SENİ SEVMEK...
16 Ocak 2013, 15.30 A- A+Derin uykudan birkaç nefes öncesinde, şekerleme tadında seni seni sevmek...Bir kuşun kanat çırpıp yere indiğinde, minicik yüreğinin kabartısında seni sevmek...Ve her bahar aynı renkte açan bir çiçeğin kokusunda seni sevmek...Seni sevmek öyle bir şey ki, uykuya gidiş gelişler arası irkilmelerde seni görmek, seni düşünmek...
Seni unuttuğum zamanlar olur endişesiyle, gözler kendiliğinden kapandığında, beden dayanamazken bu hale, duruşundaki heyecan, gülüşündeki telaş, gözlerindeki buğu hayalle meyal arası...Öyle hallerde dokunma bana. Ağırlaşan sadece göz kapaklarım değil, sızmış bedenimde külçeye dönmüş bir RUH...Biliyorum ki, düşlerimden arınmadan dokunamam sana...Manevi varlıklar...Esasında yoktur, elini tutamazsın, gözlerin gözlerine hiç değmez, ama yüreğini ısıtır bilirsin...Varlığında yokluğu tarifsiz bir şekilde huzur verir.
Olmayacak bir duaya amin denmeyeceğini bildiğim gibi, hiçbir şeyden ümit kesilmeyeceğini de bilirim. Hayatta imkansız olan hiçbir şey yoktur. Bu öyle bir çelişki ki, yakın olmaktan korkuyorum ama uzaklaşmak ta istemiyorum...Bırak beni orda kalayım. Nerde mi? Hiçliğin içinde bir yerde varlığına sarılayım. İstediğim gibi şekillendireyim seni...Yemyeşil bir yer olsun mesela. Kuşlar uçsun hep birden ve çiçekler açsın rengarenk aynı anda...Birlikte söyleyeceğimiz bir şarkımız olsun mesela. Sen başla ben eşlik edeyim, sözlerini unuttuğumuz yerde lalalayy uyduralım bir şeyler. An gelip birlikte susalım. Düşlerimizde yeni düşler kuralım. Hayallerimizi anlatalım birbirimize. Keşke demeyelim hiç mesela. Gülmeye başlayalım birden sebepsiz yere, ne için güldüğümüzün bir önemi olmasın...
Masallarda olur ya hani, sihirli bir değnekle herşey değişir. O sihirli değnek bir bilinmezin elinde olsun. Bütün hayallerimiz gerçek olsun bir süreliğine. Ne kadar süre mi? Şekerleme tadında, derin uykudan birkaç nefes öncesinde, düşle gerçek arasında....O süre ne kadarsa artık o kadar...
İyi ki dokunmadın bana. İyi ki kalk demedin. Biraz üşümüşüm ama olsun...
YORUMLAR