Baktıklarım gördüklerimden ibaret değil. Nasıl ki;  her iğreti şeyden tiksinmiyorsam  her güzel şeye de hayran değilim...

      Mendil salladım uzaklardan hızla geçerken hayata.  Belki gelişineydi belki gidişine? 
 Canı kaçık tebessümüm gamzelerime ulaşamadan bir hatıra bıraktım aşkların en geçmişinden...Deniz kaydı birden ayaklarımın altından...Gökyüzü yürüdü üzerime...Bir fasıla baygın bıraktı yüreğim bakışlarını...

     Gökyüzünü doldurdum avuçlarıma bu gece. Bütün yıldızları sunarken sana dilimde adın toplam iki hece...Bir ürperti sardı içimi yağmurla birlikte. Onca şeyin arasında bir telaş yine...Tokat yemiş gecemin kızarıklığında, sevişlerimi avuttum gizlice...Sevmenin hazzı , sevilmelere inat göz kırptı yıldızlarıma.  Ne kelimeler  yetti seni anlatmaya ne de avuçları yıldız dolu düpe düz bir ben...

   Gözyaşlarımı biriktirdim iki gözüm pınarında, gülüşlerine yol açtım...Yüreğime dar gelenler bir kafes içinde. Bıraktım kendimi öylece ellerine...Ömür törpüsü denen varlıklar sapa sağlam durmalı dünyamın orta yerinde. Yıkılmaz, eğilmez, silinmez...Düşündükçe hak vermek hak almaktan kolay geldi. Sözümü esirgediklerim, gözümden sakındıklarımdan  önce geldi. Bıraktıklarım yalnızlıktan muzdarip, götürdüklerim ise tutunamayan birer garip...

     Bir bebek gibi ayakta sallanışı  var  mahmur uykularımın.
     Bir de pışpışlayarak o uykuda beklettiğim gözü açık umutlarım...
     Bir sevince bağlıyorum gözlerimi
     Ve ellerimi  uzattım  bekliyorum....