gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Paylaşım...

11 Ocak 2013, 09.50
A- A+

Bir önceki bloğumda oğlumun sınıf arkadaşlarıyla yaşadığı soruna değinmiştim. Gelen yorumlar üzerine, bu bloğumla sonucunu bildirmek istiyorum.

 

Öncelikle okulun rehber öğretmenine gitmekten vazgeçtiğimizi belirtmeliyim. Çünkü benim güvenerek derdimi açtığım öğretmen,  tüm çocukları rehber odasına çağırarak orada bağırmıştı. Rehber öğretmen de bu duruma kayıtsız kalmıştı. Yani rehber öğretmenin de ne kadar yetersiz olduğunu buradan aktarmalıyım. Esas görevi çocuklara destek olmak olan rehber öğretmenin, bence öğretmenleri de gözetimine alması gerekiyor diye düşünüyorum.

 

Çocukların derste olduğu saati gözönüne alarak müdürün odasına çıktık. Oğlumun ve ona şiddet uygulayan çocukların bizi görmesini istemiyorduk. Açıkçası çok da güvenmediğimiz müdür, bizi ilgiyle dinledi. Ve görevliye,  şiddet uygulayan çocukları çağırmasını istedi. Biz buna karşı çıktık. Yanımızda bağırılmasını, aşağılanmasını istemiyorduk. Bizden sonra odasında neler yaşandı bilemiyoruz. Ama şiddetin durduğunu söylemeliyim. Buna rağmen sözle tacizler az da olsa devam etmekte ne yazık ki. Özellikle matematik ve İngilizce de başarılı olan oğlum, bu derslerde tahtaya kalktığında sözlü tacizlere uğruyor. Yapamaz ki, yanlış yapacak vs vs.. sözleri kulağına gelmesine rağmen, bu ders öğretmenlerinin de bu sözleri duymaması ya da duymazdan gelmesi işin başka bir boyutu. Oğluma sürekli sen de duyma, dersine odaklan diyerek  öğütler veriyoruz her zamanki gibi. Sonuçta 13 yaşında bir çocuk. Dayanamadığı anlar da oluyor.

 

Burada yazan birkaç arkadaşımızdan aldığım fikirle, savunma sporuna da yazdırdık. Hafta sonu başlıyor. İyi geleceğine yürekten inanıyoruz. Olumlu her fikri uygulayacağımızı yazmıştım. 

 

Önceki bloğumda belirtmiştim. Öylesine bir blog değildi benimki. Bu yüzden sonucu merak eden arkadaşlarıma tekrar bu bloğumla seslenmek istedim. Destek olan herkese teşekkürlerimi bir kez daha sunuyorum.

 

Saygılarımla..

 

YORUMLAR

11 Ocak 2013, 11.25

  Önceki  bloğunuzu  geç  okudum.Bugünde  ilk  okuyanlardan   olarak  telafi etmiş olacağım.:)

  Bazen  kendi fikirlerini   sorgulayan bir  kişiliğimdir.Bugün paylaşımını okuyunca, özellikle  bir konuda  kendimi   biraz  sorguladım.Sonuç değişmedi.Ve değişmeyen   fikrimi    paylaşmak istiyorum.

  Çocuğunuzu  savunma  sporuna yönlendirmenizin, hemde  eşinizle   fikir  ayrılığına  bile  düşmeden  ortak  kararı alabilmenizin altındaki  gereçeği  merak ediyorum.Sebebten doğan sonuç  bu  olmamalıydı diye düşünüyorum. 13  yaşındaki bir çocuklardan bahsediyoruz.Ve  sizinde dediğiniz gibi''  sonuçta  13  yaşındaki çocuk,  dayanamadığı anlarda  oluyor''.   Yani yarın    daha  donanımlı olduğunda  aldığı    kursla, dayanamadığı anlarda   neler olucak  ve  kime karşı?Üstünlük  kurduğunda bu sizi gerçekten  mutlu edecekse,  siz oğlunuza  yan bakan çocuklardan  ve ailelerinden daha tehlikelisinizdir benim  gözümde.

  Kaldı ki;  bende   aikido  eğitimi aldım.Ama  her  defasında   bir güzel dayak yedim.2 kişiden  fazlasını  saymaya gerek yok,  sonuç temiz dayaktır hedefte  2  kişiden   fazlası varsa, istediğin kadar savunma  sporu bil:) Ha  evet güven    aşıladı bu eğitim.Ama bu güven de  bedene sığmıyor işte.İllaki taşacak   birilerine.

  Oğlunuz  için esas  olan dersleridir.Bırakın tahtaya  kalktığında  sözlü tacize  uğrasın.Hangimiz  uğramadık ki.Belki  de  bu  tacizlerdir  bizlere  ivme  kazandıran.

  Belki de yanlış anlaşılacağım ama    inandığımı da söylerim. Çünkü yukarda da  belirttiğim  üzere  sorguladım önce   kendi  fikrimi ve sonuç değişmedi:

   Kesinlikle   çözümü,  yanlış  içinde  arıyorsunuz.Farkında  olmadan  şiddeti onaylıyorsunuz.Emin olun  oğlunuzdan bir çizgi film kahramanı çıkmayacak ve bugün onun   öğrenmesini   istedikleriniz     yarın  başka  anne-babayı  üzecektir,  canını yakacaktır.Savunma  sporu sadece  savunmak  değildir.

   ... ve ne yazık ki benim  haklılığım  zaman  geçse de kolay  kolay anlaşılmayacak.Biz  biryerlerde  hata  yaptık   özeleştirisi  bile   kadere-karektere   kurban edilecek.Anne-babanın doğru-yanlış  fikirleri gelişmekte  olan  bedenin  karekterini  besleyecek.. Ve  ebeveyn olarak  iyilerine  sahip çıkarken  , ona aşıladığımız   ve onunla büyüttüğümüz  kötülüklere  üvey  diyecek pişkinlikte bir  olgunluk göstereceğiz. 

  Çocuklar  her türlü  rövanştan   uzak  tutulması  gereken geleceklerimizdir,  geçmişimiz  değil.

11 Ocak 2013, 11.25
Eğitim bitti abicim. Benim babam 35 yıldır Milli Eğitim müdürlüğünde. Diğer yandan dayım bakanlıkta teftiş memuru. Eğitim mi kaldı. Eğitim artık kolejlerde. 
11 Ocak 2013, 11.29
Umut, neredeyse '' N'aptınız, neler oldu, nasıl durum şimdi? '' şeklinde bir off line mesaj yazacaktım biliyor musunuz:) Meselenin ( az da olsa) yoluna girmesine çok sevindim . Sizin çok iyi anne ve baba olduğunuz yazdıklarınızdan hissediliyor, ukalaca hissetmeyin önerimi ama, daha önce savunma sporlarını tavsiye eden arkadaşların da dediği gibi, işin felsefesini iyi kavratmalı oğlunuza. Çünkü canı yandı ve can yakma amacına dönüşmesin bu spor. Çok öpüyorum oğlunuzu çok içimden geldi. Sevgiler ve teşekkürler bu geri dönüşünüz için bize yazıyla...
11 Ocak 2013, 11.48
umut201 yazmasamda  oğlunla olan sorunu takip ediyorum.benimde çocuklarım var.inan neler yaşadık bilseniz.insanın çocuğu sözkonusu olduğunda  helede  elinden gelen sınırlıysa  ne  kadar çaresiz  hisseder  bilirim.ben beymen arkadaşa katılmıyorum.yaptığın güzel bi yok.çocuğun  kendine güveninin gelmesi lazımki  sorunlarla  başaçıkabilsin  dik durabilsin.çünkü o tip insanlar karşısında  korkan zayıf ezilen bi  tip gördüklerinde daha çok üstüne gider uğraşırlar.bunu hepimiz biliyoruz.
bu yüzden  kendine özgüveni  sağlamalıyız çocuklarımızda.devamlı konuşup onların hep yanlarında arkalarında olduklarımızı  dile getirmeliyiz.atlatıcaklar  bu dönemleri onlarda bizler de sabretmeliyiz.
sevgiler....
11 Ocak 2013, 12.26
 Anne baba olarak çocuklarımızın olumlu, yapıcı düşünce ve davranış içinde olmarını isteriz.. bir kaç kişinin gösterdiği olumsuzluk sonucu çocuğu da olumsuz bir davranışa sürüklemek uygun olmaz kanısındayım. neden oğlunuzu bir savunma kursu yerine yeteneği doğrultusunda gerçek spora voleybol,basket,masa tenisi veya müzik aleti çalma doğrultusunda yetişmesini sağlamıyorsunuz... böyle yaptığınızda göreceksiniz oğlunuzda ki değişimi... şiddete değil güzel duygulara yöneltin oğlunuzu lütfen..geleceği de şiddet dolu olmasın...sevgiler...
11 Ocak 2013, 13.00
sonucun kısmende olsa lehinize sonuçlanmasına sevindim.lakin bazı arkadaşların dediği gibi ve çevremdende gördüğüm örneklere dayanarak söyleyebilirimki savunma sporu konusunda şu aşamada çok olumlu bir karar olmamış yani 13 yaşındaki bir çocuk bunu güç gösterisi olarak kullanabilir özellikle bölyle olayın ardından bu sporu alırken psikolojik olarak bunun güç gösterisi olmadığını sadece spor olarak algılaması gerektiğini iyice kafasına kazıması gerek.
11 Ocak 2013, 13.45

"Var mı bana yan bakan" dönemlerinin geçtiğini sanıyordum. Önce ki blogunuzda, hemen hemen bütün arkadaşlar hakkınızı aramanızı ama bunu yasal yollar ile yapmanızı önerirken, bir tane çatlak sese kulak vermenizi anlamaya çalışıyorum. Çocuğunuz hayatı boyunca hakkını gücünde mi arayacak? Ya gücü yetmezse? Başkasının yumruğunu bilmeyen kendi yumruğunu gülle sanırmış.

Eğitim hayatımız boyunca hangimize böyle sözlü tacizler yapılmadı ki? Ama ne yaptık? Boşverdik..Bazen susmanın da iyi bir cevap olduğunu öğrenmesi lazım oğlunuzun.

11 Ocak 2013, 15.14
Merhaba Umut,
teşekkürler gidişattan haberdar ettiğiniz için.
zülal'in söz ettiği o "Çatlak ses"lerden biriyim; savunma sporuna yazdırmanızı ben de önermiştim bir kaç arkadaşla birlikte.
Çok iyi ettiğinizi göreceksiniz zamanla, uygun bir tür ve iyi bir merkez seçtiyseniz.

Siz bir önceki blogunuzda, oğlunuzun derslerinde başarılı, babası ile ilişkilerinin güzel ve ayrıca bir futbol kulübünde yer alarak bu sporla yakından ilgilendiğinden söz etmiştiniz zaten.-Burada spor, müzik vs. öneren arkadaşlar için hatırlatmadır.-
Okuldaki durumu da biliyoruz ve bir önceki yazınızda, çocuğunuzun "Neden benim boyum uzun değil?" türü isyanları ile özgüveninde bir sarsılma olduğunu da biliyoruz.

Savunma sporları kurslarında, hümanist felsefe aşılayarak, dövüşmeyi değil dövüşmemeyi, saldırmayı değil savunmayı, caniliği değil ayakları yere basan kişiliği, sağlam duruşu öğretirler. Yaşadık, biliyorum.
Bazı arkadaşların -Aikido için kursa giden beymen dahil.- bu kurslar hakkında yargılı konuşmaları ya fazla bilgi sahibi olmadıklarından ya da öğrendiklerinin kendisine yetmediğinden sanırım.

Sizin oğlunuz, zaten özünde saldırgan olmayan başarılı bir çocuk. Saldırganlığı benimsemiş, -Bunu körükleyen yanlış aile tutumları da dahil- huy edinmiş bir çocuk için, bu arkadaşların dediği doğru olabilir, ancak sizin çocuğunuz için zararlı değil yararlıdır.
Ana baba olmayan, bu tip çaresizlikleri tanımayanlar için çözüm yolları, öneriler mutlak doğrular olarak görülebilinir, anlarım.

Bu kadar net yazmamın, size gözü kapalı bu yolu da önermemin esas nedeni, ana baba olarak kendinizi ve oğlunuzu çok iyi anlatmış olmanızdan ve sizinki gibi deneyimleri yaşamış olmamdandır.
İki erkek evlat sahibiyim, sizin oğlunuzunkine benzer sorunlar yaşadılar, yasal her yolla birlikte savunma sporu kursuna da gönderdim, sürekli konuşarak, kavgadan kaçmalarını sürekli önererek.
Deneyimimle sabittir; çok iyi yapmışım, özgüvenleri konusunda, çok eminim. Kursa yazdırdıktan sonraki olumlu ve onarıcı gidişi kısa sürede gördüm.
Oğullarım, şimdilerde okul anlamında eğitimlerini de tamamlamış, askerlik görevlerini de 10 gün kadar sonra hayırlısı ile bitirmiş olacak aslan gibi iki genç adam. Gerek insancıl davranışları, gerek hayat duruşları, gerek ilişkileri konusunda her zaman benim için gurur kaynağı olan iki delikanlı.
Durum, önerim ve emin oluşum deneyimlerimden destekli kısacası.
Önerimi iyi niyet ve ciddiyetle gözardı etmediğiniz için de teşekkür ederim.
Siz de oğlunuzun hep iyi günlerini görün dileğimi yolluyorum tekrar.
Sevgiler.
11 Ocak 2013, 15.45
Yine ufak ama önemli bir detayı unutmuşum.:)
Savunma sporları "Gerçek" spor dallarıdır.
Şiddeti değil, sakinliği ve sabrı aşılar.

Bir önceki blog yorumlarında birinde, sevgili bilge'ninkinde, beni tebssüm ettiren bir cümle vardı:
"Önüme geleni döveceğim umuduyla gittiğim kurstan felsefeye merak salarak ayrıldım." benzeri bir cümleydi. Doğrudur.
Keşke oğullarımla birlikte ben de gitseydim, gitseydim de, "delikanlı" tabiri zamanlarını yaşayan oğullarımdan çok daha "Deli kanlı" ve çabuk ateşlenen yanım biraz daha törpülenseydi.:)
Neyse ki, bana bile  çok şey öğretecek kadar yetiştiler ve zaman zaman frenliyorlar beni,:) şükürler olsun.
Bu çok önemlidir; beden ve ruh sağlığı konusunda, kendisinden adım adım önde gelişmiş evlatlara sahip olmak, ana baba olanın en büyük mutluluğudur. Herkese nasip olsun...

11 Ocak 2013, 16.10
Sevgili Umut bizimle yaşadıklarını paylaşırken, elbette yaşadıklarını, kendi çocuğunun yapısını, olanları göz önünde tutarak bir karar aşamasında idi zaten. Bana göre... Bizimle olayı paylaşması belki de benzer durumlar yaşayıp deneyimi olan ya da konuyla ilgili fikir sahibi olanlarla kararlarını birleştirmekti ve en doğrusunu bir anne olarak yaptığına inanıyor, daha rahatlamış gibi.
Çocuklarımız bizim dünyayı karşımıza alacağımız tek hassas noktamızdır, yakar darmaduman ederiz ortalığı çocuğumuz üzgünse. Burada üzenler de çocuk sayıldıklarından kimsenin hasar almadan atlatılması çok gerekliydi ve sanırım oluyor da. Ben , Zülal arkadaşın dediği söze çok üzüldüm. Çatlak ses tabirine. Ki o öneriyi getirenler nedenleriyle açıklamışlardı. Kendine güveni artırır o sporlar ve işin felsefesinde bu sporu yapanlar şiddete en çok karşı çıkanlardır biliyorum.
Farklı yorumlar bazen aykırı olabilir , buna çatlak ses yaftalaması çok tuhaf. Yorumlar, bazen yazıyı, bazen yazanın düşüncesini, bazen de yazanın kendisini eleştirmek anlamına gelir , ki hepsi bir çeşit fikir beyanıdır bunda bir tuhaflık olamaz ki... Kaba, kırıcı, bilhassa üzmek adına yapılmadığı sürece. Bu amaca hizmet eden düşüncelere cevap bile vermek hoşuma gitmiyor. Çünkü paylaşımın amacına aykırı buluyorum. 
Mebrur rumuzlu arkadaşımız, benim de severek okuduğum, çok beğendiğim, düştüğü not yüzünden kendimi kötü hissedip uzun yorumumu yayına yollama anında sildiğim:) Özdur yazısına güzel bir yorum yazmış, okunmasını tavsiye ederim.Sevgiler herkese...AtayaG.

11 Ocak 2013, 17.06
zülal,
siz nerede, hangi ülkede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama bizler ve çocuklarımız, Türkiye'de, sokaklarında "Var mı bana yan bakan"cıların dibinde, ne yazık ki, giderek artan biçimde, sürekli dürtülerek,iyi niyetle bile olsa, "Yan bakmak"tan kaçınarak tedirgin ve bu tabloya, ülkemiz adına, çocuklarımız adına, kendimiz adına üzülerek yaşıyoruz.
Geçmediği gibi arttı, artıyor ne yazık ki...
Gazetelerin 3. sayfaları ve haberler de her gün durumu gözümüze gözümüze sokuyor.
11 Ocak 2013, 17.45
   Ne yalan söyleyim ben de merak etmiştim karate kid imizi :)

  "Çocuğunuz hayatı boyunca hakkını gücünde mi arayacak? Ya gücü yetmezse? "

   Başka türlü bir çözüm gördünüz mü? Bırakalım bu hümanist yaklaşımları.. Doğduğun andan itibaren gücün kadarsındır... güçlü karakter, beden gücü, maddi güç vs...Gücün yetmezse güçlüler kazanacak...Bu demek değil tabi çocukları böyle yetiştirelim... mevcut sisteme de hazırlamayı bilmek lazım ince bir çizgide yürümek gibi...

  "Bekara karı boşamak kolaydır" diye bir söz var. Bilmem ne ifade eder birileri için, Yazarı takdir ettim doğru-yanlış çocuğu için çaba sarfetmesi bir şeyler yapmaya çalışması güzel bir şey.Bu açıdan bakınca bir sorun daha var aşırı pimpirikli ve korumacı davranış da çocuğu çekingen ve kaygılı bir ruh haline hazırlar. Buna da dikkat edilmeli.
 
 Öyle bi algılanmış ki sanki taksın beline silahı çıksın karşılarına dedik!Ben de aynı yaşlardaydım gittiğimde, kursa gelenler oluyordu "2-3 günde öğret bunu bize şunları şunları dövecez" diyen, Hocalar kovuyordu onları. Bir kez daha söylüyorum uzak doğu savunma sporları futboldan daha fazla şiddet içermez. Yararları saymakla bitmez. Yapılan egzersizlerle sağlıklı nefes alıp vermeyi öğrenirsiniz, bedeni geliştirir, erken yaşlarda ise  boy uzar, kendine güven gelir, bu kurslara devam ettiğinizi bilenler size daha temkinli yaklaşırlar.En önemlisi denge denen şeyi öğrenirsiniz.hele bir wushu turnuvalarındaki estetiği izleyin dans figürlerinden ayırt edemezsiniz. Gerçek bir uzak doğu savunma sporcusu  sözlü tacizlere yanıt vermez bunu da biliyor muyduk. En azından bize böyle öğretildi :)




 
11 Ocak 2013, 19.38

   Fikrimi söyledim yorumumda.Karar kılmadan olasılık üstünden yaptım yorumumu.
   Savunma sporuna karşıt bir duruşda değil benim ki ! Sebeb ve zamanlamayı sorguladım.Savunma sporu, dövüş ve savaş sanatı felsefesi ile ilgili bir konferansa konuşmacı olarakta katıldım bir dönem.Yetmez belki ama bu konudaki bilgi birikiminde azımsanmayacak düzeyde.

   Hal böyleyken; '' oğlum arkadaşları tarafından şiddete maruz kalıyor '' diyen hiç kimseye ilk çözümüm savunma sporu olmazdı, olmazda.Anne - babanın pskolojisini bilmeden, çocuğun ruh haline inmeden yapılan rehberlik vebal barındırır içinde.Savunma sporunun, dayak yiyen birine çözüm olarak sunulmasında karşı tarafın algısı da dikkate değer önemli bir detaydır.Hele de 13 yaşındaki bir çocuğu kendi hayatımızdaki örneklerle bağdaştırma yanlışını hiç bir doğru götürmez.

  Diyetin sonuçlarının bile bünyeden bünyeye farklılık gösterdiği gerçeği artık tartışma bile götürmezken , böylesi bir konuda , kendi hayatımızdaki örnekleri şifa olarak sunmak kumardır. Mimikleri görmeden etki-tepki gelgitlerini bilmeden yüzünü bile görmediğimiz birine kesin çözüm savunma sporudur reçetesini doktor heyeti  değil  ihtiyar heyeti bile vermez.

   Keşke yazar arkadaşımız karşıt fikirlerin olduğu bu konuda uzman desteği yada pskolojik destek alsaydı da bu kumarı oynamasaydı.Çünkü ben bu uygulamanın, sebeb ve zamanlama olarak doğru veya yanlışa mesafesini kumar olarak görüyor ve endişe verici buluyorum. 13 yaşındaki çocuğun anne-babasının desteği ile yüklendiği bu sorumluluğu doğru algılayabileceği konusunda da hala kuşkuluyum.

11 Ocak 2013, 20.11

Aslında "çatlak ses" te bişey yok. Her sabah uyandığımda benim de sesim çatlak çıkıyor:)

Kendini savunma içgüdüsü her insanda vardır hatta hayvalarda daha fazladır. Bizler konuşmaya değil de dövüşmeye niyet edersek hayvanlardan ne farkımız kalır? Sürekli hırlaşan,en ufak bir şeyde dişini gösteren, yumruk sallamaya meyilli insanlar benim "çatlak ses" (im)den daha mı sevimli duruyor?

İnsanın kendine olan inancını ve gururunu pompalamak için savunma elbette gereklidir. Her şeyden öte çok iyi bir moraldir. Ama bunu dövüşmeden de yapabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Sırf muhalefet olsun diye aksini savunmak ne kadar doğrudur, şu an kafamda bunu kurguluyamıyorum bile..

Sizinle aynı ülkede, aynı topraklarda yaşıyorum. Ülkemin durumunu ben de biliyorum. Açlık ta var bu ülkede ama "ben açım" diye kimse kimsenin gırtlağına sarılmamalı değil mi? Herhangi bir belediyeye gittiğinizde erzağınızı alıp, karnınızı  doyurabiliyorsunuz. 3. sayfa haberlerine çıkmadan bunu yapabilir insanlar. Fakat ülkemin hamurundan mıdır, suyundan mıdır bilinmez, ilk aklımıza gelen savunma şekli "dövüş" oluyor. İnanmazsanız google' a "kendini savunma" diye yazıp bakın ve göreceğiniz linklere de şaşırmayın. Çünkü herkes sizin gibi düşünüyor.

11 Ocak 2013, 20.46
Sakin ol beymen'cim.
Sen nasıl önerini, fikrini belirttiysen, biz de aynısını yaptık.
Öneri sunduk, kendi yaşadıklarımızdan yola çıkarak. "Ben de o yaşlarda başlattım çocuklarımı bu spora, arada belirteyim.-
Kimin hayatından deneyimler sunacaktık? Abuzittin efendinin mi?

Altını çiziyorum: Sadece öneri.
Abartarak yazdığın gibi "İlk çözüm, Kesin çözüm, reçete" falan demedik. Detay vererek, dikkat ederek yazdım önerilerimi.
Kimseye bir şey dayatmadık, zorlamadık. Karşıdaki insan da bizim kuklamız falan değil,değil mi?
Akılları, fikirleri, deneyimleri var değil mi ana baba olarak?
En az senin kadar düşünüp tartmışlardır değil mi önerilenleri?
Bakarlar, olmuyor vaz geçerler. Oralarda "Ömür Boyu Taahütnamesi" imzalatmıyorlar insanlara.

Kaldı ki önerilen şey, bir spor dalı.
Gördüğümüz karşı davranış, sanki terörist kampı önermişiz davranışı.
Bu kadar abartmaya; yok efendim "Kumar"mış,"Vebal"miş, "Doğru götürmeyecek yanlış"mış,"Endişe verici"ymiş, "Dr heyeti değil ihtiyar heyeti vermez"miş...

Ne oluyor kardeşim?
İlle alttan alttan laf mı yiyeceğiz her yazdığımızda, aynı düşünmüyorsam.
Tartışmaysa tartışma, fikir birliğiyse fikir birliği eyvallah ama abartmadan lütfen.
Çok nadir yazar oldum zaten bu yüzlerden.
İllallah yani!..
11 Ocak 2013, 22.17

 Valla ben sakinim Sat_Agraha...  yorum yaptıktan  sonra  laf yesemde.

  Bırakında  fikrimi   söyleyeyim.Haaa  sonra    cevap   hakkı doğurcak yorum yapılırsada cevabımı veririm, kusura  bakmıcaksın.Abartılan bişi de  yok ortada.Yazmanı engelleyecek davranış içine de  girmiyorum.Fikirleri  tartışıyoruz.Hakaret  yok,  aşağılama yok.Ama algın şaşırttı beni.Terörist  kampı önermesi de algındaki   final.

    Anladığın kadarım  senin için.

12 Ocak 2013, 03.23

Bir önceki blogunuzu ve bunu okudum. İçinizde kopan fırtınayı da hissettim. Bir öğretmen olarak acizane fikir beyanında bulunmak istiyorum. En azından olaya daha vakıf birisinin fikirlerini okumuş olursunuz...Çünkü benzer olaylarla maalesef defalarca karşılaştım...

Öncelikle oğlunuza daha fazla özgüven aşılamaya çalışmanızı tavsiye ediyorum. Anlattıklarınızdan kendisinde özgüven eksikliği olduğu hissi uyandı bende. " Süt çocuğu" tamlamasını kullanmış olması bunun bir göstergesi sanırım. Ama özgüven sağlamanın yolu savunma sporlarını öğrenmesi değil... Aksi iddia edilmeye çalışılmış olsa da bu önerinin altında yatan gerçek çocuğunuzun karşısındakine şiddet uygulamayı öğrenmesidir. Yani şiddete karşılık şiddet... Eğitimde yeri olmayan bir durum... Yok efendim spordur, kendini savunmayı öğrenmedir bunların hepsi olayı farklılaştırma çabasından daha öte bir durum değil...Türkiyede o tür sporların öğrenilme gerekçesi dayak atmayı öğrenmektir. Aksini iddia eden varsa ben de sen nerede yaşıyorsun diye bir soru yöneltirim, hem bu soru üzerime vazife olmasa bile...

Bir de eğitimci olduğum için belirtmem lazım, diğer üç çocuğun sizlerin yanında azarlanmasını istememiş olmanız çok güzel bir davranış olmuş. Çünkü onlar da çocuk... Hem de arzu edilmeyen davranışlar sergileyen( davranış bozukluğu demedim dikkat buyurun), problemleri olan çocuklar... Tüm yorumlarda bu çocukların da problemleri olduğunun göz ardı edilmiş olması ilginç... Okulların asıl amacı eğitimdir.. Ve o üç çocuğun daha fazla eğitime ihtiyacı var...

Oğlunuzu tiyatroya yazdırın. Toplum önünde ürün ortaya koymak kendisini arkadaşları arasında daha iyi ifade edebilme yeteneği kazandıracaktır. Ayrıca belli süre olağandan daha sık yalnız başına birşeyler yapsın. Ebeveynler olarak siz yanlarında bulunmayın, biraz daha serbest bırakın. Toplumdaki her türlü şiddete karşı ( sadece fiziksel değil ) tek başına mücadele etmeyi öğrenmesini sağlayın. Sonuçta hayatı boyunca yanında olamayacaksınız.

Bence o öğretmenle telefonda konuşurken " onlar zaten mimli öğrenciler " dediği an kendisine teşekkür edip telefonu kapatmalıydınız. Kendi öğrencisini mimleyen öğretmenden fayda gelmez çünkü... Gelmemişte zaten.. 

Merak edenler için belirteyim... Öğretmeni İlçe Milli Eğitime şikayet etmekle birşey elinize geçmez... Devlet kurumunda silsile vardır... Önce okula dilekçe verilmesi gerekir.. Sonuç alınamazsa ilçe milli eğitime... Önce siz ilçe milli eğitime dilekçe ile başvuru yaparsanız tek yapacakları okula telefon açıp uyarmaktır.. Önce okula dilekçe vererek sonuç alamadığınızda ilçe milli eğitime giderseniz ve okula dilekçe verdiğinizi ancak işlem yapılmadığını ( tabi yapıldığından tatmin olmazsanız ) belirtirseniz dilekçenizde daha etkili olur. En azından işlem yapılmasını sağlarsınız...Çünkü bu durumda amir de suçlu sayılır ve devlet memurları kanununun 125. maddesine göre disiplin cezası alır... 

HAdi çağa uygun bir fikir vereyim... Bırakın siz dilekçeyle uğraşmayı... İnternetten direk bimere şikayet edin... Bakanlıktan mutlaka dönütünü alırsınız... En etkili yol budur... Direkt müfettiş bile görevlendirilebilir... 

Ancak... Acınızı anladığımı belirttikten sonra şunu eklemeden yapamayacağım... Telefon açılan öğretmen ve rehber öğretmen çocuğunuzu azarlatıyor... Ders öğretmenleri sözlü sataşmaları duymamazlıktan geliyor.... Bunu anlamak mümkün değil... Burada içimde bir şüphe de uyandı... Öğretmenlerin hepsi hatalı, müdür ilk başta güvenilmez... Bana pek mümkün gelmiyor... Oğlunuz olayları size farklı yansıtıyor olmasın? Sonuçta sizin açınızdan dört öğretmen ve okul müdürü görevini yapmıyor...İlginç...O zaman neden okul değişikliği yapmayı düşünmediniz?  

Son olarak insanlar bu ülkeyi yan bakanlar cenneti olarak görürken, savunma sporunu sözde çare olarak görüyorsa bu da bir çelişkidir... Ayrıca belirttiğim gibi o sporların Türkiyedeki açılımı dayak sporudur... Kimse sağa sola  yaslanmaya çalışmasın...Hümanistlik falan bu ülkede geçerli değil...










12 Ocak 2013, 11.09

Sevgili Türk arkadaşım, tesbitlerinizde çok haklısınız. Bloğum okunduğunda sanki sadece oğlum haklı, diğerleri haksız gibi görünüyor. Kendi görüşüme göre yorum yapmak istedim burada size.

Öncelikle rehber öğretmenin bağırdığını yazmamıştım . Sadece kayıtsız kaldığını yazmıştım. Diğer öğretmen bağırırken kayıtsız kalan bir rehber öğretmen ifadesini kullandım. Oğlum 8 senedir bu okulda. Ve bu sene SBS senesi. Bu zamana kadar bir sorun yaşamadı okulda. Yaşandıysa da ne öğretmenlerinden ne de oğlumdan bize ulaşacak kadar büyük sorunlar yaşanmadı. Bu sene ve hatta şu son günlerde yaşanan bir olaymış bu. Bizler veli olarak belli sürelerde toplantılara katılıyor, aralarda da dersleri ve davranış durumları için öğretmenleri ile görüşüyoruz. Başka okul tercihine gelince son sene, ve dediğim gibi en stresli seneleri. Buna bir de başka okul stresini eklersek bunu her çocuk gibi oğlum da zor kaldırabilir.Aklınızdaki sorulara yanıt vermeye çalışıyorum. Çok da güvenmediğim müdür ifadesini kullanmıştım. Bugüne kadar müdüre çıkma durumunda hiç kalmadık. Fakat bazı veli arkadaşlarımdan aldığım duyumlar üzerine o ifadeyi kullandım. Önyargı denebilir. Dikkat ederseniz orada, daha önce de bizi dikkate almayan müdür gibi ifadeler kullanmadım.Güvenmediğim dedim sadece. Ama bizi ilgiyle dinlediğini de yazmıştım.

Önceki bloğumda belirtmiştim. Tekrar yazıyorum. 8 senedir bu okulda oğlum. Ufak tefek, büyütülmeyecek sorunlar elbette yaşandı. Ama bu yüzden ne okula gidip yardım aldık, ne de ailelerine açtık. Çocukça olaylar yaşandı.

Telefon açtığım öğretmen olayına gelince. Herkes kendince kişileri sorgular karar verir. Bazı görüşlerime dayanarak yazıyorum. Okulda elinde kıvrılmış kitapla dolaşan, yaşına bakmadan koşan çocuklara bu kitapla vuran, sürekli bağıran bir öğretmen okulda sevilmiyor. Benim kendi gözlemimdir bu.Okulda bizzat bunu kendim gördüm. Duyumları da eklersek ve de tavırlarını neden böyle düşündüğüm belki anlaşılabilir.

Bu arada okulda hiç iyi öğretmen yok mu. Öylesine iyi öğretmenlerimiz var ki. Bize yanlış uygulama yapan iki öğretmen düştü sadece. Önceki yazımda yine diğer öğretmenleri tenzih ederek demiştim ki, buna bizim okuldaki öğretmenler de dahildir. Diğer ders öğretmenlerini de, duymazdan gelmelerine rağmen anlamaya çalışabilirim. Bu da dersin konsantrasyonunu bozmamak adına olabilir. Doğrudur demiyorum, anlamaya çalışabilirim diyorum sadece.

Savunma sporu konusunda haklı olabilirsiniz. Ama bunu denemeden anlayamayız. Sevgili arkadaşımız Sat Agraha'nın dediği üzere kimseye ömür boyu taahütname imzalatılmıyor. Baktık, çocuğumuza uygun değil, yanlış yönlendiriliyor o zaman üzerimize düşen görevi mutlaka yaparız.

Sevgili Türk, her arkadaşımın yorumunu dikkate aldım. Bir öğretmen olarak sizin yazdıklarınız da çok önemliydi. Bir kaç kez okuduğumu ifade etmeliyim. Açıklık getirmeye çalıştım soru işaretlerinize. Eksiğim varsa, ya da atladığım, bana yardımı olacağı düşüncesiyle cevap vereceğimden emin olabilirsiniz.

Fikirleriyle ortak olan herkese saygılarımı sunuyorum..

 

12 Ocak 2013, 15.02
Merhaba umut201,
Sanata yönlendirme konusunda hemfikirim. Ve biraz da yorumları tekrarlamak gibi olacak ama...
Savunma sporları konusunda bir deneyimim olmadığından tavsiye edemedim size. Ama etrafımda buna, spor ve kendini savunma olarak değil dövüş olarak bakıldığından, bana hep güçlü olmak istiyorsan git güçlen gibi bir bakış açısı aşıladılar çocukluğumda. Ben bildiğimi yaptım... Tabi bu bilmişliği bazı dönemlerde bazı öğretmenlerim sayesinde yaptım. Beni sanata yönlendirerek başarılı olduğumu görmemi sağladılar. Böylece kendime güvenmeyi öğrendim başardıkça.
Küçük çocuğunuz için bu gibi sporlar ne kadar yararlı olabilir bilemeyiz tabi. çocuğunuzun karakteri (duygusal olarak) ve dayanıklılığı burda sözkonusu ki bunu en iyi siz bilebilirsiniz anne babası olarak. ve tabii yine eminim ki psikolojisi bakımından en iyi desteği önce siz verebilirsiniz bilinçli bir anne-baba olarak, sonra -gerekirse- bir uzman tarafından ufak bir psikolojik yardım ile atlatabilir bu durumu.
Anlattıklarınıza göre duygusal bir çocuk, inanıyorum ki sanata yatkın bir kişiliği olacaktır büyüyünce. Başarılı oldukça, aldığı desteklerin de sayesinde, ne sözlü tacizlere ne tehditlere hiçbir rahatsız edici davranışa kulak asmadan kendine güvenmeyi öğrenecektir.
Küçük bir fidan, büyük bir ağaca dönüşecek zamanla. Ve gölgesinden faydalananlar olacaktır bu ağacın. iyi gölgelendirme vermesi, sağlam ve uzun yıllar yaşaması insalığın geleceğinin güvenli olması adına önemlidir. Bilinçli çocuk bilinçli insan demektir. Ve bilinçli insan da, elbette ki bilinçli toplum demektir. Bu zorlu yollarda anne babaların destekleri ve yönlendirmeleri çok önemli oluyor sizin de bildiğiniz gibi. Size ve ailenize kolaylıklar diliyorum. 
14 Ocak 2013, 10.59
Ne yazık ki öğretmenlerimiz işgüzar, birçoğu hafta sonu tatilini düşünmekte.Tam anlamıyla asla ilgileneceklerini sanmıyorum.Milli eğitim müdürlüğüne gidebilirsiniz.
İkincisi Savunma sporu falan denmiş, ben mantıklı bulmuyorum.Savunma sporu sanattır, asla kavgada kullanılamaz. Ayrıca sırf kavga için bunu düşünmek çok barbarca bir fikirdir.
Üçüncüsü asıl konu bu,Benim çocuğum yok, ama bende çocuk oldum.Lütfen çocuğunuza öz güven aşılayın.Daima yanında olduğunuzu hissettirin.Çocuğunuz büyük ihtimalle öz güveni eksik bir birey, alaya ve azda olsa çocukça şiddete maruz kalıyor.
Bu sorun çocuğunuzun kafada çözmesi gereken bir sorun.Çünkü , sözlü ve elle tacizi yapanlar akranları.Çocuğunuz gerekli yerde, gereken cevabı ve tavrı veremiyorsa; öz güven eksikliği var demektir.Bu tip insanlar hayatının her köşesinde karşına çıkacaklardır ve her zaman yanında siz olamayacaksınız.Lütfen ona kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan öz güveni kazanmasını sağlayın.Tek sorun bu...Çok ilgili bir ebeveynsiniz, eminim ki sizde bu sorunun farkındasınız.Sorunun çabucak çözülmesi temennisiyle...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın