gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

POLEMİK...

27 Eylül 2012, 00.24
A- A+

       BLOG ortamında uzun zamandır hır gür olmuyor, 1'i kuyuya taş atıp,diğerlerinin çıkarmasını beklemiyor.Ne kadar sıkıcı değil mi? Tamam sağlam bir polemik yaratıp saç saça baş başa girmemize ön ayak olacağım:) (İRONİ). Bu ortamda yazılan yazıları kişisel tercihler,hayata bakış ve anlık duygular belirliyor,bize hitap ettiğini düşündüğümüz yazılara ilgimiz daha çok oluyor,belki birden fazla okuyoruz,yorumla katılım gösteriyoruz.Görüşleri ya da tarzı benimsemesekte,içinde emek olan her yazıya saygı göstermeliyiz,bu saygı gösterme durumu bizi olumlu ya da olumsuz eleştiri yapmaktan alı koymamalı,her yazı eleştirilebilir (kişiliğe saldırmadan),her düşüncenin karşısındaki fikir dile getirilebilir,bende bu son yazdığımdan yola çıkarak naçizane görüşlerimi aktarmak istiyorum.

       1 buçuk 2 sene önceydi sanırım,bir yazıma konu ile alakalı küçük bir resim eklemiştim,sağolsun yönetici arkadaş beni bilgilendirip resimli blogları kabul etmediklerini söylemişti.İşin açıkçası bu duruma biraz bozulmuştum ama sebebi ortaya koyulduğu için hak da vermiştim.Aradan uzun zaman geçti,resimli bloglara izin verilmeye başlandı ve ben daha önceden neden izin verilmediğini daha net anladım.Son zamanlarda bu konu öyle bir duruma geldiki,yazılara mı resim ekleniyor yoksa resimlerin altına mı yazı düşülüyor anlayamaz oldum.Gözü rahatsız eden,anlatılan konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan,üzerlerinde dolmuş ve kamyonların arkasına yazılan gibi ibareler olan görselleri görmek kendi adıma beni yazıdan uzaklaştırıyor,''iyi de bundan bize ne'' diyenleriniz olabilir hani bahsettiğim eleştiri hakkı varya ben onu kullanıyorum işte.O yüzden de sırf resim eklemek için yazılan yazıları samimiyetsiz buluyorum.Zamanında yazımdan resmi çıkarmamı isteyen yönetici arkadaşa da ''%100 haklıymışsınız,bazı şeyler tecrübeyle sabitmiş'' demek istiyorum.Lütfen bu düşüncelerimi,konuyla ilgili resim ekleyen arkadaşlar üzerine almasın,benim sorunum gereksiz yere ekranı işgal eden görsellerle:)

        GAMYUN BLOG PORTAL'da artık gelenek haline dönüşmüş bir durum vardır.Bir rüzgar eser ve hepimiz o rüzgarın estiği yöne doğru hareket ederiz.Yani bir konu yazılır,sonra bi bakmışsınız hepimiz aynı konuyu yazmaya başlamışız.Son günlerde de herkes birbirinden ,iham alıp gönül ilişkilerini fazla ortalara döküyor gibi geliyor.Yine bu yazdıklarımdan KURGU yazanlar alınmasın lütfen.Öyle bir durum oluştuki bu ortamda birşey yaşayan bazen ince göndermelerle,bazen küçük isyanlarla aslında offline mesaj olarak yazılması gereken duygu ve düşünceleri gözümüzün içine soka soka deşifre ediyor.''hopppp trapper sanane ya ne istersem yazarım,sana mı soracağım'' diyenler elbet olacaktır,o yazıları yazma hakkınız nasıl varsa bende eleştiri hakkımı kullanıyorum bilginize deyip bu durumun da önüne geçeyim:).Kendi adıma insanların özel hayatının can alıcı noktaları deşifre olmamalıdır görüşünü benimsiyorum.Çünkü bir süre sonra,''vayyyy bana laf sokarsın ha,durrr sen yapacağımı biliyorum'' durumu oluşuyor ve pirincin taşları ayıklanamaz hale geliyor.Az önce dediğim gibi KURGU yazan arkadaşlar bu durumun dışındadır:)

       ''Nerede o eski bayramlar'' , ''Nerede o eski komşular'' , ''Nerede o eski saf ve temiz aşklar'' ve benzeri laflar kullanır ya,özellikle de benim gibi yaşlı ve geçmişe özlem duyan insanlar:) Kimse üzerine alınmasın da ben de ''Nerede o eski Blog yazar ve yazıları'' deyip bir kaç arkadaşı rumuzlarıyla anacağım. yoSuη (Defne)  yazılarını okumaktan müthiş keyif alıyordum,sildin bütün yazılarını ve kayboldun,bu yazım sana ulaşıyorsa eğer lütfen çık ortaya, Berlen tahmin edebiliyorum işlerinin yoğunluğunu,ayırabildiğin küçük zamanlarda karala birşeyler,özellikle fikir yazıların çok özleniyor. 0WEN esprili yorumlarını,farklı bakış açılarındaki yazılarını arıyor gözlerim, sende saklandığın yerden çık ortaya sabrım taşıyor:) sarizeybek_ senin de yorumlarını göremez olduk, Rusya'da kayboldun sanırım:)  MatematiX,analitik düşünceyi ortaya koyduğun eğlenceli ve düşündüren yazıların aranıyor haberin olsun,silmemiş olsaydın arada eski yazılarını okurduk en azından Buzlar_Kralicesi karabatak gibisin yine kayboldun,senin de seviyeli tartışma ortamına zemin hazırlayan fikir yazılarını özledik.

       beymen33,Sat_Agraha ,Bala__  sizlere de yazmadığınız ya da az yazdığınız için kızıyorum haberiniz olsun:).Tabi ki aklıma gelmeyen isimler vardır fakat politik olamayacağım bu konuda,ilk aklıma gelenler kendi adıma öncelikle özlediğim ve gözlerimin aradığıdır.Kırılmaca,gücenmece olmasın:).Aslında bu durum biraz da bayrak yarışı gibi,bulunduğumuz her ortamda bir süre sonra miladımız doluyor ya da dolduğunu düşünüyoruz ve kayboluyoruz.Kimse alternatifsiz değildir ama bu özlenmeyecekleri anlamını taşımaz.

       Çok uzun yazdım farkındayım,ama kendi adıma ,içimden geçenleri paylaştığımı düşünürsek, gerekliydi.Ben bu ortamı gerçekten seviyorum ve aynı oranda keyif alıyorum.Son günlerde fazla arabeskleştiğini düşünüyorum.Beylik sevgi ve aşk söylemleri içeren yazılarda artış var sanki.Yazdıklarım sadece beni bağlar,belki de ben hayal görüyorum ya da yanılıyorum ve yine belki de Gamyun Blog okurları o tarz yazıları okumak istiyor. Herkes aynı anda,aynı keyifi alsa zaten bir anlamı olmaz,farklı fikirler olacak ki,beyin fırtınaları çoğalacak.Böyle bir yazıyı yazmak belki bir risk olarak görülebilir.Hem yazdıklarımla ilgili hem de yazının uzun olmasının, yarıda bırakılma ihtimalini getirmesiyle ilgili.Ben ne olur ne olmaz diye zırhımı kuşandım,kaskımı taktım,kılıcım elimde bekliyorum:) (İRONİ). Tamam tamam sonlandırıyorum POLEMİK yaratmasını gerçekten istemediğim ama ihtimal dahilinde olan bu yazıyı:).NOKTA.Hepinize Sevgi ve Saygılar...

YORUMLAR

27 Eylül 2012, 23.30

Sadece Türkiye’ye özel olmayan bir oyun sitesindeyiz. Kimisi 20’ler de, kimisi 30’lar  kimisi ise 60’lı yaşlarına selam vermiş insanlar topluluğuna sahip bir site içerisindeyiz. Aşk’ı sever aşkı dile getirir, Felsefe sever; düşündürmek aynı zaman da öğretmek ister, Kimisi polisiye sever gizem olsun ister. Kişinin isteğine bağlıdır hangisini okuyup hangisini okumayacağı.

Tıpkı yazılı basın da  tercih edilen ki köşe yazıları gibi.  Spor, Siyaset, Dedikodu, Magazin, Din… hepsinin takipçisi çok farklıdır. Ama var’dır lar.. Kişilere göre hepsi ayrı tattadırlar.

 

Milyonları aştığı söylenen sitede blog köşesine itina gösteren okuyucu, yazar ve yorumcuları –sessiz yorumcuları- var. Belli kişiler öne çıkmış durumda, bu gerçek. Verdiğin isimleri bende keyifle okur takip ederdim. Belli başlı kişilerin yazılarını dikkatli içime sindire sindire okurum. Bilirim ki o kişilerin yazıları bana hitap eder. Tıpkı benim gibi kendisine isim -ler- seçmiş kişiler sessiz çoğunlukta benim düşüncemce. Belki de o kişilerin listesinde sen yoksun. Belki o kişilere çok ağır geliyordur yazıların. Okumadan geçiyorlardır.

Blog köşesi 2 sene ve daha öncesi dönemler de vahim diyebileceğimiz durumdayken şimdi daha düzeyli ve dikkat çekici durumda. Öne çıkan isimler haricinde bir çok kişinin de yazıları “ keşke bende bu yazım yeteneğine sahip olsaydım ” düşüncesi ile iç geçirdiklerini tahmin edebiliyorum. Keza ben de böylesi düşüncelere çok kez kapılmışımdır. Bunu anlayabildiğim için bana hitap etmeyen yazıları okumuyor olsam da yazılmış, yayımlanmış olması beni rahatsız etmiyor. Kişi düşüncesidir, yönetici takdiridir. Okuyucu olarak es geçer ya da okuruz. Elbette yazmış olmak adına yazılan yazılar olacaktır. Onları da hoş görmek gerek diye düşünüyorum. Amaç farklılığı ile yazmak istenmişte olabilir. Her halukar da eminim ki 2 sene öncesine bir daha dönmeyecektir bu köşe.

 

Şuan birisi –birileri-  bu blogu okudu ve düşündü. “ ya aynı eleştiriler bana da gelirse – rezil olur muyum acaba- en iyisi yazmayım.” dedi. Kendine ait bir okuyucu kitlesi oluşturma, kendince takdir görme keyfini elinden alınmış olundu mu acaba. Belki de konusunu, belki yazım şeklini, belki ifadelerini belki de giriş-gelişme-sonuç şeklini sen –biz- çok beğenecektin.

Bir blog günlerce durmuyor bu köşede, saatler ile sınırlandırılmış paylaşım durumunda. Doğru Türkçe ile yazılmış, öğretici, eğitici, eğlendirici, aşk içerikli, genel yazılar yer bulabilir bu köşede. Zincirleme konular olmadan, farklı içerikli yazıları yeni isimlerden görmek hoş olacaktır. – kendi adıma, okumaktan hoşlanacağım yazılar olsun isterim tabi.-

 

Resimli bloglar hakkında ki düşüncelerine bire-bir katılıyorum.

Dikkat çekici bir paylaşımda bulunmuşsun, her yazında olduğu gibi dikkatimi vererek okudum.

Merak ediyorum, Attığın Taş Çıktı mı? J)))

28 Eylül 2012, 00.34

Yazının başında belirttiğin gibi, kuyuya bir taş atıp kocaman halkalar yaratmışsın. Bu tür yazılarına bayılıyorum. Senin yazıların malum, yakın takipçilerin var. Konu seçimin ve tartışmaya açma yeteneğin artık tartışmasız olarak tescillenmiş durumda. Bu konuda da hiç zorluk çekmediğini biliyoruz.

Yukarıdaki yazına bakış açım, benim daha önceki yazılarımı okuyan arkadaşlar tarafından da bilineceği gibi malum. Hatta "PAYLAŞIM" adında bir yazımda duygularımı paylaşmış ve tam bir kaos ortamı yaratmıştım. İçerik aynı olmasa da, buranın bir sosyal paylaşım platformu olduğunu da göz önünde bulundurarak, emek verilerek yazılan yazı içeriklerinin ve üslubun biraz daha özen gösterilerek yapılması gerektiğini vurgulamış, böylelikle yine emek vererek okuyan ve yorum yapan kişiler tarafından daha anlaşılır hale geleceğini belirtmiştim. Beraberinde eleştiri oklarının hedefi olmuştum ki, bu eleştirilerin bazıları da haklı eleştiriler idi.

Aşk tabi ki olsun. Hayatımızın gerçeği beklide merkezi. Ancak bu konuya gösterdiğimiz enerjinin bir kısmını, güncel ve  sosyal konularda da göstermek, paylaşmak, daha çok kitleye ulaştırmak, haber etmek, haberdar olmak da bir o kadar önemli diye düşünüyorum.

Son dönemlerde yayınlanan yazıların birçoğunu sanırım kaçırdım, dolayısıyla konu olan yazılara ilişkin yorum yapmam mümkün değil. Ancak bu yazının altındaki yorumları okudukça, senin de bahsettiğin çok sevdiğim yazarların içerisine yenileri eklenmiş gibi görünüyor. 

alce_alce yazısında anlam inceliği oluşturarak hepimizce bilinen gerçeklere son derece anlamlı şekilde parmak basmış.   Katılmadığım tek konu, bu platformda paylaşılmaması gereği. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki konuşacak, yazacak öyle çok konu varki, (şu yoğunluğumdan fırsat bulsan neler yazacağım) bunları burada, diğer platformlarda, aslında mümkün olan en gür sesimizle tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Neye mi yarayacak?  İşte Trapper’in ifade ettiği gibi, güne bakışı, hayat algılayışı sadece kendi ekseni etrafında olan bu arkadaşları da gündemin içine çekebilmek. Peki çekip ne yapacağız? Adı üstünde burası sosyal paylaşım sitesi, gözlerimizin kapalı olmadığını, her şeyi görüp yakından izlediğimizi, her geçen gün çoğalarak cevap bekleyenlerin sayısının arttığını göstereceğiz.

alce_alce, bu tür konuların, yetkin ve etkin kişiler (entelektüel yazarlar) tarafından ele alınması gereğinden bahsetmiş, günümüzde bu tip kişilerin çok kalmamış olmasından dem vurarak. Bu kişiler zaten profesyonel anlamda değerli eserleri ile bizlere yol göstermektedir. Bu platformda son derece donanımlı arkadaşların olduğunu biliyorum. Biz amatör yazı yazanlar olarak fikir tartışmalarımızı edebi yazım kaygısı taşımadan kendi toplumumuzda fikirlerimizi beyan ederek, baş kaldırarak, hatta burada bulunan yorumlarda da görüleceği gibi kavga ederek paylaşabilmeliyiz diye düşünüyorum.

alce_alce ikinci yorumunda koltuğunu sarsmaktan bahsetmiş, bu sözüne mim koy Trapper. :))

Sat-agraha kesinlikle kendi blogunu yazmalısın, önemli takipçilerinden olacağımı biliyorum.

Bala, iyiki kendini sorgulayıp yazı yazmaya başlamışsın, kesinlikle hoş yazılarının olacağını düşünüyorum.

Ve çok sevgili Yosun, siyahorkide, Duk45 (Benim sevgili acımasız eleştirmenim)  ve hayat dolu eğlenceli Beymen özlemişim sizi. :)

Sevgili Trapper, her zamanki gibi ellerine sağlık, her yazında olduğu gibi beni yine şaşırtmadın.
28 Eylül 2012, 00.51
Bu ortamda pek bulunmadığım için yazdıklarına haklısın veya değilsin diyemesem de... dedim ve kaldım sanırım bu blog hakkında yapacak bir yorumum yok  ama yine de şunu demek istiyorum... Eleştirmek eleştirilmek beğenilmek beğenmek biz insana özgüdür. geçenlerde  bir arkadaşın bloğuna eleştirimi belirtmiştim kişiyi tanıyormuyum hayır bir antipatim olabilir mi hayır ama baska bir blogda baska bir arkadas beni cekiştirmiş bu çok hoşuma gitti eleştirsin beni ama sevdiklerinin eleştirilmesi de zoruna gitmesin bunu yapıyorsa... Bu yazına sadece eleştiri bölümü üzerinde yorum yapabildim  trapperım resimli blog konusuna gelince de üzerinde kırmızı bir gül olan altında gülü bir gün seni her gün yazan bir blog şey etmek istemiştim ama vazgeçtim neyse :D::D yazıyı aceleyle yazıyorum bni nokta virgül vs. konusunda eleştir ltfen:) cesaretine sağlık :)seviliyorsun arkadaşşş..
28 Eylül 2012, 08.59
 Bir kuyuya taş atmışsın TRAPPER... :)
28 Eylül 2012, 09.17
                 Berlen ifadeniz o kadar etkileyici ki "eleştirinize sonuna kadar katılıyorum" dememek için zor tutuyorum kendimi. Yalnız ben yazımda yaptığım ironide topluma ışık tutan kaynakları nasıl hırpaladığımıza ve akabinde de toplumun geldiği son noktaya gönderme yapmak istemiştim. Fakat katılıyorum sizin, ez_cümle "şimdiye bakalım" fikrinize! Yazıma yaptığınız yorum için, dahası zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Saygıyla kalın.
28 Eylül 2012, 10.12

  Aşk  konusuna  değinmedim yukardaki yorumumda ,   hayalkırıklıklarımı  düşündüğümde  bu konuda  fikir beyan etmeden önce bir  süre daha staj  yapmam gerektiği  gerçeği ile  yüzleşmekteyim:) Fakat   blog tanımı ve çizgisi içinde ,  sıralı şekilde  ana sayfayı  işgal eden  (özellikle  sevgiliye  ofline  tarzı  ) bloglardan   bende  rahatsızım.Bu demek değil ki, onay almasın  bu  tür yazılar.Ama sevgiliye mesaj şeklinde  ve zincirleme de  olmasın ister, fikri zengin  blogcular... Trapper de; bu aşk konusundaki  rahatsızlığını  aynen düşündüğüm şekilde dile getirmiştir, yazılmasın bu tür yazılar   gibi  bir düşüncenin uzağında kalarak...

  Berlen;  seni görmek  güzel.Sanırım  sana   bir borcum var, ödenmesi  gereken.Umarım   fikir ayrılığına düştüğümüz  konulardaki    haklılığından kaynaklanan son borcum olur   bahse  konu ÖZÜR.. :)  Bende  özledim:  tartışmalarımızı... iddialaşmalarımızı... oynadığımız  oyunları...  ve  unutamadığım gafını :)

28 Eylül 2012, 11.34

       Herkese tekrar Merhaba.Öncelikle herbirinin altında ''emek'' olan bütün yorumlar için ''elinize sağlık'' demek istiyorum.Benim için,yazı amacına fazlasıyla ulaşmıştır.badluck_ arkadaşımızın belirttiği ''her yorum,ayrı bir blog olmuş'' sözüne aynen katılıyorum.Bir kaç konuya kısa kısa değinmek isterim.AŞK konusundan günlerce yazılsa ve buradaki her yazının içeriğinde AŞK olsa bile sıkılmadan okur,kendimce değerlendiririm.Aslında ben yazımda AŞK'a sahip çıktım.Dedim ki, ''yaşanan özel,güzel duygular birliktelik sona erdiğinde buradan laf sokmak suretiyle heba edilmesin'' .Yazının içeriğinde,tamamen AŞK'a ve yaşayanlara sonsuz saygı vardır ve yazı içindeki şu cümlem bunun kanıtıdır .((( '' Son günlerde de herkes birbirinden ,iham alıp gönül ilişkilerini fazla ortalara döküyor gibi geliyor.Yine bu yazdıklarımdan KURGU yazanlar alınmasın lütfen.Öyle bir durum oluştuki bu ortamda birşey yaşayan bazen ince göndermelerle,bazen küçük isyanlarla aslında offline mesaj olarak yazılması gereken duygu ve düşünceleri gözümüzün içine soka soka deşifre ediyor''))).

       Anladığım kadarıyla alakasız eklenen görsellerle ilgili hemen hemen hepimiz aynı fikirdeyiz.Gelelim kaybolup,kapıyı aralayıp ''cööööö'' diyenlere,kapıyı ardına kadar açın ve yazmaya tekrar başlayın lütfen.Ayrıca bu platfrormu,sınırlarını aşmadan her konunun konuşulabileceği bir yer olarak görüyorum.Tekrar yazı içeriği ile ilgili olumlu ya da olumsuz,açık yüreklilikle görüş bildiren tüm arkadaşlara katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum.Sevgiler...

28 Eylül 2012, 23.59
Sevgili Berlen,
yolladığınız güzel bakış, gösterdiğiniz incelik beni onurlandırdı.
Çok çok teşekkür ederim.
Sevgiler
29 Eylül 2012, 09.58
Çok kısa süredir takip ediyorum yazıları. Bu yüzden kendime “halt etme, yazma, kimseyi tanımıyorsun, sana da ne oluyor!!”u telkin etmeye çalışırken, ani bir hevesle halt etmeye karar verdim. Bitip tükenmek bilmeyen yorum hengamesinin altında benim de iki kelamım olsundu ama değil mi :)

Yazının yorumlarından yola çıkarsak, konuyu anlıyabilmemiz mucize olur. Bazıları ciddi ciddi birbirlerinin saçlarını yolarken,boncuklar dizerken :)

bir kısmı Türkiye”nin içinde bulunduğu ahval ve şeraitten bahseylemişler :) Blog sahibi sonunda amacına ulaştığını beyan etmiş, mutlu sona ulaşılmış böylece ;)Evet herkes deşarj olmuş bir şekilde. İyidir deşarj.

Şimdi ben konuya bağlı kalarak :) kimsenin saçını yolmadan veya hafif ucundan çekiştirerek diyelim bir şeyler yazmak istiyorum;

Foto- resim eklenmiş yazılar—Sanıyorum soru şu olmalı “Eklenen görsel yazıya ne katmış?”
Aklımda gramofon fotosu eklenmiş bir yazı var. Fotonun altında, yazıda bahsi geçen gramofonun o olmadığı yazılmıştı. Eeee niye eklenmişti ki o zaman? Biz blog okurları gramofonun ne menem bir şey olduğunu bilmiyor muyduk ki :) Bahsi geçen gramofon olsaydı veya ne değişecekti yani? Neydi süs mü? Sonuç olarak yazıya hiçbir şey katmayan görsel, en basit ifadeyle ( ya da en kırmayan diyelim, hedef göstermiş oldum çünkü) yetersiz bir yazının tamponu olması için eklenmiştir. Bir yazının altında öyle bir görsel vardır ki (bu karikatür bile olabilir) anlam bütünlüğü yaratır, vurgu yapar en azından müthiş bir görsellik arzeder “hah dersiniz bu olmasaydı eksik kalırmış”

İyi yazı kötü yazı olmaz!--- Hiç olmaz mı, olur… dibine kadar hem de.. Sevdiğiniz, az sevdiğiniz veya hiç sevmediğiniz yazı türü olabilir. İyi olan yazıları, tercihinize göre okursunuz. E nasıl olacak peki, klavye kabiliyeti olan yazıyor birader! Ee okuma!! Evet okumayabilirim ama yazık değil mi benim beş saniyeme? Şöyle bir göz atıyorum gitti beş saniye. Bir de bütün bu yazıları okuyup, onay veren yöneticiler var, Allah kolaylık versin onlara :) Ama eleştiri bunu çözer, kötüye kötü demek taraftarıyım, ki bu yazma yeteneği olmayan, ama ısrarla yazan bir insanı kötü yoldan iyi yola döndürmek gibi bir şeydir :) bir nevi sevaptır. yazıktır zamanına çünkü..:) ayrıca ille de içini dökmek istiyorsa günlük denen bir şey icat olunmuştur:)

Şahsa yönelik mesaj içerikli yazılar----Bir önceki paragrafta “kötüye, kötü demek gerektiğini yazmıştım” şimdi yazımı okuyup yorumlarıma bakabilirsiniz. Diyeceksiniz ki haklı olarak “ bir tane olumsuz yorumun yok, bu ne perhiz bu ne patlıcan turşusu, lahana dolması vs”

Sıkmadan anlatmaya çalışayım;
O günlerde, hatun kısmının epey bi yazısı çıkmıştı..pis kaka erkekler, ööö erkekler gibi. Yani bu kadar mı olurdu, bu adamların hepsi kötü de, bir siz kadın milleti miydiniz sütten çıkmış ak kaşık. Neyse hal böyleyken bir yazı eklenmiş, okuyup zıvanadan çıktım. Onyedi yaşında bir kızın, günlüğüne yazabileceği kıvamda bir yazı..yazan arkadaşın, yaşının küçük olabileceğini vs düşünüp, hedefimi ona yöneltmeden genel üzerinden ve yazıya yorum yapmadığımı, yorumun konuya yönelik olduğunu da ekleyerek,” kadının kendini sadece kadın kimliğiyle konumlandırması, erkeğe insan olarak değil sadece karşı cins olarak bakmanın yanlışlığı vs” gibi konuyu aklı başında bi noktadan ele alan bir yorum yazdım. Sonra bir baktım yazı uçmuuuuşş :)Feci kötü hissettim kendimi, yazan arkadaşa mesaj attım.

Dedim ki “neden sildiniz, yürürdü o konu güzel bir tartışma olurdu, yoksa bana mı kırıldınız?” Cevap geldi..”Hayır, o yazı birine yazılmıştı, o görür diye sildim. ” HÖNK :)Görsün diye yazmış, görmesin diye silmiş.( Blog sahibi arkadaşım bile olsa, yorumdaki hitap şeklimin “sen” olmaması gerektiğini çünkü genele hitap eden bir ortamda, bunun abes olabileceğini tartışıp en sonunda “sen” demeye ikna olmuş biri olarak ağzım bir karış açık kalmıştı, ortam tecrübesizliği işte :)

Ben tabii mesaj attığıma bin pişman, büyük harfle “hönk” ledikten sonra düşündüm ki, olumsuz yorum yapmamalıyım. İki nedenle; iki sevgilinin arasına giriyor olabilirim :) veya kötü eleştiri yaparsam, etliye sütlüye karışırsam, blog sahibi altta kaldığını düşünüp hazmedemezse o yazı silinir.

Bu noktada şöyle bir önerim olacak. Blogların silinmesi, yazanın tasarrufunda olmasın, zaman kriterine bağlı olabilir, diyelim bir yıl sonunda kendiliğinden silinebilir, veya en az iki ay yazan tarafından silinememe özelliği getirilebilir. O zaman, belki herkes yazdığına sahip çıkar, daha dikkatli yazar, yazdığının arkasında durur, kötü eleştiri alabiliceğini de düşünerek –ve silemeyeceğini , en azından bir süre- kişisel mesaj duvarı olarak görmez bu platformu, hatta şu bitmek bilmez imla hataları bile düzelebilir (zaman zaman ben de yapmıyor değilim insanız tabii..süreklilik arzedenlerden sözediyorum) Eleştiri özgürlüğü kesinlikle getirir ve eminim daha kaliteli olur bu ortam, biz de daha az beş saniyeler heba etmiş oluruz:)

Eh bu kadar yeter. Hariçten gazel okuyan biri olarak ve de halt etmiş olarak huzurdan çekiliyorum şimdi :)
29 Eylül 2012, 16.58
       Cezbe, uzun ve bir o kadar da doğru gözlemlerle bezenmiş yorumunuzu 1'den fazla okudum.Hani Blog sahibi demiş ya ''Benim için yazı fazlasıyla amacına ulaşmıştır'' diye,siz de ''mutlu son'' eklemesi yapmışsınız.Gerçekten de öyle,amaçlarımdan biri kendi penceremden son durum değerlendirmesi,diğeri ise uzun zamandır ortada gözükmeyen,yazılarından keyif aldığım arkadaşlar ile sizler gibi yazılar ilgi ile takip eden, fakat ''halt mı ederim'' endişesi taşıyarak yorum ya da yazılarla katılım göstermeyen arkadaşları biraz dürtmek idi.Kısaca ''halt etme'' eylemini hayata geçirmeniz çok şık olmuş:).Benim kötü bir huyum var,özellikle bana hitap eden kalemleri gördüğümde üzerlerinde ''sen de yaz'' baskısı oluşturmayı seviyorum.Bu yazı sayesinde ''mutlaka üzerinde baskı kurmalıyım'' dediğim bir kaç yeni arkadaş görmek güzel oldu,listeye sizi de ekledim haberiniz olsun:). Kısaca artık hariçten gazel okuyan üye değilsiniz,bizzat olaya dahil oldunuz:).Bu arada Sat_Agraha (((  ''Kaldı ki, dediğin doğruysa bile, gerçek anlamda, sen yaşlıysan eğer,-şaka yaptığını biliyorum, derdim tebessüme bağlamak- ben mezardan sesleniyorum.:))) Buna hakkın yok.:)'')))  şu yorumuna hala çok gülüyorum:).Herkese Sevgiler...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın