Uyuyamıyorum ama Yine de Uyuyorum..
14 Mart 2012, 14.40 A- A+Çocukları sevmeyen yoktur.Hele dillendikleri zaman çat pat konuşmaları, ne dedikleri anlaşılmaz olsa da çoğu zaman, anneler anlar tercüme der..Beş yaşında bi çocuk düşünün, onun konuşmalarını büyük dediğimiz insanlar (belli bir yaşa gelmiş) ne kadar dikkate alır?ya çok bilmiş ya da büyümüşte küçülmüş derler ve yaşının üstünde bir performansla konuştuğunu düşünürler. Çocuk diye hesaba alınmayan, ne dediğine önem verilmeyen çocuk,aslında düşünün ki o sizi insan yerine koyup konuşuyor..
Paylaşmak istediğim bir çocuğun, yaşına göre anlamayacağını zannettiğimiz olaylara gösterdiği müthiş anlama yetisi.Geçen sene kızkardeşim ani bi rahatsızlıkla hastaneye kaldırıldı, henüz 29 yaşındaydı ve beklenmedik bi sonuçla on gün hastanede yattı.İki kızı var ve küçük olan o zaman beş yaşında.
Biraz bu hastalıktan bahsetmek istiyorum,çünkü bazen önemsiz gibi gözüken rahatsızlıklar sonrasında büyük felaketlere neden oluyor, bunu yaşayarak öğrendik.Kızkardeşimin bacağında bir şişme morluk oldu, üstüne basamıyordu, öylesine doktora gitti , doktor iltihap olabileceğini söylüyor ve antibiyotik yazıp gönderiyor.bir kaç gün geçmesine rağmen iyileşmiyor hatta daha kötü oluyor,sol bacağında şiddetli ağrı oluyor.Büyük bi hastaneye gitmeye karar veriyor,sabah daha evden çıkmadan kalp krizi geçirir gibi göğsünde şiddetli bir ağrı,nefes alamama haliyle yere düşüyor,hemen hastaneye götürüyorlar tetkikler filan yapılıyor kalp krizi değil..
Bana bi telefon geldi,kardeşin hastanede acilden gelmişler doktorlar başında..O an anladım insanın canından bir parçasını kaybetme korkusu nasıl bişeymiş.Sadece anahtar ve telefonu aldığım gibi fırladım evden.Hastaneye vardığımda doktor eşini ve beni çağırdı.''Yoğun bakım ünitesine alacağız,durumu kritik gereken uygulamayı yapacağız ve bekleyeceğiz''. O an sanki dünya başımıza yıkıldı,dışarı çıktım nefes alamıyorum sanki hava bitmiş herkes öyle değil ama ben boğuluyorum..Sonra doktor uzun uzun anlattı.''Pulmoner emboli'' imiş bu hastalık yani bacakta kan pıhtılaşmış, kan dolaşımı olmayınca o p ıhtı dolaşıma karışmış ve akciğer atar damarını tıkamış ev ani ölümlere yol açarmış:(( Sonra genetik test yapıldı ve bu hastalığın genetik olduğu ortaya çıktı.Biz de bi gerçeği tahminende olsa öğrendik bu sayede, babamız da henüz 29 yaşındayken böyle ani bi rahatsızlıkla vefat etmiş kalp krizi zannediyorlar ama büyük ihtimal onun da rahatsızlığı buydu.
İki gün yoğun bakımda sekiz günde revirde toplam on gün hastane de yattı, çok şükür ki rabbim onu bize sevdiklerine bağışladı.Zorlu bir tedavi süreci çocukların özlemi hepsini gençliğinin vermiş olduğu enerjiyle birazda, üstesinden geldi tabi en önemlisi dualarla..
Yazımın başında çocuklar dedim ya gelelim oraya.Beş yaşındaki yiğenim anne kuzusu daha göremediler bir kaç gün hastanedeyken çok özlemişler tabi..Çiçek almış annesini görecem diye ama göremedi bi süre ve mektup yazdırmış ablasına kendi ağzından:''anneciğim seni çok özledim, çiçeklerini vazoya koydum soldurmuyorum sürekli suyunu değişiyorum,sensiz uyuyamıyorum ama yinede uyuyorum sabah oluyor hemen.Senin kıyafetlerini giyiyorum yatarken sen kokuyorsun ondan.....''Böyle uzayan bir mektup..
Hepimiz düşünsek bu yaştaki çocuk bunları yapabilir mi deriz ama onlar o kadar akıllı ki, o nların büyükler gibi konuşmalarına hayret ediyoruz fakat büyüklerin bazen çocuk gibi davranmalarına hiç şaşmıyoruz..
Son olarak kendinize dikkat edin ve önemsememezlik etmeyin çünkü doktor kızkardeşim için daha önce gelseydin bu boyuta ulaşmazdın demişti..
sevgiler..
YORUMLAR
Aynen yazdığınız gibi; çocuk, yetişkin farketmiyor, tüm insanlara aynı özen ve ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor.
Çocuklardan aldığım çok ders var benim de ve en değerli dersler bunlar. Çünkü, aradığımız saflık, netlik ve samimiyet en çok onlarda.
Bir daha böyle sağlık sorunları yaşamaz aileniz inşallah.
Teşekkürler.
Elinize sağlık..
Sensiz uyuyamıyorum , ama yine de uyuyorum ...
5 yaşındaki çocuk , anne çocuğu , annesine şunu diyor ;
Anneciğim , sensiz olmak o kadar kötü bir şey ki , uyuyamıyorum bile , ama üzülme üzülme uyumuyorum dediğime bakma sen , aslında seni özlüyorum demek istiyorum ... Seni yanımda hissetmek için de formülüm var hem , senin kıyafetin var ya , senin kokun işte , onunla idare ediyorum ben , merak etme sen ...
Bu çocuğu öpüyorum , annesine geçmiş olsun , çocuklarıyla uzun bir hayatı olsun diyorum ve teyzesine de teşekkür ediyorum bize bu duygusal bağı yaşattığı için ...
Teşekkürler, güzel paylaşım.
Şimşek çakmasından bir çok çocuk gibi benim yeğenimde korkardı.Boynuma sarılıp şaşkın şaşkın bakarken, çok bilmiş ben, çocuk uzmanıyım ya !!! onun seviyesine inme adına ve onun anlayacağı şekilde onu bilgilendiriyordum.'' korkma, Allah resim çekiyor!! '' ... Aslında cehaletin resmiymiş , poz veriyormuşum meğerse..Yeğenimi şimşek çakmasından çok daha büyük bir korkunun kucağına ittiğimi çok sonra yine yeğenimden öğrendim.
Şimdi 5 yaşındaki çocuğun sorduğu sorulara bile , bilimsel açıklık getiriyor ve çok büyük haz alıyorum.Çünkü beni gerçekten dinliyorlar.. öğrenmeye açlar... Agu agu yapmaktansa , karşımdaki ile yetişginmiş gibi konuşunca birbirimizi daha iyi anlıyor ve değerli hissediyoruz.
Çok geçmiş olsun.. Acil şifalar diliyorum.
Unutmayalım..'' .Herkesin doktoru, öncelikle kendisidir ''
Esen kalın....
Geçmiş olsun ve dilerim son olsun.....Çocuklar hakkındaki düşüncelerinize tamamen katılıyorum.4 yaşındaki yeğenime,sabah henüz uyanmış olduğu halde süt içmesi için agucuk,gugucuklar eşliğinde baskı yaparken;
-Halaaa...yeni uyandım ve sinirim bozuk.Şu anda içmeyeceğim....
şeklinde verdiği cevapla yaşadığım dehşet üzerine,o gün anladım ki sözlerine,itirazlarına değer vermek çok önemli.İster çocuk,ister büyük olsun....
Allahıma şükürler olsun ki kardeşiniz atlatmış durumu. 5 yaşındaki yavrucağın mektubundan bir kaç satır yazmışsınız, bu bile annenin ne demek olduğunu, bir çocukla annesi arasındaki bağın ne denli kuvvetli olduğunu göstermeye yetmiş. Analık dünyanın en kutsal ve değerli mesleğidir. Öyle kariyer peşinde koşupta analığı göz ardı etmeyiy eğleyen sevgili bayanlara tek sorum olacak. " Sizi doğuracağınız evladınız kadar kim düşünebilir?"
Ayrıca şunu da belirteyim. Rahmetli anamın bacağında da damar tıkanıklığı olmuştu, hatta bacağını kesmeyi düşünmüşlerdi. Birçok doktor aynı şeyi söyledi, birgün şans eseri tanıştığımız bir şahıs sülüğü önermişti. Sülük bilirsiniz sadece kirli kanı emer. Sol bacağındaydı tıkanıklık. Bir kova su içerisine atılan sülüklerin hepsi her iki bacağıda suda olmasına rağmen tamda tıkanıklığın olduğu yerdeki pis kanı emmişti. Bu sayede tedavi olmuştu anacığım.
Çok güzel paylaşım olmuş. Sevdiklerinizle nice sağlıklı günlere...
cok gecmis olsun rabbim sevdiklerine bagislasin cocuklar aslinda oynarken bile buyuklerin sozlerini dinler davranislarini ornek alir farkinda bile olmayiz sonra sasiririz nerden ogreniyor bunlari diye en ufak ayrintiyi bile kacirmiyorlar dort bes yaslarinda gunde 400 soruya ulasabilen cocuklarimiza buyukler olarak kacina dogru cevap verebiliyoruz. cocuktan al haberi derlerya dogru yalansiz riyasiz tertemiz sebiler sevmediklerine seviyorum sevdiklerine sevmiyorum demiyen sadece cocuklar yapmacik degiller hissederler kendilerini yurekten sevenleri hosgorulu olanlari nekadar cocuklari severim derseniz bu cevabi cocuklar verir lafi dolandirmadan ustelik. ben bayiliyorum cocuklara onlarin temiz kalplerine patavatsizda olsalar korkusuzluklarina cesaretlerine eger dogru bilgilendirirsek onlari verilen sorumlulugu parmak isirticak sekilde yapmalari yokmu hele harikaaa
paylasiminiz cok guzel samimi ictendi tekrar gecmis olsun rabbim cumlemizi sevenlerine sevdiklerine bagislasin AMINN