gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BOĞAZDA BİR AKŞAM...

02 Ekim 2012, 14.00
A- A+

   Boyaları dökülmüş bir bankta, oturmuşsun tek başına boğaza karşı. İstanbul atarken güneşini bir tepenin ardına, gün akşam olmakta. Her ne kadar saklansa da yıldızlar, sahneye çıkmak üzere karanlığın ustaları...

  İnsanlarda bir telaş, bir koşturmaca, tam bir akşam curcunası. Kimbilir kimler nerelere yetişmeye çalışıyor, kimler kimlerden uzaklaşıyor? Geçiyorlar önünden;
Kimileri, ellerinde akşam simidi aheste,
Kimileri, kendinden geçmiş bilinmez hangi heveste....
Kimileri, başı semada koltukları kabarık yürüyor,
Kimileri, boynu bükük bastığı toprakta kendi eziliyor...
Kimileri, buraları bana ait dercesine herşeyden bir pay istiyor,
Kimileri,bir yudum su için hergün şükrediyor...
  Geçiyorlar işte hiç bitmek tükenmek bilmeden. Almışsın yanaklarını ellerinin arasına, boğazın serin esintisi, suyun dansına dönüşmek üzere...Gözlerin manasızca bir sağa bir sola bakıyor. Yüz ifaden çok keskin, bakışların sert, içinden geçenler belliki karma karışık.

  Bazı şeylerden vazgeçtim demek ne kadar kolay değil mi? Zamana küsmüşlüklerin var, kışta unuttuğun baharların bir de sandıklara kilitlediğin anıların...Çabucak o sandığa yolladığın anılarının içinde çok yakın zamanların var. Doyurmadığın sevgi arsızı bir  kedi var belki, belki de kafesine hapsolmuş bir çift muhabbet kuşu ha ne dersin?
Sızlayan kalpler var, kapısı hala açık,
Geri dönüşü olmayan yollar var, hayali hep yollara saçık...
Sevdin sevildin, sevdin sevilmedin, sevmedin belki de sevildin. Ne farkeder ki?
Anılara doğru yol almışsa gemi, böyle otururken boğazda, biliyorsan güzergahını hatta; karanlıktan göz ettiğini bilen olmayacak...Sanılacaksın ki herşey istediğin gibi. İçin huzur dolu, rahatsın. Oysa, sanılmalar bazen yanılmaları da yanında sürükler. Önce derin bir efkar basar ortalığı, ardından gömülür anılar boğaza sessizce. Güvertesinde el sallayanıyla birlikte... 

YORUMLAR

02 Ekim 2012, 14.21
       İlk yazmaya başladığından bu yana çok sıkı takipçisiyim yazılarının ve bu tarz yazılarda,şiirsel ifadeleri yazıya dökme konusunda,duygularını okuyanlara aktarma konusunda ve yazdıklarınıın tarafımızdan canlandırılması konusunda kesinlikle en öndesin.Az önce akşam oluyordu sanki,güneş saklanıyordu ve ben bir banktaydım etrafımdakileri keşif halinde.İşte bunu anlatmaya çalıştım.Yine harikaydı...
02 Ekim 2012, 14.52
Bala'cım, her seferinde daha bir kendini aşıyorsun sanki.
Ne güzel bir anlatımdır bu?..
Trapper'in yorumuna den den yapıyor kutluyorum.
Teşekkürler, sevgiler.

Not: Aslında senin yazın aracı oldu, düşündüm de, bu "yorum" denen kısmın ayrı bir adı olmalı, "İkiçift lafım var" gibi bir şey örneğin. - ha ben onu 20 çift anlarım,o ayrı.:)-
Böyle bir yazıya yorum ne haddime benim? Yorum zaten -yazan kişinin ifadesidir- senin kendi sunumundur, bizimkiler de geniş teşekkür işte.
02 Ekim 2012, 15.31

Sevgili Trapper ve Sat_Agraha; öncelikle bu güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Bir şeyler paylaşırken, samimiyet ve doğallık varsa, yazdıklaınız ve yazdıklarınızın  hissettirdikleri, okuyucuya daha kolay ulaşıyor. Yazdıkça, duygularınızın da yazma eğiliminizinde açıldığını görüyorsunuz. Bunu yaparken dediğim gibi haddi aşmadan, saygıyı yitirmeden, hoşgörülü ve dozunda yapmak lazım. Yazılarını ve yorumlarını çok sevdiğim iki insandan bunları duymak ta ayrı mutlu ediyor beni.

Sat_Agraha baskılar çok var biliyorum blog yazman konusunda. Ben de çok isterim bunu ama yorum kattığın yazıların da birer blog tadında. ''iki çift lafım var'' adını da çok sevdim:)20 çift değil 40 çiftte olsa olur...Ben sizleri okurken çok keyif alıyorum... ''Yorum ekle'' değil de '' varsa bir sözün buyur'' da olabilir:) Tekrar teşekkürler...

02 Ekim 2012, 19.29
şiirsel anlatımınız okuyucuyu ister istemez yazının içine alıyor,bütün anlatımları hayal edebiliyor,yaşayabiliyor, hüzünlenip sevinebiliyorum, diliniz çok akıcı, özellikle değişik kelimeler aramadan günlük dili kullanmanız da daha hoş oluyor ve yorulmadan anlaşılabiliyor,elinize yüreğinize sağlık, bende size şirin bir ege şehrinden el sallıyorum sevgiyle kalın...
03 Ekim 2012, 00.17
ben hiç beğenmedim.yazı yazmak için yazılmış bir yazı sanki.devrik cümleler le dolu.okurken yoruyor insanı.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın