Anlayana sivrisinek saz,anlamayana, ..... ..... ...Esasında sözün bittiği yerdeyiz.Allah sabırlar versin ,nur içinde yatsınlar diyebiliyorum ancak.
Uzun süre askıda kaldı yorum, saatlerdir de içimde kaldı bunu sana söyleyememiş olmak Beymen. Benim veya eleştiri getiren diğer arkadaşların duyduğu iç sıkıntısının, kalp ağrısının, döktüğü göz yaşının sahici olup olmadığını sorgulamak, sen de dahil kimseye düşmez, ayrıca ne senin ne de bir başkasının haddine de değil bu. Onlarca kez burada taraf olmadığımı söyledim, yine söylüyorum. Ancak kıt akıllılar bağlı bulundukları ideolojiyi veya her ne ise onu sorgulamadan her türlü pisliğini yalayıp yutarlar. Eleştiride objektif olmak; haksız veya yanlış bulduğun her türlü şeyin karşısında durabilmeyi, sorgulayabilmeyi ve bunu yaparken de aidiyetlerinden/ mensubiyetlerinden sıyrılabilmeyi gerektirir. Bu akılcı bakışı sen de dahil bütün "sütte leke var bir onlarda yok"culara dilerim. Umarım anlatabilmişimdir.
İçimiz yanıyor...Ama onlar ateşlerde..Yorum yazmak istemedim ilk zamanlar tamda Beymen'in anlattığı noktada sıkıntım olduğundan.....Kimse taraf değlim demesin...Herkesin tarafı var:.Kimsede sütüm.ak demiyor zaten..Ama!! Bu saldırgan zihniyet acımızı bile bize yaşatmıyor...Hangi taraf fazla acılarda mı yani?Ortalık toz dumandan görünmezken adam asmaca mı oynayayalım!!?Soma'da can verenlere o partiye oy verenler için müstehaktır diyenler..!! Size bile lanet okumam Allaha havale...Geçin bunları böyle büyük acıda bile !!BİR'' olamıyoruz......Bu saldırgan zihniyetin bir dönemde ne acılar yaşattığını şimdi daha iyi görebiliyorum..Allah bir daha bizi bu ellere düşürmesin.....Sorgularız...yargılarız..Hatalarını gösteririz. ama yinede bu saldırgan zihniyetin yaşattıklarını ALLAH bize bir daha yaşatmasın diyede dua ederiz...
CeZbe...
eğerki somada maden ocağında ölüm olmasaydı, o madenlere giren insanların dertlerini asla kimse dinlemez, keyfini sürmeye devam ederdi.. Ölüm olunca kayıp olunca bişeyleri sorgulamak saçma geliyor.
Sakın demogoji yapmayın burada.
Yaptığım yorumun ne kadar yerinde olduğunu görmek için portala inmeye gerek yok. Şu sayfaya baktığınızda ve yorumu mu önyargısız anlamaya çalıştığınızda bu gerçeği görürsünüz.
Yorumlar yapılırken, hala maden ocağı içerisinde insanlar vardı.Sağ olma olasılıkları bile sözkonusuyken ; okudum ben bu paylaşımı ve yorumları. Elimizden elbette hiç bir şey gelmiyor, sadece sağ kurtarılacak tek bir can ve canların haberinin yolunu gözlüyorduk.
Blogda ne gördüm. Elimizden madem birşey gelmiyor; birlik beraberlik ( birlik beraberlik demek ; aynı siyasi görüş birliği .. demek değildir... ) içerisinde kenetlenip, dualarla iyi haberler beklemek yerine, blogda ithal LANETLER okunduğunu gördüm. Bu orada kurtarılmayı bekleyen, hayatını kaybetmiş insanlar ve yakınlarına benim nazarımda çok büyük bir saygısızlıktır. Yaşanılan vaka karşısındaki üzüntümü burada ki bu saygısızlılar ile birlikte paylaşmayı istemedim.
Sinekten yağ çıkarma fırsatçılığı yapanlara da tepkimi koydum. Ayıptır.. hala cenazesine kavuşamamış , yol gözleyen insanlar var...
Şimdi de son kez, nikimle hitap eden arkadaşlarıma sesleneyim ve bu konuyu kapatayım.Çünkü yapılan saygısızlığa daha fazla ortak olmak istemiyorum. Arkadaşlarımı önemserim.Burada blogda katılım sağlayan herkesi önemserim. Ama bugün Soma daha önemli benim için..
Sat_Agraha; eminim gerçek hayatta da tavlayı güzel oynuyorsundur.Çünkü burada çok iyisin. Ama SOL elinle attığın zaman zar tutuyorsun.Sana ''SAĞ elinle at'' diyemem elbet. Ama hiç olmazsa bkogda fincanla(tarafsız) at lütfen.Çünkü senin gibi ustaya blogda zar tutmak yakışmıyor.Ve buradaki insanlar senden zar tutmasını değil, tavla oynamasını öğrensinler. ''Sana yakışan budur'' kanaati ağır basıyor bende.
Cezbe; külhanbeyi tavırların, sadece estetiğini yok ediyor..Korkuyorum birgün kendi nefretinde boğulacaksın diye...
Veee MED....; arkadaşım, eğerki bu yaşadığımız elim olaydan sonra ,bu olayı milad kabul edip, hayatının geri kalan bölümünde farklı bir yaşam süreceksen, ne bileyim, kazan dairesinde yaşayacaksan veya, hergün hatim indireceksen ...yukardaki yorumun başım üstüne... Ama yok normal hayatını idame ettireceksen, yukarıdaki yorumunu al, içini doldurda gel lütfen.
.... bazen cidden kırılıyorum. beni anlamak bu kadar zor mu ? diye...
Yıl 17 ağustos 1999 GÖLCÜK DEPREMİ
Ölü sayısı resmi raporlara göre 17 bin civarında resmi olmayan raporlara göre 50 bin civarında...o depremin acısını hala yaşıyoruz.somadaki ölen madencilerin acıda hep yüreklerimizde kalacaktır..burada kafamı kurcalayan bir şey var.madencilerin acısını yaşarken birileri meydanlara çıkıp eylem yapmaları,hükümete karşı protesto gösterileri v.s tamam kabul ettikte soruyorum o kişilere ve medyaya 17 bin insanımızın öldüğü depremde neden bu kadar duyarlılık göstermediniz.bu işte başka dolaplar dönüyor arkadaş...
Madende ölen insanlarımızın yakınlarına vermiş olduğu acıyı bende yaşıyorum.hepsine ALLAH tan rahmet yakınlarınada sabır diliyorum.... ASIKES27
Höyttttttttttt "Kimse taraf değilim demesin!!!!!" TARAF DEĞİLİM. Bir sonraki dönem X partisi iktidar olursa ve ben onları da eleştirirsem bu defa da bugün iktidar olanların tarafında mı olmuş olacağım? Bu niyet okumalardan vazgeçin, komik oluyorsunuz zira. Aynı hükümet yetkililerinin çıkıp "sorumluları cezalandıracağız" diyerek kendilerinin gram suçu yokmuşcasına işin içinden sıyırması gibi. Devletin denetleyemeyen denetçilerinin piyasada hiç mi hiç gözükmemesi gibi.
Beymen efendi gelir "istismar" der, ulu insan Anka gelir "tarafsın" der. "İstismar ediyorsunuz" diye gereksizlik yapan insanlara karşı kendimizi savunuyoruz diye öteki gelir "demogoji yapıyorsunuz" der. Demogoji yapanları izliyoruz ekranlarda. Sanki ilk kez maden ocağı kazası oluyor ülkede. Koskoca bir bakanlık kurmuşlar, ne iş yapmış bu bakanlık bilmem kaç yıldır? Ben mi düşüneceğim maden ocaklarındaki insan güvenliğini? Şu yazıda da yaptığım yorumlarda da gram siyasete girmeden, ajitasyon yapmadan, kalbimi susturup aklımla yazmaya çalıştım. Sizler de çalışsanıza biraz arkadaş, biraz yani çok değil. Akıl yahu!!!
beymen,
neden kırılıyorsun ki anlaşılamamana?
Evet çok zor anlamak bazı insanları, ben anlayamıyorum.
Sonra kalkıp kırılıyorsun. Sen sordun mu kendine "Ben anlıyor muyum onları?" diye?
Anlatmaya da çalıştım ama zerre kadar anlayamamışsın meramı.
Ben
hiç kırılmadım sana. Şaşırdım, kızdım, üzüldüm, evet ama hiç
kırılmadım inan. Çok daha başka, çok daha önemli kırılmışlıklar
yaşıyorum zira şu günlerde, yine.
Aramızda özel muhabbet konusu -
ki hiç hoşlanmadım bu örnekten- tavla meslesiyle benim düşüncemi
karalaman ne garipti. Uymadı kardeşim, hiç uymadı.
O kadar çok şey
yaşadım ki, ölümlerde sağı-solu karıştırmamayı , ölüme bu sığlıkta
bakmamayı çoktan öğrendim ben. Sağ- sol meselesi yaşam biçimlerindeki
hayat görüşüdür, ölümlerin değil.
Ölüm başka bir şeydir; düşündürendir, sorgulatandır, insanı insana hatırlatandır.
Yazdıklarımın
sağ ile, sol ile ilişkilendirilmesi, benim kafamın, vicdanımın zerre
yanından geçmeyecek sığlıkta. Çok şaşırdım, yazdıklarımı sağa-sola nasıl
bağladığına, Çok mu zorlandın o satırlardan bunu çıkarmaya?
Ama demek ki sen, her olaya o pencereden bakabiliyorsun. Gerçekten yazık ama ya! Bu bakışa da yazık, bu bakışların kurbanları olan bizlere de yazık!
Hiç mi olan biteni izlemiyorsunuz? Onca isyanın kökünde sol bakış mı var hep?
Akıl nerede? Fİkir nerede? Objektif olabilmek nerelere kaçtı sizde? İnsanın gerçekten aklı almıyor.
Lütfen,
bana, insanlara "yakışan elbise biçmekten" vaz geç(in.) Benim elbisem
vicdanımla uyumlu olarak çoktan biçildi kendi aklımla, kendi görme,
düşünme, sorgulama, yorumlama yetimle. Özümden memnunum, vicdanım çok
rahat ama birlikte yaşamak zorunda olduğum şu toplumun bir kesimi
yüzünden mutsuzluğu çok sık yaşıyorum.
Tevekkülü bilirim; ölüm kendi kendine geldiyse kabullenir insan olan.
Ama
açık seçik başka insanların, bile bile itelemesiyle göz göre göre
yapışırsa, sorgular insan aklı, eleştirir. -Elbette her gelen Allah'tan
ama Allah, "Akıl verdim size" diyor.-
Ve yaşanan acıya neden olanlar,
ahlaksızca konuşur, edepsizce saldırırsa tekmeyle yumrukla, küfürle,
tehditle bir de üzerine, işte o zaman öfke acının kankardeşi olur.
Empati yapmak gerek, ama katil aklıyla değil, o katillerin aldıkları canlarla, o canların ardında bıraktıklarıyla...
Bu
katliam olduğunda, öyle şok falan olmadım ben, ilk başta sadece içim
yandı cayır cayır, o şoka girmememe neden olan, yaşananların ayak
seslerinin gümbür gümbür gelişini gördüğümdendi. Biliyordum ki, insan
canının bit kadar değeri yok bu ülkede.
Şimdilerde, pek çok insanımız gibi hem acılı hem de çok öfkeliyim.
Varsın
sizin bakışınızda, siz " saygılı, sabırlı, tevekkel" kalın, biz,
"Saldırgan" olalım bu anlayışın gözünde, hiç dert değil inan. İçimdeki
acı, isyan yangını, öfkenin yanında esamesi okunmaz.
"Sabır"mış,
"Ölüye saygısızlık"mış, o kadar içi boşaltılmış laflar ki bu olayda
benim için. O yüzden bu yönde yazılanlar hikaye bana da; göstermelik,
kılıflık, zerre eleştiri yapmadan eleştirene suç biçme nedeni...
İnsan
olan, ölümlere, olaya, olaydaki -bilinçli- ihmaller zincirine, o
ölümlere neden olan katillerin, yaşanan acının merkezini delik deşik
edecek şekilde parçalayan tehditlerine, pişkin söylemlerine, giderek
azgınlaşan tekmelere, yumruklara, bu ağır tahrike isyan eder kardeşim!
Hiç mi görmüyor duymuyorsunuz?
Bu
katliamın kurbanlarının yaşadıklarını görüp de susmak bence onlara
saygısızlık esas. Ve, sırf daha önce yaşananlarda olduğu gibi, geçim
derdinden, bu şartlara mahkum edilmişlikten yine aynı şekilde ölümün
kıyısında gezeceklere saygısızlık, duyarsızlık. Esas o ahlar vahlar sahtekar.
Sabır sabır, nereye kadar kardeşim? Ses çıkarın ses!
Ses
çıkarmak içinizden gelmiyorsa da eyvallah! Ama çıkaranları
dürtüklemeyin bari daha fazla sağ-sol gibi, particilik, bilmemnecilik
gibi taraflı, sığ kaygılarınızla.
Bu blogda yaptığın neydi?
İnsanlar
acılarını paylaşmaya çalışıyor, pat den geliyorsun, -senden sonra
başkaları da geldi- efendim "Acımı burada paylaşmak istemiyorum."muş.
İstemiyorsan paylaşmayacaksın arkadaşım, bu kadar basit ya da bu
cümleyle başlamayacaksın. Ama akıtacak zehrin vardı değil mi? "
Suistimalle kirlensin istemediğim için." peşinden geliyor. Yok beyaz,
yok zenci çomaklayıp, o paylaşan insanlara haksıca hakaret ediyorsun;
"İstismarcı, sahtekar" yaftalarıyla hedefe koyuyorsun. Zorla
dürtüklüyorsun yani, var olanlar yetmezmiş gibi. Sonra da, "Beni anlamak
zor mu?" Zor evet. Bu hali anlayamam ben.
"Birlik beraberlik"miş! Keşke ayrımcı söylemlere kafa yormayıp acıda, öfkede, isyanda da bir olabilseydiniz...
İstismar, bu katliamın ta kendisi işte, o kadar net, o kadar bariz ki, nasıl, nereden bakıyorsunuz da öfke katmerliyorsunuz?
Ben
artık, bu aynı kafanın ortak ağızlarından; "Cenazeleri kullanıyorlar,
ortalığı kışkırtıyorlar, zamanlama manidar, acıdan besleniyorlar, dolap
dönüyor - he dönüyor da esas dolap tam ters yönde-" laflarından kusma
raddesine geldim çoktan. Adeta bir fotokopi makinesinin tek nüsha
çıktısı gibi.
İnsan olan üzülür, insan olan haksızlığa isyan eder, insan olan sabrını nerede kullanacağını bilir.
Bir kez daha anladık ki, bu ülke insanları olarak, giderek artan biçimde SAHİPSİZİZ.
Ne kadar acı değil mi?..
Sana ve sen gibi yapanlara gitsin Nazım'ın en sevdiğim şiirinden şu bölüm:
"Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!"
Pisi pisine ölümlere sebep olanlara sen lanet okuma arkadaşım. Lanet okumamayı, eleştirmemeyi fazilet bil sen. Böyle devam et. Benim estetik kaygım filan yok. Hanımefendi kişiliğime zeval gelmesin diye kırk takla atacak, aman tepki almayayım diye, ya da muhalif olan arkadaşımdır diye şirincik tavrı takınacak tiplerden değilim.. Bu önlenebilecek ölümler karşısında, önlem almayıp göz yumanlara, birbirlerini aklamaya çalışan çıkar birlikteliği güdenlere nefret duymayan benim gözümde insan vasfında da değildir. Siz sinirlerinizi aldırmış ve duyarsızlaşmışsanız veya gözlerinizi gerçeklere kapamışsanız bu beni alakadar etmez. Yazı ve yorumlar duyarsızlaşan bünyelerinizi irite etmişse uzak duruverin, kimse silah zoruyla okutmuyor, yorum yapın demiyor. Ayıpmışmış nasıl lanet okurmuşmuşum. Hadi ordan ya!!! Benim fazilet ve insanlık anlayışım böyle. Herkesin insanlık muhasebesi kendine. Öbür tarafta herkes yalnız hesap verecek sayın duyarlılık kumkumaları.
Ben tarafım TARAF!!! Bunu saklamıyorum. Açıkça söylüyorum. Ben içeriye kül ve su püskürtülerek içeride taşlaştırılan insanlardan yanayım. Ben kendilerinden merhamet esirgenenlerden yanayım. Ben o maden ocağı için verilen soru önergesini reddedenlerden yana değilim. Onların karşısındayım. Ben o madeni denetleyip “mükemmel” raporu verenlerden yana da değilim. OLAMAM!!. Hele felaketten canı yananları, tartaklayıp aşağılayanlardan yana asla olamam! Ben madenin eksiklerini belirten raporu yazan müfettişten yanayım. Hani o izi kaybettirilen!!”Ben bu olay tam da Gezi olaylarını yıl dönümünde oldu. Zamanlama manidar. Sabotajdır”diyenlerden yana değilim. Veeee, ben 1999 depreminde yaptığı binalar çöküp insanları öldüren müteahhitlerin il genel meclisi üyesi yapılmasına karşıyım. Son olarak ben bütün bu yapılanları alkışlayamam maalesef. Bu nedenle göğsümü gere gere tarafım ben!! Olmayanları da esefle karşılıyorum.
Ulusal bir felaket olmuş, Adana, İzmir,
Yalova, Hakkari, ye kadar uzanan bir acı silsilesi. İnsani duygulara sahip
herkesin içi sızlıyor. Burası da bir portal herkes içindeki acıyı buraya
aktarıyor. Kimsenin böyle bir olayı suiistimal etme ihtimali ne kadar akla yatkın! En azında insani olarak düşündüğün zaman!
Sonra sen çıkıyorsun bloğa adeta karbon
monoksit gazı etkisi yaparak insanların iyi niyetini, duygularını zehirliyorsun.
Ne farkın kaldı; müstahaktır diyenle, ne farkın kaldı tekme atanla, ne farkın
kaldı yumruk atanla veee... ne farkın kaldı soma ya toma ile su sıkmanla.
Madem ki böyle bir cümle kullandın beyaz ve
siyah Türkleri parmakla say onları da kendilerini bilsinler. Ortaya bir laf
atıyorsun buradaki herkesi kömür karasına boyuyorsun.
Benim bazı yorumlarında bildiğim beyaz Türk,
bölgesel milliyetçi beyman33 vardır. Senin de tanıdığın varsa sen yaz! Bende sakın
kanıt isteme, zira gamyunun arşivi çok büyük!
Doldurmam gereken boşluk vardı!
Yazdıklarımdan bunları anlamışsın. neyse bu ilk değil..'' Herkese hakaret edip kendince aşağılama hakkını kendinde gören Ulu! CEZBE . Bende eğreti durmuş.Bak sana yakıştı... Yorumlarında ki üslubunun seviyesi sebebiyle .o uslupta karşılık vermek istemeyenleri , susturdum sanman ve bunu gercekten de böyle düşünmen ne vahim.. ..Mevlana'nın bir sözü var hani..kimlerin neden sustuğu kimlerin de ne sandığı ile ilgili...Böyle bir yazıyı buralara kadar getirdiğin için tebrikler!!!
CeZbe CEVAP İSTİYORUM CEVAP.....
Bu patlama olmadan, ölümler olmadan evvel;Sen kendi keyfinde, öbürü kendi keyfinde, sıcacık yataklarınızda uyurken o maden ocaklarına giren işçilerin "ÖLÜM OLMASAYDI" Hangi biriniz o insanların dertlerini dinlerdi çok merak ediyorum.. bu soruyu soruyorum herkese??
Lütfen Med..kanıt bölgesel milliyetçiliğime. Yazdığım hiç bir blogu silmedim. Yorumlarımda portalda. Kuru sıkı magandalığı yapmadan, kanıtla.. Burada siyaset yapanlar düşünecek '' MÜSTEHAKTIR'' diyenlerle farkını. ben değil. Vicdan biraz ya!! biraz vicdannnnn...
Müstehaktır diyeninde, tekme atanında sonuna kadar karşısındayım.
Eğer benim yorumumla kirlenmişse blog, kirlenmek bazen güzeldir
İnsanların acılarını 2. plana atıp, siyaset yapma gafletinde bulunanlara tepkim. Tekme atana tepkim. Müstehak diyenlere tepkim.
Kanıtla, buraya sonkez dönüp herkesin huzurunda özür dileyeceğim. Ama bir kanıtın yoksa, lafı eveleyip gevelemek yerine sende aynı yürekliliği göster ve özür dile... okurlardan.
Ben kimseye hakaret filan etmedim. Asıl hakaret sizin tarafınızdan geldi, kendinizi ne zannediyorsunuz ki başka insanların acılarının sahte olduğunu iddia edebiliyorsunuz siz? Sen biraz kafanı lise seviyesi Ahmet Altan kitaplarından kaldır başka şeyler oku da bir dünya görüşü sahibi ol. Keza sen de öyle Beymen, şurada konuyla ilgili onlarca soru sordum sana, hani cevapların? Ancak çekişme yaratıyorsun. İnsanı zorla zıvanadan çıkarıyorsunuz. Yazıyı buraya getiren benim öyle mi? Aklınızı öpeyim sizin!!!
Sevdaçiçeği bakın sizi tanımıyorum, dolayısıyla sizinle ilgili fikir sahibi de değilim.. Ama çok komik sorunuz. Ben vatandaş olarak bunlardan haberdar olmak zorunda değilim. Ben, "yaşam odası" nedir, Türkiye'nin maden ocaklarındaki durumu nedir" vs. türü şeyleri bilmek zorunda da değilim. Bunlarla bizi yönetenler ilgilenir. İlgilenemedikleri için şu an bütün bunlarla muhatap oluyoruz. Sorularınızın hedefi ben olmamalıyım. Neredeyse bu yazıyı yazdım diye beni suçlu çıkaracaksınız.
Bu yaşadığımız kapitalizmin dibine vurmuş politikaların bir sonucu. Kapitalizm, insanların ensesine basar ve öyle yol alır. Adaletsiz kalkınma işte böyle bir şey. Bu politikaları güdenlerin gözünde insanın kıymeti olamaz. İnsanın kıymeti olmayan bir dindarlık biçimi de düşünülemez. Bu çelişkileri görmemek için sahiden akıl yürütme mekanizmalarında sıkıntısı olmalı insanın. İlber Ortaylı'nın cehaletle ilgili çok yerinde tespitleri vardır. Kendisini biraz itici bulsam da, bazı insanlara yönelik malum repliğini şurada söyleyesim geliyor, çünkü gerçekten tam da hak ettiğini odur bazılarınızın. Neyse... bilen bilir, bilmeyen öğrenir, içimde kalsın.
-------------------------------------------------------------
CeZbE [15-03-2014 00:21
Yukarıya eklediğim foto -inşallah başarılı bi yükleme olmuştur- olup bitenlere gözlerini ve kulaklarını kapayanlara hediyem olsun. 30'unda gerçeklere kapadığınız algınızla, gözlerinizi kapayın ve vazifenizi yapın. Sizden beklenen ve istenen yegane şey odur çünkü. Birey olarak gözlerinde ot kadar bile değeriniz olmadığını gün gelip idrak edebilmeniz temennisiyle. ----------------------------------------------
Bakın bu alıntıladığım daha önce yazdığım bir yazıdaki yorumumun konuyla ilgili kısmı. İnsanın gözlerindeki kıymetinin ne kadar ucuz olduğunu çok acı bir şekilde gördük. Keşke haksız olmuş olsaydım, keşke.... Tatlı rüyalar.
konu nerden nereye gelmiş ya yazık ki yazık 301 tane emekçi kardeşimiz ölmüş bende dahil yorumlarda hiç kimse bi dua edin dememişisiz noluyoruz arkadaşlar bi silkinin bi kendinize gelin lütfen çıkmış bitane işgüzar sözüm ona gazeteci bunlara müstehaktır diyor biraz kaba olacak ama e çüş artık yani öldüler iyi oldu demeye getiriyor biz bumuyuz ALLAH aşkına şurda yorum yapanlar acıyı unutmuş birbirini eleştirmekle meşgül çok şey yazacam ama işin tabiri caizse çılgı çıkıcak bırakın artık didişmeyi lütfen :((
Beymen sen o konuşmanın tamamını okudun mu veya dinledin mi? "İroni" denen bir şey vardır bilir misin? Okuma, dinleme, dinlesen de anlama. Haberin başına bir baktın mı tamamdır, çözdün olayı. "Müstehaktır dedi!!!!!" Gülünecek haliniz var, benim gülecek halim yok. Allah herkese okuduğunu anlama, anladığını akıl süzgecinden geçirebilme ve doğru yargılara varabilme kabiliyeti versin.
Siyaset asıl sizin yaptığınız. Yandaşlığınıza dokundu ucu diye tepki gösteriyorsunuz çünkü. Alttaki neden o. Ben sadece sorumluları eleştirdim. Karşı fikri olan yazar, fikri olmayan da sizler gibi konuyu başka mecralara çeker. Bu da bir çeşit algı yönetimidir. "Yolsuzluk" dersin "özel hayata müdahale" derler, "çocuk yaşta insanları öldürüyorsunuz" dersin, "vayy bunu siyaset malzemesi yapıyorsunuz" derler. Aynen sizin şu yazının altında yaptığınız gibi... Yerse yani...
CeZbE
SELAMLAR SİZE...
Selam Allahın selamı ..yada Merhaba buda bir Selam..ayrışmadan bölünmeden böldürülmeden.
Bakınız!
Ağlanacak hale aşağı ve yukarı çevrelerin değindiği gibi değinmişsiniz,burada yazılacak tek kelam Allahtan rahmet dilemek.Kalanlara sabır dilemek.Onlara uzanan ellere destek vermektir.Siyasi yazılan tüm yazıları reddediyorum.
Acımız Büyük.
Yani Cezbecim ilk yorumum ne de güzel yakıştı sana. Fazla söze gerek yok. Eğer ki her ne olursa olsun ''müstehaktır '' diyen birine tepkini koymuyorsan... lanet okumuyanları , duyarsızlıkla itham ediyorsan kalkıp bana acım büyük diyemezsin.Gerçekten acı hissediyorsan ''müstehaktır '' diyenle yanyana poz vermezsin
Çok şuursuzca yazıyorsun. Biraz kendine gell bence. İlk yorumuma bakarsan adam gibi eleştiri getirene nikini de yazarak kocaman bir teşekkür var benden.Bak yukarı yorumlara. Kimler var kimler. Duygularını siyasetten arındırmış, Soma'nın acısına yüreğini koymuş...Ben bu insanların elini öperim. Ve onlardan gerçekten özür diliyorum, seninle polemiğe girip, kendim için istemediğimi onlara yaptığım için.Burada paylaştıkları acılarını istismar ettiğim için !!
Gel Cezbe kazaya bıraktığın şu yası birlikte tutalım.Sonra yine yaparsın eleştirini. Olur mu ?
Küfür de etsen cevap vermeyeceğim sana bu blogda artık.
Sat Agraha ...
Son yorumunuzu okuduğumda , bu kadar reel bir bakış açısına sahip olmanız ve insanlık değerlerinin sığ siyasetin üzerinde olduğunu anlatma çabanız ki çok başarılı olduğunu düşünüyorum inanın ki umuduma ışık oldu...İlk yorumumda inanmak istiyorum demiştim.Umutsuz değildim ama böylesine akilane yorumları okudukça var olan umut çiçeklerimin renkleri canlandı....Size samimi bir teşekkür etmek isterim.
Siyaset toplumların refahı için yapılır...Amaç her daim ilk olarak insan olmalı...İnsanı üretim faktörlerinden olan sermaye ve toprak gibi algılarsak ki maalesef burada açık ve net görülüyor öyle adledilmiş , bu hazin kayıpları yaşamaya devam ederiz.Öncelikli olarak insan hayatını koruyamayan ,can güvenliğini sağlayamayan siyasileri elbette eleştireceğiz..Bizi baştaki adamların ideolojileri ilgilendirmiyor.Şöyle bir dokunmaya kalktığımızda ki ortada ciddi bir ihmal var ve bu ihmalin bedeli, sayısını söylerken bile hicap duyuyorum 301 adet insan hayatı ...Benim için sayının bir olması bile acının büyüklüğünü değiştirmezdi zira ortada normal bir ölüm yok.Kaderlerine mahkum edilmiş üretim faktörü algılanmış , yaşama hakları ellerinden alınmış 301 aile...
Bu gerçeği görmeye çalışmak şurada dursun anlatmaya gayret eden kişilere karşı sanki bu gerçeği sadece başıbozukluk olsun tavrıyla dillendiriyormuş gibi bir kisveye sokmaya çalışmak üzerine inanılmaz bir refleks gelişmiş ve ben bunu anlamakta zorlanıyorum.Evrensel değerler ,insan hayatı diyoruz ...Var mı bundan ötesi.
Trafo değil karbonmonoksit birikmesi ...O ya da bu...Eğer bunları denetleyemediyseniz kabahatlisiniz. Eğer bu insanları ölüme yolladıysanız, en kutsal hakları olan yaşama haklarını ellerinden aldıysanız kabahatlisiniz.Bu kocaman bir gerçek.Bunu hala görememek ve sanki karnınıza şiş sokuyormuşuz gibi algılamak da neyin nesi.Bunu babam yaptıysa o ,ben yaptıysam ben,taşeron mu devlet mi yoksa maaile hepimiz mi önemi yok ki !
İnsan hayatının önemsizliğine defaatle şahit oluyoruz ve bu canımızı yakıyor..Bir yurt dışı seyahatim sırasında, içeri çökmüş yaklaşık 50 cm 'lik arnavut kaldırımı tarzı yol döşemesinin dört tarafına kırmızı beyaz şeritler geçirilp '' emergencia '' ibaresi her yerden görülen koca dört adet tabela yerleştirilmiş haline bakarken rehberin adımı yüksek sesle zikretmesinden sonra kendime gelmiştim.Orada bu değerleri sorgulamıştım ve dağılmıştım .Oraya ayağınız girse en fazla yere düşerdiniz.Vatandaşlarına gösterdikleri saygı karşısında hayranlık ve ne yazık ki olmamalı ama şaşkınlık içinde dalıp gitmiştim uzak uzak yerlere o an.. '' Rögar kapaklarının açık bırakıldığı yerde hayatlarını kaybeden çocukların ülkesinden geliyorum ey ahali ! '' diye çığlık atasım gelmişti...
Söylemek istediğimizi biraz vicdanla değerlendirin...İnsanca yaşamak istiyoruz .İnsanca barınmak insanca eğitilmek insanca çalışmak v.b.
Ve bu kabiliyeti gösteremeyecek siyasileri istemiyoruz.İster sağğğğğğğğ ister solllllllllll !!!!!!!!!!!!!!!!!!!! iSTER ALİ İSTER VELİ.
YORUMLAR
eğerki somada maden ocağında ölüm olmasaydı, o madenlere giren insanların dertlerini asla kimse dinlemez, keyfini sürmeye devam ederdi.. Ölüm olunca kayıp olunca bişeyleri sorgulamak saçma geliyor.
Sakın demogoji yapmayın burada.
Yorumlar yapılırken, hala maden ocağı içerisinde insanlar vardı.Sağ olma olasılıkları bile sözkonusuyken ; okudum ben bu paylaşımı ve yorumları. Elimizden elbette hiç bir şey gelmiyor, sadece sağ kurtarılacak tek bir can ve canların haberinin yolunu gözlüyorduk.
Blogda ne gördüm. Elimizden madem birşey gelmiyor; birlik beraberlik ( birlik beraberlik demek ; aynı siyasi görüş birliği .. demek değildir... ) içerisinde kenetlenip, dualarla iyi haberler beklemek yerine, blogda ithal LANETLER okunduğunu gördüm. Bu orada kurtarılmayı bekleyen, hayatını kaybetmiş insanlar ve yakınlarına benim nazarımda çok büyük bir saygısızlıktır. Yaşanılan vaka karşısındaki üzüntümü burada ki bu saygısızlılar ile birlikte paylaşmayı istemedim.
Sinekten yağ çıkarma fırsatçılığı yapanlara da tepkimi koydum. Ayıptır.. hala cenazesine kavuşamamış , yol gözleyen insanlar var...
Şimdi de son kez, nikimle hitap eden arkadaşlarıma sesleneyim ve bu konuyu kapatayım.Çünkü yapılan saygısızlığa daha fazla ortak olmak istemiyorum. Arkadaşlarımı önemserim.Burada blogda katılım sağlayan herkesi önemserim. Ama bugün Soma daha önemli benim için..
Sat_Agraha; eminim gerçek hayatta da tavlayı güzel oynuyorsundur.Çünkü burada çok iyisin. Ama SOL elinle attığın zaman zar tutuyorsun.Sana ''SAĞ elinle at'' diyemem elbet. Ama hiç olmazsa bkogda fincanla(tarafsız) at lütfen.Çünkü senin gibi ustaya blogda zar tutmak yakışmıyor.Ve buradaki insanlar senden zar tutmasını değil, tavla oynamasını öğrensinler. ''Sana yakışan budur'' kanaati ağır basıyor bende.
Cezbe; külhanbeyi tavırların, sadece estetiğini yok ediyor..Korkuyorum birgün kendi nefretinde boğulacaksın diye...
Veee MED....; arkadaşım, eğerki bu yaşadığımız elim olaydan sonra ,bu olayı milad kabul edip, hayatının geri kalan bölümünde farklı bir yaşam süreceksen, ne bileyim, kazan dairesinde yaşayacaksan veya, hergün hatim indireceksen ...yukardaki yorumun başım üstüne... Ama yok normal hayatını idame ettireceksen, yukarıdaki yorumunu al, içini doldurda gel lütfen.
.... bazen cidden kırılıyorum. beni anlamak bu kadar zor mu ? diye...
Ölü sayısı resmi raporlara göre 17 bin civarında resmi olmayan raporlara göre 50 bin civarında...o depremin acısını hala yaşıyoruz.somadaki ölen madencilerin acıda hep yüreklerimizde kalacaktır..burada kafamı kurcalayan bir şey var.madencilerin acısını yaşarken birileri meydanlara çıkıp eylem yapmaları,hükümete karşı protesto gösterileri v.s tamam kabul ettikte soruyorum o kişilere ve medyaya 17 bin insanımızın öldüğü depremde neden bu kadar duyarlılık göstermediniz.bu işte başka dolaplar dönüyor arkadaş...
Madende ölen insanlarımızın yakınlarına vermiş olduğu acıyı bende yaşıyorum.hepsine ALLAH tan rahmet yakınlarınada sabır diliyorum.... ASIKES27
neden kırılıyorsun ki anlaşılamamana?
Evet çok zor anlamak bazı insanları, ben anlayamıyorum.
Sonra kalkıp kırılıyorsun. Sen sordun mu kendine "Ben anlıyor muyum onları?" diye?
Anlatmaya da çalıştım ama zerre kadar anlayamamışsın meramı.
Ben hiç kırılmadım sana. Şaşırdım, kızdım, üzüldüm, evet ama hiç kırılmadım inan. Çok daha başka, çok daha önemli kırılmışlıklar yaşıyorum zira şu günlerde, yine.
Aramızda özel muhabbet konusu - ki hiç hoşlanmadım bu örnekten- tavla meslesiyle benim düşüncemi karalaman ne garipti. Uymadı kardeşim, hiç uymadı.
O kadar çok şey yaşadım ki, ölümlerde sağı-solu karıştırmamayı , ölüme bu sığlıkta bakmamayı çoktan öğrendim ben. Sağ- sol meselesi yaşam biçimlerindeki hayat görüşüdür, ölümlerin değil.
Ölüm başka bir şeydir; düşündürendir, sorgulatandır, insanı insana hatırlatandır.
Yazdıklarımın sağ ile, sol ile ilişkilendirilmesi, benim kafamın, vicdanımın zerre yanından geçmeyecek sığlıkta. Çok şaşırdım, yazdıklarımı sağa-sola nasıl bağladığına, Çok mu zorlandın o satırlardan bunu çıkarmaya?
Ama demek ki sen, her olaya o pencereden bakabiliyorsun. Gerçekten yazık ama ya! Bu bakışa da yazık, bu bakışların kurbanları olan bizlere de yazık!
Hiç mi olan biteni izlemiyorsunuz? Onca isyanın kökünde sol bakış mı var hep?
Akıl nerede? Fİkir nerede? Objektif olabilmek nerelere kaçtı sizde? İnsanın gerçekten aklı almıyor.
Lütfen, bana, insanlara "yakışan elbise biçmekten" vaz geç(in.) Benim elbisem vicdanımla uyumlu olarak çoktan biçildi kendi aklımla, kendi görme, düşünme, sorgulama, yorumlama yetimle. Özümden memnunum, vicdanım çok rahat ama birlikte yaşamak zorunda olduğum şu toplumun bir kesimi yüzünden mutsuzluğu çok sık yaşıyorum.
Tevekkülü bilirim; ölüm kendi kendine geldiyse kabullenir insan olan.
Ama açık seçik başka insanların, bile bile itelemesiyle göz göre göre yapışırsa, sorgular insan aklı, eleştirir. -Elbette her gelen Allah'tan ama Allah, "Akıl verdim size" diyor.-
Ve yaşanan acıya neden olanlar, ahlaksızca konuşur, edepsizce saldırırsa tekmeyle yumrukla, küfürle, tehditle bir de üzerine, işte o zaman öfke acının kankardeşi olur.
Empati yapmak gerek, ama katil aklıyla değil, o katillerin aldıkları canlarla, o canların ardında bıraktıklarıyla...
Bu katliam olduğunda, öyle şok falan olmadım ben, ilk başta sadece içim yandı cayır cayır, o şoka girmememe neden olan, yaşananların ayak seslerinin gümbür gümbür gelişini gördüğümdendi. Biliyordum ki, insan canının bit kadar değeri yok bu ülkede.
Şimdilerde, pek çok insanımız gibi hem acılı hem de çok öfkeliyim.
Varsın sizin bakışınızda, siz " saygılı, sabırlı, tevekkel" kalın, biz, "Saldırgan" olalım bu anlayışın gözünde, hiç dert değil inan. İçimdeki acı, isyan yangını, öfkenin yanında esamesi okunmaz.
"Sabır"mış, "Ölüye saygısızlık"mış, o kadar içi boşaltılmış laflar ki bu olayda benim için. O yüzden bu yönde yazılanlar hikaye bana da; göstermelik, kılıflık, zerre eleştiri yapmadan eleştirene suç biçme nedeni...
İnsan olan, ölümlere, olaya, olaydaki -bilinçli- ihmaller zincirine, o ölümlere neden olan katillerin, yaşanan acının merkezini delik deşik edecek şekilde parçalayan tehditlerine, pişkin söylemlerine, giderek azgınlaşan tekmelere, yumruklara, bu ağır tahrike isyan eder kardeşim!
Hiç mi görmüyor duymuyorsunuz?
Bu katliamın kurbanlarının yaşadıklarını görüp de susmak bence onlara saygısızlık esas. Ve, sırf daha önce yaşananlarda olduğu gibi, geçim derdinden, bu şartlara mahkum edilmişlikten yine aynı şekilde ölümün kıyısında gezeceklere saygısızlık, duyarsızlık. Esas o ahlar vahlar sahtekar.
Sabır sabır, nereye kadar kardeşim? Ses çıkarın ses!
Ses çıkarmak içinizden gelmiyorsa da eyvallah! Ama çıkaranları dürtüklemeyin bari daha fazla sağ-sol gibi, particilik, bilmemnecilik gibi taraflı, sığ kaygılarınızla.
Bu blogda yaptığın neydi?
İnsanlar acılarını paylaşmaya çalışıyor, pat den geliyorsun, -senden sonra başkaları da geldi- efendim "Acımı burada paylaşmak istemiyorum."muş. İstemiyorsan paylaşmayacaksın arkadaşım, bu kadar basit ya da bu cümleyle başlamayacaksın. Ama akıtacak zehrin vardı değil mi? " Suistimalle kirlensin istemediğim için." peşinden geliyor. Yok beyaz, yok zenci çomaklayıp, o paylaşan insanlara haksıca hakaret ediyorsun; "İstismarcı, sahtekar" yaftalarıyla hedefe koyuyorsun. Zorla dürtüklüyorsun yani, var olanlar yetmezmiş gibi. Sonra da, "Beni anlamak zor mu?" Zor evet. Bu hali anlayamam ben.
"Birlik beraberlik"miş! Keşke ayrımcı söylemlere kafa yormayıp acıda, öfkede, isyanda da bir olabilseydiniz...
İstismar, bu katliamın ta kendisi işte, o kadar net, o kadar bariz ki, nasıl, nereden bakıyorsunuz da öfke katmerliyorsunuz?
Ben artık, bu aynı kafanın ortak ağızlarından; "Cenazeleri kullanıyorlar, ortalığı kışkırtıyorlar, zamanlama manidar, acıdan besleniyorlar, dolap dönüyor - he dönüyor da esas dolap tam ters yönde-" laflarından kusma raddesine geldim çoktan. Adeta bir fotokopi makinesinin tek nüsha çıktısı gibi.
İnsan olan üzülür, insan olan haksızlığa isyan eder, insan olan sabrını nerede kullanacağını bilir.
Bir kez daha anladık ki, bu ülke insanları olarak, giderek artan biçimde SAHİPSİZİZ.
Ne kadar acı değil mi?..
Sana ve sen gibi yapanlara gitsin Nazım'ın en sevdiğim şiirinden şu bölüm:
"Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!"
Ben tarafım TARAF!!! Bunu saklamıyorum. Açıkça söylüyorum. Ben içeriye kül ve su püskürtülerek içeride taşlaştırılan insanlardan yanayım. Ben kendilerinden merhamet esirgenenlerden yanayım. Ben o maden ocağı için verilen soru önergesini reddedenlerden yana değilim. Onların karşısındayım. Ben o madeni denetleyip “mükemmel” raporu verenlerden yana da değilim. OLAMAM!!. Hele felaketten canı yananları, tartaklayıp aşağılayanlardan yana asla olamam! Ben madenin eksiklerini belirten raporu yazan müfettişten yanayım. Hani o izi kaybettirilen!!”Ben bu olay tam da Gezi olaylarını yıl dönümünde oldu. Zamanlama manidar. Sabotajdır”diyenlerden yana değilim. Veeee, ben 1999 depreminde yaptığı binalar çöküp insanları öldüren müteahhitlerin il genel meclisi üyesi yapılmasına karşıyım. Son olarak ben bütün bu yapılanları alkışlayamam maalesef. Bu nedenle göğsümü gere gere tarafım ben!! Olmayanları da esefle karşılıyorum.
Ulusal bir felaket olmuş, Adana, İzmir, Yalova, Hakkari, ye kadar uzanan bir acı silsilesi. İnsani duygulara sahip herkesin içi sızlıyor. Burası da bir portal herkes içindeki acıyı buraya aktarıyor. Kimsenin böyle bir olayı suiistimal etme ihtimali ne kadar akla yatkın! En azında insani olarak düşündüğün zaman!
Sonra sen çıkıyorsun bloğa adeta karbon monoksit gazı etkisi yaparak insanların iyi niyetini, duygularını zehirliyorsun. Ne farkın kaldı; müstahaktır diyenle, ne farkın kaldı tekme atanla, ne farkın kaldı yumruk atanla veee... ne farkın kaldı soma ya toma ile su sıkmanla.
Madem ki böyle bir cümle kullandın beyaz ve siyah Türkleri parmakla say onları da kendilerini bilsinler. Ortaya bir laf atıyorsun buradaki herkesi kömür karasına boyuyorsun.
Benim bazı yorumlarında bildiğim beyaz Türk, bölgesel milliyetçi beyman33 vardır. Senin de tanıdığın varsa sen yaz! Bende sakın kanıt isteme, zira gamyunun arşivi çok büyük!
Doldurmam gereken boşluk vardı!
Bu patlama olmadan, ölümler olmadan evvel;Sen kendi keyfinde, öbürü kendi keyfinde, sıcacık yataklarınızda uyurken o maden ocaklarına giren işçilerin "ÖLÜM OLMASAYDI" Hangi biriniz o insanların dertlerini dinlerdi çok merak ediyorum.. bu soruyu soruyorum herkese??
Lütfen Med..kanıt bölgesel milliyetçiliğime. Yazdığım hiç bir blogu silmedim. Yorumlarımda portalda. Kuru sıkı magandalığı yapmadan, kanıtla.. Burada siyaset yapanlar düşünecek '' MÜSTEHAKTIR'' diyenlerle farkını. ben değil. Vicdan biraz ya!! biraz vicdannnnn...
Müstehaktır diyeninde, tekme atanında sonuna kadar karşısındayım.
Eğer benim yorumumla kirlenmişse blog, kirlenmek bazen güzeldir
İnsanların acılarını 2. plana atıp, siyaset yapma gafletinde bulunanlara tepkim. Tekme atana tepkim. Müstehak diyenlere tepkim.
Kanıtla, buraya sonkez dönüp herkesin huzurunda özür dileyeceğim. Ama bir kanıtın yoksa, lafı eveleyip gevelemek yerine sende aynı yürekliliği göster ve özür dile... okurlardan.
Selam Allahın selamı ..yada Merhaba buda bir Selam..ayrışmadan bölünmeden böldürülmeden.
Bakınız!
Ağlanacak hale aşağı ve yukarı çevrelerin değindiği gibi değinmişsiniz,burada yazılacak tek kelam Allahtan rahmet dilemek.Kalanlara sabır dilemek.Onlara uzanan ellere destek vermektir.Siyasi yazılan tüm yazıları reddediyorum.
Acımız Büyük.
Yani Cezbecim ilk yorumum ne de güzel yakıştı sana. Fazla söze gerek yok. Eğer ki her ne olursa olsun ''müstehaktır '' diyen birine tepkini koymuyorsan... lanet okumuyanları , duyarsızlıkla itham ediyorsan kalkıp bana acım büyük diyemezsin.Gerçekten acı hissediyorsan ''müstehaktır '' diyenle yanyana poz vermezsin
Çok şuursuzca yazıyorsun. Biraz kendine gell bence. İlk yorumuma bakarsan adam gibi eleştiri getirene nikini de yazarak kocaman bir teşekkür var benden.Bak yukarı yorumlara. Kimler var kimler. Duygularını siyasetten arındırmış, Soma'nın acısına yüreğini koymuş...Ben bu insanların elini öperim. Ve onlardan gerçekten özür diliyorum, seninle polemiğe girip, kendim için istemediğimi onlara yaptığım için.Burada paylaştıkları acılarını istismar ettiğim için !!
Gel Cezbe kazaya bıraktığın şu yası birlikte tutalım.Sonra yine yaparsın eleştirini. Olur mu ?
Küfür de etsen cevap vermeyeceğim sana bu blogda artık.
Son yorumunuzu okuduğumda , bu kadar reel bir bakış açısına sahip olmanız ve insanlık değerlerinin sığ siyasetin üzerinde olduğunu anlatma çabanız ki çok başarılı olduğunu düşünüyorum inanın ki umuduma ışık oldu...İlk yorumumda inanmak istiyorum demiştim.Umutsuz değildim ama böylesine akilane yorumları okudukça var olan umut çiçeklerimin renkleri canlandı....Size samimi bir teşekkür etmek isterim.
Siyaset toplumların refahı için yapılır...Amaç her daim ilk olarak insan olmalı...İnsanı üretim faktörlerinden olan sermaye ve toprak gibi algılarsak ki maalesef burada açık ve net görülüyor öyle adledilmiş , bu hazin kayıpları yaşamaya devam ederiz.Öncelikli olarak insan hayatını koruyamayan ,can güvenliğini sağlayamayan siyasileri elbette eleştireceğiz..Bizi baştaki adamların ideolojileri ilgilendirmiyor.Şöyle bir dokunmaya kalktığımızda ki ortada ciddi bir ihmal var ve bu ihmalin bedeli, sayısını söylerken bile hicap duyuyorum 301 adet insan hayatı ...Benim için sayının bir olması bile acının büyüklüğünü değiştirmezdi zira ortada normal bir ölüm yok.Kaderlerine mahkum edilmiş üretim faktörü algılanmış , yaşama hakları ellerinden alınmış 301 aile...
Bu gerçeği görmeye çalışmak şurada dursun anlatmaya gayret eden kişilere karşı sanki bu gerçeği sadece başıbozukluk olsun tavrıyla dillendiriyormuş gibi bir kisveye sokmaya çalışmak üzerine inanılmaz bir refleks gelişmiş ve ben bunu anlamakta zorlanıyorum.Evrensel değerler ,insan hayatı diyoruz ...Var mı bundan ötesi.
Trafo değil karbonmonoksit birikmesi ...O ya da bu...Eğer bunları denetleyemediyseniz kabahatlisiniz. Eğer bu insanları ölüme yolladıysanız, en kutsal hakları olan yaşama haklarını ellerinden aldıysanız kabahatlisiniz.Bu kocaman bir gerçek.Bunu hala görememek ve sanki karnınıza şiş sokuyormuşuz gibi algılamak da neyin nesi.Bunu babam yaptıysa o ,ben yaptıysam ben,taşeron mu devlet mi yoksa maaile hepimiz mi önemi yok ki !
İnsan hayatının önemsizliğine defaatle şahit oluyoruz ve bu canımızı yakıyor..Bir yurt dışı seyahatim sırasında, içeri çökmüş yaklaşık 50 cm 'lik arnavut kaldırımı tarzı yol döşemesinin dört tarafına kırmızı beyaz şeritler geçirilp '' emergencia '' ibaresi her yerden görülen koca dört adet tabela yerleştirilmiş haline bakarken rehberin adımı yüksek sesle zikretmesinden sonra kendime gelmiştim.Orada bu değerleri sorgulamıştım ve dağılmıştım .Oraya ayağınız girse en fazla yere düşerdiniz.Vatandaşlarına gösterdikleri saygı karşısında hayranlık ve ne yazık ki olmamalı ama şaşkınlık içinde dalıp gitmiştim uzak uzak yerlere o an.. '' Rögar kapaklarının açık bırakıldığı yerde hayatlarını kaybeden çocukların ülkesinden geliyorum ey ahali ! '' diye çığlık atasım gelmişti...
Söylemek istediğimizi biraz vicdanla değerlendirin...İnsanca yaşamak istiyoruz .İnsanca barınmak insanca eğitilmek insanca çalışmak v.b.
Ve bu kabiliyeti gösteremeyecek siyasileri istemiyoruz.İster sağğğğğğğğ ister solllllllllll !!!!!!!!!!!!!!!!!!!! iSTER ALİ İSTER VELİ.