gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

“Tam Anlatacakken...”

18 Nisan 2025, 21.11
A- A+
Bizler, benzer hikâyelerin içindeki hanlarda kalan birer yolcuyuz. Kalanların omzuna, tıpkı handa asılı kalmış eski bir halı gibi, tamamlanmamış cümlelerin ve yaşanmamış yarınların ağırlığı çökmüştür. Yükün altında ezilen kelimeler, ter damlaları misali belli belirsiz akıp gider sırtımızdan.

Zaman sandığımız o mütemadi dost, aslında habersizce yazılan bir hikâyenin satırlarıdır. Her satır öyle bir sirkat ki, yavaş yavaş o bilinmeyen, suskun diyara kapı aralar.

Hayatın cilvesi, en derin muhabbet anında çözülüp giden nefeste gizlidir. İnsan, sözcüklerin sınırlarında kaybolur; arzuların dolambaçlı yollarında yönünü yitirmiş bir hâlde, nokta koymayı unuttuğu cümlelerin peşinde dolaşır.

Bu cümlelerin içinde, tam sarılacakken çekilir kollar. Tam affedecekken kapanır kapılar. Ve insan, anlatamadığı duyguların içinde kalakalır. Yarım bir hikâyenin içinde, noktasız bir cümlede…

Ve işte o noktasız cümlenin sancısı, her harfinde kadim bir sevdayı, her satırında bitmemiş bir umudu taşır. Tam da “söylenecekti o son söz” dediğimiz anda, mürekkebin kuruduğu yerde sona erer. Çünkü gerçek mana, hep dile gelmeyenin yanı başında bekler.

Ölüm, sözün mihverine usulca ilişen ince bir rüzgâr gibidir; ne haber verir dalda tutunan yaprağa, ne de düşüşünü ertelemek için bir sebep arar. Gelir, savurur ve gider. Doğanın kaderini yazar sessiz bir parantezle. Toprağa varınca da sormaz, canı yanmış mı diye.

Ve yine ölüm, hiç beklenmeyen bir zamanda kapıyı zorla açar, davetsizce girer. Bazen bir hastane odasının sararmış duvarında, bazen bir telefondan yayılan yarım kalmış bir nefeste…

Vedalar eksik kalır, bakışmalar eksik… Gideni durduracak bir söz yoktur elimizde. O anda sessizlik, kelimelere kurşun sıkar.

Tam anlatacakken biten, tam alışmışken yiten, eksik bırakılan bir hikâyenin uzun suskunluğudur bu…








Hangisini tercih ederseniz…

Neşet Ertaş - Bir Ayrılık, Bir Yoksulluk, Bir Ölüm https://www.youtube.com/watch?v=iXEq6Is9YgY
Fairouz - Habbaytak Bessayf https://www.youtube.com/watch?v=SLfjP5JPSmo
Gökhan Türkmen - Kurşuni Renkler https://www.youtube.com/watch?v=1v2Stm3U3WI

YORUMLAR

19 Nisan 2025, 14.17
Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı tercihim Neşet baba
19 Nisan 2025, 16.44
Edebi gücü sarstı.. :) metaforlarıyla içime işledi.. Özellikle geçmişin yükünü anlatırken kullandığınız ‘handa asılı kalmış eski bir halı’ benzetmeniz çok zarif hayran kaldım. ‘Noktasız cümle’ hissi ise insanın içinde ömür boyu süren bir suskunluk gibi. Her satır kalbime dokundu. 
Gerçekten çok güçlü bir kalem, elinize yüreğinize sağlık.
19 Nisan 2025, 20.13
Sevgili uçurum, harika bir yazı olmuş, senin yüreğine sağlık ama benim yüreğime dokundu.
İçimi bi hüzün kapladı, herseyin farkında olan bizler yine de bildiğimizi okuyoruz ya 
Zaman çok uzunmuş gibi, bitmeyecek gibi, ama her seferinde yarım kalan hikayeler
Ben de fairouz diyeyim :)
20 Nisan 2025, 01.35

Değerli Ruzgaringolgesi, teşekkür ederim. Neşet Ertaş'ın türküleri yüreğe yakındır.

Değerli ! JєzєвєL, teşekkür ederim. Çok güzel sözler etmişsiniz yazıya dair. Umarım noktalı cümlelerle geçen bir hayat sürersiniz.

Sevgili Arkadaşım Kastet__Lowe, teşekkür ederim.

Şu sıralar sigarayı arttırınca ve covid sonrası zatürre geçirmiş olunca, ölümle muhabbet ederken buldum kendimi. Hayat karşıma geçip, gözümün önüne dikildi ve hesap sordu. Hesabın içinden çıkamadım ve kendimce karaladım bir şeyler.  

İnşallah herkesin kendi hikayesinde satırlar çok, cümleler noktalı olur...


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın