LOveJ
22 Ağustos 2013, 23.29
Bilmiyor İnsan oğlu sabrı. Biri döndüğünde sırtını, geri dönüp gidiyor. Bazen kalmasını biliyor da, gitmesine mani olmuyor... Bilmiyor İnsan oğlu sabrı. Sakız çiğnerken bile, tadını alınca kenarıya fırlatıyor... Güneş çıkınca gölgeye kaçıyor, yağmur yağınca şemsiyesini açıyor. Bilmiyor... Devamını oku
Sağlık elden gidince kıymete binermiş meğerse. Bizdeki mantık hep katlanılmaz hale gelecek düzeye varana kadar doktora gitmemektir. Nedendir bilinmez toplumumuzda bu böyle. Yaklaşık bir yıldır rahatsızım ve bir cesaret doktora gittim. Midemde problemim vardı endoskopiden korktuğumdan gitmiyordum.... Devamını oku
Güneşli bir sabaha seninle uyanmanın keyfi içerisinde açmıştım gözlerimi. Çok geç bir saatte uyumuştuk aslında, içimde duyduğum heyecan uyumama engel oluyordu yıllar sonra ilk kez kelebekler uçuyor gibiydi içimde,seninle uzun zamandır hayallerini kurduğumuz her ne varsa... Devamını oku
Hani derler ya
arafta kalmak, sorumluklar yüklenerek ve de çok fazla şeyler beklenerek,
herşeye, heryere yetiş(tiril)meye çalışan, sancılı bir neslin bireyleriz biz. Arafta
kalanlarız yani. Öyle bir sancı ki yaşam boyu geçmeyecek izler bırakan hem de. Bizi... Devamını oku
Bazı günler olur ya hani, sıkıntıdan patlayıp, saçını başını yolup, tırnaklarını çekesin gelir. İşte tam da o günlerden birini yaşamaktayım ben.Ne çayın tadı var bugün, ne kahvenin. Ne okumaktan keyif aldım ne... Devamını oku
Ben soğuk bir
ameliyat masasında olacağım demeyi çok isterdim ama dedirtmiyorlar diyemiyorum çünkü
nazik ve şefkatli doktorum kendini kaybetti, beni pamuklara sardı, evlat edindi ameliyat
etmeye kıyamıyor. Kes beni doktor kes biç ne yaparsan yap yeter ki yap... Devamını oku
Son zamanlarda blog portal demokratikleşmeden yana oldukça başarı kaydetti sevgili blog severler. Bunu uzun süren gözlemlerime dayanarak ifade ediyorum. Öncelikle kişisel tartışmaları içeren yorum ve blogların yasaklanmadan yayınlanmasının“ Her kes kendi yazısının sorumluluğunu (sonuna kadar) taşır... Devamını oku
4 Senedir yazları bir köy maceramız oluyor. İstanbul'da doğmuş büyümüş, ağaçların sadece süs olarak refüjlerde kullanıldığını zanneden, inekleri tasarım konsepti olarak gören, sitelerin her daim ilaçlanmasından dolayı evin içinde kırk yılda bir rastladığı tek böceğin karınca, uçan... Devamını oku
Avrupanın birkaç başkentini görme fıtsatımız oldu. Medeniyet seviyesini çeşitli alanlarda değerlendirebiliriz fakat ben sıraya girme kültüründen dem vurcam. Adamların sıraları düz bir çizgi şeklinde, halk arasında ‘’ip gibi’’ diye tabir ettiğimiz şekilde yani ve iki insan arasında... Devamını oku
560 sayfada, toplam 5591 kayıt bulunmaktadır.