden gönlüm acccayip rahattır bu konularda. Siz de, en azından benim adıma rahat olun rica ederim :) Çok insan değil, az insan- öz insan yeter. Gerisi olsa da olur, olmasa da olur. Olmayacak olanı idrak ettiğinizde, onu kazanmak için harcadığınız çaba nafiledir, geçirdiğiniz zaman da boşa geçmiş bir zamandır, artık o, sadece bir baş ağrısıdır. Dünyayı ben kurtarmayacağım sonuçta, her koyun kendi bacağından...


Son olarak; karşındakini anlayabilmek için ve kendini anlatabilmek için, konuşmak koşul-şart. Ve sorunları çözmek için de elbette... Ama bu çaba, bir noktadan sonra tıkanıyor ve konuşulan kendini tekrar ediyorsa, her iki tarafın aynı frekansta olmadıkları, ne kadar konuşsalar da birbirlerini anlayamayacakları düşünülebilir. Bu noktada çok da zorlamamak gerek hani.

Siz de sevgiyle kalın Mia.

02 Temmuz 2018, 14.43
Yine asmış kesmiş :) Konuştuğumuz alt tarafı 'eğlence programı' üst başlığında bir yarışma programı, bir de izlemediğin bir program üstelik, bu yüzden çok fazla yazdıklarınla ilgili kritiğine girmeyeceğim. Ama ne kadar değer yükledin, ne ağır eleştirdin. Ben sadece izleyici gözünden baktım. Dedim ki; bunlar manyaklaşıyor, aç garipler çünkü :) E ödül de var, elbette kazanmak istiyorlar, ünlü de olmak isteyebilirler, her şey olabilir. Orada yaşadıkları açlık nedeniyle ve elbet kan şekeriyle ters orantılı gelişen agresyonla da bağlantılı olarak, geçici de olsa olmadıkları biri haline gelebiliyorlar. Ama her zaman değil ve hepsi değil. Bu kadar aşağılanmayı hak etmiyorlar Sayın Bay Y.E :)


Bu konularda seninle aynı fikirde değiliz zaten. Televizyon, televizyondur sadece. Canın sıkılınca açarsın, seçersin programı ve vakit geçirirsin. Anahtar kelime "seçmek". Öyle oturup karşısında, ondan ulvi şeyler bekleyebileceğin bir alet değil ki bu. Her türlü dizide, filmde, hatta en babasından da haberlerde, bu karşı çıktığın çirkinliklere maruz kalıyorsun zaten. Sokağı ne yapacaksın peki, çıkmayacak mısın sokağa da? Saklanacağın, çirkinlikten izole hiçbir yer yok ki. Kendini, kendi içini ne yapacaksın bir de? diyerek kılçık da atayım, bitireyim .pp Benim yazının üzerinde,  güzel bi yazı var, onu kurcalayıp didiklemem gerek biraz daha, yetişebilirsem geceye inşallah artık, silmezse büyük silici :)


Ne yazdık, çizdik arkadaş, tam blog kafa oldum. Şu yazının altından, en az 5 ayrı konuda, 5 blog çıkardı. Şiir yazayım son olarak da bari, yorumların finalinde hiç olmazsa yazıya bağlayayım. Bi saniye, bu şiirli olan yazı mıydı ki, yok o önceki miydi, ne yazmıştım ben yukarıda smile Resmi hiç hatırlayamadım smile Resmi Neyse... smile Resmi


02 Temmuz 2018, 15.00
Sevgilli cezbe;Keşke farklı bir şekilde bu konuları tartışmış olsaydık belki bu blogun gerçekten tarafsız olduğuna sizinde düşüncelerinizde samimi olduğunuzu inanırdım.Sizin dogrularınız sizi benim dogrularım beni bağlar.
Turkuazla herhangi bir kırgınlık veya küskünluk yok sizde turkuazla aramızdakı kalpsizsin sözune takılmışsınız.Hey Allahım.
Siz onu bunu boş verinde neden blogum onaylanmadı onun cevabını verin madem bu kadar bilgilisiniz neden kendinizi hakĺı cikarmak için bu kadar boş konusuyorsunuz destan yazmanıza gerek yok.Sizinde benden aşağı kalır yanınız yok.

02 Temmuz 2018, 15.12
Bu arada sevgili cezbe neden bu kadar sinirliyim günahınızı almak istemiyorum blogum sizin yüzunuzden onay almadı.Bu yüzden size sordum.Ya siz opsunuz çunkü blog opu öyle yazd.Yada sizi tanıyor tarafsız kalamiyor...
02 Temmuz 2018, 15.16
Ovv bakın olmadı bu Mia. Blogun gerçekten tarafsız olduğu da ne demek, anlamadım? Düşüncelerimin samimi olduğuma inanabilirsiniz, ben dosdoğru konuşurum her şeyi, kırıp dökmeyi de göze alarak hem de. Elbette herkesin doğru kendini bağlar, bu durumda gelip bana ahkam kesmemelisiniz, eleştirilerimi nasıl yapacağım konusunda. Elbette ki küsmeyin, kırılmayın birbirinize. Ben ondan söz etmiyorum ki, kıyas mekanizmanızın kendinize yonttuğundan söz ediyorum, buna dikkatinizi çekmeye çalışıyorum. Blogunuzun neden onaylanmadığını, ilgili operatörlere soracaksınız, onu ben bilemem, operatör değilim. Bir konuda hak verdim size şu yazmış olduğunuz saçmalıklardan içinden seçip; boş konuşuyor değilim elbette ama boşa konuştuğum kesin. Üff yine bilgi milgi diyor ya. Kime ne anlatıyorum yani :) Haydi pır pır uçarak gidin blogumdan artık :)
02 Temmuz 2018, 15.34
Vallahi benim kafam bu kadar ileri-geri vitesi 5 dakika içinde kaldırmıyor Mia. Sinirlenip saçmasapan yorum yazıyorsunuz, sonra da ikinci bir yorum yazıp sinirlendiğinizi çünkü vs. vs. vs. olduğunu söylüyorsunuz ki, bu son yazdıklarınız külliyen saçma. Ben operatör filan değilim, kim size ne söylüyor bilmiyorum. Benim yüzümden onay almayan bir yazı olamayacağı gibi, buradaki herhangi bir operatörün beni tanıyıp tarafsız kalamayacağı türden bir durum da olamaz. Operatörlerle aram hiç iyi değildir Allah düzeltsin :) Bu durumda biri sizi kekliyor olabilir. Doğrudan bildiğiniz bir operatörle iletişime geçip; benimle iletişimi keserseniz çok çok mutlu olacağım ben.
02 Temmuz 2018, 15.40
Sevgili cezbe;merak etmeyin.Opun yazdiklarıni kopyalayıp gmsnn opa yolladim.Artık benimi keklemiş gmsnn op karar verir.Insallah tarafsız kalır...

02 Temmuz 2018, 16.21
''Önemli olan insanın aklını kullanmasıdır, çünkü boğa insanı boynuzlamaz, daha çok bedenlerini boğanın boynuzlarına atarak insanlar kendilerini boynuzlatır.'' E.M. HEMINGWAY Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Eee, neden hiç ama hiç vazgeçmiyorsunuz Bayan C...???Baksanıza ölmüyorlar, bırakın ölmeyi kanamıyorlar bile.. Ya Hu kendilerini boynuzlattırdıklarından, hatta -zaman zaman merhamete uğradıkları için- farkında olmadıkları yaralarının sarıldığı anlardan bile habersizler...Eee bu çaba ne için...?
Gerçi sen de haklısın, savaşı Franco kazandı. Hemingway Cumhuriyetçilerin kazanamayacağını çanların onlar için çaldığını biliyordu. Ama yine de yılmadan onları destekledi. Bazen sonuca ulaşmayacağını öngörsen bile, yine de çaba göstermeden yapamazsın. Belki de insan olmanın gereği budur. Sonucu 600.000 ölü insan olsa bile...Neyse, beni yoruyor bu gereksiz bulduğum çabalar Bayan C.  Ama size kolaylıklar dilerim tüm kalbimle hem de. Kim bilir belki bir gün, belki birini olsun...;)
03 Temmuz 2018, 07.31
Ben neyi merak edeceğim Mia, siz derdinize yanın. Şu kendinizi düşürdüğünüz hale yanın. Sevgi kelebeğinin içinden, blogu onaylanmayınca, X şahıstan aldığı suni gazla beraber; aşağılamalar, 180 derece dönüşler, iftiralar eşliğinde bana hödö'leyen, sekiz başlı bir şey çıktı. Hangisisiniz? Sizin aklınız fikriniz yok mu da, gaza gelip bunları yazabiliyorsunuz?


Tiagmo efendi de mesaj atmış bana, hangi yüzle atıyorsa o da ayrı bir hayret konusu bende,"ortalığı o karıştırmışmış galiba" öyle diyor. X kişisi, o mudur bilmem ama bir şeyleri karıştırdığını söylüyor, bir şekilde dahil olmuş.


İftira onlarda, gıybet onlarda, nifak sokmak onlarda, çokyüzlülük, riya onlarda, akıl kıtlığı, fikir ziyanlığı onlarda. Bir de kalkmış birisi bana "sevgi kelebeği" olma dersi veriyor, edebiyat bilgisi veriyor; öteki her şeyleri bilen cilalı, akıl veriyor, bana öğretiyor 'ne, nedir' diye. Dini bütün vatandaş ya bir de; dininin gereklerini harfiyen yerine getiriyor(!) bu çizdiği şahane insan profiliyle (!) HEY MAŞŞALLAHH HEYYY!!!!

Bakın ben ikinize, lisan-ı münasiple de anlattım, belki zaman zaman sizin münasip görmediğiniz sertlikte de anlattım. Ama her türlü anlattım, sizi gayet güzel gösterdim size. Siz bana inanmadınız, lafı dolandırmayı tercih ettiniz. E yukarıda Allah var işte, ben hiçbir şey yapmadan; O size, kendi kendinizi düşürdüğünüz bu durumla, sizi gösterdi. Bu defa Allah'ın aynası, hadi ona da yüz çevirin bakalım, hadi O'nu da anlamayın bakalım, hadi O'na da lafı dolandırın bakalım.


Gidin gidin uzak olun benden, cidden canım sıkıldı, midem kaldırmadı, hiç bu kadar bunalmamıştım, bulanmamıştım da... Sizin gibileri gördükçe, Allah'a bin kez şükrediyorum kendim için.

03 Temmuz 2018, 07.37
Önce Bay Y.E, Bay Blue, ikinize de kocaman teşekkür ederim. smile Resmi Lan ben nereye düştüm, nasıl bir pisliğin, nasıl bir basitliğin içindeyim, derken; başıma ağrılar girmişken uykusuzluktan, tam içimden sövüp basıp gidiyorken,  sizin güzel yorumlarınızı okudum içim rahatladı. Gittim huzurlu huzurlu uyudum. Sağolun.


Allah gülmekten ayırmasın Y:E :) Ayrıca senin devreler de yanmış. Bu şiirli olan blog değil ki zaten, önceki şiirli olan ama adı "Şiirsiz" olan blog .dddd hebele ve hüp :) Ütopya cennetine selam olsun, biraz absürd buluyor olsam da o dediğin yeri, her şeyin başı hayal. En lezzetli balıklar kılçıklı balıklardır, istediğin kadar teessüf et .d Analiz yapmak istediğim için yazını silmeyecek olmana teşekkür ederim. Bi vazgeçemedin, belki yıllar sonra biri denk gelecek yazına, okuyup zevk alacak, belki ben dönüp sonra tekrar okumak isteyeceğim. Niye bu zevki insanlardan alıyorsun, hiç çözemiyorum 9nğmenhm. Operatör olmak ne kelime, Gamyun'u satın aldım haberiniz yok smile Resmi Lafı çevirme, senin yazılarını bırak, yorumlarını bile onaylatmayacağım, talimat verdim biraz önce .d Bittin sen smile Resmi


Bay A.K.S :) bakıyorum yine klasiksiniz, yakışıyor size ama :) Ve ne kadar da haklısınız. Her şey yerli yerine bir güzel oturmuş. Ben akıllı olamıyorum haklısın, bu yüzden arenadan bir türlü çıkamıyorum. Boğaların, benim sahama girdiğini de unutma ama; onları ben çağırmıyorum :)  İçimdeki idealisti gebertemiyorum işte, yapabilsem hiç bunlarla uğraşmayacağım. Bir insandan umudu kesene kadar, anlatmaya çalışıyorum, evet belki de insan olmanın gereği bu, diye düşünüyorum. Ama ne oluyor ki,  kendilerine merhamet edildiğini bile fark edemiyorlar işte, tespitin ne kadar da doğru. Şu durumu, kısa ve net özetlemişsin, tam üstüne basarak. Umudu kestiklerime, bundan sonra sadece ıspanaklı omlet tarifi vereceğim, dinleyeceğim seni. Diğerleri için de, dediğin gibi; belki bir gün, birisi...:)

04 Temmuz 2018, 17.00
Yav, hiç bir şeyden haberim yokken, niye bu tartışmaların içine çekiliyorum anlamıyorum ki smile Resmi

Şu blogun altında yorumlarda bile birbirine girilmiş ne güzel, millet okusun keyfini çıkartsın, beni niye karıştırıyorsunuz. Hayır, yorumlar zaten blogdan uzun, okunmuyor da. Eskiden de bu yorumlar uzun olurdu, sanırım 1000 karakter gibi bir sınırlama getirmiştik ama bu kadar karakter de hala epey uzun, okurken, kopup gidiyorsun dünyadan, uzay boşluğunda salınmaya başlıyorsun.

Şu, "cezbe yüzünden, blogum onaylanmadı" ya da "cezbe op'muş" iddiasına kısaca cevap vereyim. Bloglarda, blog ve yorum onaylama/reddetme konusunda, en çok tartıştığımız kişi kim diye sorulsa, onay işlemlerine bakan tüm oplar, direk Cezbe'nin adını verir sanırım smile Resmi Hele de arada heyheyleri üzerindeyse, hiç susmaz, yazar da yazar, can acıtır, nasıra basar gibi davranır.

Bu kısa özetten sonra olay şudur;
Mia, yönetici arkadaşımıza, blogunun neden onaylanmadığını sorar. Bununla ilgili sebepleri 2-3 kez açıklanmasına rağmen, hala aynı soru sorulur, cezbe tarafından/yüzünden blogunun onaylanmadığını iddia eder. Yönetici arkadaşımız yine bu durumu anlatır ama mia bunu anlamamakta ısrar edip, o zaman sen cezbe'sin, blogları sen onaydan geçiriyorsun, o yüzden benim yazılarımı onaylamıyorsun der.

Yönetici arkadaşımız da, bin defa red sebebini açıklamasına rağmen, hala saçma sapan iddialarla, sen cezbe'sin diyince, hani insan zıvanadan çıkar, karşındakinin ne söylersen söyle, anlamadığı, kendi söylediğine takıldığı durumlarda "yav he he, tamam senin dediğin gibi olsun" diye geçiştirme cümlesi vardır ya, aynen öyle "hı hı evet, ben cezbe'yim" diyerek, artık bu bitmek tükenmek bilmeyen açıklama durumunu sonlandırır. Olay bundan ibaret. Sonrasında da, mia bana, "bakın, sizin yöneticiniz cezbe olduğunu itiraf etti" diyerek, yönetici arkadaşımın, zıvanadan çıkarak verdiği belli olan cevabı kopyalayıp bana gönderir.

Olayın içeriği ne, tartışılan nedir, hangi blog, hangi yorum, bundan bile haberim yokken, sırf "hıhı ben cezbe'yim" cevabını gördüğümde, olayın ne olduğunu kavradım ve bunu iddia eden arkadaşa, akıl sağlığı dilemekten başka, elimden bir şey gelmedi. 

Böyleyken böyle...
Çok rica edicem, tartışmalarınıza bizi dahil etmeden, kardeş kardeş kavga edin, öylesi daha zevkli smile Resmi 
05 Temmuz 2018, 08.23
Kimim ben???? smile Resmi Ben kimim???? smile Resmi smile Resmi

Özlü Söz: Tüm zamanların en büyük çekirdek çıtlayıcıları bile; zaman gelir, o çekirdek kabuklarını dökmek için, oturdukları yerden totolarını kaldırmak zorunda kalırlar.


Çok bi sevgili Gmsnn; öncelikle teşekkür ederim. Şimdiye kadar olagelen; bundan sonra da büyük olasılıkla olacak olan "Cezbe'nin blogu onaylandı da benimki niye onaylanmıyor; Cezbe'ye torpil mi yapılıyor; Cezbe operatör mü; operatör olana hitaben; sen Cezbe'sin beni kandırma; Cezbe benim blogger kariyerime mani oluyor, yazımı onaylatmıyor; Cezbe cezve de, biz çaydanlık mıyız" nevinden çemkirmeler için bilgi kaynağı bir eser niteliğinde olan bu yorumu büyük zahmetlere girip yapmışsın .p Gerek gördüğümde, bu yazının altını adres göstereceğim. Eyvallah smile Resmi smile Resmi


Bu tür şeyleri çok görmüştüm de, bu kadar akıl zorlayıcı bir iddiayı hiç görmemiştim. Anlama ve anlatma kabiliyetinin ikisine de aynı anda  haiz olmayınca bir insan, işi bu noktalara getirebiliyormuş demek. Kırk yıl düşünsem, o yazılan malum iki yorumdan sonra, bu sonuçları çıkaramazdım. Özel salon oplarından bana gıcık olan birinin, hanımefendiyi dolduruşa getirdiğini düşünmüştüm. Hiç de merak etmemiştim açıkçası 'kimdir' diye. Benim düşündüğümden daha temiz bir durummuş olan, fakat çok çok da acıklıymış. Bu kadar acıklı olanın daha fazla üzerine gidilmez, keseyim.


Demek ki böyleymiş. Vay canına! Işıl ışıl aydınlandık:)


Fakat, şu "biz" sendromundan çıkamıyor olma sadakatine inan üzülüyorum Gmsnn. Çuvaldızı bir güzel eline almışsın, nadide özelliklerimi ele güne karşı bir bir saymışsın bakıyorum smile Resmi Sana pırıl tarafından bi iğne var bu sabah özel mesajlarının arasında, güle güle kullan smile Resmi Ayrıca; sensin "heyhey" smile Resmi


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın