MİRAS
28 Mart 2011, 23.39 A- A+-Koş diyorum koş!..
-Yahu, acelen ne?
-Diğerleri gelmiştir bile.
Sustu Haldun bey. Asla anlıyamayacaktı bu kadınları... Düğüne giderlerken koşmaları neysede, gidilen yer cenaze eviydi. Ya sabır çekip hızlandırdı adımlarını, eşinin arkasından yetişti.
-Hanım acelen ne allah aşkına, cenaze yarın kalkacak.
-Ah o Neşe yokmu o Neşe.. Çoktan açmıştır teyzemin sandığını, bak o antika yatak örtülerini almışsa asla affetmem seni bilesin!.
-Tövbe be hanım ne örtüsü? Daha cenaze ortada.
-Ben malımı bilmezmiyim? Anneannem öldüğünde ilk o gidip almıştı o güzelim antika yemek takımını. Hatıraymış güya duyda inanma, kaça sattı kimbilir?
Sustu Haldun bey.. Az sonra cenaze evinin büyük salonunda karısı Hayriye hanım bağırıyordu avaz, avaz..
-Gittiii.... Ah doyamadım teyzeme.
Az ilerisinde Neşe, iki gözü iki çeşme eşlik ediyordu ona.
-Ah, ahhh!... Ne mubarek kadındı doyamadık teyzemize.
Onbeş dakika kadar sürdü bu karşılıklı ağlaşmalar sonra Hayriye hanım son kez göreyim teyzemi deyip, acele adımlarla merhumun yattığı yere yöneldi. Onu gören Neşe hızla takip etti ablasını. Odaya girdikleri an Hayriye hanımın gözleri teyzesinin sandığını aradı telaşla. Sandık orada, yitip giden sahibinin ardından mahsun öylece kapalı duruyordu. Derin bir oh çekti Hayriye hanım açılmamıştı sandık ve sahte bir feryatla kapandı teyzesinin üstüne.. Neşe aynı yapmacık tavırla izledi onu.. Bu ağlaşma faslı bittiğinde gelip salondaki yerlerini aldılar iki kardeş yanyana. Haldun bey, oturduğu yerden onları izliyordu. İki kız kardeş bir yandan taziyeleri kabul ederken bir yandan birbirlerini izliyorlardı kuşkuyla.Gece ilerleyip komşular çekildiğinde, cenaze evinde Hayriye hanım, kardeşi Neşe ve Haldun beyden başka birde teyzeleri Hayrünisa hanımın son yıllarında bakıcılığını yapan orta yaşlı bakıcıdan başka kimseler kalmamıştı. Bakıcı kadın üzgün bir ifade ile ayağa kalktı.
-Ben bir çay demliyeyim, gece uzun.
Haldun bey hak verdi ona.
-İyi olur, kendimize geliriz biraz.
Bakıcı kadın odadan çıktığında vakit geçirmeden konuşmaya başladı Hayriye hanım.
-Bak Neşe, teyzemin yatak örtüleri benim!.. Anneannemin yemek takımlarını sen almıştın. Bunlarıda ben alacagım hatıra!..
Hoşnutsuzlukla başını salladı Neşe..
-Tamam!..Kalk hadi açalım sandığı yarın kalabalık olacak ev ama dantel masa örtüleride benim ona göre. Onlar ayağa kalkıp odadan çıkarlarken birşeyler söyleyecek oldu Haldun bey ama iki kardeş çoktan çıkmışlardı odadan. Ağır adımlarla izledi onları Haldun bey. Odaya girdiğinde iki kızkardeş sandığın başına çökmüş kapağını açıyorlardı. Ve sandık açıldı... Birer hayret çığlığı yükseldi kadınların dudaklarından Haldun bey gelip merakla sandığın içine baktı. İçerisinde bir zarf olan sandık bomboştu. İki kız kardeş donmuş bir biçimde sandıgın içerisine bakarlarken, Haldun bey uzanıp zarfı aldı açıp yüksek sesle okumaya başladı.
Sevgili Yeğenlerim...
Siz bu mektubu okuduğunuzda ben aranızdan ayrılmış olacağım. İlk iş olarak bu sandıgı açacağınızı bildiğimden mektubu buraya bırakmayı uygun gördüm. Anlatacaklarımı benden duymanızı istedim açıkçası. Öncelikle senden başlayayım Hayriye, o yatak örtüsünü nasıl istediğini biliyordum.. Son bayramdada her zamanki gibi telefon açıp, seyahate gideceğini ve gelemiyeceğini söylediğinde; paketleyip sana vermek için hazırladığım o yatak örtüsünü komşum Nihal hanımın kızına düğün hediyesi verdiğimi bilmeni isterim. Sana gelince Neşe.. Bana sormaya bile gerek duymadan aldıgın ve hatıra olarak saklıyacagını söylediğin annemin yemek takımlarını antikacı Kemal beye sattığını duyduğumda, o bayıldığın dantel takımlarını kıymetini bilecegimden emin oldugum bir dostuma hediye ettim.
Bu arada tüm mal varlığımı hayır kurumlarına bağışlayıp, bu evide son yıllarımda bakıcılığımı yapan ama bir bakıcıdan çok can dostum olan yardımcıma bıraktığımı bilmenizi isterim. Bakıcımın bundan haberi yoktu bunuda bilmenizi istiyorum. Ölümümden sonra avukatım Tahir bey gerekenleri yapacaktır. Sizlere gelince kızlar... Sizlere sadece sevgimi bırakıyorum çünkü görüyorum ki tek eksiğiniz olan şey sevgi hoşça kalın....
Mektubu okumayı bitirdiğinde gülmemek için kendini zor tuttu Haldun bey.Kendisini ilk toplayan Hayriye hanım oldu, kızkardeşine dönüp.
-Kalk Neşe tüm gece burada beklemenin anlamı yok, sabah geliriz cenazeye.
Neşe hak verdi ablasına.
-Tabi ya.. Bakıcı kalsın yanında gidelim.
Hızla odadan çıkıp sokak kapısına yönelirken iki kardeş elinde çay tepsisiyle odaya girmeye hazırlanan bakıcı kadın şaşkınlıkla arkalarından baka kaldı. Kapıdan çıkmadan Hayriye hanım eşine dönüp seslendi.
-Haldun hadi, gelmiyor musun?
-Hayır!..
-Hayır mı?
-Evet.
-Neden?
-Teyzeniz haklı kızlar, ihtiyacınız olan tek şey sevgi ben burada kalıyorum. Sizlerde eve gidip düşünün bence bu mektubu ve ölümünüzden sonra açılacak sandıklarınızı. Güle güle...
Annemden hikayelere devam...
YORUMLAR
Çok güzel bi hikayeydi .İhtiyacı sadece sevgi olanlara gelsin...
elinize sağlık teşekkürler
Bizde kimse ölmeden mektup bırakmaz Bu Romantizm akımı akımı Avrupada 17.yy da kaldı Siz çok türk filmi seyrediyor olmalısınız ki orda bile romantizm dönemi bitti
İçten ve samimi değilse her şey böyle eğreti durur işte ....samimiyetten ayrılmamak dileklerimle,elinize sağlık.
gercektende bu zamanda sevgi saygi kalmadi::( kaybettik sevgilerimizi degerlerimizi.
yüregine saglik kardes gercektende cok güzel bir hikayeydi.bunu okuyunca neleri kaybettigimizi söyle bir düsündümde,yazmakla bitmez!
Ellerinize sağlık.........
Bu yazı "Ç-alıntı" değilmiş..
Teşekkürler