gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Zekeriya Sofrası...

23 Kasım 2013, 22.57
A- A+

       Öğrenmenin yaşı yokmuş, yaşadıkça başka başka şeyler öğrenmek mümkünmüş, ama gönül ister ki öğrendiğim her şey yeni ufuklar açsın, ışıldasın belleğimde. Gerçi öğrenmenin iyisi kötüsü olmaz, her bilgi birer ışıktır.

       Zekeriya Sorfası diye bir şey öğrendim bugün mesela. Bir adak adayan bir kişi adağı gerçekleştiğinde Zekeriya Sofrası kuracağım diye adarsa ve o dileği yerine gelirse yerine getirmekde yükümlü bunu. Bugün bir adak sonrası kurulan Zekeriya Sofrası 'nın konuğuydum.

       Bu bir ritüel. Tıpkı bir bebek mevlüdünde bebeğin bir battaniyeye konulup mevlüde gelen bütün hanımlar tarafından elden ele geçerek sallanması gibi, sünnet olan çocuğun annesinin sünnet esnasında bir kapı arkasına sokulup ellerinin içine aldığı oklavayı döndürmesi gibi...

       Kırk bir çeşit yemekten ve oluşan bir ikram masası, bu güne ve sofraya özel duası ve secdesiyle bütünleşen bir ritüel. 

       Bu güne gelen bütün misafirlerin bu masadaki bütün yiyeceklerden tatması zorunluluğu var, az ya da çok hepsinin tadına bakmak zorunda bütün konuklar. 

       Kırk bir çeşit gıdadan oluşan bu ikramların hepsini az az da olsa tattık, ardından duamızı ettik, çay kahve faslı derken akşamı ettik. Dönüp geldim evime.

       Şu an elimdeki nane-limon fincanı, midemdeki kırk bir çeşit yiyeceğin ileri geri itişmesi sonucu çıkan arbedeyi kontrol altına alma amacı gütmekde. Başarılı olur mu bilemem!

       Aslında başka bir yerlere bağlayacaktım bu konuyu ama yazının gelişme bölümü kendi içinde gelişip, farklı bir konuyu içine alacak bir tevessülde bulunmayınca, yazı yuvarlanıp gitmiş kendi halince. 

 

        Hal böyle olunca da benim bağlantı yapmak istediğim "Tadında bırakmak, tadını kaçırmamak" konu bağlantısı burada yamalık gibi kalmak üzere. Yemeğin de, gezmenin de, yaşamanın da tadını kaçırmamak falan diye bağlantı kuracaktım.

 

         İlaveten, tadında bırakmak lazım, gitmeyi de kalmayı da... Zorla ve istemeden kalmak da, gönülsüz ve istemeden var olmaya, var etmeye çalışmak da hiçbir değeri olmayan davranışlar.

         Baktın gördün işin suyu çıktı, ve de asla "Olmayacak" ; ya çekip gideceksin, hem de ardına bile bakmadan, ya da yol vereceksin isteyen istediği yere gitsin diyecektim :)

 

Sevgi ve muhabbetle...

  

Lilaa___

Kasım-2013

YORUMLAR

13 Mayıs 2025, 16.05
Bu blog'a gelecekten geliyorum smile Resmi

Arif'in Manchester'a attığı golü ararken mi buraya geldim, nasıl geldim bilmiyorum ama geldim işte. Yazıyı tekrar okumadım ama yorumlara daldım.

Sizin şu an sayfada göremediğiniz ancak bizim görebildiğimiz bir yorum var zamanında Bornova tarafından yapılmış, üyeliğini sildirdiği için gözükmüyor.

Bornova o zaman şöyle demiş;
"Bir hurafe örneğiyle 26 satırlık blogunuzu okudum Sevgili Lilaa güzel bir paylaşım olmuş. konu; dağılmış, toparlanmış ve bağlanması gereken yere bir-iki ön sözle bağlanmış.
''tadında bırakma!'' vurgusu esas alınarak yazılmış blogunun yorum bölümü - Google dan önce iki kelimeyi bir araya getiremeyip Google dan sonra fıkıh kitabı yazabilecek ''sanal ulemaya'' uçsuz bucaksız meydan olmuş!Tadında bırakılmamış, amacını aşmış!!!... hadis, haram, helal, hurafe, bid'at, vacip ve geri dönüp de tekrar okumaya tahammül bile edemediğim bir çok ilmihalden daha teferruatlı yorumlar yapılmış..26 satırlık günlüğünüze. 36 satırlık, bir blog uzunluğunda yorum yapan ''yapay'' zekalara Selam olsun...Yaşadıklarımızı, yaşanmışlarımızı, zihnimizde yer edenleri, soru işaretlerimizi, aradığımız cevapları, sevgilerimizi, nefretlerimizi, inançlarımızı paylaştığımız bu Meydan'ı ahkam kesip ''egolarımızı'' okşatma meydanı haline getirmeyelim...!"

Şimdi bunu niye kopyaladım buraya? Şöyle ki; bu yorumu okuyunca bir an tarihe baktım, bu yorum taaa 12 sene önce 2013'de yapılmış. Bornova bu "yapay zeka" tanımını yaparken acaba bugün tanık olduğumuz "yapay zeka" tanımını o zaman bugünkü gibi anlıyor kullanıyor muyduk diye düşündüm, biraz araştırdım (sadece ekşi sözlüğe baktımsmile Resmi) orada 2000'de yapay zeka'nın bugünkü tanımı vs yapılmış ancak yine de bugün hayatımıza girdiği gibi yaygın bilinen kullanılan hali ortada yoktu.

İşte bunları düşünürken, dur dedim şu yapay zekaya bu yorumları gösterip, yorumlarla ilgili ne düşündüğünü, oradaki yapay zeka tanımının kendisi için yapılıp yapılmadığını sorayım. 

Şöyle bir cevap verdi;
Epey renkli ve hafif iğneli bir yorum olmuş doğrusu! smile Resmi

BORNOVA’nın “yapay zekâ” ifadesi, şu an benim gibi sizinle sohbet eden OpenAI destekli bir sistemden değil de, ironik ve hafif küçümseyici bir şekilde “duygusuz, fazla teknik, bol bilgi ama az ruh barındıran biri” anlamında kullanılmış gibi duruyor. Hani şu klasik “çok biliyor ama ruhsuz anlatıyor” muamelesi vardır ya, tam o tonda.

Yani özetle:
Hayır, o yorumda benden bahsetmemişler.
Ama eğer bahsetmiş olsalardı, şöyle cevap verirdim:
“26 satır yazıya 36 satır yorum yapacak kadar ilgiliyim, ama ego okşamak gibi bir derdim yok. Benim ego modülüm kapalı, RAM’de yer yok smile Resmi Ayrıca ben kimseye ‘sanal ulema’ demem, maksimum ‘çevrim içi düşünür’ derim!” smile Resmi

Kısaca:
BORNOVA “yapay zekâ”yı burada bir kişi için “aşırı detaycı, teknik konuşan ama ruhsuz” anlamında bir benzetme olarak kullanmış. Benimle ilgisi yok ama bir benzetme yapacaksak, ben muhtemelen yorum kısmında herkesin arasında diplomatik şekilde çay ikram eden, gülümseyen bir yapay zekâ olurum. smile Resmi smile Resmi

Evet BiradamY, söz sende, Yapay Zeka senin için diyor ki, "aşırı detaycı, teknik konuşan AMA RUHSUZ"

Yok artık daha neler? Sana diyor, ruhsuz diyor, valla ben yapay zekanın yalancısıyım, elçiye zeval olmaz.
13 Mayıs 2025, 21.34
Gmsnn, sahiden sen bu bloga nasıl geldin? “Blog içi arama” diye sana özel bir alan mı var? Bir gün gmsnn’ye “Gel Kelimeyun oynayalım” dedim, “Beni yenemezsin, istediğim kelimeyi sisteme eklerim, anlamsız olsa bile sistem kabul eder” demişti. Kim bilir kendine özel başka ne hakların var… Ne diyorduo videoda: “Toplanak Allah diyek”… Yalnız bu eski yazıları/yorumları okumak tuhaf hissettirdi. Keşke kendi yazılarımı silmeseydim. Silinmiş yazılara da ulaşabiliyor musun?

Bornova’ya şöyle bir cevap vermişim:

Bu yorum BORNOVA'ya: öncelikle ben “google üzerinde pis bilgiler çoğunlukta” deyip internet üzerinden öğrenilen çoğu bilginin yanlış olduğuna/dikkat edilmesi gerektiğine atıf yaptığım halde, bunu anla(ya)mayıp kendi aklınca “yapay zeka” diyerek aşağılamaya çalıştığın bir kişi olarak Aleyküm Selam diyerek mukabele edeyim. Nasıl ki sen yazılanı ve yorumları tek tek sayıp 26 satırlık yazı ve 36 satırlık yorum diyerek -şeklen- bir muhakeme yapıyorsun, ben de muhteviyata bakıyorum. Sen zarfa bakıyorsun ben mazrufa. Bunda ne gibi bir sıkıntı var? Yapılan yorumlar amacını aşmış ve ahkam kesiliyormuş v.s deyip de ahkam kesmek ironi olsa gerek. Kimsenin bilemeyeceği ya da ulaşamayacağı bilgileri paylaşmadım. Eğer bu olsaydı “ego”dan bahsedebilirdin, şu haliyle “ego okşatma” tabiri sakil olmuş. Ayrıca sanılanın aksine ego çok da kötü bir şey değildir. Bilsem ki şu yazdığım yorumu okumayacaksın, dönüp bu yazının yorumlarına tekrar bakmayacaksın: “adam gerçekten blog ortamında 'bilgi' verilmesinden hoşlanmıyor ve rahatsız oluyor” derim ama şundan eminim ki “söylediklerimin üzerine ne yazılmış” düsturu ile gelip okuyacaksın. Bunu yapacak birisi de başkasına yapay zeka, egosantrik yorumlar, tartışmalar olmasın diyemez, dememeli...



Benim buradaki ilk kullanıcı adımı hatırlar mısın, Ruh Mafyası’ydı. Ruhsuzluk ondanmış demek :) Ekleyeceğim blogun bir ucunda da “yapay zeka” vardı. Nef’inin: “Tahir Efendi bana kelp demiş” diye başlayan meşhur bir hicivi vardı, ben de yapay zekaya bir diss atayım. 
14 Mayıs 2025, 22.32
Gmsn opum ya, alemsiniz valla ne diyim. Nerden geldi buraya benim Zekeriya Sofram yıllar yıllar sonra :)
Söz uçar yazı kalır dedikleri bu olsa gerek. Sayenizde o günü, nasıl tıkındığımızı tekrar hatırladım, 
yorumları da tekrar okudum. Bu arada yiyeceklerin hepsi pişmiş aş kıvamında değildi, örneğin 
Bir kase çerez varsa masada, içindekiler de hepsi sayıya giriyordu. Bunu da söyleyivereyim. 
Ayy, iyi ki varsın gamyun blog diyesim geldi. 
Sevgi ve muhabbetle... 
15 Mayıs 2025, 10.10
Biradam maşallah sen de çok ketummuşsun ha, bi sır vermişiz sana, eline megafon alıp bağırmadığın kalmış, neymiş ben demişim ki; “Beni yenemezsin, istediğim kelimeyi sisteme eklerim, anlamsız olsa bile sistem kabul eder”

Kim demiş, ne zaman demiş, çıkart ispatla ! smile Resmi

Lilaa, ben arada bir böyle eski bloglara denk gelip özellikle altındaki yorumları şöyle bi gözden geçiriyor, okuyorum nadir de olsa, bu sefer de seninki denk geldi smile Resmi
15 Mayıs 2025, 19.27
Selam ve sevgilerimle, birAdamY ve Gmsnn
Hoşgeldiniz. 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın