Bloglara Dair Eleştiri
13 Ekim 2012, 13.30 A- A+
Eşli oyun oynarken, aynı ip’den, yani aynı yerden internete bağlanan kişiler, karşılıklı oynayabilsin diye izin veriyoruz. Bunu yaparken de amacımız; arkadaş olanlar, aynı ortamda bulunanlar, aynı masada oyun oynama zevkini tatsınlar isteyişimizdi. Ama bizim iyi niyetle yaptığımız ve sunduğumuz bu özellik zaman zaman bazı kişiler tarafından suistimal edilmeye başlandı. Aynı kişiler, sanki farklı kişilermiş gibi, karşılıklı oturup oynuyorlar, yani bir nevi hile yapıyorlar. Sonuç ne peki? Bizim hizmet için sunduğumuz bir özellik, suistimal ediliyor ve kötüye kullanılıyor.
Bu girişi neden yaptığıma gelince. Bloglarda son zamanlarda beni rahatsız eden bir durum oluşmaya başladı. Bu yazıyı yazma amacım da, bu rahatsızlıkla ilgili sizin görüşlerinizi almak, sizin doğrunuz ne onu öğrenmek.
Daha önce bir kaç blogumda, blogları neye göre onayladığımızı anlatmıştım ama tekrar özet geçmenin yararlı olacağını düşünüyorum. Öncelikle belirtmek istiyorum ki, hiç bir blog, bizim hoşumuza gidiyor diye onay almıyor, hoşumuza gitmediği için de redlenmiyor. Bir çok blog var, okuyucu olarak okumaktan zevk almadığımız ama onayladığımız ya da tam tersi. Biz blogların özgün olmasını, başka yerden alıntı olmamasını, kişiye ait olmasını, hatta kişiye aitse bile, sadece bizde ya da en önce bizde yayınlanmasını istiyoruz. En önemli değerlendirme kriterimiz de bu. Onun dışında baktığımız şey de, içeriğinde, dini, siyasi ve futbol tartışması yaratacak ifadeler var mı? Bunlar çok hassas konular olduğu için tartışma çıkmasını istemiyoruz.
Zaman zaman blogların onaylanma süreleri değişiyor. Bu, blogları değerlendiren arkadaşlarımızın, yoğunluğuna göre değişiyor. Bazen 5 dk da onaylanıp, bazen de 2 gün sonra onaylanan bloglar oluyor. Bundan dolayı da, kimi yazarlara torpil yaptığımız, kimisini sevmediğimiz için beklettiğimiz gibi iddialar oluyor ki, hiç alakası yok.
Bazen de şöyle birşey oluyor. Blogların onayına direk ben bakmıyorum. Onaylama görevi olan arkadaşlar, okudukları blogda şüpheye düşüyorlar. İçeriği siyasi bir göndermeye sahip olabiliyor veya kullanılan bir ifadeyi sıkıntılı görüyorlar ve böyle durumda, diğer blogları değerlendirip, şüpheye düştükleri blogun onayını bırakıyorlar ve benim okumamı, uygunsa onaylayacaklarını söylüyorlar. Yani, sizin blogunuzdan sonra yazılıp onaylanmış ama sizinkine hala bir işlem yapılmamışsa, nedeni bu. İşleyişimiz kısacası bu. Kimseye torpil geçtiğimiz, kayırdığımız yok, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Hata yapılmıyor mu, yapılıyor, yanlış değerlendiriyoruz, bazen hakaretleri fark edemiyoruz, bazen üstü kapalı göndermeleri sonradan fark ediyoruz, fark ettiğimizde de gerekeni yapıyoruz.
Epey uzun açıklamadan sonra beni rahatsız eden durumu anlatayım. Ama ondan önce de kendimle ilgili bir kaç kelam edeyim. Ben sosyal hayatımda, küfürden, argodan kaçınan biri değilim. Duyunca, “hiii ne dedi” demem, rahatça da kullanırım. Ancak bu demek değil ki, her yerde, her ortamda rahatça kullanıyorum. Mesela bir arkadaşım, bir şey anlattığında, o olayla ilgili küfürlü bir yorum yaparken, babam benzer bir şey anlattığında, “Bittabi babacığım, mamafih, bu husus da görüşlerimi şu şekilde, izin verirseniz, anlatmayı arzu ederim” diye kuruyorum cümlelerimi.
Hala bana rahatsızlık veren durumu yazmamışım, şimdi fark ettim, yazıyorum. Bloglarda son zamanlarda, argo, küfür içeren yazı ve yorumlara çok fazla rastlar olduk. Olduk diyorum, eskiden de vardı ama bu konuda kurallarımız daha katıydı, biraz gevşettik. Yerinde ve güzel kullanılınca, rahatsız etmediği için de izin vermeyi tercih ettik. Ama ortaya çıkan durum, bizim çok farklı bir düşünce ile aynı ip’den kaşılıklı oynamaya izin verip de, bu durumu suistimal edenlerin durumuna dönüştü.
Bloglarda, piçler, boklar, allah belalarını versinler, klası gitti orası kaldılar uçuşmaya başladı. Diyeceksiniz ki, e kardeşim onay veren sizsiniz, şimdi de şikayet mi ediyorsunuz. Evet ediyoruz. Tutarsızsınız diyebilirsiniz ama durum ne yazık ki bu. Çünkü aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık durumunu almaya başladı.
Bir kaç blog önce mizahi bir şekilde bahsettiğim; "tuvalette çıkarttığınız sesleri bile yazabilirsiniz bloga" cümlem, nedense kesilip, biçilip yanlış algılanmış durumda. Çünkü o cümlenin devamında, “ama kendinize özel blogunuz varsa” vardı.
Biz bloglar için, zevkle takip edilir bir yer olması için çalıştığımızı düşünürken, galiba ipin ucunu kaçırmaya başladık. Daha doğrusu böyle bir hisse kapılmaya başladım. Yazanlara, içerik konusunda daha fazla özgürlük verdikçe, o özgürlüğün, okuyucuları kaçırmaya sebep olduğunu düşünmeye başladım, son zamanlarda okuduklarımla.
Bunların dışında bir de, blog kısırları ortaya çıktı. Bloglara fotoğraf ve video eklemeye izin verdik vereli, bir fotoğraf ya da video ekleyip, altına da 3-5 benzer cümle yazıp, bu da benim blogum denen, bloglar türemeye başladı. Ya da çok klasik, herkes tarafından bilinen, aslında düşünce içermeyen, kuru laf kalabalığı içeren bloglar. Örneğin; sigara çok zararlıdır, öyle zararlıdır ki, off, off, çok pis zararlıdır. Akciğerleri bitirir, kalp krizi riskini arttırır, nefes darlığı yapar. Aman içmeyin!
Şimdi bu minvalde bir blogu onaylasan bir türlü onaylamasan bir türlü. İçeriğinde ne bir bilgi kırıntısı, ne kişinin kendi düşüncesi, ne konuya özel, az bilinen bir bilgi var. Ama yazı mı derseniz yazı, blog mu blog, onaylıyoruz ama onaylayıp, blogda diğer yayınlanmış bloglara haksızlık yapıyormuşuz gibi geliyor.
Tüm bu yazdıklarımı, ey ahali, benim düşüncelerim bunlar, hadi bakalım böyle yazanları taşlamaya başlayın demek için yazmadım. Sizin düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum, siz ne istiyorsunuz? Devamlı blog ve yorum yazan arkadaşların fikirleri değerli olduğu gibi, devamlı blog okuyup, sadece okuyucu kalan, yorum yazmaya üşenen arkadaşlar, 2 kelime de olsa, fikirlerini yazarlarsa güzel olur. Ama ricam, ben şöyle bi blog yazmıştım, o neden yayınlanmadı gibi, bize şu an hiç bir yarar getirmeyecek, manasız konulara girmeyin. Sizin fikrinizi soruyorum, siz ne düşünüyorsunuz?
Hatta bununla ilgili facebook sayfamıza bir de anket ekledim, üşenmezseniz, şu link’e tıklayıp, bir de oy verirseniz, daha net bir sonuç ortaya çıkar; http://www.facebook.com/questions1635962876285/ Haydi, pamuk eller klavyeye, yazın yorumlarınızı ama küfür etmeden :)
Ha bir de! Benim "pembe eşofmanla" ilgili espirimin artık her blogda kullanılması, sizin için de kabak tadı vermedi mi? Demin kapı çaldı, bir baktım, değişik bir tip, hayrola dedim, gına geldi abi dediiler (Küfürün yanında, böyle iğrenç espiriler de yasaklanmalı bence blogda ama ben hariç)
Bu girişi neden yaptığıma gelince. Bloglarda son zamanlarda beni rahatsız eden bir durum oluşmaya başladı. Bu yazıyı yazma amacım da, bu rahatsızlıkla ilgili sizin görüşlerinizi almak, sizin doğrunuz ne onu öğrenmek.
Daha önce bir kaç blogumda, blogları neye göre onayladığımızı anlatmıştım ama tekrar özet geçmenin yararlı olacağını düşünüyorum. Öncelikle belirtmek istiyorum ki, hiç bir blog, bizim hoşumuza gidiyor diye onay almıyor, hoşumuza gitmediği için de redlenmiyor. Bir çok blog var, okuyucu olarak okumaktan zevk almadığımız ama onayladığımız ya da tam tersi. Biz blogların özgün olmasını, başka yerden alıntı olmamasını, kişiye ait olmasını, hatta kişiye aitse bile, sadece bizde ya da en önce bizde yayınlanmasını istiyoruz. En önemli değerlendirme kriterimiz de bu. Onun dışında baktığımız şey de, içeriğinde, dini, siyasi ve futbol tartışması yaratacak ifadeler var mı? Bunlar çok hassas konular olduğu için tartışma çıkmasını istemiyoruz.
Zaman zaman blogların onaylanma süreleri değişiyor. Bu, blogları değerlendiren arkadaşlarımızın, yoğunluğuna göre değişiyor. Bazen 5 dk da onaylanıp, bazen de 2 gün sonra onaylanan bloglar oluyor. Bundan dolayı da, kimi yazarlara torpil yaptığımız, kimisini sevmediğimiz için beklettiğimiz gibi iddialar oluyor ki, hiç alakası yok.
Bazen de şöyle birşey oluyor. Blogların onayına direk ben bakmıyorum. Onaylama görevi olan arkadaşlar, okudukları blogda şüpheye düşüyorlar. İçeriği siyasi bir göndermeye sahip olabiliyor veya kullanılan bir ifadeyi sıkıntılı görüyorlar ve böyle durumda, diğer blogları değerlendirip, şüpheye düştükleri blogun onayını bırakıyorlar ve benim okumamı, uygunsa onaylayacaklarını söylüyorlar. Yani, sizin blogunuzdan sonra yazılıp onaylanmış ama sizinkine hala bir işlem yapılmamışsa, nedeni bu. İşleyişimiz kısacası bu. Kimseye torpil geçtiğimiz, kayırdığımız yok, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. Hata yapılmıyor mu, yapılıyor, yanlış değerlendiriyoruz, bazen hakaretleri fark edemiyoruz, bazen üstü kapalı göndermeleri sonradan fark ediyoruz, fark ettiğimizde de gerekeni yapıyoruz.
Epey uzun açıklamadan sonra beni rahatsız eden durumu anlatayım. Ama ondan önce de kendimle ilgili bir kaç kelam edeyim. Ben sosyal hayatımda, küfürden, argodan kaçınan biri değilim. Duyunca, “hiii ne dedi” demem, rahatça da kullanırım. Ancak bu demek değil ki, her yerde, her ortamda rahatça kullanıyorum. Mesela bir arkadaşım, bir şey anlattığında, o olayla ilgili küfürlü bir yorum yaparken, babam benzer bir şey anlattığında, “Bittabi babacığım, mamafih, bu husus da görüşlerimi şu şekilde, izin verirseniz, anlatmayı arzu ederim” diye kuruyorum cümlelerimi.
Hala bana rahatsızlık veren durumu yazmamışım, şimdi fark ettim, yazıyorum. Bloglarda son zamanlarda, argo, küfür içeren yazı ve yorumlara çok fazla rastlar olduk. Olduk diyorum, eskiden de vardı ama bu konuda kurallarımız daha katıydı, biraz gevşettik. Yerinde ve güzel kullanılınca, rahatsız etmediği için de izin vermeyi tercih ettik. Ama ortaya çıkan durum, bizim çok farklı bir düşünce ile aynı ip’den kaşılıklı oynamaya izin verip de, bu durumu suistimal edenlerin durumuna dönüştü.
Bloglarda, piçler, boklar, allah belalarını versinler, klası gitti orası kaldılar uçuşmaya başladı. Diyeceksiniz ki, e kardeşim onay veren sizsiniz, şimdi de şikayet mi ediyorsunuz. Evet ediyoruz. Tutarsızsınız diyebilirsiniz ama durum ne yazık ki bu. Çünkü aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık durumunu almaya başladı.
Bir kaç blog önce mizahi bir şekilde bahsettiğim; "tuvalette çıkarttığınız sesleri bile yazabilirsiniz bloga" cümlem, nedense kesilip, biçilip yanlış algılanmış durumda. Çünkü o cümlenin devamında, “ama kendinize özel blogunuz varsa” vardı.
Biz bloglar için, zevkle takip edilir bir yer olması için çalıştığımızı düşünürken, galiba ipin ucunu kaçırmaya başladık. Daha doğrusu böyle bir hisse kapılmaya başladım. Yazanlara, içerik konusunda daha fazla özgürlük verdikçe, o özgürlüğün, okuyucuları kaçırmaya sebep olduğunu düşünmeye başladım, son zamanlarda okuduklarımla.
Bunların dışında bir de, blog kısırları ortaya çıktı. Bloglara fotoğraf ve video eklemeye izin verdik vereli, bir fotoğraf ya da video ekleyip, altına da 3-5 benzer cümle yazıp, bu da benim blogum denen, bloglar türemeye başladı. Ya da çok klasik, herkes tarafından bilinen, aslında düşünce içermeyen, kuru laf kalabalığı içeren bloglar. Örneğin; sigara çok zararlıdır, öyle zararlıdır ki, off, off, çok pis zararlıdır. Akciğerleri bitirir, kalp krizi riskini arttırır, nefes darlığı yapar. Aman içmeyin!
Şimdi bu minvalde bir blogu onaylasan bir türlü onaylamasan bir türlü. İçeriğinde ne bir bilgi kırıntısı, ne kişinin kendi düşüncesi, ne konuya özel, az bilinen bir bilgi var. Ama yazı mı derseniz yazı, blog mu blog, onaylıyoruz ama onaylayıp, blogda diğer yayınlanmış bloglara haksızlık yapıyormuşuz gibi geliyor.
Tüm bu yazdıklarımı, ey ahali, benim düşüncelerim bunlar, hadi bakalım böyle yazanları taşlamaya başlayın demek için yazmadım. Sizin düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum, siz ne istiyorsunuz? Devamlı blog ve yorum yazan arkadaşların fikirleri değerli olduğu gibi, devamlı blog okuyup, sadece okuyucu kalan, yorum yazmaya üşenen arkadaşlar, 2 kelime de olsa, fikirlerini yazarlarsa güzel olur. Ama ricam, ben şöyle bi blog yazmıştım, o neden yayınlanmadı gibi, bize şu an hiç bir yarar getirmeyecek, manasız konulara girmeyin. Sizin fikrinizi soruyorum, siz ne düşünüyorsunuz?
Hatta bununla ilgili facebook sayfamıza bir de anket ekledim, üşenmezseniz, şu link’e tıklayıp, bir de oy verirseniz, daha net bir sonuç ortaya çıkar; http://www.facebook.com/questions1635962876285/ Haydi, pamuk eller klavyeye, yazın yorumlarınızı ama küfür etmeden :)
Ha bir de! Benim "pembe eşofmanla" ilgili espirimin artık her blogda kullanılması, sizin için de kabak tadı vermedi mi? Demin kapı çaldı, bir baktım, değişik bir tip, hayrola dedim, gına geldi abi dediiler (Küfürün yanında, böyle iğrenç espiriler de yasaklanmalı bence blogda ama ben hariç)
YORUMLAR
Böyle "Şirket Toplantısı" tadındaki yazıların ara ara yinelenmesi bence çok olumlu. Sadece "Son zamanlarda ..... arttı, o yüzden...." değil sadece, belirli aralıklarla olması önemli diye düşünüyorum. Tabii siz, üst yönetimin tartışmaya açması daha güvenli.:)
En son Trapper bir blogla görüş bildirmişti de kaz'ı koz okumayı düstur edinmiş niyetli arkadaşlarca "Vay sen kimi nerden kovuyonrrrggghhh?" türü alakasızlıklar karşısında hayrete düşmüştük (Pp) -Hatta o inat başka blogların altına da taşınmıştı doyamamışlarca.:) O yüzden güvenli sözcüğünü kullandım.:) -
İlle uzun yazacağım ya böyle şakalaşmayla başlamış bulundum. Yoksa blogcu arkadaşların da fikir sunmaları bence hoş oluyor, kazcı, kozcular dert değil hiç, asimile ediyoruz, daha doğrusu kendileri kendilerini imha ediyorlar göze batan basitlikle.:)
Sorunların, sorunmuş gibi görünenlerin yanında hoşlukların da konuşulup tartışılması, en azından ahalinin terapi yapmasını sağlar. -Gazını da alır diyesim geldi.:)-
Gamyun Blog Portal'ın bağımlısıyım neredeyse. Buraya king ve Scrabble var diye gelmiştim, şimdi ilk açtığım yer blog sayfası. Bunu sağlayan, bağımlı blogseverler yaratan, birbirinden güzel yazıların imzalarına, emeklerine tekrar tekrar teşekkür ederim yine.
Gittikçe zenginleşiyoruz, yepyeni, güzelim yazılar okuyor, yeni güzel yüzlerle tanışıyoruz.
Bu yoğun topluluk içinde sorun çıkması, sorun yaratılması, tartışmaların olması son derece normal. Sonuçta herkesi aynı şeyle, aynı zamanda memnun etmek mümkün değil. Ben yaklaşık bir yıldır sıkı takipçiyim ve gözle görünen gerçek -en azından benim gözüm- blog portalın sürekli ve istikrarlı biçimde ilerlediği yönünde.
Küfür dediğimiz şey nedir, argo nedir? Nasıl olursa rahatsız edicidir, hangi ölçü uygun ayardır? Ayırdına nasıl varacağız? vs vs vs... Sorular çok. Bunun esas kontrol mekanizması, kişinin özündedir bence. Tabii ki ayarsızlar var her yerde. Eğer buraya yazmaya niyetlenen herkes -niyet diyorum özellikle, niyetsiz klavyeye girişenlerden söz etmiyorum.- bir an durup, sanalda olduğu gerçeğinden sıyrılıp kendisini bir toplantıdaymış, değişik, tanıdığı tanımadığı bir çok insan arasında konuşuyormuş gibi hissederek eline, ağzına ayar çekmeyi denerse sorun kalmaz diye düşünüyorum. Otokontrol yani.
Ben, özel hayatımda, yakınlarımın arasında argo ve küfürü sık kullanan biriyim örneğin. Ancak yine özel hayatımda da burada da ağzıma çeki düzen vermeye çok çok çok özen gösteriyorum. Küfretmek kolay, herkes yapabilir, sallarsın gider ama yeri iyi ayarlamazsan salladığın yerden ağzının ortasına taş yiyeceğini de hesap etmeli kişi.:)
Sevgili gmsnn, çok güldüğüm için bunu atlayamayacağım. Aynı şeyden söz ederken babanızla yaptığınızı yazdığınız o diyalogda, eğer abartmıyor -tabii ki abartı var:)- aynen o şekilde konuşuyorsanız, babanızı tahrik etme amaçlı olduğunuz ortada.:) Babanızla olan bir konuşmayı okumuştum, ona dayanarak diyorum ki küfür yiyorsunuzdur.:) Benim oğullarım da bana öyle "bittabii, mamafih, filhakika" falan gibi konuşursa aynısı olur da ondan diyorum.:)))
-Sulandırdım yine.:)-
Herkese, her şey hoş gelmeyebilir. Örneğin; burada yorumlarda örneklenen, söz konusu edilen, yerinde kullanılmış "Bok, piç"gibi, "Yılda bilmemne kadar gaita üretmek" gibi laflar beni hiç rahatsız etmedi. "Piç Metin" demiş gmsnn. E ne diyecekti? Metin'in lakabı bu. Lakap adamın huyunu suyunu çağrıştıran değil mi? Şimdi kalkıp da "Bizim bir Metin var, lakabı şey... hani babası belli olmayana derler ya,işte ondan." dese, şahsen ben "Poffff! Bayılttın heee! Piç desene şuna" derim anında. - içimden tabii.:)))-
Öte yandan, örneğin, artık ağızlara neredeyse yapışmış olan, her cümlenin başına konan "Anasını satayım" lafı bana son derece itici gelendir her iki dünyada. -Sanal ve gerçek yani:)-
Bazı konularda kişisel hassasiyetimiz olabilir. Örneğin -çok taze yaşanan olduğu için veriyorum bu örneği- beddua, -çok kişiye abartı gelebilir ama öyle.-beni aşırı itendir, irkiltendir. Yazılarını çok severek okuduğum Cezbe ile yaşadık bunu. Asla "Neden yazdın bunu? Yazmaman gerekir." demem, buna kendimde hak görmem. Ancak, madem ki yazı hakkında hissettiğimizi yazıyoruz, yazdım ben de kısaca kendiminkini. Konu orada kapanmalıydı. Ancak, arkadaşım, aynı biçimde benim de hissettiğimi yazmama hakkım olduğu gerçeğini yadsır tarzda, "Bu yazıda, böyle düşünülmemesi gerek!" durumuna geçip, bir de üzerine "Alın işte, yazıyorum, yine yazarım, inadınıza yazarım alın !" der gibi bir şeyler yazınca konu uzadı, gereksiz biçimde. Yani nedir? Rahatsız olmuşum, onu hissetmişim, yazmışım.Altında bir şey aramak gerekmez ki. His, düşünce, baskıyla, zorla değiştirilir mi?..
Ha yine dert değil; bu algı bana, bir daha bu tip gereksizliğe girmektense ,o arkadaşa yorum yapmamam gerektiğini uyarır. Bazı arkadaşların yazılarında da yapıyorum bunu. Benim görüşüm de o kadar matah değil sonuçta. Okurum, hissederim, yazmam. Bu kadar basit yani. Sorun değil, sorun çağırmam.
Ben, yazı dilinde sansüre karşıyım kişisel olarak, tabii ki iğrenç, aptalca, laf olsun diye, pislik şeklinde yapılmamışsa. Bazı argo tabir edilen sözcükler vardır ki, yerine ne yazarsanız yazın uymaz, isteneni vurgulamaz, 12'den değil de 2'den, 3'ten vurmuş gibi olursunuz. -Bu noktada üzerine basarak söylüyorum, bunun hanımı, beyi yani cinsiyeti yok bence. Yerinde ve yersiz olanları var sadece. - "Ne var bundaaaa!" arsızlığı ile "Ayyy ne kaka!" sahte çıtkırıldığımlığı da ön plana çıkarsa "Vay halimize!" kaçınılmazlığına uğrarız. Bu uçları törpüleyelim kişisel ayarlarımızla derim ben. İş bize düşüyor yani yönetimden önce.
Daha yazacaklarım var başka konularda,kurtulamadınız yani.:) Az mola. Kendimden sıkıldım birden.:)))
Aman efendim, canım efendim sizler merak etmeyiniz bundan sonra kaka, öğğh kelimeler kullanılmayacaktır ( çok özür diliyorum "sizler" dediğim için. Sizler değil, siz olacaktı, affediniz bu bizatihi kulunuzu...)
Bakış açılarını geniş tutanlar mantıklı bir şekilde görüşlerini belirtmişler olumlu ya da olumsuz. At gözlüklerini takanlar ise "pis kokular yayanlar" olarak değerlendirmişler saygısızca !.
Ben bir Ayşe Özyılmazel (Sabah gazetesi hafta sonu ekleri/köşe yazarı) değilim, bir Engin Ardıç (Sabah gazetesi köşe yazarı/siyasi konular), bir Çetin Altan (Milliyet Gazetesi köşe yazarı/siyasi konular) ya da bir Hakkı Devrim (Türk dili uzmanı) değilim. Bir de İslam yazarları vardır ki, onlardan hiç mi hiç değilim, hiç birimiz de değiliz. Hiç birimiz de onlar kadar olmak zorunda değiliz ya da onlara benzemek gibi bir niyetimiz yoktur zaten.
Ciddiyet, çok çok ciddiyet arayanların eğlence merkezli bir oyun sitesine gelmeden önce saydığım gazetelere ait köşe yazarlarını ve gazetelerini okumalarını ve daha nicesini okumalarını tavsiye eder, sonra bu siteye gelmelerini öneririm. Yoksa ne bizim kaka kelimelerimize bakış açısı, ne de onların at gözlükleri çıkacaktır.
Şahsım adına konuşuyorum; bu saatten sonra kimse bana ahlakı, terbiyeyi, edebi öğretemez, bu hakkı kimsede görmem. Sırf bazıları rahatsız olacak diye ne kendimi kasarım ne de rol yaparım. Erkeklerin sık sık kullandıkları "her gün makarna yenmez" söylemini hatırlarım. Damak zevkimiz kadar göz zevkimiz de önemlidir. Her gün her gün ciddiyet çekilmeyeceği gibi, her gün her gün kaka kelimeler elbet çekilmez. Portal'da kim ne kadar bu sözü sarf etti bilemeyiz kullananlar olarak ama, bunun dozu onaylayan oplarda belirlenir ki, böyle olması gerekir. Eğer dozu ayarlayamayıp, sonra böyle bir blog yazıp siz ne dersiniz ahali derseniz karşı çıkanlar, sesi daha fazla çıkanlar çok olacaktır. Bence bu sorunu (!) sessiz sakin kendiniz yola koymalıydınız. Bu blogu günlerce burada asılı görmek can sıkıcı gerçekten...
Not: Bu notu özellikle belirtmek istiyorum. Bir arkadaşımız bazı yazıların öne çekildiğini ileri sürmüş. Bu genel oplarla alakalı bir şey değildir. Bu yazıyı yazanlarla alakalı bir şeydir, kurnazlıktır. Yazı bakmıştır ki arkada kalmış ya da en masum örneği vereyim yazısında bir düzenleme yapması gerektiğini görmüştür ve "düzenle" demiştir. Düzenlenen yazı tekrar onaya verilir yazan tarafından, yayınlanacağı varsa yayınlanır. Önceden yayınlanan yazıyı düzeltip tekrar yayınlatabilmek mucizeydi mesela.
not:harika yorum yapan arkadaşlar da var onlar ayrı tabi.....
Gecenin hediyesi nisyandan mı yoksa gelmesinden umudu kestiğim bir yazıyı nihayet görmemin mutluluk sarhoşluğundan mıdır bilinmez,yazmak isteyip unuttuklarımı sabah yorumları okuyunca fark ettim eklemek istedim..Madde madde listelemek daha kısa ve okuyucular için daha az göz yorucu ve anlaşılması kolay olur düşüncesi ile ...
1_ Blok yazılarının askıda kalma süre ve adetlerini artırmanız ki bu konuda ilk yorumumda sunduğum blokları konu başlıklarına göre bölümlendirmek ve her türe eşit sayıda günlük kontenjan ayırarak; blok yayın kapasitesinde artış hemde insanların okuma tercihlerinde seçim kolaylığının sağlanması..Bu suretle içerik bakımından eğitici- öğretici yahut beyin jimnastiği yaptıran paylaşımlara emek veren yazarların yazıları geniş kitlelere ulaşacak ve hak ettikleri [--- ki bunun ölçütü gamyun sınırları dahilinde okunma -yorum alma ise..!!!!- ki bence değil o ayrı-Çünkü günlük kapasite 3 adet yazı olunca zaman zaman,çok değerli bir paylaşımın yazılıp askıya çıkmasıyla 2-3 saat içinde askıdan indirilip ve o gün gamyunun son günüymüş misali art arda sunulan çok gereksiz yazılarla hak ettiği kitleye ulaşmasının önünün kesilip,haliylede gözardı kaldığından gerek okunma gerekse yorum alma sayısının hakettiğinin çok altında kalışına şahit oldum ve çok üzülmüştüm-] değeri bulacaktır..
2_ goLge'nin önerisi olan:"ana sayfada oyunlar listesinde BLOK YAZILARI" butonu olmalı fikrine gerekçesinde de hemfikir olup aynen katılıyorum.
3_ Hakaret-Küfür konusuna gelince...Değerli gmsnn opum siz bile günlük hayatınızda ağzı süt kokan tekke sübyanı gibi davranmadığınızı belirtmişsiniz..Kendine silah tutup,kurşun sıkana gül uzatacak hali yok kimsenin.Bu konuda fikrimi güzel bir sözle ifade etmek istedim.. "Küfür belki bana yakışmıyor ama hak edene giydirdiğim de,üzerinde tam oturan harika bir elbise gibi duruyor" ..Anlayana...!!!
İnsanlar gönlünden geçeni yazıp medeni cesaret gösterip bu köşede yayınlıyor.Beğenmek yada beğenmemek kendi tasarrufumuzda..Eleştirmek de o yazıya emek verenin göze alması gereken bir badire..Ancak bazı okuyucular ne yazık ki konuya yönelik eleştiri ile şahsa hakaret çizgisini ayırt etmede zorlanıyorlar.Yazılanları anlama yada içerikle ilgili kifayetsizlikten yorum güçlüğü çektiğinizde,okuyup geçin arkadaşlar..İlla bir kelam etmeniz farz falan değil yani:)) Kimse meta zoru yazısını okutmuyor yahut da okuduğu yazıya yorum yazmayanı siteden ihraç falan etmiyorlar bildiğim kadarı ile :))Bu eksikliğin giderilmesinde yorumlara onay veren yöneticilerin göstereceği hassasiyet çözüm olur kanaatindeyim.
4_ Argo meselesine gelince;yorumları okudum ve pek çok arkadaşla hemfikirim..Argo yerinde kullanıldığında göze de kulağa da hoş gelen ve özellikle hiciv-ironi yada mizahi paylaşımlarda yazıya anlam katan,hatta o yazıyı daha vurgulu hale getiren Türkçe'mizin gerek konuşma gerekse yazın dilinin olmazsa olmazı en önemli katkı unsurlarındandır,bir zenginliğidir..Yasaklanmamalıdır..
Hepsi budur..Umarım benim ki de dahil tüm sunulan fikir ve önerileri ilgi ile okuyup gereken değişiklikleri bir an önce hayata geçirirsiniz.Kolaylıklar gmsnn op..:)
"Bazı yazıların öne çekildiğini" ileri sürmedim, "bir yazının" öne çekildiğinden söz ettim. Yanlış bilgilendirme yapmayalım. Yazdığınız bir blogu, onaydan geçip yayınlandıktan sonra yeniden düzenleseniz dahi tarihi değişmiyor. Kaldı ki bahsettiğim yazıda öyle bir durum söz konusu olmadı. Yani yeniden düzenleme durumu yok. Sadece saniyeler içinde tarihi değiştirilerek liste başına alındı. Açıkçası o an kendi adıma bir rahatsızlık duymadım, hatta memnun bile oldum. Fakat; adil olarak bakarsak konuya, pek de etik bir olay değil. Bunun vurgusunu yapmak istedim. Polemik ortamı oluşsun istemiyorum; dolayısıyla konu hakkındaki son mesajımız bu olsun lütfen...
Gamyun oyun sitesi olduğu kadar , blog köşesiyle de günden güne artan bir okuyucu kitlesine sahip. Sayın gmsnn , öncelikle sizin şahsınızda emeği geçen tüm gamyun yetkililerine teşekkür etmek isterim .Burada hepimizin söz hakkı var , belli kurallar dahilinde okuma , yazma ve yorumlarda bulunabilme .. bende kendimce düşüncelerimi iletmek isterim.
1- Fotoğraflı bloglara izin verilmiş olması , yapılan yeniliklerden biri bence ancak bloğu yazan kişinin bu konuda abartıya kaçmadan , gerekli gereksiz resimleri ekleyerek görüntü kirliliğine sebep olmaması gerekme. Abartı varsa eğer yorumcu arkadaşların bunu belirtmesinden yanayım .
2- Özgürlük istiyoruz ya bağıra bağıra , ancak sınırları bilmek gerekiyor , küfür ve kişinin şahsına hakaret eden, seviyesiz tartışma ortamları yaratacak olan , yazı ve yorumlar kabul edilemez . Argo sözcüklere bloğun içeriğine göre izin verilebilir düşüncesindeyim , ancak yinede yazan arkadaşın bu konudaki hassasiyeti ve dengeyi iyi ayarlaması gerekmekte . Sonuç olarak yine de işin sorumluluğu size kalıyor sayın opum.
3- Aynı gün onun üzerinde blog yazısı yazılabiliyor , bu durumda bazı yazılar vitrinde yayınlanmadan portala düşüyor , portala bakmayı çok az okuyucu biliyor . Burada emeğe haksızlık olduğunu düşünüyorum . Tam burada hassas bir terazi gerekiyor bence , belki her bloğa aynı zaman süresince yayınlanma hakkı verebilirsiniz.
4- Blog köseşini tanımayan yüzlerce gamyun üyesi var ve bence kayıplarının farkında değiller . çünki çok değerli paylaşımlar ve yorumlar yazılıyor . Daha fazla okuyucuya ulaşabilmenin yolu olmalı .
5- Red edilen bloglarıın yayına alınmama nedeni kısa bir iletiyle belirtilirse çok daha güzel olacaktır.
6-Blog kösesinde yayınlanan konu başlıklarının üç değilde daha fazla olması , hatta o gün yazılan blogların tümünün görünümde olması daha iyi olacaktır, çünki portaldan takip etmeyi bilen okuyucu sayıısı gerçekten çok az.
7- Blog yazanın kişiliğine ve özeline yönelik hakaret içeren yorumlar yayınlanmamalı ve yorum köşesi kullanılarak seviyesiz tartışma ortamına mahal verilmemeli . Bazen yazan ve yorumda bulunan kişilerin daha duyarlı olup konunun uzamaması için susma hakkını kullanması gerekiyor .
8-Ve sıkı bir bblog takipcisi oldukları halde , blog yazmaktan hatta yorumda bulunmaktan çekinen arkadaşlar var biliyorum. lütfen sizlerde kaleminizle bu ortamın olumlu yönde renklenmesine katkıda bulunun . Bazen öyle yorumlar okuyorum ki , çok güzel bir blog tadında ve bilgi dağarcığıma katkıları yadsınamaz .konuşma hakkı verdiğiniz için teşekkürler.
Görüşlere değer verdiğini biliyorum üşenmeden yazıaln her yorumu okuduğuna da,
ama sonuç olarak bi söz var kasa hep kazanır :)
Bir arkdaş sivrisinekle ilgili blog yazmış ve yorumlarda da baya tepki almıştı sözüm ona cok sexi imiş.burdan yola cıkarsak burada bi cok şeyin rahatca yazılıdğını görüyoruz.ama bu da bizlerin soft porno tarzda yazı yazmasını gerektirmez.
Ölcü kaçmadıktan sonra bence herşey serbest olmallı.Kısa ve öz olarak drum bu.Kaldı ki bide şekil görsellik konusu var onda da resim ekleme serbest ama o bu şu alaksız resimelr değil.bu dengeler göz önünde bulundurulur bide yazı ORTALANMAZ ise :) (buna paralel illa blog şöyle olmalı kalın yazılmasın ince olsun ortalanmasın vs dersek sanırım yazar iyice sıkılır)
BLOGLARDA SORUN KALMAZ
Blogların okunma oranları sitede olan kişilerle kıyaslandığında cok az olarka göze carpmakta.sitede 30 bin üye varken en cok okunan blog 190-200 civarı olarak göze çarpmakta bu da oyun sitesi için blogun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor ki o ayrı bi konu sanırım..
Onu yazalım bunu yazalım üstüne bide bunu yazalım diye yazılan yazılar biter..Gereksiz yere ...lı sporlu yada siyasi yazılı bloglar olmaz ise gmsnn de böyle bi blog yazmaz (gerisini siz düşünün :))
Geri geldim, devam ediyorum.:)
Argo, küfür konusunda yazdıklarım, blog yazıları için düşündüklerimdir. Salonlarda lobi muhabbetleri için değil. Oralarda zaman zaman ayar çok kaçıyor, cıvıklık tavana tırmanıyor, eliti kapan “Buraların ağası paşası benim” şımarıklığına girebiliyor.
Bu sitenin denetim mekanizması bence çok iyi. Daha nasıl iyileştirilebilir ben bilemem, anlamam, teknik bilir.
Ama şimdi burada yazmadan edemeyeceğim; adam lobide “Sarhoşuuummm, içtiiimm” diye cıvırken, biz bir arkadaşımızla özel penceresinde konuşurken, zaman zaman “Arkadaş ne dedim ben şimdi yaa?!’” hallerine düşebiliyoruz. Bazı sözcüklerin yapıları yüzünden galiba, “örn: başlayarak gibi, o çocuk gibi” Laf arasında bir şey yazıyorsun, hooppp uyarı: “Ne dedin sen! Ne dedin sen! Ahlaka uy yoksa bak sopa geliyor bir dahakine haa!” tarzında. Ya Vallahi ben usluydum. :) Yasak yemiyoruz tabii de, yazmışsın onca şey gitti, bakalım uygun dili bul da meram anlat yeniden.:)
Başka dertlerim de (Pp) var tabii, sıralayım:
Başta, şu “Bu gün 5 yorum yaptın, sus bir artık! 5 neyine yetmiyor senin fukara halinle? Elit olaydın, ooo daha neler yazardın pis fakir!” uyarısı benim gururumu kırıyor.:)))
Bak demin de oldu; “Az mola” dedim geldim ki, “Heyyy sen! Hakkın bitti, biz de sıkıldık senden, haydi başka kapıya!” uyarısı geldi. Şu anda sizlere Word’den sesleniyorum. Bir kopyalık işim var izin koptuğunda. “Demokrasilerde çare tükenmez.”:))))
Şaka bir yana, fikir sunabilmenin, konuşabilmenin, yazabilmenin -oyun salonları neyse de, blog sayfasında ve offlıne mesajlarda, destek istendiğinde- paraya bağlı olması böyle klas bir yerde hoş değil. Lütfen buna bir çare.:)
Resim ve video ekleme konusunda daha önce yazdıklarımı tekrarlayacağım; lütfen herkesin, her yerde rahatlıkla görebileceği resimleri koymayın arkadaşlar. Sayfayı açıp bunlardan gördüğümde yazılanı da okumuyor def olup çıkıyorum şahsen. Örneğin şu anda var iki tane ilk sayfada. Birinde kocaman bir çocuk fotoğrafı, diğerinde kırmızı gül. Nedir yani? Sevgilinize özel mektup mu yazıyorsunuz güllü dallı? O çocuk niye? Tamam çok güzel surat, beğenmişsindir ama bize de dayatmak zorunda değilsin ki. Bir de o kadar büyükler ki, sayfayı kaplıyor. Konuya uygun, anlamlı olanlar hoş ama abartmayalım derim. Belki blog onaylayan yöneticilerimiz de bunları silip öyle verebilir sayfaya, bilemiyorum. Dediğim, itici geliyor bazıları, okunmuyorsunuz, emeğinize yazık.
Soluksuz yazılmış, yani satırbaşı, paragraf hak getire yazılar da itici geliyor şahsen. Belki içi dolu ama insanın, o sayfa düzenini görünce okumaktan cayası geliyor. Okuyunca da gözler şaşı bakar hale gelip yoruluyor. Az özen lütfen. Belki bu konuda da yönetim kadrosu, “Git şu yazını yazı kılığına sok, öyle getir.” diyebilir belki. Zira biz kaçkez uyarsak da inatla devam edenler var.
Sonraaa, “Laf olsun da n’olursa olsun yorumları “ var; gereksiz, aptalca, ya da sırf blog yazana gıcıklık olsun diye yazıldığı apaçık olan yorumlar okuyoruz. İçi bomboş.; “Bu ne şimdi?”, -Bunu daha çok Dünya’yı Kurtaran Adamlar yazıyor:- “Vaktime yazık oldu.”, “Öfff sıkıldım!”, “Az yaz da başkalarına yer açılsın, sıra gelsin, hep seni mi okuyacağız?” –sanki yer yok – türünden mesajların hiç onaylanmamasını rica ediyorum. Sonra, bunlara laf söylemek istiyoruz, dalga falan geçesimiz geliyor, biz de o boşluğa düşebiliyoruz.:)Çünkü bunlar bizim de muhatabımız sayılıyor. Ben beğenmişim, gülmüşüm, belirtmişim. Adam-kadın -geliyor : -Özellikle Trapper’in böyle kadrolu sarmaşıkları var.:) belli ki kıskanmış garibim, ya da bir yerlerde kuyruk yakmış.- “Artık güldürmüyorsun, gündemden düşme korkusu yaşıyorsun, bıdı bıdı, bıdı.” Bomboş şeyler. Yahu arkadaşım, sen gülmeyebilirsin ama bir bak yorumlara; insanlar beğenisini belirtmiş, sen onlara, bizlere -görüşlerimizi yerle bir ederek- saygısızlık da ediyorsun. Sonra ne biliyorsun adamın korkularını ayrıca da ahkam kesiyorsun?!
Herhangi bir nedenle, kendi kendine küsüp giden, giderken de tüm yazılarını silen blogculara da çok kızıyorum, kusura bakmasınlar. Sonra geliyor, “Silinenleri bulabilir miyiz? E silmeyeydin kardeş.:) Tamam emek senin, tamam gitme nedenin haklı olabilir, tamam küsebilirsin, tamam tekrar tekrar gidip, tekrar tekrar geri gelebilirsin, bunların hepsine tamam ama sen o yazıları yoruma açmışsın, insanlar da emek verip, değer verip yorum yazmışlar, hakkın yok ki artık onları da silmeye, senin değil çünkü…
Yorum dedim de, laf lafı açıyor işte.:) Acaba blogların altındaki “Yorum ekle”nin adını değiştirebilir miyiz? Vallahi utanıyorum ben.:) Yazdım daha önce de; blog yazan arkadaşların fikir yorumlarıdır zaten satırları, yorumudur yani. Şimdi, yoruma, yorum yapıyormuş gibi durmak, şahsen hoşuma gitmiyor benim, hakkım ve haddim değil ayrıca. Yerine “İki çift lafım var” desek, daha hoş durmaz mı acaba?
Hep şikayet hep şikayet! Olmaz ki ama.:)
Portalın ana sayfadaki görüntüsü, yazının önce çıkmışlığı, sonra çıkmışlığı sağlam bir okur olarak hiç umurumda değil. Benim gibi bir bilgisayar cahili -ki bildiğiniz gibi cehalet değil.:)- bile yolu öğrenip bulabiliyorsa, isteyen herkes bulabilir. Yeter ki istesin. Zorla da insanları itecek değiller “Portala git, yazıları oku” diye. Art niyet olduğunu da hiç sanmıyorum. Ne yapsın insanlar, üst üste bindirecek halleri yok blogları. Yeter ki iyi güzel olsun yazılanlar, okurları onları her yerde bulur.
Ben blog portala konulan , politika, din, futbol konu kısıtlaması kuralından son derece memnunum. Çünkü portalın amacına uygun değil. Burası forum sayfası değil ki. Biz milletçe bu konularda sayfalarca yazıp, didişebilen ve mutlaka küfürleşerek bitiren ateşli insanlarız. Forum sayfalarından biliyorum. Bu kuraldan öncelikle blogcu arkadaşların memnun olması gerek bence. Çünkü biz klavyelere hücum edince kendi yazısı ,kendi emeği arada yok olur, güme gider.
Ha yazası olabilir. İlle de burada yazma inadı olmasın o zaman da, yığınla adres var, gitsin oralarda döksün eteğindeki taşları, rahatlasın.
Bir keresinde ben de hızımı alamayıp bir yorum yazdım yolladım, yeminle yolladıktan sonra pişman olup “İnşallah yayınlamazlar” dedim. Sağ olsunlar yayınlamadılar.:) Yoksa arkası çorap söküğü gibi giderdi de işin yoksa sen ona, o sana diye diye gereksiz yorulurduk.:) Oysa ki, biz buraya kafa dinlemeye, kafa boşaltmaya geliyoruz, kafa açmaya, açtırmaya değil. Kısası, kurallardan çok memnunum yani.
Satırlarıma son verirken, -Gözleriniz aydın.:) – okuyanlara teşekkür eder, hiç durmadan, sorun çözmek için, -asla şahsen beceremeyeceğim bir - sabırla, özveriyle didinip duran tüm yönetim kadromuza, bizlere bu ortamı sağladıkları için sevgi ve saygımı gönderir kolaylıklar dilerim.
Üyelerin yöneticilerden daha yasakçı bir zihniyete sahip olduğu bir yerde ne işim varsa artık? "Lanet olası" alışkanlığım işte...
Bir kaç arkadaşımızın bakış açısı içime su serpse de gerçekten rahatsız oldum, facebooktaki "kesinlikle izin verilmemeli" cevabını verenlerin sayısından. An itibarı ile sayısı 378 olan kişiler gelip bir de nedenlerini söyleseler ya...ne güzel olurdu!
Arkadaşları da dahil hiç bir yerde argo vs konuşmayan varsa sözüm yok .Ailesine gösterdiği saygıyı arkadaşlarına göstermeyenlerin samimiyetinden zaten şüphe ederim.
Argo vs serbest olması illa da kullanılması gerektiğinimi gösteriyor? Siz kullanmazsınız gidersiniz ustalıkla işlenmiş okunası edepli yazılar yazarsınız Biz de "vay be adam yazmış" deriz. Olmaz mı? hatta gaza gelip gider kalitesiz argo kullanılmış yazılara "kahretsin" deriz
Ben de kullandım, içine gömdüğüm toplumsal yaralarla(kahretsin bunu hep yapıyorum) birlikte karşılaştırma amacı güderek.Ayıpladığımız şeyleri sorgulatmak adına yaptım. Bu demek değil ki hep yapacağım... yazı öyle gerekiyordu, yorumlardan yola çıkılarak varılmış bir zıtlık, inatlık söz konusuydu(kafa karışıklığı yok). Argodan yola çıkan esprileri çok kaliteli bulmam genellikle. Kaliteli espri belden aşağı vurmadan yapılandır.Tabu olan şey güldürecektir zaten. Ondan kolay ne var.
Çok uzak değil yakın bir zamanda bir arkadaşımız bilinmeyen ve çok kullanılmayan kelimeleri kullanıyor diye eleştirildi. Dışkı genel kaçtığı, anlamı karşılamadığı için b.k kullanıyorum genelde ki kasıntı olmayayım diye(?) benim için gaita da bir b.k ta.
Ben bu halkı anlamıyorum. Ne istediklerini gerçekten anlamıyorum madem o kadar saray çocuğuydunuz da başımıza geçirdiğiniz( iktidar ve muhalefet de dahil) adamların argolarına "ananı da al git" lerine "artislik yapma lan" larına nasıl katlanıyorsunuz? Onlara nasıl yakıştırıyorsunuz. Birbirlerine mecliste "şuursuz" "şam babası" demelerine nasıl katlanıyorsunuz? Onları seçerek başa çıkarırken burada "yasaklansınn" nidaları atmak ne derece mantıklı? Sorsak hiçbiri oy vermemiştir :)
Yasak biliyorum siyasete daldım istemeden ama sokaktaki adama da sorsak anket sonuçları aynı çıkar ve burda gerçekten sosyolojik açıdan incelenmesi gereken bir çelişki var...
Bal yiyen baldan usanırmış ama bizim milletimiz ısıtılmış çorba gibi aynı içerikleri gündeme getirmekten memnun. Düşünmeye sevk eden yerine hazır konuları tercih ediyorlar. Zaten bu blogların okunma oranı ve yorum sayısındanda ortaya çıkıyor.
Eften püften konulara olumlu olumsuz takılanlar çoğunluktayken, anlamlı ve içeriği zengin düşünmeye sevk eden bloglar nerdeyse okunmuyor- yorum derseniz zaten yok.
Uyarı yapmışsınız ama ben özellikle belirteyim ki; okuduğum blogda konu ne olursa olsun aykırılık olduğunu düşünmüşsem mutlaka tepki verdim. Ne yazıkkı yanıtlarındada kırıldım.
Toplum normlarını hiçe sayarak yapılan fikir teatilerinde dikkatli olunmalı. Çoğu zaman üyeler fikirlerini beyan ettiğinde blog okuyucusu yada denetleyiciler tarafından sesizliğe boğulduğu için susuyorlar. Sorun bana göre sana göre olayı değil toplumsal olarak taşıdığımız normlarla ilgilidir. Farklı kültürlerde farklı davranışlar hoş yada nahoş karşılanır. Lütfen Türk toplumsal normlarını dikkate alarak düşünceler beyan edilsin.
Gamyunun yaşadığı kendim ettim kendim buldum durumudur. Daha önceden çeşitli sebeplerle bloglarımızda yada yorumlarımızda konuya dikkat çektiğimiz halde kulak arkası olmuştu.
Facebooktaki ankete yorumda ekleyebilseydik o zaman görürdünüz millet ne kadar isyanda... Kırılmışım farkında olmadan demiştimya aynen öyle...
Aynı İp den mükerrer nick ile aynı masada oynanabilinmesi biraz soruna neden oluyor açıkçası.
Mirza78 arkadaşımızında dediği gibi yorumlara ,onay esnasında deyim yerindeyse" çakma nick " ile yorum yapılıyor ise, sürekli kullandığı nickinin, siz genel oplarımız tarafından parantez içersinde gösterilmesi bu tür suistimalleri önler diye düşünüyorum.
Yorum yapacak kadar Blogları takip eden kişi, gerçek kimliğinide ortaya koyacak kadar medeni cesarete sahip olmalı..
blog yazılarını okuyup onay veren genel operatör arkadaşlarımızın sorumlulukları ve işleri çok zor her gün kitap okumak gibi bişi yaptıkları görev.
Bu yüzden dikkatli blog yazmak lazım her şeyden önce blog nedir onu öğrenmek lazım
genel operatör arkadaşlarımıza allah yardımcı olsun ...
ben blog yazmak isterdim ama izlediğim çok güzel blog yazarları var yorumlarımı bile dikkatli yapmaya özen gösteriyorum
gmsn opumuz bizlerden düşüncelerimizi öğrenmek istemiş ben bireysel düşüncemi yazayım
blog yazılarını okuyup kontrol eden ve onay veren tüm genel operatör arkadaşlarımızın işlerini biraz kolaylaştırmak için önce blog nedir ne için yazılır onu öğrenelim.
Sonra güzel bir blog yazarak hem bu blogu okuyan operatörümüzün işini kolaylaştıralım hemde zevkle heyecanla o güzel blog yazısını okuyalım
EN SEVMEDİĞİM blog yazıları onu yazabilirmiyim :)))
bir kuyuya taş atıyorlar herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor bu blog yazısı değilki
kuyuya taş atan kişiye bir sürü yorum var :))) okurken gülüyorum eminimki o kuyuya taş atanda gülüyordur:))
kısaca bence blog yazanların blog nedir onu öğrenmesil azım :)))
blog yazarlarındaki favorilerim :))) sürekli izleyip yazısını okuduklarım
1 . gmsnn - her yazısı sürükleyici sonuna kadar nefes almadan okuyorum çok seviyorum yöneticimizi
2. ATAYA - sinir sistemlerini aldırmış sanırım hayata pozitif bakan biri çok seviyorum yazılarını ve yorumlarını
3. beymen 33 - blog yazısını değilde yorumlarını beğeniyorum
4. cebren - hep madalyonun bir ön yüzünü birde arka yüzünden bakar konulara objektif yaklaşmasından dolayı saygımı kazanmıştır salon sahibi olunca işinin ne kadar zor olduğunu çok çok iyi anladım saygım SONSUZDUR kendilerine blog yazılarını hiç kaçırmam
daha çok var favorilerim hepsini yazamam
Yorumumun ANAFİKİRİ = blog yazarken çok dikkatli yazalım yazamıyorsak o zaman blog yazmayalım güzel blog yazıları okuyalım işe yorumculuktan başlayalım diyorum dedim :))
alikopter _
İki ucu noktalı değnek:)) Kimseyi memnun etmek mümkün değil! Blogları güzel, kalemi kuvvetli olan arkadaşlar var zevkle okuyorum. Bir de blog yazdığını sananlar var:) Onlara selam ediyorum. Küfür konusuna gelince hayat bu kadar steril değil, argo hayatımızda var küfür de ama ölçülüsü olsun burda lütfen. Küfürde sınır tanımayacak arkadaşlar başka mecralarda deşarj olsun. Teşekkürler
Unutmadan çok uzun blog yazan arkadaşlar: lütfen imlâ kurallarına ve paragrafa dikkat yoksa çok yorucu oluyor okumak. Gözlerim bozulacak yakında:))
"Ağır İz" le ilgili son söylemiş olduğum şey olsun... ben de sıkıldım çünkü bundan, ama mutlaka belirtmem gerekiyor. Keşfetmiş bulunuyorum ki," hassasiyetlere dokunmak bazı durumlarda faydalıdır" O tür bir yazının okunma olasılığı, diğer yazılara göre çok daha düşük. Malumumuz çiçek, böcek, aşk meşk sever bir milletiz. Ben mutlaka okunsun istedim...kasten yapmadım ama gördüm kü çok çok iyi yapmışım.. biraz rahatsızlık verme fikri isabet olmuş. Okunma oranı çok yüksek. Sadece polemik oldu diye tıklamış olanlar olsa bile, yine de bi şekilde konuyu okudular, benim de amacım buydu. Yine böyle bir yazı yazarsam, muziplik yapma niyetimi sabitlemiş bulunuyorum :) Sat ve Trapper ikinizi de hiçbir kırgınlık filan duymuyorum ben, her ikiniz için de olumlu düşüncelerim devam ediyor. Arada birbirimizin saçını başını çekebiliriz, doğal bu..fikir ayrılıklarımız olabilir, bunu da belirtiriz....öncelikli duygu bence samimiyettir ki ikiniz için de bu düşüncem geçerlidir.
Bu tip "ne yapmalı" :) başlıklı yazılar benim için çok faydalı. Yeni olduğum için, insanları tanıma fırsatı da veriyor bana. Bloglarla alakalı fikrimi merak eden varsa ( Polemik başlıklı Trapper4ever Cezbe yorumu) kısmında bulabilirler, tekrar etmek istemem burda. Ben de daha önce dile getirmediğim bir kaç derdimi dile getirmek isterim;
Bu yazmış olduğumuz pencere hiç konforlu gelmiyor bana, sürekli sayfayı yukarı çekip kontrol etmem gerekiyor...imla, ifade bozukluğuna kafayı takmış biri olduğumdan, sıkıntılı oluyor benim için.
Daha önce dile getirilen Mirza söylemişti sanıyorum; profil kısmında, "blogları" yanında "yorumları" da olursa, sadece ortada görünen yazı veya yorumuyla değil, geriye dönük de fikir sahibi olabiliriz birbirimiz hakkında, bu da daha sağlıklı olur kanısındayım.
Bu fıstık, fındık olaylarını pek bilemiyorum ben. Burda yazdığımız blog bize fıstık olarak dönüyor mu bilemiyorum :) ama dönmeli !! Sonuçta salonda oyun oynarken bile fıstık kazanıyorsak, emek verip blog yazdığımızda da kazanmalıyız ama di mi..yani kısacası fıstık istiyorum :P
Bu ikinci nick olayını ben daha yeni algılıyorum...sırf sataşmak için veya karalamak için, farklı bir nickle yazmak gerçekten çok çok ayıp. Dün çok konuştuğumdan malum nedenlerle, mesaj hakkım dolmuştu düşündüm ikinci nickimle girip yazayım diye..(tabii altına Cezbe yazarak, bazı arkadaşların yaptığı, bazı arkadaşların da yapmadığı gibi :)-) sonra vazgeçtim. Yani demem o ki..gerçekten sıkıntılı bir durum bu. Blog ortamında herkesin tek bir nick kullanması zorunluluğu getirilebilir.
Bunlar şimdilik aklıma gelenler. Özgür bir yazı alanı sağladığınız için teşekkürlerimi yineliyorum gmsnn. Alce-alce ye düet tadında bir ses de ben getirmiş olayım. "Okunmuş yapraklaraa, bembeyaz sayfalaraa yazarımm adınııııı......EY ÖZGÜRLÜKKKK"
Hırsızlığın önünü bir sistem bulur kapatırsın; hırsızda bir sistem bulur kapatılan yere bir anahtar bulur açar:))bu böyle devam eder gider.uğraşmaya değmez.Aynı ip ten masaya karşılıklı oturulmuş,varsın otursunlar. o şekilde oyun kazanacaklarda başları gökleremi değecek sanki:) gmsnn sık söylediği bir cümle var. Hırsıza kapımı dayanırJ…bir yorumda blog yazarlarından isimler verilmiş. ATAYA demişler katılıyorum ,en güzel yorumcu olarak beymen33 demişler katılıyorum.GMSNN için iyi bir blog yazarı demicem ama sitenin sorunlarını,şikayetleri,yapılan ve yapılacak olan değişiklikleri vs bunları kaleme döküp blog sayfasına yapıştırmakla ne kadar uzman olduğunu görüyoruz. (dert babası,araştırmacı, sadece site için bilgiler aktaran usta bir kalemJ))..)
Site teknoloji açısından süper herşey çok güzel dizayn edilmiş,oyun kuralları noktasından virgülüne kadar en ince titizlikle ayarlamış . yani gmsnn opum şu oyunda şöyle bir yanlışlık var böyle olsa daha iyi olmazmı diyebileceğimiz bir şey yok gibi…Bu bakımdan site mükemmel..sadece blog sayfası hariçJ) bu sayfayı daha mükemmel bir duruma getirilirse süper olacak..blogdaki bu olumsuzluğa bir örnek vercem: mesela 3 ay önce yazılmış bir blog’a yorum yazdığım zaman blog sahibinin bu yorumdan haberi olmuyor.anasayfadan kaldırılmış bir blog’a yorum yapıldığı zaman ana sayfada bu blog yazısına yeni bir yorum yapılmıştır uyarısı,işareti gelmesi gibi…
Siyasetten uzak olan blog yazılarını okumaya devam etmek dileğiyle bol eğlencelerJ))
ASI_KES27 Hayal gemisinin kaptanı:)
"Kimseye torpil geçtiğimiz, kayırdığımız yok, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum."
"İyi yazan bir kaç kişiyi ezdirmem kimseye"
bu iki cümle aynı yönetici tarafından söylendi.
Şahsen ben iyi yazanlardan olmadığımdan araya tanıdık koyup gördük bazı işleri sağolsunlar kırmadılar. Siz gene gidin bi şansınızı deneyin fıstık falan filan :)
"Kesinlikle izin verilmemeli" ile "yerinde kullanılsa bile izin verilmemeli " arasında anlamsal yönden nasıl bir fark var?
Madem herkes rahatsızlıklarının yasaklarla çözülebileceğine inanıyor ben de rahatsızlıklarımı dile getireceğim.
1. "aşkım ben seni sevdim sen bilmedin" "ben sevdim eller aldı" "olsun ben hala seviyorum " "seveceğim" "gezeceğim göreceğim görürsün sana neler edeceğim" "başka sevgili bulup önünden geçeceğim" içerikli yazılar YASAKLANSINN
2.Kişilerin kendi ürünü olmayan fotoğrafları içeren yazılar içeriği ne olursa olsun YASAKLANSINNN
3.tek paragraftan oluşan destanımsı uzun yazılar YASAKLANSIN
4.Ergen diliyle yazılmış "eWt, efet, Çoq, qaRiZma,çogüsel..." bloglar YASAKLANSIN
5.Birbirinin aynı basmakalıp yazılar YASAKLANSINN
6.Birilerine isim belirtmeden mesaj amacıyla yazılan iğneli göndermeli yazılar YASAKLANSIN
7.Normalde blogla ilgili olmayıp kavga gürültü olunca damlayanların yorumları YASAKLANSIN
8.Blogu arkadaş edinmek için araç olarak gören amacına ulaşınca yok olanların yazıları YASAKLANSIN
9.Reklam içeren bloglar YASAKLANSIN
10.İmla hataları, anlatım bozuklukları olan yazılar YASAKLANSIN
11.Duygu sömürüsü yapan bloglar YASAKLANSINN
12.Herkes aynı şeyi düşünmeli hissetmeli mesajı veren yazılar yorumlar sahipleriyle beraber YASAKLANSIN
13.yöneticilere yağlama çeken yazı ve yorumlar YASAKLANSIN
14.Traper ın yeni bir abazan karakter yaratması yasaklansın
Sonkinde ciddi değildim malum 13 te kalmasın diye şey ettim :)