HİSSEDİYOR(UM)...
11 Temmuz 2012, 11.29 A- A+Hayata karşı; ucu paslı çivilerle çakılmış, bir çarmıha asılı Benliğim...Öyle ki, sökmek istedikçe kan damlıyor ayaklarıma...Parmaklarım uyuşmuş, tırnaklarım çatlamış, oynatamıyorum. Kollarım birleşmiyor ki, dağınık saçlarımı toplayabileyim, yüzümün yanıklığına dokunabileyim...
Yüzüm tanınmaz halde farkındayım...Bu yüzden gözlerim hep kapalı, düşler kuruyorum. Güzel düşler...Başka türlü baş gelemem. Gözlerimi açarsam eğer, güneş kör edebilir. Gözelrim kapalıyken herşeyi görebiliyorum çünkü...Hiissedebiliyorum güneşin yakıcı yalamasını, günün battığını ve yıldızların göz kırpttığını...Acıyan yerlerimin nasıl kanadığını hissedebiliyorum. Çatlamış dudaklarım kavruluyor...Konuşmak istesemde ağzımı açıp tek kelime edemem. Susmanın layık olduğu an şimdi dirayetsizken...Ezilmiş bedenim herşeyi anlatmıyor mu zaten, ne gerek var lakırdıya...
Teklifsiz kokular geliyor burnuma...Demek ki bu hissi kaybetmemişim. Bu his damarlarımdaki kan yollarını açıyor, beynimde bir şeyler kımıldıyor hissediyorum...Uyuşuk bedenimdeki bu değişim rahatsız ediyor beni. Bilincim, kızgın yağa atılmış, ne olduğu önemli olmayan bir parça gibi sıçrıyor...Beynimdekiler ne uzuyor ne kısalıyor. Bir kıvılcım atar gibi oluyor, bazen kalbime değiyor bazen topuklarıma...Saç diplerim çekiliyor asılmışçasına yaşlı bir dar ağacına...Dışımın kanıtı gölgem, kayboluyor hissediyorum. Hissediyorum içten içe çekildiğimi...
Bir nefesim kaldı hayırsız, bir de bedenim çelimsiz...Teslimiyet vaktidir Yaradana, benim de isteğim budur...Ama bir sorunum var. Bu şekilde azap içindeyim, ne yapsam Ölemiyorum...
YORUMLAR
yazının başında bi ahh çektim ki yazının sonunu görünce durdim şöyle bi.
ah çektim çünkü bu tarz yazıları okurken pek anlam veremem. insan kendini bi sümüklü böceğe nasıl benzetebiliyor yazarken derim. kıskanırım da ayrıca. kendimi çöle düşen bi kutup ayısına benzetmeye çalışmıştım en son ama beceremedim. beceriksizim anlayacağınız.
gelelim duraksamama. yolculuk nereye Sevgili Bala, gitme bir yere, kal olduğun yerde. güzel yazmışsın. kalbi acıyan, umutlarını sonuna kadar tüketmiş bir kadın var burda. ama sevmem ben öyle kadınları. kadına mutluluk yakışır, gülümsesin gülümseyebildiği kadar. eğlensin eğlenebildiği kadar sorunlara biraz boşver i çekerek. hatta birazını at, bildiğin boşveri çeksin.
Bugün ölesi gelir böyle hissettirir bize yarın bir kuş olur baharı , güneşin ışıklarını mis gibi deniz kokusunu anlatır hissettirir bize :)
Geçer bu ruh halide geçer ne geçmiyor ki varsa yaşam için güçlü sebebin yaşarsın bir hüzünlü bir mutlu...Her işte bir hayır vardır...
Öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim. Kendi yazılarıma yorumla katılmışlığım pek yoktur fakat burda bi açıklama yapma gereği hissettim, yazının içeriği dolayısıyla...Daha önceki yazılarımı okuduysanız eğer (yazar değilim) çoğunlukla bu tarz olduğunu, içsel soyut kavramları, insana dair duyguları yansıtmaya çalıştığımı farketmişsinizdir..Çalışmak demek te pek doğru olmaz aslında, çünkü içimden geldiğini yazıyorum...yazılarımıın öznesi kimi zaman '' Ben'' kimi zaman ''Sen'' kimi zaman da ''O'' olur. Hiçbiri de direkt ben yani Bala değğildir. O yüzden yukardaki yazım, benim şu an içinde bulunduğum ruh hali değildir...Bazen bir resim bazen bir film karesi bazen bir haber v.s esin vermiş olabilir...Yazının altına ''kurgudur'' notu düşünce, okuduğunuzun havası bozulabilir.. O yüzden öyle bir not eklemedim, kısaca ben o halde dolaşmıyorum:) Sadece o ruh halindeki bir insanın iç dünyasını tasvir etmek istedim kendimce o kadardı...Sevgilerimle...