Hani "mutlu aşk" idi, kavlimiz be Kardeşim,Aşkı "hiç" eylemişsin, her ruh tatmıştır aşkı !Ha kerçane sevgiler yaşatmıştır bazısı;En zalim yürek bile kalbe katmıştır aşkı !
Sucuturlla dolaştım ülkeyi Torba-Bodrum,Her yerde aynı idi, aşk denilen şu kurum,Lakin aşk da 7-1 ben de ki en son durum (!)Kimisi de paraya - pula satmıştır aşkı!
Doğasında sevdanın, kamuf(i)le tacizler,Bir lens gözlü uğruna çok atlattım hacizler (!)Aşk önünde eğilip, nasıl bükülmez dizler!Eminim ki her insan biraz yatmıştır aşkı !
Aşık olsalar bile maşuktur hep kadınlar,Boşuna mı süslenir sanıyorsun kadınlar,Yetişemez o hıza inan Olcan ADIN'lar (!)Çok kadın olmaz yerde yırtıp atmıştır aşkı!
Çok yazmayım - dinleyim Muradova çalıyor,Yüreğim bunlanıyor her dem yalnız kalıyor !Ruhumda ki ki boşluğu hep kadınlar alıyor!Şu zavallı Osmani kaç kez tatmıştır aşkı !
9.40 - Kayseri
Yazıya genel hatlarıyla bir eleştiri getiremem, duygu yoğunluklu şiirsel
bi vurgu hakim...sadece başlığı ve son paragrafın giriş kısmını yazı
ile birleştirdiğimizde "Aşksız kadın hiçtir, kendi başına varolamayan
bir hiçtir" çıkıyor ortaya... İlk paragrafta her nekadar yanlış
anlaşılma giderilmeye çalışılsada bu çıkıyor ortaya, belki "hiç" hiç
kullanılmamalıydı ya da "özellikle kadınlar"....
Yazının gelişme kısmıyla erkeğe duyulan aşkı öne çıkarıp bütün aseksüelleri, biseksüelleri, lezbiyenleri "hiç" ettik zaten
Dahası,
aşkın kaynağı; hormonal dengeleri bozuk kişileri, misal (iki cinste de
cinsel isteğin belirleyicisidir testesteron)testesteronu, östrojeni
düşük seviyedeki kişileri "hiç" ettik...
Libidosu düşük kadınları "hiç" ettik.
"Aşksız insan hiçtir" denseydi yüzyıllardır erkeksiz varolamayan ya da
varolmaya çalışıp ne hikmetse başaramayan kadına bu denli yüklenilmeyecekti
Gözlemlediğim kadınların %90 ı erkeğin
saçmalıklarına, şiddetine, aşağılamalarına, yalanlarına tek bir nedenden
katlanıyor. Bildiniz değil mi? "Aşk"
Aslında Türkiyede "Aşklı"
kadınların çoğu hiçtir diyorum yine de genelleme yapmak gafletine
düşmeden... Çünkü Bizim gibi ülkelerde çoğu kadının, cinsel kimliği,
kişiliği yok. Bunlar yokken aşksızlığın zavallılığından bahsetmek
havanda su dövmektir
Shopenhaur un bi sözü vardır, tam olarak
hatırlamasam da "kadını kadın, erkeği erkek yapan partneridir" gibi bir
şeydi. Adam "sap olma"nın anlamsızlığına vurgu yapıyor çağının dar ve
erkek egemen bakış açısıyla... Biz 21. yy.da kadın olarak ne yapıyoruz?
Ah ahh dedirten bir aşk tarifi varken satırlarınızda ruhu okşayan, neresinden baksan aslında hissedebildiğimizmiş Aşk.
Kadın-Erkek Aynı hiçlikte yaşamadıkları çok daha gerçekçi duruyorsa, üstelik aşka AŞK diyemediğimiz, dudaklarımıza plesenk olmuş halde salyalarla düşüyorsa her bacadan!
Ve "HİÇ"lik bence gerçekten çok felsefik bir kavramken...! Düz mantığımla kadına da hiç yakıştıramıyorken. Merak ettim erkeğin Aşksız olanına ne diyeceğiz bu satırlarda ?
Saygılar...
Sağolun, güzel bir yazı olmuş.
İlahi cezbem aşkın kadını erkeği mi var yahu :) aşkın mecazi
olanı, semavisi, cismanisi var desen
neyse. Duygu yoğunluğuna diyecek sözüm yok ve yazdıkların yaşadıklarından
minicik örneklerse çookk şanslısın çokk.
Başlı başına bir dünyadır aşk ve herkes yaşadığı kadarıyla
adlandırabiliyor bu mereti çünkü tam tarifi yok :) Kimi tam merkezinde yaşıyor kimi ise
hasretinde
:) Esticim var tabii ya, olmaz mı hiç? Şimdi ben bir kadın olarak nereden bilebilirim bir erkeğin aşksız kendini nasıl hissettiğini? Elbette yazabilirdim, fikrim vardır az çok ama tam anlamıyla gerçeği yansıtabilir mi, bir kadın bunu erkeğin hissettiği gibi hissedebilir mi? Kadın, daha çok aşka odaklıdır bana göre naturasını düşünürsek, belki kadının aşkı erkeği sokar bir şekle aşkta. Bu yüzden sadece kadını yazmak istedim, erkeğin aşksız olanına bir isim koymak istemedim Ömüryüzlüm. Erkek bi yazar yazsın, ya da yorumlasın bana ne :)
Böyle ilk bakışta tepki uyandırabilecek bir başlık atıp hemen akabinde yazının ilk cümlesinde durumu kurtarmaya çalıştığımı mı düşündün Bilge :) O kadar şuursuz ve yeteneksiz ve dahi zeka yoksunu olduğumu düşündüğüne çok üzüldüm yahu ;( .p Senin yaptığın yorum gibi bir yorum bekliyordum, yazarken de kıs kıs güldüm "aha atlıcaklar şimdi" diye. Ama senden böyle bi yorum geleceğini hiç düşünmemiştim. Öyle şeyler yazmışsın ki nerden başlasam :)
Schopenhauer'den bi girelim. Aşkın Metafiziği'ni okumuşsundur, bir kitabı daha vardı Kadın ve Aşk Üzerine galiba ismi. Neyse işte... e evet ben de çok severim kendisini. Lakin filozoflar bu aşk-meşk işlerinde hep çuvallıyorlar. Sanıyorum aşkın doğasında çok fazla düşünmeye yer olmadığından. İyi bir filozoftan doğru düzgün bir aşık olmaz bana kalırsa :) Söylemiş olduğu sözle alakalı tabii ki katılıyorum. Zaten tek bir cins olarak yaratılmış olsaydık ben de bir kadın olarak sap olmanın anlamsızlığını yazmıyor olacaktım.
Aşk anlayışının "hormon-libido" ekseninde olmasına üzüldüm. Acaba yazım mı yol açtı böyle düşünmene de diyemiyorum. Sadece bir paragrafta şöyle bir değinmişim çünkü. Senin düşüncene göre menopoza/antropoza girmiş insanlar aşık olamazlar. Malum hormon seviyeleri düşük ya .p Hele hele 60 yaşından sonra ölsünler bari :) Kadınların şiddet görmelerine rağmen aşk yüzünden buna katlanıyor olmalarını söylemen de pek hoş. Yahu sana ne? :) Belki kadın mazoşist, belki fantezisi dayak yemek :) Elbette espri yapıyorum ama bu söylediklerinin yeri bu yazının altı değil. Yahu bir de tutmuş lezbiyenleri, geyleri filan hiçlediğimi yazmışsın. Karşı cins tanımı benim yazdığım konuyla ilgili erkekse, lezbiyen biri için de kadındır. Bir gey için de erkek haliyle... Bunun benim yazdığımla ne alakası var?
"Hiç" olma mevzusunu da bilerek ucu açık bıraktım, bakalım ne yazacaksınız diye :) Bir kadın aşksız sadece insandır, kadın olabilmesi için bir erkeğe ihtiyaç duyar. Kullandığım hiç olma hali elbette kadın kimliğiyle alakalı. Bütün ömrü boyunca vücudunda içi yağ ve bezlerden mütevellit iki tane top taşıyan bir kadın bunların işlevsizliğinde bu uzuvlarının hamallığını yapmaktan başka ne yapar sorarım size :) Sarıkız bile bu durumda aşksız bir kadından daha az atıl değil mi? :) Başkaca örnekler de verilebilir tabii :) Neyse... sonuç olarak evet benim fikrim odur ki; bir kadın, bir erkekten daha çok ihtiyaç duyar aşka, yoksunluğunda da daha çok eksik kalır, aşksız bir erkeğin hiçliğinden daha çok hiç olur.
Toptan teşekkür yorumlarınız için.
Ha unuttum :) Osmani size bir not: Kadınlar, en çok birbirleri için giyinip süslenir, yani geneli... :) Hele hele bazı tipler vardır ki; kocayı buldu mu giyinmek-süslenmek hak getire. Bir üst kattaki Belgin hanım, iş yerindeki Şükufe hanım, yoldan geçen bilmem kim hanım için süslenirler erkeklerden ziyade. Evde dizi çıkmış eşofmanlarla dolaşmakta beis yoktur .p Sonra da "böööö kocam beni aldatıyor" :) Bu kadın milleti sahiden tuhaf, ben kendi cinsimi bile henüz anlayabilmiş değilim. Neyse çok dallandırmayayım, dallanmaya müsait konu.
"Bir kadın aşksız sadece insandır, kadın olabilmesi için bir erkeğe ihtiyaç duyar"
Bu cümleyle bile yorumumu haklı çıkardın cezbe az kaldı "evet ya ben yanlış anlamışım bazı şeyleri diyordum nerdeyse"
Yazıda bir yem atma olayı sezdim ama bence hoş olmamış "hiç olmak" ve "kadın olmak" arasındaki farkı sansasyonel bir başlığa kurban verdik yani? Gerçek düşüncelerini alakasız kavramlarla boğmasaydın insanlar daha farklı "atlarlardı" bence. Bu karmaşanın sebebi "atlayanlar" mı? Kaldı ki ben hala kim ne derse desin, "erkeksiz de aşksız da kadın kadın olabilir" diyorum.
Ve hakkında öyle şeyler düşünsem zaten yorum yapmazdım büyük ihtimalle. Ama net olarak söyleyebilirim ki yazılarında ve yorumlarındaki agresif hava biraz rahatsız edici bunu yapıcı bir eleştiri olarak kabul edersen memnun olurum.
Hormon olayına gelince bunlar eldeki verilerle de kanıtlanmış şeyler. belli bir yaştan sonra aşka vs ilgi azalır, sadece sevgi, bağlılık kalır bunu hepimiz biliyoruz.Ya da bazı tedavilerin yan etkilerindeki hormon değişikliğiyle tık olmayan dedelerin nineleri kovaladığını duymuşsunuzdur. Yazıda bahsettiğin şehvet içeren aşk cümlelerinden sonra ne düşünebiliriz?
Hatta ilginç bir örnek vereyim: bu kişi erkektir,delicesine sevmektedir ne yapsa unutamamaktadır çünkü oluru olmayan bir aşktır. Doktor bir arkadaşıyla konuşur hormon baskılayıcı ilaçlarla duyduğu aşk azalırmı diye onun verdiği dozda dener bu ilaçları ve 1 ay içinde aşkından esame kalmaz :)
Sen olayı sarı kıza bağlasan da aşka derin anlamlar yükselende durum bundan ibarettir...
Sado-mazo ilişkilerde şikayet yoktur,bile isteye yapılır kişiler bundan zevk alır. bahsettiğim şey yaklaşma-kaçınma durumudur kadın seviyor birlikte olmak istiyor ama erkeğin tavırlarından rahatsız da oluyor...
Son olarak "aha atlıcaklar şimdi" cümlesini okuduktan sonra samimi olarak bir daha yazılarına yorum yapabileceğimi sanmıyorum. sana iyi eğlenceler :)
Benim bünyem alışkın, unutmak eylemine, Gönlüm asla bunlanmaz, dostların söylemine !Katılamam, "hem cins için giyinir" sözlerine;Hep bana süslenirdi, gerek var mı yemine !?
Tamam altın gününde hava yaparlar biraz,Ordaki denemedir, erkektir asıl niyaz !Bizlere ana yemek, bayanlaraysa piyaz (!)Bu konuda naçarsız benziyorum emine !
Doğru; Söz dallanmasın mevzu fazla karışık,Benim Mihrim solistti, kendisiyle barışık!Giyim tarzı yanardı gö'nümde halen ışık!Bir de önem verseydi içtiğinin demine!
Özürler Osmani'den kafidir kafiyesi !Humanistlik inanın tek yegane rütbesi,Burayı çok beğendim, "gö'nü güzel" kitlesi !Yoksa düştüm mü bilmem, kafa üstü zemine !!!
Not ;
Sarıkız değilse de benzerini yazayım, Belki tebessüm eder, okuyunca refikler!Sohbet olsun empati, ben burada bulayım;Paylaşım güzel sözdür, bilir onu şefikler!
11.30 - Kayseri
Sevgili bilgegünes yorumlarına bastan sona katılıyorum arkadaşım ...Yazıyı okuyunca acaba dedim pembe dizimi okuyorum pembe dizidenmi alıntıdır:))) CeZbe duygu yogunlugun yasanmışlıkların güzel ama kadını aşksız hiç etmek ....olmammış yapılan bir araştırma aşkın ömrünün en fazla 3 yıl sürdüğünü ve asıkken salgılanan hormonlar yuzunden beynin mantık mekanizmasının durdugunu söylüyor.:))Bana göre bu araştırmaya göre kadın asıl aşıkkken hiç..Hepimiz biliyoruzki aşk yerini sevgiye saygıya bırakıyor..Her asık kadın bu 3 yıl sonunda hiçmi oluyor..Y ada ömür boyu sürekli HİÇ olmamamk adına aşktan aşkamı koşmalı baglanıp köklenmeden??yem atıp kim atlayacak bakalım dediklerindenim yeme geldim Cezbecim ..
Altını doldurumayacağım hiçbir düşünceyi slogan haline getirip başlık atmam ben Bilge. İnsan ne söylediğini bilmeli :) Ha altını doldurduğum fikri beğenmezsin ayrı konudur. Başlığı sansasyonel bulup yazıyı kurban ettiğimi söylemen filan :) Sanki beni hiç tanımıyorsun, hiç okumamışsın vs. "Şehvet" diye nitelediğin şey; yazının tek bir paragrafında şöyle bir değinilmiş ki o da sokak ortasında geçiyor. Böyle bir durum ne kadar şehvet içerebilir? Bu nasıl tespittir?
Başlığın kışkırtıcı bulunma ihtimalini tahmin ettiğim için "atlamak" tabirini kullandım. Yani sadece başlıktan yola çıkıp "kadın hiç değildir, erkeğe bağımlı olamaz" tadında yorumlar gelebilirdi haliyle ve fakat içeriğe bakıldığında "aşksız kadın hiçtir"in açılımıyla ilgili ipuçları var. Başlığa öyle takılmışsın ki yazıda geçen her şeye anti-tez üretme çabasına girmişsin. Hayır, içerikte "kadın hiçtir, erkeğe bağımlıdır"mı demişim? Benim söylemediğim, ya da işaret etmediğim şeyleri söylemişim gibi bir algı yaratıp ona göre yorum yapıldığında ve ben de buna cevap verdiğimde agresiflik payesi alacaksam agresif olayım kabul ederim. Ki sadece ürettiğin ama yazıyla alakası olmayan anti-tezine cevap vermişim. Bu nasıl bir tespittir?
Sonuç olarak; son yazdığın yorumdan da "aşk eşittir hormon ve libido" fikrinde olduğunu anlıyorum. Hatta sado-mazo örneğini o şekilde cevaplaman da aşkı sadece seks üzerinden düşünüyor olduğunun kanıtı. Normal bireyler üzerinden düşünmeden ekstrem örnekler vererek fikrini dayatman, hormonal bozukluklardan dem vurman filan bana göre hiç mi hiç kurtarmıyor savunduğunu. Üstelik bu kadar kadın savunuculuğuna soyunup Schopenhaur gibi kadın konusunda keskin bir felsefesi olan birinin sözünü kullanman ayrı bir muallak konusu bende. Ben tabii böyle örnekler verilince bahsi geçen filozofun filan konuyla ilgili felsefesine hakim olduğunu düşünüyorum bunu dile getirenin. Ama şimdi düşününce bu kadar çelişkili iki ayrı görüşü aynı düzlemde savunman değilledi fikrimi.
Ben bir kadın olarak kendi bakışımı yazmışım. Sanıyorum anladığın şu ki "erkek olmadan kadın hiçtir" diyorum. Ben böyle bir şey söylemedim, ısrarla konuyu öyle algılıyorsun. Ki; başlıkta öne çıkardığım hiçlik mevzusunun yazıda kısmen, ilk yorumda da tamamen içini doldurmuşum. Bu savunduğum düşünceyi bir erkek de yineleyebilir kendine göre "kadın olmadan erkek hiçtir" şeklinde, ki Ömüryüzlüm ve Great de böyle demişler.
Erkeğin yokluğunda bir kadının kadın kimliğinin sıfırla eşdeğer olmasının bu anlamda hiçbir akla uymayan tarafı yok. Bu yazdığım kadına hakaret filan değil. Bir de şöyle deneyeyim; :)
İnsan olarak her şey olabilen birisi, kadın/erkek kimliği işin içerisine girdiğinde "hiç" olabilir.
Evet çok net. Daha fazla anlatılabilecek cümlem yok. Sen bana yorum yaz veya yazma, ama tutup da yazının anlattığından bağımsız, yazmadığım şeyler üzerinden anlam çıkaracaksan o yorumun da bir önemi yok zaten. Yorumun da yerli yerine oturanı makbuldür bir yazar için neticede. Fikir tartışması elbette yapılabilir, ama bu yazılan ekseninde gelişmeli.
Değerli bir arkadaşımız da hala bilimin aşkı açıklayabileceğini düşünüyor. Hormoncu kendisi de :) Size bir tavsiye; "aşka dair araştırmalar..." diye başlayan bir cümle duyarsanız sallayın gitsin :)
Osmani kadınları seviyor olman çok güzel :) Ama bir kadını ancak bir kadın tamamen tahlil edebilir bana kalırsa. Erkeklerin safiyane duyguları bunu anlamaya yetmiyor :) Kadının iyisine denk gelmişsiniz bir de :)
Herkese aşklı günler dilerim, aşk ancak yaşamayana tırt gelir.
Başlı başına bir dünyadır Aşk .Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde...Bu alıntıyı paylaşmak istedim. Ancak bir hiç olduğunda herşeyi kucaklayabilirsin Aşk dahil...doğu felsefelerine benzemiş biraz.
Dyermaker; bu alıntınızı ve yorumunuzu çok beğendim, teşekkür ederim. Öyle bir şey yazmışsınız ki, eğer bir cümlede, bir yazıda felsefe söz konusu ise; düz mantık kullanarak anlamanın gerçekleşemeyeceğini, ancak yine felsefi düşünce biçimiyle kavramanın olanaklılığını çok net ortaya koymuşsunuz.
Bekliyordum böyle bir yorum :)
"Atlamak"tan sonra "Hormoncu" haklısın bunlar agresif saldırgan tavırlar değil...neyse
Bir de şöyle anlatayım... Evet başlığa takıldım, söylediğin bazı cümlelere takıldım. Bu normal değil mi? ve diğer yazılanlara söyleyecek şeyim yok da dedim dimi...
Sende şunu sezdim, söylediğin kelimelerin bağlamını kendince belirliyorsun herkesten de bunu senin düşündüğün şekliyle düşünmesini bekliyorsun ama bunu yapmak işte böyle karmaşaya yol açıyor. "Hiç" gibi bir kelime kullanırken bir kaç kez düşünülmeli bence...Söyleyebilirsin de tabi, bende çıkıp "hayır aşksız kadın kadındır" derim. Bu kadar basit. Neyse sana kolay gele.
''Aşksız erkeğe piç denir'' başlığı atıp , sonrada içini '' Aşkın babası benim ''diye doldursam, eminim paylaşımlarımız kardeş olurdu Cezbe. Ama görünen o ki; yorumumun Bilge'nin yorumlarıyla kan bağı var..:)
''Yem attım'' tarzı yaklaşımını fazla yadırgamadım.. haşa!
İyi ki bi şey söylememişsin Bilge ha :) Ben hani kucağında uyumuşum ya adamın, orda "bebek gibi" demişim. Bekliyordum ki pedofiliye de değineceksin .dddddd Bir de tutturdun agresifsin diye :) Sen çok sensitiv .p olmuşsun Bilge, ne ara böyle oldun, kraliyet ailesine ne zaman katıldın :) "Hormoncu" demişsem ne olmuş, küfür mü ettim yahu .ddddd Tutturmuşsunuz hormon hormon. Hem bak agresif olsam o sana katılan arkadaşın yorumunu hallaç pamuğu gibi atardım ki o bile agresiflik olmazdı bence :) Hadi dur atayım bi heveslendim :)
Düşünülmüş ki "acaba pempe .p diziden alıntı mıdır" :) Evet alıntı, işim gücüm gece-gündüz pembe dizi okumak sonra da oturup böyle yazılar yazmak :) Sonracıma yapılan araştırmalara geçilmiş. Pabucumun araştırmacıları aşkın ömrüne 3 yıl biçmişler. Ben 7 diye okumuştum bi yerde :) bilmem şu an kaçtan gidiyor, piyasa nasıl ahahahahaha Şimdi ben 10 yıldır aşığım aynı kişiye, bu durumda benim durumum nedir? Pabucumun araştırmacıları buna bir cevap versin!!!!! Aşık olunca kafa gidiyomuş buyurmuş sayın yorumcu :) E şimdi ben aşık olduğuma göre bu blog portalın en salak insanı olma ihtimalim yüksek ehehehehe. Aşkın içinde sevgi olmadığını, ya da mutlak bir sevgiye dönüşmesi gerektiğini de düşünmüş bu yorumcu arkadaşımız, ben aksini söylememişim ki zaten, diyorum ki; aşkı aşk gibi yaşayın sevgiyle beraber ve mümkün olduğunca uzun... Hormon hormon diye tutturan sizsiniz. Sonracımaaaa poligamik mi olalım denmiş :) Halbuki ben yazıda süreklilikten söz etmişim. Olsun olsun :) herkes kafasına göre anlamayabilir neticede :) Ve fakat en güzel yeri de "bağlanıp köklenmeyelim mi" şeklindeki son kısım. Herhalde bağlanıp köklenmek demek "bir erkekle hayatını birleştirmek, çocuk yapmak vs." Şimdiiii bu durumda bahsi geçen köklenme durumu nedir? Yapay döllenmeden mi söz ediliyor veya sporlanma biçiminde mi üreme söz konusu? Bu bağlanılan erkeke .p aşık olunmamış mı? Olay neee abiiiii ??? Ben karşıyım vallahi böyle aşık olmadan birisiyle beraber olmaya .ppppp . Ha bir de yorumda "cim, cum" gibi şekerlik ekleri var, hiç sevmem hiç! tanımadığım insanların bana böyle cim li cum lu hitap etmesini. HIH :)
Ya bu yorum da agresif olmadı ki :( Eveeet şaka bi yana nihayet sadede gelmişsin Bilge. O kadar yazıdan uzak laf kalabalığına ne gerek vardı. Deseydin ya başta "hayır aşksız kadın kadındır" diye. Ben de sorardım sana "tam olarak neresi?" şeklinde :) Evet ya kadındır tabii, görüntü öyledir netekim .p Sezgilerin de güzelmiş, benim de var sezgilerim seninle ilgili ama söylemicem :) Kadınlığını bu kadar savunup; kadını kadın yapan en temel şey olan aşkı ötelemek traji-komik yav. Hayatı boyunca pembe dizi okuyup aslında bir kara dizi kitabının kahramanın kaderini yaşamak gibi bir şey.
Çekilin ben doktorum!:)))
(Böyle bir nick var Gamyun'da, her karşıma çıktığında tebessüm ettiren, burada en sevdiğim nicklerden biri. Madem konu aşk, aynı bakışta sıcak bulduğum bir diğer nick de anılmasa olmaz: Bir Odun Sevdim. Her ikisine de selam ve sevgiler. )
Tabii ki doktor falan değilim; kelin ilaçla ilişkisi kadar olmasa da var kafama yatan şeyler.:)
Bir kere, aşk denilen heyecanlı, çarpıntılı, zaman zaman kırpıntılı şeyin bünyesinde, benim gönlüm biyolojiyi, sosyolojiyi, fiziği, kimyayı, felsefeyi vs. barındıramaz kesinlikle.
Ne o öyle? Deney mi yapıyoruz, psikanaliz mi? Çok hoş bir delilik halidir en sadesinden ve insan olan herkesin mutlaka tatması gereken der geçerim tek kalemde.
Aksi, yakamozun aslında bir hayvan olduğunu ve hatta resmini gördüğümde, aynı şekilde, yağmurdan sonraki o anlatılmaz güzel kokunun, toprakta yaşayan bir bakteriden kaynaklandığını öğrendiğimde yaşattığı hayal kırrıklığına götürür beni ki, tekrar yaşamak istemem, koşarak kaçarım.:)
İnsan olmayı özümsemiş herkes mutlaka geçer o yoldan; karşı cinse duyulan olabilir bu, hemcinse duyulan olabilir, bir annenin yavrusuna duyduğu olabilir, ilahi güçlere olabilir, doğaya olabilir, neye gönlün kaymışsa ona da olabilir...
Yazıda bahsi geçen özlem de girer içine; artık fiziksel temas kurulmayan, hatta haber dahi alınmayan eski sevgiliye hasrette de vardır aşk, platonik olarak yaşanan, kendince hayalinde şekillendirip can verdiğinde de.
Seç beğen al, yeter ki yaşa, gerisi hikaye.
Yine uzun olacak biliyorum ama söylemeden geçemeyeceğim; geçenlerde bir blog okumuştum burada, "Ben onu sevdim de, o gitti başkalarıyla özelde konuştu da, bu bana yapılır mıydı da, bir de üstelik beni haksız buldu da, şimdi söyleyin kim haklı?" türünden sözcüklerle dolu.
Herkesin duygusuna saygı duymalıyım biliyorum ama ne yazık ki söz ettiğimiz gerçek aşk bu değil, bu bir çeşit oyun hamuru şekillendirmesi ve bütün hamurlar, ne kadar sıkarsan o kadar fışkırır avucundan. Aşk, ele avuca alınır, sığdırılır şey değildir. Eminim o çok genç olduğunu düşündüğüm arkadaşım da tadacak ve anlayacak bunu.
Yazıya gelince,
-Sana Cezbe'cim diyebilirim değil mi Cezbe'cim.:)-
başlığı görür görmez içimden geçen ilk cümle "Sensin hiç!" ve akabinde senin şu "mğdlkffhsd" lerinden oldu itiraf ediyorum.:) Altını okuduğumda çok güzel bir duygu yoğunluğunu hissettim. Olsun; "Olan var olmayan var" demeden:)) içinden geçenleri, hissettiklerini çok güzel dökmüşsün satırlara, eminim bir maşuğa verilecek en hoş armağandır bunlar.
Okur olarak istediğimiz de bu değil mi zaten? Samimiyet. Senin duyguların, senin samimiyetin.
Ben sevdim. "Var"lık, "Hiç"lik dalgalarına kapılmayacak kadar. Sonuçta, herkes en iyi kendi bilir kendini; kendi hisseder "Var" ya da "Hiç" olduğunu, e o zaman ne gerek var ki ötesine?
Güzeldi, güzel.
Kalbine, yazan eline, hissettirip yazdıran aşığa sağlık.
Yazmayayım diyorum, kızım sen karışmaaa sen anlamazsın diyorum, e duramıyorum ;p
Aşk diye bişey yok diyorum size dimi, olsa ben bilirdim diyorum dimi size.. Bana açtırtacaksınız klavyemin en üryan tuşlarını..
Cezbem aşık hemde 10 yıldır, bu nasıl bi güzel cümlelere döküştür kardeşim, tek yorum yapılmamalı, yapılamaz.. Kadın hiç değil, yaşıyor işte en kıyağından, en ballısından.. Ben kıskanıyorum..Kıskanıyorum işte kardeşim !
Sonradan olma aşk, ite kaka oldurulan aşk, mecburen ve yapmacık, aleme karşı aşığım ona diye diren kızım, hadi güzelim ömrün sonuna ne kaldı sabret yeni icatlar çıkartma başlarına sana güvenen insanların, kimseyi üzme hakkın yok, bi işe madem salakçada olsa başladın bunu öylede böylede sonuna kadar götüreceksin hadi yavrum... Bak çizgiye az kaldı hadi bebeğim...
Evet.. Aşksız insan hiç değil belki ama hiçe yakındır işte.. Her gün eksilir, yavaş yavaş azalır, yok olmaya yakın, biri çıkar ınsanın karşısına, yasaktır, yalandır, sanaldır yada belki hayaldir. Ona tutunur insan ta ki bitene kadar tutulmalar. O ilk heyecanlar, karnındaki o kelebeklerin çığlık çığlık dansları, o hayallerin en sivri halleri, hani o tutkunun arzunun ... daha yazacak çok şey varda aşkım geldi noktamı bulup koymalıyım en acilinden .P
Kısacası aşk diye bişey yoktur kardeşim, olsa emin olun ben bilirdim ...
Aşk bir yaşam tarzıdır, istektir, gerçektir, aşk bir tutkudur....
Hormoncu diye bagıran birinin yorumlarını yayınlarken ,sadece hormonlarının etkisinde bu yazıyı yazdıgını düşündüğüm yazımın yasaga takılmasını anlayamadım sayın blog yöneticileri:))neyse bu kez gecerim belki yasagı diyerek cevap vermek istiyorum ..benim ilk takıldıgım konu asksız kadın hiçtir ...cümlesi oldu..dedim ya yemee geldim..ha bu arada cimli cumlu kelimelrden hoşlanmadıgını belirtmişin ya sevgili cezbe .bende sürekli bir blog okuyucusu olarak balık muamelesi görmeyi tarafından haazmedemedim belirtmek isterim:))desenki sevgisiz insan eksiktir hiçtir anlarım seni..ama sen asksız kadını hiç ettin ya:)))bilimin asık insanın beyindeki hormon degişikliklerini fotografladıgı bir devirde salla gitsin yorumun komik olmuş ama neyse:))hani asıkken insan bagırmak haykırmak ister yaa askını seviyorummmmmm...diye sendeki muadilide asksız kadın hiçtirrrrrrrr.....olmuş bana göre:))beymen33 ün yorumunun ilk satırı ; bu baslıgı okuyunca aklıma gelmişti çok güldüm o yazınca:)) dileyen dilediğini yazabilir isteyen istediği sekilde algılar yasar hayatı ...ama herkesin okudugu bir yerde yazılarını paylaşıyorsa bir insan ve yorumada acıksa hani...bu demktirki siz ne diyorsunuz..e bende bunu diyorum sevgili cezbe ...cinsler arasındaki aşk gecici sersemlik halidir fizyolojik bir durumdur ,yerini sevgiye muhabbete bırakır köklenmek ,yol almak budur cocuk yapmak degildir...ama askın büyüsüne baglarsan herseyi ask peşinde gecer tüm hayatlar kadını erkegi dahil...ve kadının askın yerine koyabilecegi daha önemli degerleride vardır hiç degildir...BENCE
YORUMLAR
Sucuturlla dolaştım ülkeyi Torba-Bodrum,Her yerde aynı idi, aşk denilen şu kurum,Lakin aşk da 7-1 ben de ki en son durum (!)Kimisi de paraya - pula satmıştır aşkı!
Doğasında sevdanın, kamuf(i)le tacizler,Bir lens gözlü uğruna çok atlattım hacizler (!)Aşk önünde eğilip, nasıl bükülmez dizler!Eminim ki her insan biraz yatmıştır aşkı !
Aşık olsalar bile maşuktur hep kadınlar,Boşuna mı süslenir sanıyorsun kadınlar,Yetişemez o hıza inan Olcan ADIN'lar (!)Çok kadın olmaz yerde yırtıp atmıştır aşkı!
Çok yazmayım - dinleyim Muradova çalıyor,Yüreğim bunlanıyor her dem yalnız kalıyor !Ruhumda ki ki boşluğu hep kadınlar alıyor!Şu zavallı Osmani kaç kez tatmıştır aşkı !
9.40 - Kayseri
Yazının gelişme kısmıyla erkeğe duyulan aşkı öne çıkarıp bütün aseksüelleri, biseksüelleri, lezbiyenleri "hiç" ettik zaten
Dahası, aşkın kaynağı; hormonal dengeleri bozuk kişileri, misal (iki cinste de cinsel isteğin belirleyicisidir testesteron)testesteronu, östrojeni düşük seviyedeki kişileri "hiç" ettik...
Libidosu düşük kadınları "hiç" ettik.
"Aşksız insan hiçtir" denseydi yüzyıllardır erkeksiz varolamayan ya da varolmaya çalışıp ne hikmetse başaramayan kadına bu denli yüklenilmeyecekti
Gözlemlediğim kadınların %90 ı erkeğin saçmalıklarına, şiddetine, aşağılamalarına, yalanlarına tek bir nedenden katlanıyor. Bildiniz değil mi? "Aşk"
Aslında Türkiyede "Aşklı" kadınların çoğu hiçtir diyorum yine de genelleme yapmak gafletine düşmeden... Çünkü Bizim gibi ülkelerde çoğu kadının, cinsel kimliği, kişiliği yok. Bunlar yokken aşksızlığın zavallılığından bahsetmek havanda su dövmektir
Shopenhaur un bi sözü vardır, tam olarak hatırlamasam da "kadını kadın, erkeği erkek yapan partneridir" gibi bir şeydi. Adam "sap olma"nın anlamsızlığına vurgu yapıyor çağının dar ve erkek egemen bakış açısıyla... Biz 21. yy.da kadın olarak ne yapıyoruz?
Ah ahh dedirten bir aşk tarifi varken satırlarınızda ruhu okşayan, neresinden baksan aslında hissedebildiğimizmiş Aşk.
Kadın-Erkek Aynı hiçlikte yaşamadıkları çok daha gerçekçi duruyorsa, üstelik aşka AŞK diyemediğimiz, dudaklarımıza plesenk olmuş halde salyalarla düşüyorsa her bacadan!
Ve "HİÇ"lik bence gerçekten çok felsefik bir kavramken...! Düz mantığımla kadına da hiç yakıştıramıyorken. Merak ettim erkeğin Aşksız olanına ne diyeceğiz bu satırlarda ?
Saygılar...
İlahi cezbem aşkın kadını erkeği mi var yahu :) aşkın mecazi olanı, semavisi, cismanisi var desen neyse. Duygu yoğunluğuna diyecek sözüm yok ve yazdıkların yaşadıklarından minicik örneklerse çookk şanslısın çokk.
Başlı başına bir dünyadır aşk ve herkes yaşadığı kadarıyla adlandırabiliyor bu mereti çünkü tam tarifi yok :) Kimi tam merkezinde yaşıyor kimi ise hasretinde
Bu cümleyle bile yorumumu haklı çıkardın cezbe az kaldı "evet ya ben yanlış anlamışım bazı şeyleri diyordum nerdeyse"
Yazıda bir yem atma olayı sezdim ama bence hoş olmamış "hiç olmak" ve "kadın olmak" arasındaki farkı sansasyonel bir başlığa kurban verdik yani? Gerçek düşüncelerini alakasız kavramlarla boğmasaydın insanlar daha farklı "atlarlardı" bence. Bu karmaşanın sebebi "atlayanlar" mı? Kaldı ki ben hala kim ne derse desin, "erkeksiz de aşksız da kadın kadın olabilir" diyorum.
Ve hakkında öyle şeyler düşünsem zaten yorum yapmazdım büyük ihtimalle. Ama net olarak söyleyebilirim ki yazılarında ve yorumlarındaki agresif hava biraz rahatsız edici bunu yapıcı bir eleştiri olarak kabul edersen memnun olurum.
Hormon olayına gelince bunlar eldeki verilerle de kanıtlanmış şeyler. belli bir yaştan sonra aşka vs ilgi azalır, sadece sevgi, bağlılık kalır bunu hepimiz biliyoruz.Ya da bazı tedavilerin yan etkilerindeki hormon değişikliğiyle tık olmayan dedelerin nineleri kovaladığını duymuşsunuzdur. Yazıda bahsettiğin şehvet içeren aşk cümlelerinden sonra ne düşünebiliriz?
Hatta ilginç bir örnek vereyim: bu kişi erkektir,delicesine sevmektedir ne yapsa unutamamaktadır çünkü oluru olmayan bir aşktır. Doktor bir arkadaşıyla konuşur hormon baskılayıcı ilaçlarla duyduğu aşk azalırmı diye onun verdiği dozda dener bu ilaçları ve 1 ay içinde aşkından esame kalmaz :)
Sen olayı sarı kıza bağlasan da aşka derin anlamlar yükselende durum bundan ibarettir...
Sado-mazo ilişkilerde şikayet yoktur,bile isteye yapılır kişiler bundan zevk alır. bahsettiğim şey yaklaşma-kaçınma durumudur kadın seviyor birlikte olmak istiyor ama erkeğin tavırlarından rahatsız da oluyor...
Son olarak "aha atlıcaklar şimdi" cümlesini okuduktan sonra samimi olarak bir daha yazılarına yorum yapabileceğimi sanmıyorum. sana iyi eğlenceler :)
Benim bünyem alışkın, unutmak eylemine, Gönlüm asla bunlanmaz, dostların söylemine !Katılamam, "hem cins için giyinir" sözlerine;Hep bana süslenirdi, gerek var mı yemine !?
Tamam altın gününde hava yaparlar biraz,Ordaki denemedir, erkektir asıl niyaz !Bizlere ana yemek, bayanlaraysa piyaz (!)Bu konuda naçarsız benziyorum emine !
Doğru; Söz dallanmasın mevzu fazla karışık,Benim Mihrim solistti, kendisiyle barışık!Giyim tarzı yanardı gö'nümde halen ışık!Bir de önem verseydi içtiğinin demine!
Özürler Osmani'den kafidir kafiyesi !Humanistlik inanın tek yegane rütbesi,Burayı çok beğendim, "gö'nü güzel" kitlesi !Yoksa düştüm mü bilmem, kafa üstü zemine !!!
Not ;
Sarıkız değilse de benzerini yazayım, Belki tebessüm eder, okuyunca refikler!Sohbet olsun empati, ben burada bulayım;Paylaşım güzel sözdür, bilir onu şefikler!
11.30 - Kayseri
"Atlamak"tan sonra "Hormoncu" haklısın bunlar agresif saldırgan tavırlar değil...neyse
Bir de şöyle anlatayım... Evet başlığa takıldım, söylediğin bazı cümlelere takıldım. Bu normal değil mi? ve diğer yazılanlara söyleyecek şeyim yok da dedim dimi...
Sende şunu sezdim, söylediğin kelimelerin bağlamını kendince belirliyorsun herkesten de bunu senin düşündüğün şekliyle düşünmesini bekliyorsun ama bunu yapmak işte böyle karmaşaya yol açıyor. "Hiç" gibi bir kelime kullanırken bir kaç kez düşünülmeli bence...Söyleyebilirsin de tabi, bende çıkıp "hayır aşksız kadın kadındır" derim. Bu kadar basit. Neyse sana kolay gele.
''Aşksız erkeğe piç denir'' başlığı atıp , sonrada içini '' Aşkın babası benim ''diye doldursam, eminim paylaşımlarımız kardeş olurdu Cezbe. Ama görünen o ki; yorumumun Bilge'nin yorumlarıyla kan bağı var..:)
''Yem attım'' tarzı yaklaşımını fazla yadırgamadım.. haşa!
(Böyle bir nick var Gamyun'da, her karşıma çıktığında tebessüm ettiren, burada en sevdiğim nicklerden biri. Madem konu aşk, aynı bakışta sıcak bulduğum bir diğer nick de anılmasa olmaz: Bir Odun Sevdim. Her ikisine de selam ve sevgiler. )
Tabii ki doktor falan değilim; kelin ilaçla ilişkisi kadar olmasa da var kafama yatan şeyler.:)
Bir kere, aşk denilen heyecanlı, çarpıntılı, zaman zaman kırpıntılı şeyin bünyesinde, benim gönlüm biyolojiyi, sosyolojiyi, fiziği, kimyayı, felsefeyi vs. barındıramaz kesinlikle.
Ne o öyle? Deney mi yapıyoruz, psikanaliz mi? Çok hoş bir delilik halidir en sadesinden ve insan olan herkesin mutlaka tatması gereken der geçerim tek kalemde.
Aksi, yakamozun aslında bir hayvan olduğunu ve hatta resmini gördüğümde, aynı şekilde, yağmurdan sonraki o anlatılmaz güzel kokunun, toprakta yaşayan bir bakteriden kaynaklandığını öğrendiğimde yaşattığı hayal kırrıklığına götürür beni ki, tekrar yaşamak istemem, koşarak kaçarım.:)
İnsan olmayı özümsemiş herkes mutlaka geçer o yoldan; karşı cinse duyulan olabilir bu, hemcinse duyulan olabilir, bir annenin yavrusuna duyduğu olabilir, ilahi güçlere olabilir, doğaya olabilir, neye gönlün kaymışsa ona da olabilir...
Yazıda bahsi geçen özlem de girer içine; artık fiziksel temas kurulmayan, hatta haber dahi alınmayan eski sevgiliye hasrette de vardır aşk, platonik olarak yaşanan, kendince hayalinde şekillendirip can verdiğinde de.
Seç beğen al, yeter ki yaşa, gerisi hikaye.
Yine uzun olacak biliyorum ama söylemeden geçemeyeceğim; geçenlerde bir blog okumuştum burada, "Ben onu sevdim de, o gitti başkalarıyla özelde konuştu da, bu bana yapılır mıydı da, bir de üstelik beni haksız buldu da, şimdi söyleyin kim haklı?" türünden sözcüklerle dolu.
Herkesin duygusuna saygı duymalıyım biliyorum ama ne yazık ki söz ettiğimiz gerçek aşk bu değil, bu bir çeşit oyun hamuru şekillendirmesi ve bütün hamurlar, ne kadar sıkarsan o kadar fışkırır avucundan. Aşk, ele avuca alınır, sığdırılır şey değildir. Eminim o çok genç olduğunu düşündüğüm arkadaşım da tadacak ve anlayacak bunu.
Yazıya gelince,
-Sana Cezbe'cim diyebilirim değil mi Cezbe'cim.:)-
başlığı görür görmez içimden geçen ilk cümle "Sensin hiç!" ve akabinde senin şu "mğdlkffhsd" lerinden oldu itiraf ediyorum.:) Altını okuduğumda çok güzel bir duygu yoğunluğunu hissettim. Olsun; "Olan var olmayan var" demeden:)) içinden geçenleri, hissettiklerini çok güzel dökmüşsün satırlara, eminim bir maşuğa verilecek en hoş armağandır bunlar.
Okur olarak istediğimiz de bu değil mi zaten? Samimiyet. Senin duyguların, senin samimiyetin.
Ben sevdim. "Var"lık, "Hiç"lik dalgalarına kapılmayacak kadar. Sonuçta, herkes en iyi kendi bilir kendini; kendi hisseder "Var" ya da "Hiç" olduğunu, e o zaman ne gerek var ki ötesine?
Güzeldi, güzel.
Kalbine, yazan eline, hissettirip yazdıran aşığa sağlık.
Aşk diye bişey yok diyorum size dimi, olsa ben bilirdim diyorum dimi size.. Bana açtırtacaksınız klavyemin en üryan tuşlarını..
Cezbem aşık hemde 10 yıldır, bu nasıl bi güzel cümlelere döküştür kardeşim, tek yorum yapılmamalı, yapılamaz.. Kadın hiç değil, yaşıyor işte en kıyağından, en ballısından.. Ben kıskanıyorum..Kıskanıyorum işte kardeşim !
Sonradan olma aşk, ite kaka oldurulan aşk, mecburen ve yapmacık, aleme karşı aşığım ona diye diren kızım, hadi güzelim ömrün sonuna ne kaldı sabret yeni icatlar çıkartma başlarına sana güvenen insanların, kimseyi üzme hakkın yok, bi işe madem salakçada olsa başladın bunu öylede böylede sonuna kadar götüreceksin hadi yavrum... Bak çizgiye az kaldı hadi bebeğim...
Evet.. Aşksız insan hiç değil belki ama hiçe yakındır işte.. Her gün eksilir, yavaş yavaş azalır, yok olmaya yakın, biri çıkar ınsanın karşısına, yasaktır, yalandır, sanaldır yada belki hayaldir. Ona tutunur insan ta ki bitene kadar tutulmalar. O ilk heyecanlar, karnındaki o kelebeklerin çığlık çığlık dansları, o hayallerin en sivri halleri, hani o tutkunun arzunun ... daha yazacak çok şey varda aşkım geldi noktamı bulup koymalıyım en acilinden .P
Kısacası aşk diye bişey yoktur kardeşim, olsa emin olun ben bilirdim ...