ALDAT(IL)MAK.....
01 Mart 2012, 10.44 A- A+''Düşündüğün gibi değil'' ya da ''açıklayabilirim'' repliklerini duyduk hep aldatan kişinin aldatılan kişi tarafından yakalandığında ya da bu durumu itiraf ettiğinde,olay CEM YILMAZ'ın oyunlarında anlattığı gibi komik değil elbet:) bakıldığında zor durum her iki taraf içinde,belkide o an için dünyanın sonu,kendi adıma böyle bir repliği yaşamadım (şükür ki) ama empati kurduğumda,o iki taraftan biri olmak gerekiyorsa,hangisi olsam nasıl davranırım diye kendime sorduğumda,belki size tuhaf gelecek ama ''aldatılan'' taraf olmak,''aldatan'' taraf olmaktan daha kolaymış gibi geldi düşününce.O an için aldatılan taraf büyük bir yıkım yaşasa da sanki aldatan taraftan bir adım önde hep.Neydi ki insanoğlunun hayattaki gayesi,dik durmaksa eğer bu gaye,o andan sonrası için aldatılan kişinin olay çok dramatik olsada dik durma şansı devam ediyordu belkide,fakat diğer taraf için bu şans yitirilmişti,yüze yansımış mahçubiyet,dil ve akıl tutulması,ne söyleyeceğini bilememe durumu insanın hayata karşı duruşunu sekteye uğratmak için yeterliydi.Durumu kurtarmak adına şekilden şekile girmek ve ardı arkası gelmeyecek yalanlar söylemek ise cabası...
Belki bu ortamda girmek için riskli bir konu seçimi yaptım,o yüzden konuyla ilgili kelimeleri,cümleleri özenle seçmem gerekiyor.Tüketim devrinde yaşıyoruz,her işin kolayına kaçıyoruz,kolay gözden çıkartabiliyoruz,bunların getirisi olarakta çoğu zaman ''riya'' ya bulaşıyoruz,hırslarımıza yenik düşüp hep daha fazlasının,daha farklısının peşinden koşuyoruz,e bu koşu sırasında da doğal olarak radara yakalanıyoruz.Hani dedim ya daha fazlasını istiyoruz diye,bu durum beraberinde mevcut olanla yetinmeme durumunu getiriyor,arayışlar,tehlikeli sularda yüzmenin heyecanı,anlık boşluklar ve sonunda ilk paragraftaki repliklere kadar giden uzun bir süreç.Ayrıca daha farklısının peşinden koşarken O kişinin ya da kendimizin başkası için farklılığını yitirdiği gerçeğini fena halde ıskalıyoruz.
Bu konuyla ilgili birçok film izlemişsinizdir,günümüzde izlediğiniz dizilerin bir çoğunda mutlaka konu ediliyordur,çevrenizden duymuşsunuzdur,belkide bizzat bu durumun içindesinizdir (bu durumu yok saysanızda).Başkalarının başına geldiğinde kınadığımız, kendi başımıza geliyorsa bahaneler ürettiğimiz bu durumun konusu açıldığında belli klişeler vardır,''her erkek aldatır'',''seven aldatmaz'',''bu devirde artık kadın da aldatıyor'' gibi,bu klişeleri bazen duyup bazen de dillendirsekte kendimizi hiç bu durumun içine katmayız.Sanki herşey bizim dışımızda gelişiyor gibi davranıp 3 maymunu oynarız,peki bu durum bizim dışımızda gelişiyorsa kimler aldatıyor,ya da kimler aldatılıyor.Yüzleşmekten korktuğumuz için mi kendimizi bu durumun dışında sayıyoruz yoksa çevre baskısı mı bizi buna itiyor.
Az önce dedim ya riskli bir konu seçtim bu sefer diye,yazıyı okuyan birçok arkadaş kayıtsız kalamayacak,bu konuda herkesin söylemek istediği şeyler vardır kanaatindeyim.Kimisi ''aaaaa üstüme iyilik sağlık bunlar konuşulur mu'' deyip yine gerçeğimizden kaçacak,kimisi psikolog havasına girip ''senin sıkıntın var galiba bu konuya girdiğine göre''diyecek,kimisi de sadece başını sallayıp gerçeğiyle yüzleşecek.Bir kısım arkadaşta sanal aldatmanın içinde esas oğlan,esas kız ya da 3. şahısı oynadığı için bu yazdıklarıma kaşını kaldıarak tepki gösterip ''hayır bu aldatmaya girmez ki'' deyip kendini kandıracak.Bazen toplumsal konuları buraya taşıyorum,neticede toplumun her köşesinden insanların buluştuğu bir ortam GAMYUN ortamı, o yüzden de bu konuyla ilgili samimi, içten görüşlerinizi bekliyorum.Tabiki evet ''ben aldatıyorum'',ya da ''aldatılıyorum'' şeklinde radikal itiraflar beklemiyorum fakat en azından ''bizim komşu'' , ''bir arkadaş'' diye konuya girip başkalarının hikayelerini anlatabilirsiniz:)...
Bu konuyla ilgili ilginç bir kaç detaya değinip yazıyı sonlandıracağım.Erkekler daha ziyade parayı sonradan bulursa aldatıyormuş yani cefa günlerinde beraber olduğu kadını sefa günlerine bulaştırmıyormuş,kısaca ''sonradan görme'' erkeğe dikkat:).Çiftler fiziksel açıdan çok uygun değilse yani biri görünüm olarak daha ağır basıyorsa ilginçtir ki bu durumun yarattığı kompleksten sanırım,fiziksel görünüm açısından daha aşağıda olan ''nasıl olsa aldatılırım,bari ben önce davranayım'' düşüncesini kafasından geçiriyormuş ve son olarak bu konu için en tehlikeli kişiler iş arkadaşlarıymış,bir çok kadın ve erkek birlikte olduğu kişiyi iş arkadaşıyla aldatıyor ya da O'na karşı platonik hisler besliyormuş.E bu konu yeter bu kadar di mi?...Sevgi ve Saygılar...
YORUMLAR
''düşündüğün gibi değil,açıklayabilirim,önce beni bir dinle sonra istediğini yap''.Evet bu konuşmalar hepimizin kulağına aşinadır,aldatıldığını düşünen kişi,belki düşündüklerinde haklı hiç dinlememeli,belki de yanılıyor haksızlık edecek, oturup sonuna kadar sabırla dinlemeli...
Her iki durumda da aldatan taraf,aldatıldığını düşünen taraftan aldatan damgasını çoktan yemiştir bir kere.haklıda olsa haksızda artık büyük bir koz vardır elinde,onu sağ cebinde taşır ve ufacık bi açık gördümü çıkaverir okur yüzüne vurarak..Aldatılan tarafın aldatana karşı büyük bir zafer kazanmışta o da eline esir düşümş gibi,istediği zaman istediği işkenceyi yapabilir,ezmek için de elinden geleni yapar,her daim haklı görür kendini tabi aldatılmanın verdiği ruh haliyle.Her iki tarafta olmak istemezdim:)
Konu cidden çok göreceli ve tartışmaya düşünceye açık.
Aldatmak deyince Sevgili büyüğüm ikili ilişkilerden bahsetmiş fakat aldatmak sadece ikili ilişkiler için geçerli değil toplumca aldatılmak var birde.
Örneğin; Evrim aldatmacası ,Darwin 'in iddiası ile ,yıllarca bu topluma insanların goril yada orangutanların türünden türediği anlatıldı ,ders kitaplarında yer aldı ,insanların beynine bu aktırılmaya çalışıldı.
Aldatılmanın en acısı inandığınız,bildiğinizi zannettiğiniz herşeyin bir zaman sonra aslında hiçte öyle olmadığını öğrenmektir.Düşünsenize büyüklerimize bakıyorum bazen dini konularda örflerde ananelerde kulaktan dolma, gerçeklik ve doğruluk payı olmayan bir çok konuda aldatılmışlar. Yıllarca savundukları şeylerin bir zaman sonra ne kadar boş olduklarını anlasalarda bunu dile getirmezler nedeni ise yılların harcanmışlığını kabullenmek çok zor gelir.aldatılmanın en acı tarafıdır bu bence.
Örneğin :Ermeni Soykırımı Aldatmacası var ki kabullenilmesi mümkün olmayan aldatmacalardan biridir.
Bunun gibi bir çok örnek var aldatılmak adına ..
YAKISIYORMU ONURSUZLUK INSANLARA HELE HELE MÜSLÜMANLARA.
ha ha ha guzel bir konu arkadasim komsum diye baslamam ben boynuzlarim kapidan gecmedi:D kestirip attim:)) ozamanlar dediginiz gibi aldatilan olarak yikilan en cok aci ceken ben saniyordum kendimi. ancak sonra anladimki benden daha cok aci cekiyor ozurleri af dilemeleri kendini savunmaya calistikca batislari yalani yalanla kapamalari yazik gercekten yazik. basim dik sukur yaradanima basi onde olan aldatan oluyo bazen bir konu acildiginda ogut vermek istediginde birine bakislardan anliyo senmi ogut vericeksin bu aklini kendine kullansaydin diyenleri dislanmasi da cabasi.diyer dogru bir cumlenizde sonradan gorme evet cefasini cektik sefasini surduler:) digeri nasilsa aldatilirim ben once davranayim deyince aklima bi fikra geldi herkes biliyordur kesinde bilmiyenler icin aklimda kaldigi kadariyla ve kisaca anlatayim.
ya anlaticamda yilar olmus basini unuttum:D uc arkadasmiydi yoksa uc ayri kisimi onu unuttum neyse:)
uc bay oluyor ve hesaba cekiliyorlar . 1 ciye soruluyo esini kac defa aldaattin diye? cevap veriyo bes sanirim . ve kendisine cennette dolasmasi icin kulustur bi araba veriliyo.
2 ye soruluyo kac defa aldattin , sadece bir defa diyor. ikinci el kullanilmis araba veriliyo dolasmasi icin.
3 ye soruluyo kac defa aldattin? hic aldatmadim diyor. ve kendisine son model araba veriliyo .
tabi diyerleri hasedinden catliyo keske bizde aldatmasaydik suna bak en guzel arabayi cekti altina cennette turlucak hurilerin meleklerin arasinda diyerek. cennetteki turlari gunlerce suruyo birinci sahisla ucuncu sahis karsilasiyolar, kulustur arabasi olan son model arabasi olana soruyo o nasilsin neden suratin dusmus mutlu olman gerek altinda super araba var. diyeri cevap veriyor az evel esime rastladim da ondan keyfim yok diyor. dahada mutlu olman gerek hasretine dayanamamis iste. son model arabasi olan cevaop verir... evet ama altinda trotinet vardi.... :D
Kumrum koptummm. Hemen bende çok sevdiğim bir fıkrayı paylaşmak istiyorum.
"Karıcığım, ben ölmek üzereyim. Tanrıya dua ettim, eğer karim ben öldükten sonra bir erkekle yatarsa ahrette kendi etrafımda bir kez döneceğim. eğer benim öbür dünyada rahat etmemi istiyorsan lütfen benden sonra hiç bir erkekle yatma olur mu?" Kadın:
-"Kocacığım o nasıl söz, tabii ki sana öldükten sonra da sadık kalacağım", der ve İsmail ölür. Yıllar sonra kadın da ölür ve öbür dünyaya gider kocasını aramaya baslar. Kapıdaki görevliye sorar: -"Kocamı arıyorum ismi İsmail", Görevli:
- "Hangi İsmail? hanımefendi, burada milyonlarca İsmail var." Kadın:
- "Ara sıra kendi etrafında bir kez donen birisidir." Görevli:
- "Ha, sen topaç İsmail i arıyorsun, az ileride".
aldatmak aldatılmak konusunda söyleyecek çok söz var aslında ama bir de şu var ki insanoğlu hatasız değildir, ayrıca nankördür. kaçanı kovalar soyu tükenmeyesice insan (!). şu ana kadar cinsel temas boyutunda aldatılmadım çok şükür, dilerim hiçbir zaman da bu olmaz...
uzun ilişkiler konusunda yorumlar yetersiz kalabilir ama yeni başlayan ilişkiler konusunda bir tavsiyem olabilir: fazla kapılmayın arkadaşlar, hemen hayallere dalmayın. flört edin acele etmeyin, tanıyın. sonrası kendiliğinden geliyor inanın bana...
sadece duygu kurtarmıyor ilişkiyi, duygunun yanında mantığınızı kullanabilirseniz pek bi sorun yaşanmıyor. sadece duygu varsa takıntı boyutunu alır zaten, o zaman hobaa doktor doktor kapı aşındırmaya. bencil olun yahu, evet, yeri geldi mi bencil olun, sevmeyin o kadar çok elin oğlunu/kızını. kimdi o ilişki uzmanı teyze ondan mı oldum ne, halim hiç hal değil, erdim ben :P