BİR ÇOCUĞA EN ÇOK NE YAKIŞIR?
07 Ağustos 2012, 11.16 A- A+Şöyle bir geçerken uğradım ömür sokağınıza. Bir çocuk oturuyordu sokağın hemen girişinde. Taşları yerinden oynamış, ancak bir çocuğun oturabileceği kadar yükseklikteki kaldırımda, sokak lambası sönük kalıyordu ayın ışığında...Ağustos ayının yaza bu kadar yakıştığı bir günde, iki büklüm olup titremek hiç yakışmıyordu çocuğa...Çocuğun bu hallerine aldırış etmeyen hava, sıcaklık kavgasına tutuşmuşçasına her yeri ayrı tokatlıyordu derecesiyle...
Neden bu kadar dayanılmazdır bir çocuğun gözyaşları? Nasıl görmezden gelinirdi ki titremeleri, buz kesmiş elleri, ürkek bakışları? Üstelik böyle bir havada...Meteliğe atılan kurşun kadar ağır olmamalıydı yalnızlığı...İçine işleyen sadece korkusu olsaydı bir şeylerin, açıkta bir kaldırımda, taş kesilmişçesine oturmazdı öyle...
Çocuk...Her çocuk kadar çocuk...Masumiyeti; boyunun küçük, saçlarının örgülü oluşunda değildi. Ya da gülünce olmayan dişlerinden önce dilinin gözükmesinde...Hangi dişsize yakışırki gülmek bu kadar? Hangi oyun oyun gibi gelir ki bir başkasına? Hangi dünya güzeline bu kadar yakışır ki bir elbise? Hangi çikolata daha çok sever ki yerken ağzını yüzünü batıranı? Ağlamanın yakışmadığı, sus-pus oturmanın O'na göre olmadığı, korku ve titremenin üstüne oturmadığı, bir çocuğun karanlıkta kalması, çocukluk halleri olamazdı...
Çöp kutusundaki kediyi ürkütmeden geçme çabasındayken, kendi varlıksızlığına ağlayan biri daha vardı bu sokakta. Yan yana oturdular. Ne bir ses, ne bir hareket...Çıt çıkarmaktan korkuyorlardı sanki. Sessizlik; hazandan kalma bir çınarın dalında, hasbelkader duran bir hüzün yaprağı gibi, bırakıverecek kendini gecenin koynuna...Her şeyin anormal olduğu şu görünümde, normal olan bir şey var mıydı? Oysa çocuğun başına, kelimelerden öyle güzel taç yapılırdı ki...Daha önce hiçbir kitabın yazmadığı, hiçbir şarkının söylemediği, her ne sebepten olursa olsun bir araya gelmemiş kelimeler, yüzünü güldürebilir O'nu canlandırabilirdi...
Sevgi bir cesaretle uzattı elini Hayat'a...Çocuk sanki gülümsemek için bu eli bekliyordu...Gülümsedi...Yavaşça kalktı oturduğu yerden. Korkmuyordu ve titremiyordu da artık. Pireyi deve yapmak kolaylığında, deveye hendek atlatmak zorluğunda, siyahla beyazın birbirine karışmaz bütünlüğünde, bir cesaret sarıldılar birbirlerine...Sokağı döndüklerinde el ele; hava aydınlanacak, mevsimler bahar olacak ve hercai menekşelerin kokusu her yanı saracaktı...
Sevgiler...
YORUMLAR
Paylaşımını henüz okumadan başlığı görünce ; bir çocuğa en çok ''Anne '' demek yakışır diye düşünerek, tıkladım paylaşımın devamını görmek için .
Aslında yanılmamışım.Bir çocuk elbette ki sevgiyi hakeder...Ama en çokta anne sevgisini.
Sevgisizlik bir yaradar, Bağrımızdaki ovulmaz yara. Sevgi ise; cennete kalkan sessiz gemi.. yelkenler fora.
Emeğine sağlık BALA_
Ben mesala bugün bugün canım sıkıldı , oruçluyum su içer gibi yapıyorum ama içmiyorum , şeytanı deli ediyorum , kafa buluyorum , şimdi ıslık çalıyorum geliyor şeytan , hani ıslık çalınca şeytan gelir derlerya , ondan sonra sürahiyi kafaya dikiyorum ama içmiyorum ,içmiş gibi yapıyorum şeytanla kafa buluyorum
''Bir çocuk gördüm uzaklarda,gözleri kederli hatta korkulu,herşeye rağmen biraz gülümsedi çocuk,sıcak-sade ama biraz kuşkulu....Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi,şimdi çocuk büyümekte günbegün,bütün hüzünleri okşadı birer birer,gizli bir ümide sarılarak biraz küskün''
Birbirinden güzel kelimler cümleleri oluşturmuş ve Bala tarafından şiir tadına bize sunulmuş.İtiraf etmeliyim 1' den fazla okudum ve hatta birinde sesli okudum,her okuyuşumda Sevgili Sezen Aksu'nun yukarıda sözlerini yazdığım Bir Çocuk Sevdim şarkısını anımsattı bu güzel şiirsel yazı.Ayrıca beymen'in katkısıda çok yerinde olmuş,Allah hiçbir çocuğu ''Anne'' demekten mahrum etmesin.Ellerine sağlık...
Bazen '' Bana bir masal anlat baba'' , anne ninnilerini bastırır bazen de '' Annem sen hep benim yanımda kalansın'' ağır basar diğerlerine...
Bir çocuğa en çok sokak yakışmaz. Bu yüzdendir ki Sokak Çocukları kavramı sokakta yaşayan çocuklar olarak değiştirildi ülkemizde. Dikkate değer. Teşekkürler Bala.
Öncelikle merhaba...Çoğu zaman yazılarım anlatım şekli itibariyle anlaşılması zaman zaman güç olabiliyor, farkındayım...Ama ben içimden geleni yazıyorum ve bu yazımda da gördüm ki, anlatmak istediğimi iyi ifade etmişim. Bu, yorumlarınızdan açıkça belli oluyor, bu yüzden ayrı ayrı teşekkür ediyorum okuyanlara ve yorumlarıyla yazıyı tamamalayanlara...
Her ne şekilde olursa olsun, bir konunun içine dahilse çocuklar, akan sular durur benim için. hiçbir çocuk ağlamamalı, içinde boşluk hissetmemeli, gülmeli, oynamalı, küçücük şeylerden mutlu olmalı.Beymeninde dediği gibi bir çocuğa ANNE demek yakışır, sevgi yakışır, YUVA yakışır, kimsesizlik yakışmaz...Allah kimseyi, hiçbir çocuğu yalnız bırankmasın çünkü yalnızlık hiç yakışmıyor onlara..Sevgiler...
Fakir yada zengin her durumda dağ gibi yaslanacağı bir baba üzerine titreyen bir annesi olmalı. Birinin varlığı yetmiyor. Hiç bir zenginlik anne baba ile her şeyi paylaşarak yaşamaya yetmiyor. Şimdi bir sürü mal varlığı var. Hepsi ortada ne sahip çıkan ne kullanan ne arayan ne soran var. Çünkü kaybedilmiş bir anne. Yüzünü görmediğin sesini duymadığın bir baba ile geçirilmiş bir ömre zenginlik anlam katmıyor.
Bir çocuğa en çok anne ve babası ile birlikte yaşamak yakışır.