Elbette her işin bir fıtratı var ama unutulmasın, her işin sonunda bir de sırat var...
hiç unutmuyorum daha dün gibiydi Muhsin Yazıcıoğluya birlikte helikopter kazasındaki gazeteci İsmail Güneş telefondaki bayana karlara battığı halde,canı fena halde yandığı halde saygıyı elden bırakmamıştı.ve ne tesadüftürki biz oradada yaralılara ulaşma konusunda sınıfta kalmıştık.yerin altındakide ,karın ortasındakide ,denizin dibindekide insan olmayı elden bırakmıyor ama biz insan olamıyoruz ne acı...Ateş düştüğü yeri yakmadı busefer hepimizi yaktı...herkes kendine düşen payı almıştır umarım ...Başımız sağolsun....
Bekliyor, bekliyor, bekliyoruz. Neyi bekliyoruz hiç birimiz bilemiyoruz. Mısırda, Somali'de ölenlere ağlayanlar galiba gözyaşlarını onlar için harcayarak bitirdiler. Bize kalan.... Ne gözyaşı ne vicdan!! İçimizde büyüyor; isyan İSYAN, İSYAAANN
Susmak, sabretmek, yutkunmak hep bize düşer değil mi?..
İyi de, bu katliama sebep olanlar neden hiç susmuyor?
Neden karşımıza geçip, daha önce Güneydoğu şehitlerimiz söz konusu olduğunda "Askerlik yan gelip yatma yeri değil."e benzer şekilde "Bu mesleğin fıtratı bu" diyebiliyor saygısızca? Fıtratmış! Kimin böyle ölümü hak edecek şekilde yaratılır ki?
Niye apaçık aptal yerine koyarak bizleri 100-200 yıl öncesi Avrupa'dan örnek veriyor gözümüze baka baka? Şimdilerde ölüm vakası olmayan o ülkeleri neden görmezden geliyor?
Neden, kendi annesi rahmetli olduğunda, Mısır'daki Rabia'ya şakır şakır günlerce ağlayabiliyorken buz gibi bakabiliyor şimdi?
Susmadıkları gibi neden acılı insana tekme atabiliyor yalakaları? Neden dış ülkelerden bile yığınla eleştiri yağarken acısının tepkisini gösterenlere yine gaz, yine dayak?
Biz susalım, biz sabredelim öyle mi?
Bunca acının üzerine yüzsüzce tahrik edilirken bile biz yutkunalım hep.
Susmak da, pervasızca öldürülmek de bize düşsün yine...
çok büyük sorumsuzluk hiç önlem alınmamış ne acı insan hayatının önemi yok ülkemizde
Hamdolsun enerji kaynaklarının sağlanması ve yönetimi ülkemiz sorumlularınca bir güzel kotarılmıştır. Maden ocaklarının özelleştirilmesiyle maliyet 3'te 1 oranında düşürülmüş, devlet de bu düzenlemelerle büyük maddi kazanımlara imza atmıştır. Soma'da çalışan işçileri olası bir kaza anında hayatta tutabilecek yaşam odalarının tutarı 5 milyon dolarmış. 5 milyon doların aslında ne kadar küçük bir para olduğunu, geçtiğimiz günlerde "kimin eli kimin cebinde" rezaletlerinde telaffuz edilen rakamları düşününce sahiden küçümsüyorum. 5 milyon dolar... yüzlerce insanın hayatının bedeli.
Devlet erkanından ulu insanlar, hiç utanmadan sıkılmadan "halkın yanlış bilgilendirildiğini, olmadığı söylenen yaşam odalarının madende mevcut olduğunu" söyledi. Sanıyorum merak edip "bu yaşam odaları nasıl bir şeydir" diye bile araştırmamışlar, madenlerde kullanılan gerçek bir yaşam odasının neye benzediğinden bile bi-haberler. Hiç utanmıyorlar çıkıp tv'de bu akıl almaz yalanları söylemekten.
İşletme sahibini assalar ne olacak, denetleyicileri hapsetseler ne olacak? Bu insanları üreten bu özelleştirme politikaları değil mi? Bu işletme bir anlamda devletin taşeronu değil mi? Bu kadar hassasiyet arz eden bir özelleştirmeyi, gerekli tedbir zorunluluğu içeren yasal düzenlemeleri bile yapmadan gerçekleştiren politikaları ve sahiplerini kim yargılayacak? Bir ülkenin gelişmişliği; diktiği yüksek binalar, yaptığı avm'ler, bilmem kaç tane hava alanı olduğu vs. vs. lerle ölçülmez. Böyle bir facianın yaşandığı bir ülkeyi yönetenler gelişmişlikten söz edemez.
Türkiye, yüzüne iğrenç bir gelişmişlik makyajı yapmış o makyajın altında çirkin bir yüzü olan gelişmemiş bir ülkedir. Bu yaşanan acıların müsebbibi bakamayan başlardır. "Hamdolsun karbonmonoksit seviyesi düştü, kurtarma çalışmaları başlayacak" diyen, "işin fıtratı budur, literatürde iş kazası diye bir şey var" diyenlerdir. Acılı insanları "protesto ediyor" diye tekmeleyen zihniyet ve bu söylem ve politikaların sahipleri aynı tıynettedirler.
Bu bakamayan başların, ileriye dönük olarak yapabilecekleri şeyler olmalıdır. Benim sıradan vatandaş olarak önerilerim var kendilerine;
* Bu ülkede, sadece maden ocaklarında değil, sokak ve caddelerde de yaşam odaları yapılmalıdır. İnsan canına kasteden politikalar yürütülüyor zira...
* Bu ülkenin cesetlerini koyabileceği ceset torbalarına ihtiyacı var, bu yönde bir üretim kolu geliştirilebilir. Battaniyelere sarılı cesetler dışbasında hoş bir görüntü arz etmiyor zira...
* Bu ülkenin hastanelerine ek bloklar inşa edilip morg olarak kullanıma açılmalı. Cesetlerin soğuk hava depolarına istiflenmeleri gelişmiş ülke tablosuna uymuyor zira...
* Bu ülkenin istihdam edilmiş bir "mezarcı" kadrosu bulunmalı. Sıradan mezarcılar mezar açmaya yetmiyor zira...
* Bu ülkede mezarlıklar için daha çok toprak parçası ayrılmalı. Mevcut mezarlıklar cesetlerimize kafi gelmiyor zira...
Lanet olsun!
üçüncü gündeyiz bugüne kadar ne oldu kalantorlar ziyarete geldi madene ,arama çalışmaları durduruldu gezdiler gördüler dövdüler tekmelediler tokatladılar giderkende ,sabırlı olun dua edin dendi ,tabi dualar geride kalanların karınlarını doyuracak sıcak tutacak akşam oldumu babaları gibi gelecek kapıyı çalacak, o acıyı yaşayan bilir ama yaşamamak içinde bişeyler değişmeli bugün somadaydı yarın başka yerde ,dua edelim demi dua edelimde olmasın birdaha.......
Tüm Türkiyenin Başı Sağolsun Tarifi Dahi Olmayan Bir Acı ALLAH Tüm
Ölen Emekçi Kardeşlerimizin Mekanını Cennet Eylesin İnşallah Yeri Değil
Ama Yüzlerce İnsan Ölüp Giderken Konserini İptal Edemeyen Sözüm Ona
Sanatçı TARKANI Nefretli Kınıyorum Haberim Yoktu Diyor Bide Utanmadan
Herkezin Elinde Milyarlık Telefonlar Var O Konserde Bitanesinin Bile
Cebine Son Dakka Haberi Diyedemi Ulaşmadı Acaba Yazıklar Olsun Yazıklar
Lafa Geldinmi Sosyal Ağlar Bilmem Neyi En Çok Kullanan Milletiz Birde
Ofkeliyim.Ucyuz insan hayatini kaybetmis ulkede cit yok.Boktan rutbeli biri vatandasi tekmeliyor cit yok.Markete siginmak zorunda kalan basbakan vatandasi tokatliyor cit yok.Sanirim bu ulkedeki bilimum solcu takimi yuruyuslerde gevsek gevsek cav bella cav cav cav demeyi devrimcilik saniyorlar.Direnme gelenegi olmayan bir halktan ne beklenir? Hayatini kaybedenlerin sayisini kalanlarla carp bu ulkede devrim olur bu yonetim alasagi edilir.AGLAMA SOMA AYAGA KALK GUN BUGUNDUR.
Acımı burada paylaşmak istemiyorum. Suistimalle kirlensin istemediğim için. Ama görüyorum ki ve olumlu buluyorum beyaztürkler dahil herkes bu zenci!! kardeşlerimize sahip çıkmış burada. Dilerim, yarın aşağılamalardan uzak, aynı saygıyı dirisine de gösteririz bu emektar ama arkalarını döner dönmez cahil dediğimiz insanların.O zaman samimi bulurum yüreklerindeki acıları.Aksi durumda, insanların acıları üstünden tatlı devşiren, derviş misali, ermiş masalı anlatmaya devam..
Derinfrekans; seni kutlamak istiyorum. Eleştirini en azından o an aklına gelen bir kaç çözümle birlikte yaptığın için.
Bu tür ölüme isyanı hepimiz yaşıyoruz. Hepimizin acısı büyük.. Öyle bir acı ki paylaştıkça azalmıyor artıyor.. Şu anki isyanım ise atılan tokatlar..Bir damla yaş görülmedi gözlerinde..Kudret onlarda mı.. bence değil.. Kudret, çizmelerimi çıkarayım kirlenmesin diyen Murat Yalçın da..Yürek onda çünkü.. Hepimizin başı sağolsun.
beymen,
sen ne diyorsun Allah aşkına!?
Yazdığın şu mesajla. "Suistimalle kirlensin istememek"miş!
"Suistimal"in, böyle bir zamanda, herkesin acı ile dolu olduğu günlerde bile bölücülük vurgusunun, kayıtsız şartsız teslim olunmuş diyebileceğimiz ağızların temsilciliğinin kralını yaptığının farkında mısın?
Elma ile armut ayrımına varamadığını göremiyor musun?
"Zenci" sözcüğü, yandaşların bölücülük körüklemesi olarak ürettiği laftır, aklını kullanabilen, az da olsa insa olan vatandaş bu çirkinliği aklına bile getirmez ki dillendirsin.
Cehalet bambaşka bir şeydir canım kardeşim.
Yaşadığımız şu son facianın, katliamın ardında da -canlarını veren, vermeyen, çaresiz bırakılmış, elleri kolları geçim derdi ile bağlanmış emekçileri ayırıyorum- dibine kadar cehalet vardır.
İnsan hayatını bu kadar ucuz görenlere kayıtsız şartsız destek verenlerde, kılıflar uyduranlarda, insan aklını aptal yerine koyanlarda kokar cehalet buram buram, çünkü hinoğluhinlerin ilk ve en önemli silahıdır kullandığı cehalet.
İnsanları zenci- beyaz diye ayırmak sonuna kadar cahil bir aklın ürünüdür.
Ne yazık!
Şuradaki,tek kalp olmuşluğu yansıtan mesajların tmünün içinde ayrık otu gibi duran tek mesajın sahibinin, aklına güvendiğim sen olması ne yazık!..
Hiç kusura bakma Sat_Agraha; bir çok yorumda çok net görünüyor yapılan istismar.. ''yazık'' kelimesinin yakıştığı yer o yorumların altı olmalı.
Açık açık ''mesele yas '' değil yazsınlar ben de anlayım.
''İnsanları beyaz zenci diye ayırmak cahilliktir.'' Söylemek istediğimi senin çok net anladığını da biliyorum. Ünlemle de dikkat cektim zaten.
_Biri ambulans kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmak ister..
_Diğeri sokaktaki ambulansı ters çevirir...
Ben de blogda çizmelerini çıkarmaya çalışanları ayrı tutuyorum.!!
Evet,
aslında beymen haklıdır! Üç beş gün sonra onun saçma sapan yazılarına hep
birlikte güleceğiz! Uzun uzadiye yazmanın anlamı yok!
Hayretler için deyim. Yahu bu memlekette o kadar üzüldüğümüz konu var ki...Hatta tüm dünya da desek daha doğru olur..İnsanlığın görmezden gelinmesi...Çaresiz bırakılmak gibi..Detaya girmiyorum ..Takip edenler zaten bilir...Etmeyenler de kendi hayal dünyasında yaşamaya devam etsin...Yani her konuda yazamayız zaten.. Bu demek değil ki madenciler şimdi akla geldi . Bu gibi bir söylemi söyleyenin aklına şaştım!!! Çok şey düşünür zihinler ve gönüller hepsini dillendirsek imkan olsa da keşke...Bir yol tutmuş gidiyorlar..Ölüm üzerinden siyaset yapmayın diye :( Yahu öldürmeyin de yapmayalım..Bizde yaşama dair çok söylüyoruz ama sonuç geliyor ölüme dayanıyor maalesef..Ne olur mesela, neden öldüler kimlerin ihmali var bunlar kaza değil cinayettir diyorsak..A Pardon ucu sizlerin laf konduramadıklarınıza dokunacak korkunuz bu mudur? Bunca can neden ölmüş sorgulamadığınız gibi sorgulayanlara da laf uzatıyorsunuz ya işte burda umutsuz durum ortaya çıkıyor ve sizi Allah ' havale ediyorum....Ama siz susun biz konuşmaya devam edeceğiz ne zaman gerekirse izin istemiyoruz kimseden.... Ben de bu blogda duyarlı olan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum..Allah böyle acılar bir daha göstermesin.
Cehalet dediğin şey sadece bilgi yoksunluğu demek değildir. Bana göre cahil insan gözünü dünyanın gerçeklerine kapamış insan demek. Ekmek derdine düşmüş birine bilgisiz olduğundan ötürü cahil yakıştırması yaparak cahilliğinden ötürü suçlamak ahmaklıktır. Asıl mesele hani misal; şurada vakit harcayacak kadar yaşam konforu olan, teknolojiyi elinin altında bulunduran, ama tüm bunlara rağmen "gözü tamamen kapalı" modelindeki insanlardır. Ha işte böyle insanlara, iki lafı bir araya getiremeyen, bir araya getirdiği iki laftan akla yakın bir şeyler üretemeyen insanlara "cahil" derim ben.
Yok beyazyakalıymış, yok morcivert ayakkabılıymış... Ayrım ayrımdır arkadaşım. Yaptığın abuksubuk benzetmeye girmiyorum hiç. Yine kimi hedeflediği belli olmayan, gereksizliğin dibine vurduğun bir yorum yapmışsın. Yazıyı ve yorumları kirleten sensin. Burada herkes bir şekilde üzüntüsünü dile getirmiş. Sen ne yapmışsın Beymen? Elbette eleştireceğiz, kimi eleştirelim? Biz de 1800'lerden mi söz edelim? 10 yıldır hükümet edenler aynı insanlar gidip Cumhuriyet Tarihinde mi arayalım eleştirilecek olanları? Bu problemler gökten başımıza zembille mi iniyor? Öyle bir tavır görüyoruz ki, sanki her türlü berbat şey bu hükümetin dışında gelişiyor, sanıyorum bu olayda da hükümet mağdur. Sana göre öyledir büyük ihtimal.
Bak yine herkes yuvarlanıyor. Yok yaşam odası varmışmış, yok yapılacakmışmış. İLO'nun madenlerdeki güvenlikle ilgili protokolünu Türkiye neden imzalamamış? Gelişmiş ülkelerde yürütülen maden ocaklarındaki düzenlemeler ve tedbirler neden bizim yasalarımızda zorunlulukla belirlenmemiş? Neden bütün bunlar yapılmadan özelleştirmeye gidilmiş? Ben bunları kime soracağım? Senin böyle soruların var mı? Fikirsiz zikir içeriyor yorumların. Laf ola beri gele...
Bugün yasanan bu cinayette tek sorumlu olarak bir yeri isaret ediyoruz. Oysa günlerce o madenin sahibi cikip tek bir aciklama yapmamisti. Bugün utanmadan kameralar karsisina gecti ve bizim hatamiz yoktur diyebildi. Yasam odalarinin olmayisini bile hatadan kabul etmedi. 4-5 ay süresi olsa yapacakmis.. Daha önce defalarca kez denetlenmis bir madenden bahsediyoruz. Yangin tüpünü bile yan komsudan alip denetime götüren insanlar var bu ülkede. Bütün bunlar biliniyorken o denetimden nasil olduda olmayan yasam odalari icin bile "temiz" raporu verildi? Denetimi yapan kim? Hangi baglantilari var? Sabotaj paranoyasina kapilmak üzereyim..
Ikinci meselemiz samimiyet! Unutmayacagiz-unutturmayacagiz yalanina karnimiz tok artik! Cünkü bizler balik hafizaliyiz, cabuk unuturuz. Taa ki yeni bir toplu ölüm olana kadar.. Hangi sosyal medya sayfasini acsaniz bu tür söylemlerle karsilasiyorsunuz. Ya hu! Senin cepten baglanacam diye aldigin telefon, orada ekmek derdine hayatini kaybedenin bir maasi kadar. Sen kükremis aslanlar gibi bu tarz mesajlari yazmadan az evvel bilmem ne restoranda yedigin yemegin resmini paylasmissin. O yedigin yemekleri sadece resimlerde gören insanlar var bu ülkede..Onlar 200 metre yerin altinda 1200-1500 tl maasla calisirken sen bilmem hangi gökdelenin hangi rezidansinda viskini yudumluyor piponu tüttürüyordun. Simdide cikmis gencecik insanlari, hayatlarinda belkide kömürü sadece resimlerde görmüs gencleri sokaga dökmeye calisiyorsun. Utanmiyorsunda!..
Gösteri yapacam diye cam cerceve indiren insanlar var bu ülkede. Isci hakkiymis! Pehh! Senin indirdigin cam cerceveyi sen saniyormusun ki patronlar temizliyor? Hakkini savundugun o isciler temizliyor. Sen sonra cikip "isci hakki" diye yalanlar savuruyorsun. Yemiyoruz!..
Bu ülkenin insanlari 1999 yilindaki Gölcük depreminden sonra ölen 17 bin insanin ardindan sadece gözyasi döken degil artik. Bu ülkenin insanlari, yapilan sahte gösteri ve siyaset üzerinden yagmalanan acilarin farkinda artik. Acilari bile siyaset malzemesi yapilan insanlara...
Biz de "bu zihniyet" varken ne yazık ki daha çok acılar çekmeye mahkumuz. Gerçek istismar emeğin istismarı iken bunun görmezden gelinerek devletinden şefkat ve merhamet bekleyenlere destek çıkanları "suiistimal" ile suçlamak ekmeğine yağ sürülenlerin daha da güçlü kılınmasından başka hiç bir işe yaramaz.
Kimse kimsenin yorumuna katılmak aynı fikirde olmak zorunda değildir kuşkusuz. Ama hiç bir dayanağı olmadan "çamur at izi kalsın" misali yapılan yorumlar aslında bizim toplum olarak ne kadar çaresiz olduğumuzu vurgulamaktan başka bir işe yaramıyor. Çocuklarımıza bırakacağımız ülkemiz için bir kez daha kaygılanmaktan, gençlerimizin geleceği için bir kez daha üzülmekten başka elimden bir şey gelmiyor. Yazık çok yazık..
beymen,
biz artık kusura bakıp bakmama yerlerini çoktan sabrımızla birlikte aştık kardeşim.
Her zamanki gibi ne anladıysam, okuduğumda ne hissettiysem onu yazdım sana. Daha da yazar örneklendirir, gözlere iyice sokardım, öylesine doluyum ama site yöneticilerimin gösterdiği anlayışı suistimal etmeye çekiniyorum.
Ben, şu ". bir çok yorumda çok net görünüyor yapılan istismar.. ''yazık'' kelimesinin yakıştığı yer o yorumların altı olmalı. .." cümlene de asla katılmıyorum; şükür okumam, okuduğumu anlayabilmem yerli yerinde. Buraya mesaj yazan tüm arkadaşların samimiyetine sonuna kadar inanıyorum. Kim etmiş istismar? Ama sen de haklısın; insan yeter ki istesin çarpıtmayı, iter ki istesin, istediği gibi bakmayı...
Senin ağzın iyi laf yapar; bazen -şahsen beni- her zaman gülümsetebilen ve ilerde de gülümstebilecek akıl dolu mizah olarak, bazen de bir laf sokma ustası olarak. Keşke şu hoş deyişi bu konuda rezil etmeseydin:
".... Aksi durumda, insanların acıları üstünden tatlı devşiren, derviş misali, ermiş masalı anlatmaya devam.."
Burada "Tatlı devşiren derviş misali ermiş masalı anlatan" yok, burada bu lafın muhatabı yok, yanlış adrestesin. Burada acı paylaşmaya çalışan içi dolmuş insanlar var.
Yok mudur acı çekmenin başka hali? Acı çekerken, acıya neden olan katillere isyan etmek, eleştirmek yanyana olamaz mı?
"Ya acı çekeceksin, ya eleştireceksin" mi olmalı yani? "Eleştirirsen istismarcısın, acın sahte" öyle mi yani?
Şu aşağıdakiler gibi yani:
Tekmeyi atıp "AYAĞI İNCİNDİ" diye 7gün darp raporu alan Yusuf.
"Yuh çekersen tokadı yersin!" RTE
"Fakire dağıtılan kömürü zenginler mi çıkarsın? " İmza: H. ÇELİK
"Tekmene sağlık" İmza YENİ AKİT
" Sağ kurtulduğuna şükretmiyor da devleti eleştiriyor." İmza: "Çapulcu" olmayan bir vatandaş.
Benim "Yazık!" da bunlara ve bunları göremeyip eleşrirene, isyan edene sahtekar muamelesi çekenlere kardeşim.
tek kelıme cınayettır bunun adı.yok bunun otesı.800 tl ıcın canlarından olan ınsanlarımız.bunun vebalını sorumlular nasıl odeyecek nasıl can verecekler.bu cınayetı ısleyenlerın herseyı para olmus gozlerıde doymuyor toprak doyursun gozlerını.uyan halkım narkozdan uyan artık 3-5 kurusa satma hıcbırseyını.
YORUMLAR
İyi de, bu katliama sebep olanlar neden hiç susmuyor?
Neden karşımıza geçip, daha önce Güneydoğu şehitlerimiz söz konusu olduğunda "Askerlik yan gelip yatma yeri değil."e benzer şekilde "Bu mesleğin fıtratı bu" diyebiliyor saygısızca? Fıtratmış! Kimin böyle ölümü hak edecek şekilde yaratılır ki?
Niye apaçık aptal yerine koyarak bizleri 100-200 yıl öncesi Avrupa'dan örnek veriyor gözümüze baka baka? Şimdilerde ölüm vakası olmayan o ülkeleri neden görmezden geliyor?
Neden, kendi annesi rahmetli olduğunda, Mısır'daki Rabia'ya şakır şakır günlerce ağlayabiliyorken buz gibi bakabiliyor şimdi?
Susmadıkları gibi neden acılı insana tekme atabiliyor yalakaları? Neden dış ülkelerden bile yığınla eleştiri yağarken acısının tepkisini gösterenlere yine gaz, yine dayak?
Biz susalım, biz sabredelim öyle mi?
Bunca acının üzerine yüzsüzce tahrik edilirken bile biz yutkunalım hep.
Susmak da, pervasızca öldürülmek de bize düşsün yine...
Acımı burada paylaşmak istemiyorum. Suistimalle kirlensin istemediğim için. Ama görüyorum ki ve olumlu buluyorum beyaztürkler dahil herkes bu zenci!! kardeşlerimize sahip çıkmış burada. Dilerim, yarın aşağılamalardan uzak, aynı saygıyı dirisine de gösteririz bu emektar ama arkalarını döner dönmez cahil dediğimiz insanların.O zaman samimi bulurum yüreklerindeki acıları.Aksi durumda, insanların acıları üstünden tatlı devşiren, derviş misali, ermiş masalı anlatmaya devam..
Derinfrekans; seni kutlamak istiyorum. Eleştirini en azından o an aklına gelen bir kaç çözümle birlikte yaptığın için.
sen ne diyorsun Allah aşkına!?
Yazdığın şu mesajla. "Suistimalle kirlensin istememek"miş!
"Suistimal"in, böyle bir zamanda, herkesin acı ile dolu olduğu günlerde bile bölücülük vurgusunun, kayıtsız şartsız teslim olunmuş diyebileceğimiz ağızların temsilciliğinin kralını yaptığının farkında mısın?
Elma ile armut ayrımına varamadığını göremiyor musun?
"Zenci" sözcüğü, yandaşların bölücülük körüklemesi olarak ürettiği laftır, aklını kullanabilen, az da olsa insa olan vatandaş bu çirkinliği aklına bile getirmez ki dillendirsin.
Cehalet bambaşka bir şeydir canım kardeşim.
Yaşadığımız şu son facianın, katliamın ardında da -canlarını veren, vermeyen, çaresiz bırakılmış, elleri kolları geçim derdi ile bağlanmış emekçileri ayırıyorum- dibine kadar cehalet vardır.
İnsan hayatını bu kadar ucuz görenlere kayıtsız şartsız destek verenlerde, kılıflar uyduranlarda, insan aklını aptal yerine koyanlarda kokar cehalet buram buram, çünkü hinoğluhinlerin ilk ve en önemli silahıdır kullandığı cehalet.
İnsanları zenci- beyaz diye ayırmak sonuna kadar cahil bir aklın ürünüdür.
Ne yazık!
Şuradaki,tek kalp olmuşluğu yansıtan mesajların tmünün içinde ayrık otu gibi duran tek mesajın sahibinin, aklına güvendiğim sen olması ne yazık!..
Açık açık ''mesele yas '' değil yazsınlar ben de anlayım.
''İnsanları beyaz zenci diye ayırmak cahilliktir.'' Söylemek istediğimi senin çok net anladığını da biliyorum. Ünlemle de dikkat cektim zaten.
_Biri ambulans kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmak ister..
_Diğeri sokaktaki ambulansı ters çevirir...
Ben de blogda çizmelerini çıkarmaya çalışanları ayrı tutuyorum.!!
Evet, aslında beymen haklıdır! Üç beş gün sonra onun saçma sapan yazılarına hep birlikte güleceğiz! Uzun uzadiye yazmanın anlamı yok!
Bugün yasanan bu cinayette tek sorumlu olarak bir yeri isaret ediyoruz. Oysa günlerce o madenin sahibi cikip tek bir aciklama yapmamisti. Bugün utanmadan kameralar karsisina gecti ve bizim hatamiz yoktur diyebildi. Yasam odalarinin olmayisini bile hatadan kabul etmedi. 4-5 ay süresi olsa yapacakmis.. Daha önce defalarca kez denetlenmis bir madenden bahsediyoruz. Yangin tüpünü bile yan komsudan alip denetime götüren insanlar var bu ülkede. Bütün bunlar biliniyorken o denetimden nasil olduda olmayan yasam odalari icin bile "temiz" raporu verildi? Denetimi yapan kim? Hangi baglantilari var? Sabotaj paranoyasina kapilmak üzereyim..
Ikinci meselemiz samimiyet! Unutmayacagiz-unutturmayacagiz yalanina karnimiz tok artik! Cünkü bizler balik hafizaliyiz, cabuk unuturuz. Taa ki yeni bir toplu ölüm olana kadar.. Hangi sosyal medya sayfasini acsaniz bu tür söylemlerle karsilasiyorsunuz. Ya hu! Senin cepten baglanacam diye aldigin telefon, orada ekmek derdine hayatini kaybedenin bir maasi kadar. Sen kükremis aslanlar gibi bu tarz mesajlari yazmadan az evvel bilmem ne restoranda yedigin yemegin resmini paylasmissin. O yedigin yemekleri sadece resimlerde gören insanlar var bu ülkede..Onlar 200 metre yerin altinda 1200-1500 tl maasla calisirken sen bilmem hangi gökdelenin hangi rezidansinda viskini yudumluyor piponu tüttürüyordun. Simdide cikmis gencecik insanlari, hayatlarinda belkide kömürü sadece resimlerde görmüs gencleri sokaga dökmeye calisiyorsun. Utanmiyorsunda!..
Gösteri yapacam diye cam cerceve indiren insanlar var bu ülkede. Isci hakkiymis! Pehh! Senin indirdigin cam cerceveyi sen saniyormusun ki patronlar temizliyor? Hakkini savundugun o isciler temizliyor. Sen sonra cikip "isci hakki" diye yalanlar savuruyorsun. Yemiyoruz!..
Bu ülkenin insanlari 1999 yilindaki Gölcük depreminden sonra ölen 17 bin insanin ardindan sadece gözyasi döken degil artik. Bu ülkenin insanlari, yapilan sahte gösteri ve siyaset üzerinden yagmalanan acilarin farkinda artik. Acilari bile siyaset malzemesi yapilan insanlara...
Biz de "bu zihniyet" varken ne yazık ki daha çok acılar çekmeye mahkumuz. Gerçek istismar emeğin istismarı iken bunun görmezden gelinerek devletinden şefkat ve merhamet bekleyenlere destek çıkanları "suiistimal" ile suçlamak ekmeğine yağ sürülenlerin daha da güçlü kılınmasından başka hiç bir işe yaramaz.
Kimse kimsenin yorumuna katılmak aynı fikirde olmak zorunda değildir kuşkusuz. Ama hiç bir dayanağı olmadan "çamur at izi kalsın" misali yapılan yorumlar aslında bizim toplum olarak ne kadar çaresiz olduğumuzu vurgulamaktan başka bir işe yaramıyor. Çocuklarımıza bırakacağımız ülkemiz için bir kez daha kaygılanmaktan, gençlerimizin geleceği için bir kez daha üzülmekten başka elimden bir şey gelmiyor. Yazık çok yazık..
biz artık kusura bakıp bakmama yerlerini çoktan sabrımızla birlikte aştık kardeşim.
Her zamanki gibi ne anladıysam, okuduğumda ne hissettiysem onu yazdım sana. Daha da yazar örneklendirir, gözlere iyice sokardım, öylesine doluyum ama site yöneticilerimin gösterdiği anlayışı suistimal etmeye çekiniyorum.
Ben, şu ". bir çok yorumda çok net görünüyor yapılan istismar.. ''yazık'' kelimesinin yakıştığı yer o yorumların altı olmalı. .." cümlene de asla katılmıyorum; şükür okumam, okuduğumu anlayabilmem yerli yerinde. Buraya mesaj yazan tüm arkadaşların samimiyetine sonuna kadar inanıyorum. Kim etmiş istismar? Ama sen de haklısın; insan yeter ki istesin çarpıtmayı, iter ki istesin, istediği gibi bakmayı...
Senin ağzın iyi laf yapar; bazen -şahsen beni- her zaman gülümsetebilen ve ilerde de gülümstebilecek akıl dolu mizah olarak, bazen de bir laf sokma ustası olarak. Keşke şu hoş deyişi bu konuda rezil etmeseydin:
".... Aksi durumda, insanların acıları üstünden tatlı devşiren, derviş misali, ermiş masalı anlatmaya devam.."
Burada "Tatlı devşiren derviş misali ermiş masalı anlatan" yok, burada bu lafın muhatabı yok, yanlış adrestesin. Burada acı paylaşmaya çalışan içi dolmuş insanlar var.
Yok mudur acı çekmenin başka hali? Acı çekerken, acıya neden olan katillere isyan etmek, eleştirmek yanyana olamaz mı?
"Ya acı çekeceksin, ya eleştireceksin" mi olmalı yani? "Eleştirirsen istismarcısın, acın sahte" öyle mi yani?
Şu aşağıdakiler gibi yani:
Tekmeyi atıp "AYAĞI İNCİNDİ" diye 7gün darp raporu alan Yusuf.
"Yuh çekersen tokadı yersin!" RTE
"Fakire dağıtılan kömürü zenginler mi çıkarsın? " İmza: H. ÇELİK
"Tekmene sağlık" İmza YENİ AKİT
" Sağ kurtulduğuna şükretmiyor da devleti eleştiriyor." İmza: "Çapulcu" olmayan bir vatandaş.
Benim "Yazık!" da bunlara ve bunları göremeyip eleşrirene, isyan edene sahtekar muamelesi çekenlere kardeşim.