BİR DOKUNUŞ BİN AH...
12 Temmuz 2013, 10.47 A- A+Hurdaya dönmüş kalbim kendi kendini temizliyordu...
''Olmayacak duaya neden amin deyip duruyorsun?'' dedi.
Gün doğmadan neler doğacağını unutmuştu o an. Bozuntuya vermedim.
Sadece gülümsedim...
Sen inanırsan var, olmasını istediğin şey. Sonunda elde edeceğinin büyüklüğü küçüklüğü değildir önemli olan. Önemli olan inanmaktır...Azimdir...
Tıpkı bir tohumun toprağı delerkenki azmi gibi. Amacı güne ulaşmak. Havaya, suya...Nefes alabilmek, serpilmek, büyümek. Görebilmek tüm güzellikleri...
Sular durulmalı ara sıra. Bütün haşmetiyle köpürdüğünde deniz, bir el uzanmalı, yatıştırmalı...Dibe çökmeli bütün öfkeler, hışımlar..Sıkılan yumruklar arasında can çekişen elemler kaybolmalı..Tüm fesatlığın karşılığı ne varsa batmalı yerin dibine...Maddesi bünyesine sıkışmış kimyasallar, akmlaı bir bir buldukları deliklerden...Sızmalı ciğerlerden ayak uçlarına, akıp gitmeli negatifler...Zamanın tellerine tutturulmuş ucu boş bire mandal gibi sallandığında gece ve gündüz; göstermeli kendini acı ve susmalı hayat o an...Sumalı ki, yazmalı kalem. Herşey bitmeli kalemi attığında. Yazmanın bittiği gibi....
Aklımı kaçırdığımı düşünüyorum bazen. Aslında kaçırdığım; aklıma giydirmeye çalıştığımı sığdıramayınca, parça parça ettiğim bilmem kaç beden küçülmüş imkansızlıkların lasılıkları...
Sabaha yol alan zamanda, sıtma tutmuş gibi titrer yelkovan bazen.
Yılgın bir çırpınıştır bu.
Yalnızlığına dokunan sözcükler, bir dörtlük içinde sıçrar...
Uç uca eklenir suskunluklar, ezberlenecek tek dize kalmaz...
Kbulleniş midir bunca susmuşa gözdağı veren?
Ve çığlığa perde geremke midir inceden çekilen derin bir AHH?
Usulca verdiği gibi boy, çekildi ak meydandan dostlar...
Bir çelişkiye kurban adamanın yanlışlığı fark edilip edilmez,
Bağışlandı ilk kan damladığında yangının orta yerine...
Tarlalarda gün ölüleri gibi yatan çiçekler,
Uyanın artık...
Gelişim bir merhabanın iyi günü
Gidişim bir elvedanın dünü
Seslenişim bir selamın baş üstüdür...
Herkese hayırlı ramazanlar diliyorum...
YORUMLAR
Bir dokunup bir ah işitilirken dertler, anlatandan dinleyene mi aktarılır bilinmez. Genellikle batılı ülkelerde bu işi psikologlar üstlenmişken ülkemizdeyse komşumuz, arkadaşımız, dostumuz üstlenir bu görevi. Zira derdi olanı dinlemek insani bir vasıftır. Yeter ki derdi olan, derdini usulüne uygun anlatsın ve ilave bir dert çektirmesin dinleyene. Hoş, "en kolay katlanılan başkasının derdidir" de derler. Kanımca merhamet taşıyan yürekler can kulağıyla dinleyip çözüm de bulmaya çalışmalı dertlere.
Sizin güzel yazılarınızı da yeni keşfettim. Elinize sağlık.
Hurdaya dönmüs yürekler.. geri dönüsüm fabrikasinda önce paramparca edilir, kiriklar bir arinma havuzuna girip yikanir, arinir,dezenfekt edilir..Yeniden yapilanir, sekil alir...Ve yeniden tüketime sunulur..Bazi yürekler ise..Topraga karisacagi ani sadece bekler...