E şimdi "eskiler şöyleydi azizim" ne kadar geyikse, "yeni jenerasyon eskileri ham yapar" da aynı oranda geyik yani bana göre. Global yozlaşmadan eskisi de yenisi de nasibini alıyor. Teknolojisinin benden aldığını ve bana verdiğini görebiliyorum. Kar zarar hesabına girersek eşitlenir mi bilmem ama yeni jenerasyonun daha yüzeysel olduğu bi gerçek. Belki yüzeysellik daha iyi o da tartışılır gerçi :) Bireye bağlı bi durumu böyle genellemek de yersiz hani. Eskilerin de tırtı tırt, yenilerin de çünkü :)
Rrebell sakin ol :)) Çok dolmuşsun :)) Hani bu yazıyı yazmasaymışsın jakuzideki şarkıyla bile rahatlayamayacakmışsın gibi sezdim.Tabii yazdıkların o kadar iyi tespitlerden ibaret ki hem gülümsetti hem düşündürdü.Çok keyif aldım okurken.Geçmişe kısa bir yolculuk yaptım.Hatta içerik olarak birebir bir yazı da zamanında ben yazmıştım.Bundan 20 sene önce.Yani aslında sobalarda kestane pişirilen dönemin çocukları ve şimdiki mızmız yetişkinler olarak bizler de bizden önceki nesli mızmızlıklarından dolayı eleştirirdik.Dünya dönüyor...
Yüreğine sağlık .Emeğine sağlık çok sevdim yazıyı...
'' Zamane gençleri bozuk azizim.... '' söylemine verdiğiniz cevaba katılıyorum.Şimdiki gençler daha samimi ve açık sözlü. İlişkilerinde de çok samimiler.Daha tanışmadan '' Ayakkabıların güzelmiş, sevişelimmi? '' diyecek kadar işi ileri götürmüşlerdir.
'' Bu dönemin dizileri gençleri yoldan çıkarıyor..... '' söylemine verdiğiniz ''safmıyız aptal mıyız...'' sorunuza ; dizide ölen Bihter için , taksimde binlerce gencin katıldığı cenaze töreni düzenlenmesini, cevap olarak kabul buyurmanızı rica ediyorum.
'' Aman efendim teknoloji çağında yetişen bir gençlik '' söylenime, şimdiki gençliğin karşı olduğunu sanmıyorum.Onlarda tehlikenin farkında olarak; Göktürk uydusunu bile protesto edip , bu karşı duruşu pekala göstermediler mi? haklarını yemeyelim :)
Kurlar vadisi ile ilgili söyleme verdiğiniz cevapla, Aşk_ı Memnu dizisine verdiğiniz cevaplar arası çelişkiyi de size bırakıyorum.Bir senaristin bakışıyla şekillenecekse görüşlerimiz; koyun sürüsü deyiminin modernize edilmiş hali ile de olsa, mutlaka masaya yatırılması gerekir düşüncesindeyim.Sürü pskolojisi başlığıyla.
Empati konusunda da haklısınız.Ama sadece büyüklerden bekleme tembelliğinde olmadan.
Bir GENÇ :)
bu bloğu ciddi bir makale gibi algılarsak üzerine çok tartışma yapabiliriz. ben ağırbaşlı bir mizah denemesi olarak görüyorum. gülümseyerek okudum, iyi geldi sabah sabah.
Yok yeni jenerasyonun da farkı yok.Her zaman yozmuşuz biz.Konu izlediğimiz film kültürüne gelecekse, 70' lerde ki erotik film furyası bu zaman için mi çekildi? Aşkı Memnu 2000 yılında yazılmadı ya
Hatırlıyorum küçüklüğümü de o tarz filmlerin gösterildiği sinemalar dolar taşardı, yoktu yani evinde internetleri :).Bende orta okul çağımda bir grup arkadaşımla içeri girmeye çalışmış ve kapıdan kovulmuştum.İşte böyle ayrımcıydılar o zamanlar.
Fakat konuya gelecek olursam, yaşın kaçtır bilmiyorum ama bende o dönemleri gördüm yaşadım, fazla eski değiller. 90'larda çocukluğum geçti, gel geri dönelim o zamana deseler ben dönerim.
Dediğin çoğu şeye katılıyorum ama "özlenen" zamanın tarih aralığı değildir "geçmiştir".
Vakit ayırıp okuyan görüş belirten (özellikle olumlu )herkese teşekkür ederim:)) Ve
beymen33 :) Kabul edin , sizde yazınızın huysuz ve yaşlı dedemin söylenmelerine benzediğinin farkında olduğunuz için sonuna '' bir genç '' i ekleme gereği duydunuz :)) Takılmış olduğunuz paragraflara tek tek döneyim efenim .
Sevişmek , sevmek-sevilmek anlamına gelmektedir . Lütfen her'' sevişelim mi ?'' sorusunu cinsi münasebet isteği olarak addetmeyiniz :)
Bahsettiğiniz Bihter gününde tv de gördüğünü algılayamayan orda gerçekten cenaze töreni havası yaşayan bir genç yoktu izlediğim ve hatırladığım kadarıyla . Herşeyin farkında olarak eğlenme maksadıyla düzenlenen etkinlikler bunlar . Yani kimse şu anda Erol Taş'ı topa tutup taşlamıyor efendim.
Şu anda paragraf paragraf altını çizdiğiniz görüşlerinizi de elinizin altındaki teknoloji harikasıyla belirtmektesiniz , siz de hak yemeyin lütfen :)
Herhangi bir çelişki söz konusu değildir aşk-ı memnu kitaptan uyarlanmıştır mâlumunuz . O tarihte aşk-ı memnu gibi bir kitap bulunmuşsa ya da Duk'un da dediği gibi erotik filmler coşmuşsa sonrasında zamanla '' soyunda gir koynuma terim ilaçtır benim '' gibi türküler söylenmişse bu zamanda da '' ayakkabıların güzelmiş sevişelim mi ? '' gibi muhabbetlerin olması da çok doğaldır . Dolayısıyla zamane gençlerine vampir gözüyle bakmanın bir alemi yok diye düşünüyorum ve bu ince çizgiyi anlamışsınızdır diye tahmin ediyorum :) ( Sürü psikolojisi'ni de başka bir mantıkla düşünmedim değil )
Ozelinii ac cabukk terlik firlatacamm:)))
Her kuşağın kendine özgü alışkalıkları , beklentileri, tercihleri var. Bir önceki kuşak; bir sonraki kuşağı anlamakta hep zorlanır. İnsan ömrünün uzamış olması, teknolojik yeniliklerin hayata entegre olması, birkaç kuşağın farklı hayat tarzları ve farklı anlayış biçimleriyle ayni hayatı paylaşmalarını mümkün kılmakta.
Geçenlerde teyzemlerdeyiz. Annem , kızım ve ben. Teyzem; ayni anda misafirlikte olan kişilere bizleri tanıtıyor. ABLAM , KIZI, ONUN KIZI...Zaman zaman biribirimizi dilden yesek de , görüş farklılıkları yaşayıp , ikilemlerle boğuşsak da , birbirimizi anlamakta güçlükler çeksek de gururlandım yaaaaaaa....3 kuşak bir aradayız. Ne mutlu bize demekten kendimi alamadım.
ha ha ha yazida yorumlarda super olmus:)) herkesin yuregine saglik. eski genclik simdiki genclik, simdikiler daha cesaretli katiliyorum ve saygisizda ayni zamanda/D. eskiden yokmuydu filmler saygisizliklar delilikler vardir elbet vardida biraz allah korkusu birazda kuldan utanma duygusuda vardi her halti islesede nefsine yenik dusen gizli yapardi utanirdi kuldan !; benimde katildigim simdiki genclik allah goruyor biliyor tek hesap verecegim odur gerisi beni irgalamaz , ama saygi sevgi baskadir ya genclere is buyuraamazssin aman okuyor nette su bu cabuk yoruluyorlar e nette okulda telde zihin yorgun dusuyo uykularini alamiyorlar haliyle bitkinlik tembellik !; bize gencler youlmaz denirdi uyandigimizdan yatana dek kostururduk dusunuyorumda babanneme is kaalmasin diye cok kosturur is yaptirmazdim , simdi ki genclik birak kendi dusunmesini, soylesen kendi isini kendin gor der ustunede kendi isinide yaptirir:)) eski zmanla bu zaman arasinda olucak elbette farkliliklar bizde duyuyorduk bizim zamanimizdaaaaa sozlerini bizlerde soyluyoruz sizde buyudugunuzde sizden ufak nesle diyeceksiniz bazen dilime geliyor aklima bizden buyuklerin soylemleri gelince gulumsuyor sizide gorcez diyerek kesiyorum :) askmis saygiymis entrikaymis vs herzamanolan hepte olacak seyler, soylemeye bile luzum gormedigim olucak elbette cocukken yabanci filmlerde gordugumuz cep teleri biraz buyudugumde pc den telden gorusmelerin canli olusu, cok olmadi hayatimiza girdi sanirim ucan arabalarda torunlarima yetisir kiyamet kopmasa:)uzay yolculugu falan iste simdiki genclikte gelecek genclige ne uzay tatili git guzelim memlekette yap bir suru masraf der/D tek su zamanda begenmeyip canimi yakan uzuldugum korktugum sapiklarin artmasi organ mafyasinin artmasi iste bunlar guvenli olmayisimiz cocuklarimizin ozgurce oynuyamamasi sehri gectim koylerde bile ozgur degiller.ben hatirliyorum bahcemiz bes klm uzaktaydi evimizden dag kenarinda bi hayli yururduk rahmetli babannem aceleden tohum unutmus gittik yok koca gunn ne olcak hade git evden al gel ve ben daha ilk okul dortteyim 9 10 yaslarinda issiz dag eteklerinden eve git tohum al getir geri kalan vakkitte ek aksam oldugunda ayni yolu birdaha tep:) hade desin biriki degil on yasinda daha buyuk veya o yasta veya ben bu yasimda o yolu tek basina gidip gelmem zamaninda cok gittigim o yolarda tek yurumem cunki ozaman karsilastigim ya komsuydu ya akraba yada akrabamin dunuru komsumun komsusu slm verip dikkatli ol deyip gecerlerdi dikkat etmem gereken insan degildi hayvanlardi ozaman peki simdi ise hayvanlar masum insanlar ...... bahceden donusumuzde yorgunuz eldede esyalar topladiklarimiz gecen turislerden biri dursada alsa bizi yolumuz kisalsa diye dua ederdik bazen denk gelirdik dururlardi yol kivriminda indirirlerdi bizi biz allah razi olsun derdik ve bahceden ne varsa yanimizda verirdik taze taze yeyin diye onlarda helal edin derdi. aradan yilar gecti bir araba durdu ayni yolda biz binemedik cunki davet etmisti yasli olan babannemin zor yurumesine dayanamayip ama davet samimi degildi korku doluydu ne biz bindik ne onlar israr etti. simdi ne guvenip durucak sofor var nede durdugundaa binecek vatandas guven sifir ama bu gencligin sorunu degil elbet sapikliklarin mafyalarin daha fazla nefsine yenik dusup en cok encok olmasini istiyenlerin ne biliyim kanaatkarsizlarin bencillerin getirdigi durum gibi geliyo bana herkes iyi degil herkes kotu degil . iyiliklerin cogalmasi c.c allahin yolunda gidenlerin cogalmasi temennilerimle saygilar.
'' Merhaba !! ayakkabıların güzelmiş, sevişelim mi ?'' sözüyle zamane gençlerinin duyguyu iyice törpülediğini hatta yok saydığını anlatmaya çalıştım. Yanıldığımı sanmıyorum. Ama ilginçtir anlatılmak istenene değilde; direk cümleye takılı kalmışsınız:))Şu sanal da bile yukardaki cümleyle muhatap olan birinin olaya sizin kadar hoşgörüyle bakacağını sanmıyorum.:)
Aşk_ı Memnu'yu ti'ye alan gençlik, Kurtlar Vadisi'ni ciddiye alıyorsa çelişki vardır.Dizilerin amacı raytingdir.Ülke meselesine parmak basıp, gençlere yol göstermek gibi bir kaygı taşıdığını sanmıyorum Kurtlar Vadisi dizisinin veya bir başkasının.
Teknoloji, konusunu da anlamamışsın.Karşı durmak bir yana, bizden daha çok sahip çıkması gereken bir kısım gençliğin vehametini resmetmeye çalıştım uzaya fırlatılan uydu mevzuu üzerinden.
Dolayısıyla RRebell; büyüklere kocamış kurt gözüyle bakmak yerine , sevaplarıyla günahlarıyla sahiplenmek gerekir. Kimsenin gençliği dışlamadığı bir ortamda.
''Empati büyüğün, sempati küçüğün '' diye bir atasözü de henüz kullanılmadığına göre; sevgi saygı kadar empatide karşılıklı olmalı.
Bir Genç notunuda, yaş kompleksimden yazmadım merak etmeyin.Benim gibi düşünen gençliğinde var olduğuna işaret ederek genellemeden uzak kalıp, sizin yapamadığınız özeleştiriyi yapmak istedim:)
Eminim gençlerin içlerindeki kötülük sadece gördüğümüz kadardır. Ötesinde sinsilik barındırdıklarına inanmıyorum. İstirham ediyorum şimdiki masum gençlik filmlerini , bir zamanlar ortalığı kasıp kavuran ''Nuri Alço'' filmleriyle mukayese etmeyelim. Jakuziye gelince , daha çok ''Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm'' parçasını seslendiriyordum fakat ''Where have you been'' de çığırması hoş bir şarkıya benziyor :))
beymen33 galiba çalık grubunun yalan haberıne sende inanlardansın şu teknoloji-odtü-göktürk üçgenine açıklık getireyim.o gün yapılan protesto göktürk uydusu protestosu değildir çalık grubu olayı çarpıtmıştır olayın aslı şudur yeni hazırlanan yök yasa taslağı ve suriyeye yapılmak istenen olası müdahaleye dair bir protesto yapılmıstır, konuyla ılgili odtülülerin konuya dair açıklamasının linkini bırakıyorum göz atarsan sevinirim odtü ve benzeri bilim kurumlarının bilim insanlarının kollektif çalışmasıyla yapılan göktürke bunu yapanlar neden karşı olsun izlediğin haberde bunu açıklayaylarmış iyiymiş:)) zaytung sitesi bu yalan habere müthiş bir cevap haber yaptı :)) http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=198954
http://www.cenkguray.com/index.php?option=com_content&task=view&id=175&Itemid=1
Yazı ayrı yorumlar ayrı çekti beni bloga. Benim yorumlarım hep olumludur zaten baştan belirteyim de ona göre.
Haklısın azizim, eskilerin(beymen sen alınma sen çok gençsin daha) değişime katlamadığı aşikar.
Paragrafları ayrı ayrı okudum analiz ettim
Kestane
ve dizi, kısmen de teknoloji olayında birebir katılıyorum sana hatta o
nostaljik kişilere kestanenin yanında, eğer yoksa bir de babanne
versinler babaannesiz tadı çıkmaz bence :)
Ama diğer maddelerde
bir "dur!" diyorum. Eskiye oranla koyun sürüsü büyüdü tek fark
bireyselleşti, bencilleşti. Gelişmiş ülkelerde bu yerini kendi tarzını
belirleyen sorgulayan kişiler alır.Koyun sürüsünün büyümesi teknolojinin
medya denen canavarıyla mümkün oldu medyanın dayadığı bir kültürel
hegemonya vardır. Böylelikle şiddet ve güç kullanımının yerini ikna
almıştır. İstesen de istemesen de herşey planlanmıştır sen özgür
sanırsın o kadar.
Yeni jenerasyona bakıyorum da cidden herşeyden
haberdarlar misal 16- 17 yaşında birine "justin bieber kim lan" diyosun
"sen de çok cahilsin be şarkıcı selena gomez in sevgilisi"
diyorlar.Utanıyosun tabi ve selena gomez kim diye sormadan haklı olarak
18 yaşında oy kullanılmasını onaylıyosun :)
İşte bu justin'in 2000
lerdeki justin timberlake den hiç farkı yok sanatın kitlesel üretimle
geldiği yeri gösteriyor ikisi de.medya her şeyi birbirine benzetti,
benzetiyor, benzetecek.
Evet geldik şu jakuzi olayına, olan var
olmayan var ben gökdelenimin tepesindeki bilmemkaç metrekarelik havuzdan
bahsediyormuyum hiç, çok ayıp
He bir de ne zamandır yazmak istiyordum fırsat bulamıyordum
GURCU_KIZI
nın yorumlarına bitiyorum. Bilinç akışı tekniğini yorumlarında bu kadar
başarılı kullanan birine daha rastlamadım. bir solukta okudum demek
isterdim bu romanı ama paragraf yoktu ya ıkına sıkına işte denedik :)
Kral tv nin alt yazı muhabbeti hariç hepsi mantıklı olmuş:) Aşk her daim özel olmuştur, alt yazılarda bile geçiyor olsa..
Aslında bence geçmişe özlemin en büyük nedeni şu zamanda samimeyetn azalmış olması... Diğerleri normal durumlar..
haymatlos ; öncelikle şunu belirteyim, maalesef hiç bir linke bakamıyorum ben. Senin vesilen ile bunu tüm kamoyuna duyurayım.:)) Verilen tüm linkler, şarkılar dahil askıda kalıyor benim blogumda. Ama ne demek istediğini az çok anladım.Linke olmasa bile samimiyetine itibar ediyorum.
Konuya gelince, Yakınımızın düğünün olduğu gün... ki, bizde düğün sahibi olmuş oluyoruz... alacak yüzünden düğün salonunu basılmaz. Kimse bu adamın alacağı varmış demez ve direk gelin yada damatla ilişkilendirilir olay.O yüzden bu durum makul olmayandır.Makul olanda o mutlu güne eşlik edip, sonrasında uygun bir gün alacak tahsil işine yada sorunun çözüm yoluna gidilir.
O gün ki zamanlamayı doğru buluyorsan, söyleyecek sözüm yok.Çünkü yök yasası taslağı veya olası Suriye , yineliyorum olası Suriye müdahalesinin gölgesinde görülüyorsa bu gururumuz Göktürk Uydusu, bunu böyle görenlerin ( bir kısım gençlik demiştim ...burası da önemli. Bir kısım..) bilime sahip çıkmalarını da samimiyetsiz bulurum.Beni olası senaryolar , bilimkurgu değil; şahit olduğum gerçekler bağlar.
Bana göre, sizin şu anda çok
keskin bir hitap şekli ile suçladığınız eski nesil, bahsettiğiniz hiçbir konudan
rahatsız değiller. Asıl rahatsız oldukları, yazınızdaki gibi üslup tarzınız.
Tabiki teknolojiyi kullacaksınız, tabiki çok kanallı bir
zamandayız, izleyeceksiniz.
15-16 yaşlarındaki öğrencilere (kız/erkek) rastlıyorum zaman zaman toplu aşıma
araçlarında. Kullandıkları kelimelerden ben utanıyorum yanımdakilerden. Bağırıp
çağırmalından...
Ayrıca
teknolojiyi kullanmanın saflığı ve temizliği bozduğuna inanmıyorum ben.
Anneye “hey
moruk”, babaya başka bir lakap takan gençlerle karşı karşıyayız maalesef.
Annemin benim 20 yaşımdaki davranışı ile şuan 20 yaşında olan kardeşime
davranış şekli arasında dünyalar kadar fark var. Yani o beğenmediğiniz eski nesil
de değişiyor. Onlarda hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığının farkındalar. Ve
gençlerimizi anlamaya çalışıyorlar, sizlerin onları bu şekilde suçlamanıza
rağmen.
Kısacası
şunu demek istiyorum, yaptıklarınızdan değil de konuşma ve hitap şeklinizden
rahatsız olunuyor bence.
Not:
Özellikle olumlu yorum yapanlara teşekkür etmenize rağmen yazdım bu yorumu : )
Sayenizde, karmakarışık hissettiren, bana çok ilginç gelen bir yazı okudum.:)
Şöyle ki: Hem sevimliliği hissettim hem şımarıklığı, hem -kısmen- haklılığı hissettim hem hafif küstahlığı, hem samimiyeti hissettim hem abartmışlığı. Öyle bir çorba işte.:) Yorumlamak zor biraz bu yüzden bana.
Neden bu kadar isyankar olduğunuzu kişisel yaşantızla ilintileyebiliriz sadece. Ancak belirtmeliyim ki, salt genellemelerle bir veya bir kaç kuşağı olduğu gibi aptal, cahil, "Tü kaka!" ilan etmek hoş olmasa gerek sizce de.
O söz ettiğiniz dinozorlardan biriyim. :)
- Bizim gençlik zamanlarımızda da öyle her şey "Saf temiz" değildi. İnsanın doğasında var saflık ve temizliğe ihanet her devirde, ne yazık ki. Yok yani öyle bir iddiamız.:)
- Kestanedir, sobadır hikaye, sırf laf kalabalığı bence.:)-Kestaneyi, sadece sokak satıcılarından alıp, sıcak sıcak sokakta yemeyi severim şahsen.- Kim hayatını kolaylaştıracak yeniliklerden hoşlanmaz ki? Benim annem örneğin, kaloriferin nimetinden faydalanırken, soba eziyetini, şofben kolaylığını görmüşken, soba üstü su ısıtmayı, çamaşır makinesinde çamaşırı yıkarken,elde yıkamayı hiç de öyle özlemle anmaz, hatta neden erken geldiğine, bunları geç yaşadığına yanar.:)
- Diziler, filmler, tiyatro oyunları hayal gücünün sanatla yansımasıdır ve asla bilgili, donanımlı, aklını kullanabilen hiç bir bireyi, hayatını belirleyecek biçimde etkilemez. Ancak aptallar, cahiller etkilenebilir ki, aptallık, cehalet taş devrinden beri insana yapışan ve acımasıca toplumları zehirleyen şeylerdir. Geçişte de öyleydi, şimdi de öyle, gelecekte de öyle olacak.
-Dizi, film, yazın, heykel vs. her türlü sanat akımına, yani insan aklına sansür uygulamaya kalkışan herkesi aptal korkaklar olarak gördüğümü belirteyim.:) Bu bir genllememdir benim, evet.-
Dün, örneğin 8 Mart Dünya Emkçi Kadınlar günüydü biliyorsunuz.
Bu günün tarihi hakkında kesinlikle bilgisi olmadığına inandığım, pek çoğu gibi bu acı tarihçeyi, bir tek taşın parıltısına, bir çiçeğin yaprağına gömmüşlerden olan bir genç -erkek- arkadaş, bulunduğum salonun lobisinde tekrarlayan biçimde, "Kadınların günü mü varmış he he heee", "Ne kadın günü laaaa! Hi hi hi." şeklinde zevzeklikle aklı sıra dikkat çekmeye, aykırı falan -her ne haltsa aykırılık- görünmeye çalışıyordu. Ve aslında sadece aptal görünüyordu.
Bunlara şahit olmak hoş değil elbette. Şimdi bunları söylediğimizde dinozor muamelesi görme ihtimalimiz de karşının şımarıklığı bence.
"Memleketin siyasetini Kurtlar Vadisi'nden öğrenirler" cümlesi de üstte yazdıklarımla ilintili zaten. Ancak, siz farkında olmasanız bile dünyada her gün çok şey değişiyor, çok şeye engel olunuyor ya da olunamıyor.
Peki siz gençlik? Siz hazırcı değilsiniz sanırım, sizler de el atacaksınız değişime ve büyüklerinizden daha iyilerini yapmaya çalışacaksınız o zaman. Oturduğu yerden, neler yaptığını bilmediklerinize "Ammmaaaannn sen ne yaptın ki?" küçümsemesiyle olmaz bu.:) Konuşa konuşa, sitemlerle bir şey değişmez, ha şöyle değişir; mutsuz,şikayetçi, sevimsiz bir gerilemeye doğru...
Ne uzun yazdım.:) -Alone sağolsun söylemek istediğiklerimin bir kısmını gayet güzel özetlemiş.-
Aslında sadece üç cümlecik yazacaktım size:
1- "Ha gızım ha aferin sana! Şimdi git bunları aynı üslupla annene, babana da söyle."
2- Hoooppp! "Odam kireç tutmuyor" türküsü şahane bir türküdür, laf yok!:)
3- Size, "Dunning-Kruger Etkisi" ya da "Dunning- Kruger Sendromu" diye adlandırılan bir tür algılama eğilimini incelemenizi öneririm.
Uzun yazmamın nedeni, yazıda gördüğüm sevimliliğe saygıdandır.
Sevgiler.
Aslında sadece
bilim kurgu değil şahit olduğun gerçeklerde ki dayanak noktan çalık grubunun yaptığı uydurma haber ise öyleymiş ki aynı haberdeki üslubun uzantısı şeklinde koskoca odtü geleneğini hala 'kısım' diye niteleyebiliyorsun hatta daha da ileri gidip bilime dair konularda samimiyetsiz odltülüler diyebiliyorsun, bir 'kısım' siyasi aktörün, bilim adamlarının emeğini siyasi bir shova,,malzemeye dönüşmelerine söz söylemıyorsun da 'olası' suriye müdahalesıne dair söz söyleyenleri samimiyetsiz buluyorsun.. ırak ve afganistan süreçlerinde odtüye kulak vermeyenler aynı hatayı sürdürüyorlar.'olası' türkiye müdahalesini mi bekleyeğiz :) yapılan protestonun gününe gelınce kimin hangi gün neyi protesto edeceğine bunu yapacak özne karar verir katılırız katılmayız buda bizi ilgiendırır burjuva demokrasi kültüründe bile bu böyledir ama bizim ülkemizde odtüyü savaş alanına çeviren yaklaşımı sorgulamazken demokrasicilik oynayanların ne kadar samımıyetsız olduğunu görmezden gelirken bir'kısım' odtülüye bu kadar takılıyor olman enteresan aynı çalık grubunun takılması gibi manidar bir durum. şunu da belirtmeden geçemeyeceğim bir 'kısım' dediğin odtülü kaç kişiydi acaba tüm gün olaylar sürdü?odtüye showa gelenler yanlarına 2500 polis,10a yakın panzer ve atılan 200 tane gaz bombası çiçekleriyle gelmısler 'kısım'dan biraz fazla olsa gerek değil mi beymencim onları odtü geleneği karşıladı! olaylardan sonra hazırlanan basın metninin altında mezunlar ve akademisyen kadrosu dahil herkesın imzası bulunmaktadır,göktürkün yapım aşamasındaki kadronun da buyuk bır kısmı odtü mezunudur..2011 ağustosunda RASAT fırlatılmıstı kasım ayındakı rasatın çalışan kadrosunda yapılan tasfiye sürecini hatırlatır ve araştırmanı isterim.2012nin aralığında ise açıktan odtüyü tasfiye etmeye kalkmıslardır ama her kuşun eti yenmez beymencim,orası izmirden bile öte odtü:)
"Ah siz gençler yok musunuz siz" diyesim geldi lakin aynı kuşağın mensupları olmamız hasebiyle fevkalade yakışıksız olacağından duyduğum endişe bana mani oldu. Kısa bir kaç kelam edip huzurdan çekilmeyi daha doğru buldum.Sizin müspet tespitler gözü ile baktığınız hadiseler hakkında menfi düşüncelere sahibim ne yazık ki.Devlet_i aliyyemize ait son derece güzide bir idadide mürebbiyelik vazifemi hal-i hazırda icra ettiğim için gençlerle ilgili hadiselere sık sık tanık olmaktayım ve nazar-ı dikkatimi çeken şudur ki,ziyadesiyle fikirsiz,saygısız,dimağı uyuşmuş,ahlaki değerleri asgari seviyede bir nesil gelmektedir.İçlerinde bulunan tertemiz vatan evlatlarını tenzi ederim sözlerimden.Ancak Atalarının yaşam tarzını eleştirmek yerine ,kendilerine sunulan imkanları değerlendirip onların yarısı kadar muvaffak olmalarıdır tek temennim.
Sevgi ve hürmetlerimle....
Efendiiim olumlu olumsuz görüş belirten ,yazının mizahi yönünü ele alıp gülebilen , analiz edip katılan , mantıklı bulan , sevip - sevimli bulan herkese çok teşekkür ederim ( hep olumluları seçtim işime öyle geldi ) Tabii ki tahmin etmiştim gençlerin birçok paragrafa katılacağını ve maalesef genç sayılmayanların muhalif tepkiler göstereceğini ( beymen hariç tabi ) :))
Genel zamanlardan ve olaylardan bahsedilen tebessüm ettirecek bir paylaşımdı , yani mutlaka istisnalar da vardır hem gençlerde hem büyüklerimizde, biz sadece genel konuşuyoruz diye artı bir parantez belirtme gereği duymadım çünkü kimse üzerine alınıp '' senin deden öyle olabilir ama benim dedem işte böyle '' diye garip çıkışlar yapmaz diye düşündüm ..
Büyüklerimize, onların tecrübelerine ve fikirlerine her zaman ihtiyacımız vardır ve saygımız sonsuzdur ( burda artı bir parantez açarak her büyük değil tabi demeden geçmiyoruz )
Sevgili Sat_Agraha , estağfurullah efendim ne dinozoru o kadar değil tabiki ama bazen fazla abartılı ve huysuz tepkiler veriliyor büyüklerimiz tarafından bu gerçeği lütfen kabul ediniz :)) Ayrıca Odam kireç tutmuyor türküsünün '' sevda baştan gitmiyor soyunup yatmayınca '' vb. sözleriyle erotik bir türkü olduğu gerçeğini de kabul ediniz efenim .
YORUMLAR
Rrebell sakin ol :)) Çok dolmuşsun :)) Hani bu yazıyı yazmasaymışsın jakuzideki şarkıyla bile rahatlayamayacakmışsın gibi sezdim.Tabii yazdıkların o kadar iyi tespitlerden ibaret ki hem gülümsetti hem düşündürdü.Çok keyif aldım okurken.Geçmişe kısa bir yolculuk yaptım.Hatta içerik olarak birebir bir yazı da zamanında ben yazmıştım.Bundan 20 sene önce.Yani aslında sobalarda kestane pişirilen dönemin çocukları ve şimdiki mızmız yetişkinler olarak bizler de bizden önceki nesli mızmızlıklarından dolayı eleştirirdik.Dünya dönüyor...
Yüreğine sağlık .Emeğine sağlık çok sevdim yazıyı...
'' Zamane gençleri bozuk azizim.... '' söylemine verdiğiniz cevaba katılıyorum.Şimdiki gençler daha samimi ve açık sözlü. İlişkilerinde de çok samimiler.Daha tanışmadan '' Ayakkabıların güzelmiş, sevişelimmi? '' diyecek kadar işi ileri götürmüşlerdir.
'' Bu dönemin dizileri gençleri yoldan çıkarıyor..... '' söylemine verdiğiniz ''safmıyız aptal mıyız...'' sorunuza ; dizide ölen Bihter için , taksimde binlerce gencin katıldığı cenaze töreni düzenlenmesini, cevap olarak kabul buyurmanızı rica ediyorum.
'' Aman efendim teknoloji çağında yetişen bir gençlik '' söylenime, şimdiki gençliğin karşı olduğunu sanmıyorum.Onlarda tehlikenin farkında olarak; Göktürk uydusunu bile protesto edip , bu karşı duruşu pekala göstermediler mi? haklarını yemeyelim :)
Kurlar vadisi ile ilgili söyleme verdiğiniz cevapla, Aşk_ı Memnu dizisine verdiğiniz cevaplar arası çelişkiyi de size bırakıyorum.Bir senaristin bakışıyla şekillenecekse görüşlerimiz; koyun sürüsü deyiminin modernize edilmiş hali ile de olsa, mutlaka masaya yatırılması gerekir düşüncesindeyim.Sürü pskolojisi başlığıyla.
Empati konusunda da haklısınız.Ama sadece büyüklerden bekleme tembelliğinde olmadan.
Bir GENÇ :)
bu bloğu ciddi bir makale gibi algılarsak üzerine çok tartışma yapabiliriz. ben ağırbaşlı bir mizah denemesi olarak görüyorum. gülümseyerek okudum, iyi geldi sabah sabah.
Hatırlıyorum küçüklüğümü de o tarz filmlerin gösterildiği sinemalar dolar taşardı, yoktu yani evinde internetleri :).Bende orta okul çağımda bir grup arkadaşımla içeri girmeye çalışmış ve kapıdan kovulmuştum.İşte böyle ayrımcıydılar o zamanlar.
Fakat konuya gelecek olursam, yaşın kaçtır bilmiyorum ama bende o dönemleri gördüm yaşadım, fazla eski değiller. 90'larda çocukluğum geçti, gel geri dönelim o zamana deseler ben dönerim.
Dediğin çoğu şeye katılıyorum ama "özlenen" zamanın tarih aralığı değildir "geçmiştir".
Vakit ayırıp okuyan görüş belirten (özellikle olumlu )herkese teşekkür ederim:)) Ve
beymen33 :) Kabul edin , sizde yazınızın huysuz ve yaşlı dedemin söylenmelerine benzediğinin farkında olduğunuz için sonuna '' bir genç '' i ekleme gereği duydunuz :)) Takılmış olduğunuz paragraflara tek tek döneyim efenim .
Sevişmek , sevmek-sevilmek anlamına gelmektedir . Lütfen her'' sevişelim mi ?'' sorusunu cinsi münasebet isteği olarak addetmeyiniz :)
Bahsettiğiniz Bihter gününde tv de gördüğünü algılayamayan orda gerçekten cenaze töreni havası yaşayan bir genç yoktu izlediğim ve hatırladığım kadarıyla . Herşeyin farkında olarak eğlenme maksadıyla düzenlenen etkinlikler bunlar . Yani kimse şu anda Erol Taş'ı topa tutup taşlamıyor efendim.
Şu anda paragraf paragraf altını çizdiğiniz görüşlerinizi de elinizin altındaki teknoloji harikasıyla belirtmektesiniz , siz de hak yemeyin lütfen :)
Herhangi bir çelişki söz konusu değildir aşk-ı memnu kitaptan uyarlanmıştır mâlumunuz . O tarihte aşk-ı memnu gibi bir kitap bulunmuşsa ya da Duk'un da dediği gibi erotik filmler coşmuşsa sonrasında zamanla '' soyunda gir koynuma terim ilaçtır benim '' gibi türküler söylenmişse bu zamanda da '' ayakkabıların güzelmiş sevişelim mi ? '' gibi muhabbetlerin olması da çok doğaldır . Dolayısıyla zamane gençlerine vampir gözüyle bakmanın bir alemi yok diye düşünüyorum ve bu ince çizgiyi anlamışsınızdır diye tahmin ediyorum :) ( Sürü psikolojisi'ni de başka bir mantıkla düşünmedim değil )
Her kuşağın kendine özgü alışkalıkları , beklentileri, tercihleri var. Bir önceki kuşak; bir sonraki kuşağı anlamakta hep zorlanır. İnsan ömrünün uzamış olması, teknolojik yeniliklerin hayata entegre olması, birkaç kuşağın farklı hayat tarzları ve farklı anlayış biçimleriyle ayni hayatı paylaşmalarını mümkün kılmakta.
Geçenlerde teyzemlerdeyiz. Annem , kızım ve ben. Teyzem; ayni anda misafirlikte olan kişilere bizleri tanıtıyor. ABLAM , KIZI, ONUN KIZI...Zaman zaman biribirimizi dilden yesek de , görüş farklılıkları yaşayıp , ikilemlerle boğuşsak da , birbirimizi anlamakta güçlükler çeksek de gururlandım yaaaaaaa....3 kuşak bir aradayız. Ne mutlu bize demekten kendimi alamadım.
'' Merhaba !! ayakkabıların güzelmiş, sevişelim mi ?'' sözüyle zamane gençlerinin duyguyu iyice törpülediğini hatta yok saydığını anlatmaya çalıştım. Yanıldığımı sanmıyorum. Ama ilginçtir anlatılmak istenene değilde; direk cümleye takılı kalmışsınız:))Şu sanal da bile yukardaki cümleyle muhatap olan birinin olaya sizin kadar hoşgörüyle bakacağını sanmıyorum.:)
Aşk_ı Memnu'yu ti'ye alan gençlik, Kurtlar Vadisi'ni ciddiye alıyorsa çelişki vardır.Dizilerin amacı raytingdir.Ülke meselesine parmak basıp, gençlere yol göstermek gibi bir kaygı taşıdığını sanmıyorum Kurtlar Vadisi dizisinin veya bir başkasının.
Teknoloji, konusunu da anlamamışsın.Karşı durmak bir yana, bizden daha çok sahip çıkması gereken bir kısım gençliğin vehametini resmetmeye çalıştım uzaya fırlatılan uydu mevzuu üzerinden.
Dolayısıyla RRebell; büyüklere kocamış kurt gözüyle bakmak yerine , sevaplarıyla günahlarıyla sahiplenmek gerekir. Kimsenin gençliği dışlamadığı bir ortamda.
''Empati büyüğün, sempati küçüğün '' diye bir atasözü de henüz kullanılmadığına göre; sevgi saygı kadar empatide karşılıklı olmalı.
Bir Genç notunuda, yaş kompleksimden yazmadım merak etmeyin.Benim gibi düşünen gençliğinde var olduğuna işaret ederek genellemeden uzak kalıp, sizin yapamadığınız özeleştiriyi yapmak istedim:)
Eminim gençlerin içlerindeki kötülük sadece gördüğümüz kadardır. Ötesinde sinsilik barındırdıklarına inanmıyorum. İstirham ediyorum şimdiki masum gençlik filmlerini , bir zamanlar ortalığı kasıp kavuran ''Nuri Alço'' filmleriyle mukayese etmeyelim. Jakuziye gelince , daha çok ''Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm'' parçasını seslendiriyordum fakat ''Where have you been'' de çığırması hoş bir şarkıya benziyor :))
Haklısın azizim, eskilerin(beymen sen alınma sen çok gençsin daha) değişime katlamadığı aşikar.
Paragrafları ayrı ayrı okudum analiz ettim
Kestane ve dizi, kısmen de teknoloji olayında birebir katılıyorum sana hatta o nostaljik kişilere kestanenin yanında, eğer yoksa bir de babanne versinler babaannesiz tadı çıkmaz bence :)
Ama diğer maddelerde bir "dur!" diyorum. Eskiye oranla koyun sürüsü büyüdü tek fark bireyselleşti, bencilleşti. Gelişmiş ülkelerde bu yerini kendi tarzını belirleyen sorgulayan kişiler alır.Koyun sürüsünün büyümesi teknolojinin medya denen canavarıyla mümkün oldu medyanın dayadığı bir kültürel hegemonya vardır. Böylelikle şiddet ve güç kullanımının yerini ikna almıştır. İstesen de istemesen de herşey planlanmıştır sen özgür sanırsın o kadar.
Yeni jenerasyona bakıyorum da cidden herşeyden haberdarlar misal 16- 17 yaşında birine "justin bieber kim lan" diyosun "sen de çok cahilsin be şarkıcı selena gomez in sevgilisi" diyorlar.Utanıyosun tabi ve selena gomez kim diye sormadan haklı olarak 18 yaşında oy kullanılmasını onaylıyosun :)
İşte bu justin'in 2000 lerdeki justin timberlake den hiç farkı yok sanatın kitlesel üretimle geldiği yeri gösteriyor ikisi de.medya her şeyi birbirine benzetti, benzetiyor, benzetecek.
Evet geldik şu jakuzi olayına, olan var olmayan var ben gökdelenimin tepesindeki bilmemkaç metrekarelik havuzdan bahsediyormuyum hiç, çok ayıp
He bir de ne zamandır yazmak istiyordum fırsat bulamıyordum GURCU_KIZI nın yorumlarına bitiyorum. Bilinç akışı tekniğini yorumlarında bu kadar başarılı kullanan birine daha rastlamadım. bir solukta okudum demek isterdim bu romanı ama paragraf yoktu ya ıkına sıkına işte denedik :)
Kral tv nin alt yazı muhabbeti hariç hepsi mantıklı olmuş:) Aşk her daim özel olmuştur, alt yazılarda bile geçiyor olsa..
Aslında bence geçmişe özlemin en büyük nedeni şu zamanda samimeyetn azalmış olması... Diğerleri normal durumlar..
haymatlos ; öncelikle şunu belirteyim, maalesef hiç bir linke bakamıyorum ben. Senin vesilen ile bunu tüm kamoyuna duyurayım.:)) Verilen tüm linkler, şarkılar dahil askıda kalıyor benim blogumda. Ama ne demek istediğini az çok anladım.Linke olmasa bile samimiyetine itibar ediyorum.
Konuya gelince, Yakınımızın düğünün olduğu gün... ki, bizde düğün sahibi olmuş oluyoruz... alacak yüzünden düğün salonunu basılmaz. Kimse bu adamın alacağı varmış demez ve direk gelin yada damatla ilişkilendirilir olay.O yüzden bu durum makul olmayandır.Makul olanda o mutlu güne eşlik edip, sonrasında uygun bir gün alacak tahsil işine yada sorunun çözüm yoluna gidilir.
O gün ki zamanlamayı doğru buluyorsan, söyleyecek sözüm yok.Çünkü yök yasası taslağı veya olası Suriye , yineliyorum olası Suriye müdahalesinin gölgesinde görülüyorsa bu gururumuz Göktürk Uydusu, bunu böyle görenlerin ( bir kısım gençlik demiştim ...burası da önemli. Bir kısım..) bilime sahip çıkmalarını da samimiyetsiz bulurum.Beni olası senaryolar , bilimkurgu değil; şahit olduğum gerçekler bağlar.
Bana göre, sizin şu anda çok keskin bir hitap şekli ile suçladığınız eski nesil, bahsettiğiniz hiçbir konudan rahatsız değiller. Asıl rahatsız oldukları, yazınızdaki gibi üslup tarzınız.
Tabiki teknolojiyi kullacaksınız, tabiki çok kanallı bir zamandayız, izleyeceksiniz.
15-16 yaşlarındaki öğrencilere (kız/erkek) rastlıyorum zaman zaman toplu aşıma araçlarında. Kullandıkları kelimelerden ben utanıyorum yanımdakilerden. Bağırıp çağırmalından...
Ayrıca teknolojiyi kullanmanın saflığı ve temizliği bozduğuna inanmıyorum ben.
Anneye “hey moruk”, babaya başka bir lakap takan gençlerle karşı karşıyayız maalesef. Annemin benim 20 yaşımdaki davranışı ile şuan 20 yaşında olan kardeşime davranış şekli arasında dünyalar kadar fark var. Yani o beğenmediğiniz eski nesil de değişiyor. Onlarda hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığının farkındalar. Ve gençlerimizi anlamaya çalışıyorlar, sizlerin onları bu şekilde suçlamanıza rağmen.
Kısacası şunu demek istiyorum, yaptıklarınızdan değil de konuşma ve hitap şeklinizden rahatsız olunuyor bence.
Not: Özellikle olumlu yorum yapanlara teşekkür etmenize rağmen yazdım bu yorumu : )
Şöyle ki: Hem sevimliliği hissettim hem şımarıklığı, hem -kısmen- haklılığı hissettim hem hafif küstahlığı, hem samimiyeti hissettim hem abartmışlığı. Öyle bir çorba işte.:) Yorumlamak zor biraz bu yüzden bana.
Neden bu kadar isyankar olduğunuzu kişisel yaşantızla ilintileyebiliriz sadece. Ancak belirtmeliyim ki, salt genellemelerle bir veya bir kaç kuşağı olduğu gibi aptal, cahil, "Tü kaka!" ilan etmek hoş olmasa gerek sizce de.
O söz ettiğiniz dinozorlardan biriyim. :)
- Bizim gençlik zamanlarımızda da öyle her şey "Saf temiz" değildi. İnsanın doğasında var saflık ve temizliğe ihanet her devirde, ne yazık ki. Yok yani öyle bir iddiamız.:)
- Kestanedir, sobadır hikaye, sırf laf kalabalığı bence.:)-Kestaneyi, sadece sokak satıcılarından alıp, sıcak sıcak sokakta yemeyi severim şahsen.- Kim hayatını kolaylaştıracak yeniliklerden hoşlanmaz ki? Benim annem örneğin, kaloriferin nimetinden faydalanırken, soba eziyetini, şofben kolaylığını görmüşken, soba üstü su ısıtmayı, çamaşır makinesinde çamaşırı yıkarken,elde yıkamayı hiç de öyle özlemle anmaz, hatta neden erken geldiğine, bunları geç yaşadığına yanar.:)
- Diziler, filmler, tiyatro oyunları hayal gücünün sanatla yansımasıdır ve asla bilgili, donanımlı, aklını kullanabilen hiç bir bireyi, hayatını belirleyecek biçimde etkilemez. Ancak aptallar, cahiller etkilenebilir ki, aptallık, cehalet taş devrinden beri insana yapışan ve acımasıca toplumları zehirleyen şeylerdir. Geçişte de öyleydi, şimdi de öyle, gelecekte de öyle olacak.
-Dizi, film, yazın, heykel vs. her türlü sanat akımına, yani insan aklına sansür uygulamaya kalkışan herkesi aptal korkaklar olarak gördüğümü belirteyim.:) Bu bir genllememdir benim, evet.-
Dün, örneğin 8 Mart Dünya Emkçi Kadınlar günüydü biliyorsunuz.
Bu günün tarihi hakkında kesinlikle bilgisi olmadığına inandığım, pek çoğu gibi bu acı tarihçeyi, bir tek taşın parıltısına, bir çiçeğin yaprağına gömmüşlerden olan bir genç -erkek- arkadaş, bulunduğum salonun lobisinde tekrarlayan biçimde, "Kadınların günü mü varmış he he heee", "Ne kadın günü laaaa! Hi hi hi." şeklinde zevzeklikle aklı sıra dikkat çekmeye, aykırı falan -her ne haltsa aykırılık- görünmeye çalışıyordu. Ve aslında sadece aptal görünüyordu.
Bunlara şahit olmak hoş değil elbette. Şimdi bunları söylediğimizde dinozor muamelesi görme ihtimalimiz de karşının şımarıklığı bence.
"Memleketin siyasetini Kurtlar Vadisi'nden öğrenirler" cümlesi de üstte yazdıklarımla ilintili zaten. Ancak, siz farkında olmasanız bile dünyada her gün çok şey değişiyor, çok şeye engel olunuyor ya da olunamıyor.
Peki siz gençlik? Siz hazırcı değilsiniz sanırım, sizler de el atacaksınız değişime ve büyüklerinizden daha iyilerini yapmaya çalışacaksınız o zaman. Oturduğu yerden, neler yaptığını bilmediklerinize "Ammmaaaannn sen ne yaptın ki?" küçümsemesiyle olmaz bu.:) Konuşa konuşa, sitemlerle bir şey değişmez, ha şöyle değişir; mutsuz,şikayetçi, sevimsiz bir gerilemeye doğru...
Ne uzun yazdım.:) -Alone sağolsun söylemek istediğiklerimin bir kısmını gayet güzel özetlemiş.-
Aslında sadece üç cümlecik yazacaktım size:
1- "Ha gızım ha aferin sana! Şimdi git bunları aynı üslupla annene, babana da söyle."
2- Hoooppp! "Odam kireç tutmuyor" türküsü şahane bir türküdür, laf yok!:)
3- Size, "Dunning-Kruger Etkisi" ya da "Dunning- Kruger Sendromu" diye adlandırılan bir tür algılama eğilimini incelemenizi öneririm.
Uzun yazmamın nedeni, yazıda gördüğüm sevimliliğe saygıdandır.
Sevgiler.
Aslında sadece
Sevgi ve hürmetlerimle....
Efendiiim olumlu olumsuz görüş belirten ,yazının mizahi yönünü ele alıp gülebilen , analiz edip katılan , mantıklı bulan , sevip - sevimli bulan herkese çok teşekkür ederim ( hep olumluları seçtim işime öyle geldi ) Tabii ki tahmin etmiştim gençlerin birçok paragrafa katılacağını ve maalesef genç sayılmayanların muhalif tepkiler göstereceğini ( beymen hariç tabi ) :))
Genel zamanlardan ve olaylardan bahsedilen tebessüm ettirecek bir paylaşımdı , yani mutlaka istisnalar da vardır hem gençlerde hem büyüklerimizde, biz sadece genel konuşuyoruz diye artı bir parantez belirtme gereği duymadım çünkü kimse üzerine alınıp '' senin deden öyle olabilir ama benim dedem işte böyle '' diye garip çıkışlar yapmaz diye düşündüm ..
Büyüklerimize, onların tecrübelerine ve fikirlerine her zaman ihtiyacımız vardır ve saygımız sonsuzdur ( burda artı bir parantez açarak her büyük değil tabi demeden geçmiyoruz )
Sevgili Sat_Agraha , estağfurullah efendim ne dinozoru o kadar değil tabiki ama bazen fazla abartılı ve huysuz tepkiler veriliyor büyüklerimiz tarafından bu gerçeği lütfen kabul ediniz :)) Ayrıca Odam kireç tutmuyor türküsünün '' sevda baştan gitmiyor soyunup yatmayınca '' vb. sözleriyle erotik bir türkü olduğu gerçeğini de kabul ediniz efenim .